İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 1585.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

MEHDİ'NİN HALİFELİĞİNE BEY'AT EDİLMESİ

 

Ali b. Muhammed en-Nevfeli babasından naklediyor:

 

"Hacca gitmek maksadıyla Basra'dan ayrılmıştım, bir müddet sonra ''Zat-ı Irk'' denilen yerde Mansur'un hac kafilesiyle bir araya geldik. Ölüme yaklaşmış olan Mansur'u her hayvana binişinde selamlardım. Nihayet Bi'r-i Meymun'a gelince konaklamak üzere burada kaldı, fakat biz yolumuza devam ederek Mekke'ye vardık. Ben Umre haccımı tamamladıktan sonra Mansur'un yanına gidip gelmeğe başladım. Mansur'un vefat ettiği gece -ki öldüğünü bilmiyorduk- sabah namazını Mekke'de kıldım. Sonra ben ve Haşimoğulları'nın ileri gelenlerinden Muhammed b. Avn b. Abdullah b. el-Haris beraberce hayvanlarımıza atlayıp yola koyulduk. el-Ebtah'a geldiğimizde at sırtında Mekke'ye doğru gitmekte olan Abbas b. Muhammed ve Muhammed b. Süleyman ile karşılaştık. Kendilerine selam verdikten sonra yolumuza devam ettile Ben Muhammed b. Avn'a: ''Mansur'un öldüğünü sanıyorum.'' dedim. Nitekim dediğim gibi Mansur ölmüştü.

Sonra askeri karargaha geldik, Musa b. Mehdi çadır direğinin yanında, Kasım b. Mansur ise çadırın kenar tarafında bulunuyorlardı. Halbuki bundan önce protokol gereği Kasım b. Mansur, Mansur ile güvenlik güçleri komutanı arasında yerini alırdı. Bu arada orada bulunanlar Musa b. Mehdi'ye haber getirmeğe başladılar. İşte bu durumu görünce Mansur'un öldüğünü anladım.

 

Bu sırada Hasan b. Zeyd el-Alevi ve diğer kimseler gelerek çadırı doldurdular. Bu arada biz çadır içerisinden gelen için için ağlayış sesleri işittik. Tam bu anda Mansur'un hadimi Ebu'l-Anber, kaftam parçalanmış, saçı başı toprak içerisinde olduğu halde dışarı fırlayıp: <<Yah Müminlerin Emiri. vaah!'' diyerek feryat etmeğe başladı. Bu durum karşısında herkes ayağa kalkarak Mansur'un yanına girmek üzere ilerlemeğe başladılar, ancak muhafızlar onların girmesini engellediler. O esnada İbn Ayyaş el-Mentuf: ''Sübtanellah! Yahu siz hiç mi halife ölümü görmediniz? Oturunuz!'' diyerek onları yatıştırdı ve oturmalarını sağladı. Bundan sonra Kasım ayağa kalkarak elbisesini parçaladı ve başına toprak saçmağa başladı. Musa b. el-Mehdi ise bulunduğu hali koruyor ve tavrında bir değişiklik görülmüyordu.

 

Daha sonra Rabi' elinde bir kağıtla dışarı çıktı ve açıp okumağa başladı.

Kağıtta şunlar yazılıydı: ''Ralıman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.

Müminlerin Emiri Mansur'dan Haşimoğulları'na, Emir'in Horasanlı taraftarlarına ve bütün Müslümanlara ... ''

 

Bu cümlelerden sonra Rabi' ve O'nu dinleyenler beraberce ağladılar. Bir müddet sonra Rabi', ağlayan kişilere dönerek: ''Allah'ın rahmeti üzerinize olsun; ağlamanız elverdi, artık susunuz!'' dedi ve elindeki kağıdı okumağa devam etti: '' ... Ben bu mektubumu dünyadaki son günümde ve ahiretin ilk gününde sağ iken yazdım. Sizlere selamlarımı sunuyor, benden sonra sizi fitneye düşürerek birbirinize katıp kiminizden kiminin hıncım aldırmamasını Allah (C.C.)'tan diliyorum.''

 

Bundan sonra Rabi' kendini dinleyen halka Mehd!'yi tavsiye edip O'na bey'at etmelerini hatırlattı ve verdikleri bu bey'at sözüne vefa göstermeleri için onları teşvik etti. Bunu müteakip Hasan b. Zeyd'in elini tuttu ve: ''Kalk, bey'ar et.'' dedi, O da kalkıp (Mehdi adına) oğlu Musa'ya bey'at etti. İşte bundan sonra halk protokoldeki sıralarına göre bey'atlerini yaptılar. Bu arada Haşimoğulları'nın Mansur'un yanına girmelerine müsaade edildi. Onlar girdikleri zaman Mansur'un cesedi kefene sarılmış durumdaydı, ancak başı kapatılmamıştı. Nihayet tabutunu Mekke'ye doğru üç mil kadar taşıdık ve defnedileceği yere geldik. Bu esnada ben rüzgar saçlarını dalgalandınp yüzüne vurdukça O'na bakıyordum. Mansur ihramdan çıkılırken yapılacak tıraş için saçlarını bir hayli uzatmıştı ve boyasız bırakmıştı. Bu yüzden saçları rüzgar tarafından dalgalandırılmağa müsaitti.

 

Mansur'un ölümünden sonra İsa b. Musa'nın bey'atten geri durması üzerine ilk sesi yükselten Ali b. İsa b. Matan oldu. O'na: ''Allah'a yemin ederim ki, ya bey'at edersin, ya da boynunu vururum.'' dedi, bunun üzerine İsa b. Musa da bey'at etti. Bundan sonra Musa b. el-Mehdi ile Rabi' Mansur'un azatlısı Menare'yi Mehdi'ye göndererek vefatı haberini ve kendisine bey'at edildiğini bildirdiler, ayrıca Hz. Peygamber (-sav-)'in hırkasını, hilafet mührünü ve asayı da Mehdi'ye yollayıp Mekke'den ayrıldılar. 15 Zilhicce 158 (17 Ekim 775)'de Mehdi'ye Mansur'un vefat haberi gelince Bağdat halkı da bey'atte bulundu."

 

Bir rivayete göre, Rabi' Mansur'un vefatım bir müddet gizleyerek ona elbise giydirip bir koltuğa oturtmuş, yüzüne de görülmesini sağlayan cibinlik şeklinde ince bir tül örtmüştü; öyle ki Mansur'un ölü olduğu anlaşılıruyordu. Sonra aile ve yakınlarını ölmüş cesedinin biraz ilerisine kadar yaklaştırıp kendisi Mansur'un yakımna kadar giderek konuşuyormuş rolünü yapıruş, sonra da onların yanına gelerek Mansur'dan emir almışçasına Mehdi için bey'atlerini yenilemelerini istemiş, bunun üzerine onlar da bey'atlerini tekrar yenilemişlerdi. Rabi' bundan sonra Mansur'un aile ve yakınlarını dışarı çıkarıp kendisi de peşlerinden üstü başı yırtılmış olarak ve elleriyle başına vurarak ağlar bir vaziyette dışarı çıkmıştı. Bu durumu öğrenen Mehdi Rabi'in hareketini beğenmedi ve: "Müminlerin emirinin azameti senin yaptığın harekete engelolmadı mı?" diyerek çıkıştı. Bir rivayete göre Mehdi O'nu dövdürdü, fakat bunu kimseye duyurmadı.

 

 

 

ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Bu yıl Mansur Müseyyeb b. Züheyr'i güvenlik güçleri komutanlığı görevinden azletti ve zincire vurarak hapsetti. Müseyyeb'in azledilmesinin sebe, Bi, Katib Eban b. Beşir'i öldürünceye kadar kırbaçlamış olmasıydı. Eban b. Beşir, Müseyyeb'in Küfe Valisi olan kardeşi Amr b. Züheyr'in idarede ortağı idi. Mansur Müseyyeb'in yerine sahibu'l-hırab (ordunun kılıç, ok gibi harp aletlerini hazırlayan ve yöneten kişi) görevinde bulunan Hakem b. Yusuf'u tayin etti. Daha sonra Mehdi'nin Müseyyeb hakkında babası Mansur ile görüşmesi üzerine Mansur, Müseyyeb'i affetti ve eski görevine iade etti.

 

Bu yıl Mansur Nasr b. Harb b. Abdullah'ı Fars Valiliği'ne tayin etti. Yine bu yıl Ramazan (Temmuz 775) ayında Mehdi Rakka'dan geri döndü.

 

Bu yıl Derebü'l-Hades'ten yaz seferine çıkan Ma'yuf b. Yahya düşmanla karşılaştı ve savaşa tutuştu. Neticede iki taraf savaşı bıraktılar.

 

Bu sene Mansur'un emriyle Mekke emiri İmam Muhammed b. İbrahim bir grup kimseyi hapse attı. Tutuklanan bu kimseler İbn Cureyc, Abbad b. Kesir ve Süfyan es-Sevri ile Mekke'de oturan Ali b. Ebi Talib'in soyundan gelen bir kişi idi. Daha sonra Muhammed b. İbrahim, Manstir'dan emir almadan onları serbest bıraktı, ancak Manstil' O'nun bu hareketine çok öfkelendi.

 

Muhammed b. İbrahim'in onları serbest bırakmasının sebebi, bu hareketi beğenmeyip yadırgamış olmasıydı. Hatta bir ara Manstir'a hitaben şunları söylemişti: "Resulullah'ın yakım olan bir adamı tutup hapsettirdin (bununla Ali b. Ebi Talib'in soyundan gelen adamı kastediyordu), sonra da Müslümanların ileri gelen sayılı kişilerinden bir grubu tutuklattın. Bir gün Müminlerin Emıri gelerek onların öldürülmelerini emredebilir, hatta saltanatının hışmına uğrayarak ben de öldürülebilirim. En iyisi onları salayım, böylece sen de onlardan kurtulmuş olursun, diye düşündüm. "

 

Manstir Mekke'ye yaklaşınca Muhammed b. İbrahim kendisine hediyeler gönderdi, fakat Manstil' bu hediyeleri geri çevirdi.

 

Bu yıl Mansllr, Bağdat'tan Mel<ke'ye hareket etti, fakat Mekke'ye varmadan yolda vefat etti.

 

Endülüs emiri Abdurrahman, bu yıl Ktiriye şehrine karşı savaş açtı ve buranın valisini Şakna'ya teslim eden Berberllerin üzerine yürüdü. Abdurrahman Berberllerin ileri gelenlerinden bir grup kimseyi öldürdükten sonra Şakna'nın peşine takıldı. Beyaz Saray ve ed-Dereb'i geçip izini kaybettirmesine kadar O'nu takip etti.

 

Bu yıl cillikiye Kralı Orali (?) öldü, yerine Şilon kral oldu. Orali'nin krallığı altı yıl sürmüştür.

 

Bu yıl Fakih Malik b. Miğvel el-Beceli Ktife'de vefat etti. Mısırlı Hayat b. Şureyh b. Müslim el-Hadrami de bu yıl ölmüştür.

 

Bu yıl İbrahim b. Yahya b. Muhammed b. Ali b. Abdullah Mekke ve Taif, Abdüssamed b. Ali Medine, Amr b. Züheyr ed-Dabbi (bir rivayete göre İsmail b. İsmail es-Sakafi) Ktife Valisi idiler. Ayrıca Kufe Kadılığı'nda Şerik b. Abdullah en-Nehat ve Haraç Amilliği'nde ise Sabit b. Musa bulunuyordu. Horasan Valisi Humeyd b. Kahtabe, Bağdat Kadısı Abdullah b. Muhammed b. Safvan idi. Bağdat emniyet işleri görevinde Abdülcebbar b. Abdurrahman'ın kardeşi Ömer b. Abdurrahman (bir rivayete göre Musa b. Ka'b) bulundu. Basra'da Haraç Amilliği ve arazi işleri görevlerinde Umare b. Hamza, kadılık ve imamet görevlerinde ise Vbeydullah b. Hasan el-Anberi bulunuyordu.

 

Bu yıl halk arasında büyük bir veba salgım baş gösterdi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN YÜZ ELLİ DOKUZUNCU YILI OLAYLARI (M. 775-776)

 

HASAN b. İBRAHİM b. ABDULLAH