İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
ABDULLAH b. ALİ'NİN
ÖLÜMÜ
İsa
b. Musa veliahtlıktan vazgeçince Mansur amcası Abdullah b. Ali'yi O'na teslim
edip öldürmesini emretti ve: "Halifelik Mehdi'den sonra senin olacak,
boynunu vur. Bu konuda zaaf gösterirsen benim plammı bozmuş olursun."
dedi. Sonra Mekke'ye yöneldi ve yolda giderken İsa'ya bir mektup yazarak emrini
yerine getirip getirmediği konusunda bilgi istedi. İsa'nın: "Emrini yerine
getirdim." diye cevap yazması üzerine Mansur amcasının öldürüldüğüne
inandı.
İsa,
Abdullah b. Ali'yi Mansur'un yanından alınca katibi Yunus b. Ferve'yi çağırıp
durumu anlattı. Yunus: "O'nu senin elinle öldürtüp sonra da bahane ederek
seni öldürmek istiyor. Öldürmeni sana gizli olarak söyledi, sonra açıktan O'nu
öldürdüğün iddiasında bulunacak. Öldürme, fakat bunu da O'na kesinlikle
duyurma." dedi. İsa da öyle yaptı.
Mansur
geri dönünce bazı kişileri görevlendirerek amcalarının kardeşleri Abdullah
hakkında şefaatçi olmalarını teşvik etti, onlar da bunu yaptılar. Şefaatlerini
kabul etti ve İsa'ya: "Sana amcamız Abdullah'ı emanet etmiş ve evinde
kalmasını söylemiştim. Amcaların onun hakkında tavassutta bulundular, ben de
affettim. O'nu getir bakalım." dedi.
İsa
şöyle karşılık verdi: "Ey Müminlerin emiri! O'nu öldürmemi emretmemiş
miydin? Ben de dediğini yaptım ve öldürdüm." Mansur emretmediğini söyledi,
İsa emrettiğini iddia etti. Mansur: "Ben sana öldürmeni değil, hapsetmeni
emretmiştim, yalan söylüyorsun." dedi, sonra amcalarına dönüp:
"Görüyorsunuz ya, kardeşinizi öldürdüğünü kendi ağzıyla ikrar
ediyor." diye ekledi. Amcaları bunun üzerine: O'nu bize teslim et, kısas
hükmünü uygulayalım." dediler. Teslim etti, meydana gittiler. Olay duyuldu
ve halk toplandı. İçlerinden biri İsa'yı öldürmek için kalkınca İsa: "Bunu
hakikaten yapacak mısın?" dedi. O da: "Vallahi, evet." diye
cevap verdi. "O zaman beni Müminlerin emirinin yanına tekrar
götürün." dedi. Huzura götürdüler, şöyle konuştu: "Sen beni öldürmeğe
bahane bulmak için O'nu öldürmemi istedin; ancak ben bunu anladım ve amcam
öldürmedim, amcan hayatta." Amcasını getirmesini isteyince gidip getirdi.
Sonra yanından ayrıldılar. Mansur bu sefer de amcası Abdullah'ı temeli tuzdan
yapılmış bir eve yerleştirdi ve evin temeline su akıttırdı. Ev çöktü ve amcası
öldü. Babu'ş-Şam Kabristam'na gömüldü. Oraya gömülen ilk kişiydi, öldüğünde
elli iki yaşındaydı.
Rivayete
göre, günün birinde Mansur ve İbn İyaş el-Mentuf birlikte hayvan üzerinde
gidiyorlardı. Mansur O'na: "İsimlerinin baş harfi ''ayn'' olan üç isyancı
tarafından öldürülen ve yine isimleri ''ayn'' harfiyle başlayan üç halifenin
kimler olduğunu biliyor musun?" diye sordu. "Herkesin söylediği
şeyleri biliyorum, o da şudur: ''Ali Osman'ı öldürttü.'' dediler, bu yalandı;
Abdülmelik, Abdurrahman b. Eş'as'ı öldürttü; Abdullah b. Zübeyr, Amr b. Said'i
öldürttü, Abdullah b. Ali'nin üzerine de ev yıkıldı." dedi. Mansur:
"Onun üzerine ev yıkıldıysa benim günahım ne?" deyince İbn İyaş:
"Ben senin suçun olduğunu söylemiyorum ki." diye cevap verdi. (İbn
Zübeyr'in Amr b. Said'i öldürdüğü doğru değildir. O'nu öldüren Abdülmelik'tir.)
ÇEŞİTLİ
OLAYLAR
Bu
yılda Mansur kardeşi Ebu'l-Abbas Seffah'ın oğlu Muhammedi Basra'ya vali tayin
etti. Muhammed bu görevden affedilmesini istedi, bunun üzerine isteğini kabul
ederek yerine yine O'nun teklif ettiği Nuhbe b. Salim'i tayin etti. Muhammed
Bağdat'a döndü ve döndükten bir müddet sonra öldü.
Bu
yılda Hac Emirliği'ni Mansur bizzat yaptı. Mekke ve Taif'teki amili amcası
Abdüssamed b. Ali, Medine Amili Ca'fer b. Süleyman, Mısır Amili ise Yezid b.
Hatem el-Mühellebi idi.
Bu
yıl Endülüs beyi Abdurrahman el-Emevi, azatlısı Bedr'i ve Temam b. Alkame'yi
Tulaytula üzerine sefere çıkardı. Oranın idaresi Hakim b. Uzre'nin elindeydi.
Muhasara altına aldılar ve O'nunla birlikte Hayat b. Velid el-Yahsubi, Osman b.
Hamza b. Ubeydullah b. Ömer b. el-Hattab'ı esir edip başlarını ve sakallarını
tıraş ettiler, yün bir cübbe giydirdiler, zincire vurulmuş vaziyette eşeklere
bindirerek Abdurrahman'a getirdiler ve Kurtuba'da astılar.
Bu
yılda Abdurrahman'ın, oğlu Süleyman'ı yanına çağırtmak için gönderdiği elçi
Şam'dan Süleyman'la birlikte döndü. Abdurrahman'ın Endülüs'te Hişam adlı bir
oğlu dünyaya gelmişti, bunu Süleyman'dan daha çok severdi. İki kardeş arasında
kıskançlık ve kin meydana geldi. Bu yüzden meydana gelen olayları ileride
anlatacağız.
Bu
yılda yıldızlar dağılıp saçıldı.
Bu
yıl ölenler arasında, Eş'as b. Abdülmelik el-Humrani el-Basri, Atik'in azatlısı
Hişam b. Hassan (148 yılında öldüğü de söylenir), Abdurrahman b. Zübeyd b.
Haris el-Yami Ebu'I-EŞ'as el-Kufi vardır.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN YÜZ
KIRK SEKİZİNCİ YILI OLAYLARI (M. 765-766)