İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
KASRYANNE
(Castrogiovanni)'NİN FETHİ
242
(856-857) yılında Müslümanlar Sicilya Krallığı'nın başkenti olan Kasryanne'yi
fethetmişlerdi.
Sicilya Kralı daha evvel Sirakuza'da oturuyordu, ancak Müslümanlar burayı ve
adanın diğer bölgelerini fethedince kalesinin sağlamlığından dolayı
Kasryanne'ye taşınmıştı.
el-Abbas
b. Fazl Müslümanların ordusuyla Kasryanne Şehri üzerine ve Sirakuza 'ya yürümüş
ve ayrıca denizden de bir ordu göndermişti. Denizde giden orduyla kırk kadar
Rum gemisi karşılaşmış, aralarında şiddetli çarpışmalar meydana gelmiş ve
nihayet Rumlar hezimete uğrayınca Müslümanlar içinde bulunanlarla birlikte
Rumların on adet gemisine el koymuşlardı. Diğer taraftan el-Abbas da kendi
şehrine geri dönmüştü.
Kış
mevsimi gelip çatınca el-Abbas bir askeri birliği Kasryanne üzerine göndermiş,
burayı yakıp yıkmışlar, talan etmişler ve Rumlar katında önemli bir mevkiye
sahip olan bir adamı da esir alarak getirmişlerdi. el-Abbas bunun öldürülmesini
emretmiş, ancak adam el-Abbas'a: "Beni öldürme sana nasihatlerim
var!" deyince, el-Abbas: "Nedir nasihatlerin?" diye sormuş, adam
da:
"Sana
Kasryanne'yi veririm. Şu anda şehir halkı sizin onlar üzerine sefer
yapmayacağınızdan emindirler, çünkü bu kışta kıyamette ve karların şiddetinden
dolayı seferin olacağını pek beklemezler. Benimle birlikte bir birlik gönder,
ben onları şehre sokarım." diye karşılık vermişti.
Bunun
üzerine el-Abbas ordusunun en kahramanlarından iki bin atlı seçerek şehre yakın
bir yere gelip gizlenmiş ve amcası Rebah'ı da en cesur olanlarıyla birlikte
geceleyin gizlice şehre göndermişti. Bu Rum adam da elleri bağlı olarak Rebbah
ile birlikte bulunuyordu. Adam onlara şehre girilecek yeri göstermiş, bunun
üzerine hemen merdivenler kurup dağa tırmanmış ve şehrin surlarına vararak
sabaha yakın bir vakitte, nöbetçilerin uyuduğu sırada küçük bir kapıdan içeri
daImışlardı. Bu küçük kapı suların şehre girdiği ve çöplüklerin atıldığı bir yerdi.
Bütün Müslümanlar buradan girip Rumları kılıçtan geçirmeğe başlamışlar ve
kalenin bütün kapılarını açıvermişlerdi.
Arkasından
el-Abbas geri kalan askerlerle birlikte gelip şehre girmiş ve Şevval ayının
ortalarında Perşembe günü sabah namazını şehirde kılmıştı. Hemen bir mescit
kurup içine minber oturtmuş ve ertesi cuma günü bir hutbe okumuştu. Şehirde
bulunan savaşçıları öldürerek valilerinin kızlarını süsleriyle ve ziynet
eşyalarıyla birlikte almış, diğer hükümdarların çocuklarını da esir etmişlerdi.
Şehir halkının başına gelenler tarif edilecek cinsten değildi. Böylelikle
Sicilya'da şirk tamamen büyük bir zillete uğramıştı.
Rumlar
bu kötü haberi işitince imparatorları Kostantiniyye'den üç yüz kadar gemiyi
Müslümanlar üzerine göndermiş ve gelen donanma Sirakuza'ya varmıştı. Gemilerin
gelişini öğrenen el-Abbas karaya çıkan askerleri şehrin dışında karşılayarak
onlarla çarpışmış, nihayet hezimete uğrayan Rumlar gemilerine binerek kaçmışlar
ve Müslümanlar da yüz kadar gemiyi ganimet alarak bir sürü kimseyi
öldürmüşlerdi. Buna karşılık Müslümanlardan sadece üç okçunun dışında hiç kimse
bir yara bile almış değildi.
246
(860-861) yılında Sicilya kalelerinden bir çoğu Müslümanlara karşı yaptıkları
ahitlerini bozmuşlardı. Bu kalelerden bazıları şunlardı: Satr, Abla, İblatanuya
(Platani) Abdü'l Mü' min, BelItit (Caltabellotta), Ebu Sevr, Anlaşmalarını
bozmaları üzerine el-Abbas askerleriyle birlikte Rumlara karşı çıkarak onlarla
çarpışmış ve hezimete uğratıp onlardan çok kimseyi öldürmüştü.
Abdü'l-Mü'minin
ve İblatanuva (Platani) kalelerine varan el-Abbas bu iki kaleyi muhasara ettiği
bir sırada Rum askerlerinden büyük bir kuvvetin üzerlerine doğru geldiğini
öğrenince hemen askerleriyle bunlara doğru dönmüş ve ''Cefltidi'' denilen yerde
her iki ordu karşı karşıya gelerek aralarında şiddetli çarpışmalar meydana
gelmişti. Neticede Rumlar hezimete uğrayıp Sirakuza'ya geri dönmüşler, diğer
taraftan el-Abbas da Kasryanne'ye dönerek şehri bir hayli tahkim edip
askerlerle donatmıştı.
Ertesi
yıl, yani 247 yılında el-Abbas Sirakuza üzerine yürüyerek bir çok ganimet ele
geçirmiş, bu muhasaradan ayrıldıktan üç gün sonra hastalanıp 3 Cemaziyelahir
(14 Ağustos 861) günü vefat etmişti. Defnedildikten sonra Rumlar kabrini eşmiş,
cesedini yakmışlardı.
Abbas
b. el-Fadl on bir yıl hüküm sürmüş, yaz kış hiç durmadan cihada devam etmiş,
Killevriye (Bruttia: Güney İtalya) ve Angoberde'ye gazalar yaparak Müslümanları
burada iskan etmişti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
YA'KUB b. el-LEYS
OLAYININ BAŞLAMASI