İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 237.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

KASRYANNE (Castrogiovanni)'NİN FETHİ

 

242 (856-857) yılında Müslümanlar Sicilya Krallığı'nın başkenti olan Kasryanne'yi

fethetmişlerdi. Sicilya Kralı daha evvel Sirakuza'da oturuyordu, ancak Müslümanlar burayı ve adanın diğer bölgelerini fethedince kalesinin sağlamlığından dolayı Kasryanne'ye taşınmıştı.

 

el-Abbas b. Fazl Müslümanların ordusuyla Kasryanne Şehri üzerine ve Sirakuza 'ya yürümüş ve ayrıca denizden de bir ordu göndermişti. Denizde giden orduyla kırk kadar Rum gemisi karşılaşmış, aralarında şiddetli çarpışmalar meydana gelmiş ve nihayet Rumlar hezimete uğrayınca Müslümanlar içinde bulunanlarla birlikte Rumların on adet gemisine el koymuşlardı. Diğer taraftan el-Abbas da kendi şehrine geri dönmüştü.

Kış mevsimi gelip çatınca el-Abbas bir askeri birliği Kasryanne üzerine göndermiş, burayı yakıp yıkmışlar, talan etmişler ve Rumlar katında önemli bir mevkiye sahip olan bir adamı da esir alarak getirmişlerdi. el-Abbas bunun öldürülmesini emretmiş, ancak adam el-Abbas'a: "Beni öldürme sana nasihatlerim var!" deyince, el-Abbas: "Nedir nasihatlerin?" diye sormuş, adam da:

 

"Sana Kasryanne'yi veririm. Şu anda şehir halkı sizin onlar üzerine sefer yapmayacağınızdan emindirler, çünkü bu kışta kıyamette ve karların şiddetinden dolayı seferin olacağını pek beklemezler. Benimle birlikte bir birlik gönder, ben onları şehre sokarım." diye karşılık vermişti.

 

Bunun üzerine el-Abbas ordusunun en kahramanlarından iki bin atlı seçerek şehre yakın bir yere gelip gizlenmiş ve amcası Rebah'ı da en cesur olanlarıyla birlikte geceleyin gizlice şehre göndermişti. Bu Rum adam da elleri bağlı olarak Rebbah ile birlikte bulunuyordu. Adam onlara şehre girilecek yeri göstermiş, bunun üzerine hemen merdivenler kurup dağa tırmanmış ve şehrin surlarına vararak sabaha yakın bir vakitte, nöbetçilerin uyuduğu sırada küçük bir kapıdan içeri daImışlardı. Bu küçük kapı suların şehre girdiği ve çöplüklerin atıldığı bir yerdi. Bütün Müslümanlar buradan girip Rumları kılıçtan geçirmeğe başlamışlar ve kalenin bütün kapılarını açıvermişlerdi.

 

Arkasından el-Abbas geri kalan askerlerle birlikte gelip şehre girmiş ve Şevval ayının ortalarında Perşembe günü sabah namazını şehirde kılmıştı. Hemen bir mescit kurup içine minber oturtmuş ve ertesi cuma günü bir hutbe okumuştu. Şehirde bulunan savaşçıları öldürerek valilerinin kızlarını süsleriyle ve ziynet eşyalarıyla birlikte almış, diğer hükümdarların çocuklarını da esir etmişlerdi. Şehir halkının başına gelenler tarif edilecek cinsten değildi. Böylelikle Sicilya'da şirk tamamen büyük bir zillete uğramıştı.

Rumlar bu kötü haberi işitince imparatorları Kostantiniyye'den üç yüz kadar gemiyi Müslümanlar üzerine göndermiş ve gelen donanma Sirakuza'ya varmıştı. Gemilerin gelişini öğrenen el-Abbas karaya çıkan askerleri şehrin dışında karşılayarak onlarla çarpışmış, nihayet hezimete uğrayan Rumlar gemilerine binerek kaçmışlar ve Müslümanlar da yüz kadar gemiyi ganimet alarak bir sürü kimseyi öldürmüşlerdi. Buna karşılık Müslümanlardan sadece üç okçunun dışında hiç kimse bir yara bile almış değildi.

 

246 (860-861) yılında Sicilya kalelerinden bir çoğu Müslümanlara karşı yaptıkları ahitlerini bozmuşlardı. Bu kalelerden bazıları şunlardı: Satr, Abla, İblatanuya (Platani) Abdü'l Mü' min, BelItit (Caltabellotta), Ebu Sevr, Anlaşmalarını bozmaları üzerine el-Abbas askerleriyle birlikte Rumlara karşı çıkarak onlarla çarpışmış ve hezimete uğratıp onlardan çok kimseyi öldürmüştü.

 

Abdü'l-Mü'minin ve İblatanuva (Platani) kalelerine varan el-Abbas bu iki kaleyi muhasara ettiği bir sırada Rum askerlerinden büyük bir kuvvetin üzerlerine doğru geldiğini öğrenince hemen askerleriyle bunlara doğru dönmüş ve ''Cefltidi'' denilen yerde her iki ordu karşı karşıya gelerek aralarında şiddetli çarpışmalar meydana gelmişti. Neticede Rumlar hezimete uğrayıp Sirakuza'ya geri dönmüşler, diğer taraftan el-Abbas da Kasryanne'ye dönerek şehri bir hayli tahkim edip askerlerle donatmıştı.

 

Ertesi yıl, yani 247 yılında el-Abbas Sirakuza üzerine yürüyerek bir çok ganimet ele geçirmiş, bu muhasaradan ayrıldıktan üç gün sonra hastalanıp 3 Cemaziyelahir (14 Ağustos 861) günü vefat etmişti. Defnedildikten sonra Rumlar kabrini eşmiş, cesedini yakmışlardı.

 

Abbas b. el-Fadl on bir yıl hüküm sürmüş, yaz kış hiç durmadan cihada devam etmiş, Killevriye (Bruttia: Güney İtalya) ve Angoberde'ye gazalar yaparak Müslümanları burada iskan etmişti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

YA'KUB b. el-LEYS OLAYININ BAŞLAMASI