|
İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
ENDÜLÜS'TE
KAFİRLERİN İSLAM ÜLKELERİNE SALDIRMALARI
Bu
yıl içinde Mecusiler Endülüs'ün en batı kesiminden denizde hareket ederek İslam
diyarına doğru gelmeğe başladılar. 229 Zilhicce (844 Ağustos) ayında Eşblina
(Lizbon)'ya kadar gelip burada on üç gün kalmışlar ve Müslümanlar ile
aralarında bir dizi savaş meydana gelmişti. Sonra Eşblina (Lizbon)'dan Kadis'e
kadar ilerleyip oradan da Şedline (Sidona)'ya varmışlardı. Şedlina'da da
Müslümanlar ile bu kafirler arasında büyük çarpışmalar meydana gelmişti.
Bu
gelen düşman kuvvetleri 8 Muharrem 230 (25 Eylül 844) tarihinde İşbiliyye
(Sevilla)'ye gelip burada konaklamış ve şehirden on iki fersah uzaklıkta
karargah kurmuşlardı. Üzerlerine yürüyen Müslümanlar onlarla çarpışmış, fakat
12 Muharrem (29 Eylül) günü mağllip olarak birçok şehit vermişlerdi. Ayrıca
kafirlerden de birçok kimse öldürülmüştü. Oradan İşbiliyye'nin iki mil yakımna
kadar sokulan düşmana karşı Müslümanlar tekrar hücum etmiş, yapılan
çarpışmalarda yine 14 Muharrem'de yenilgiye uğramışlardı. Meydana gelen bu
savaşlarda düşman hiç kimseyi affetmeyip hayvanlara varıncaya kadar çok kimseyi
kılıçtan geçirmişti. Nihayet İşbiliyye'nin yakımna kadar sokulan düşman orada
bir gece kaldıktan sonra çekilip gemilerine geri dönmüşlerdi.
Bunun
üzerine ülkenin hakimi Abdurrahman'ın askerleri tekrar toparlanıp başındaki bir
grup kumandanla birlikte geri dönen düşmanı kovalamağa başlamış, aralarında
meydana gelen çarpışmalarda yetmiş kadar müşrik öldürülüp düşman hezimete
uğratılmış, gemilerine girinceye kadar da Müslümanlar tarafından
kovalanmışlardı. Müslümanlar geri dönünce Abdurrahman durumu öğrenmiş ve onlara
yardımcı kuvvetler göndermişti. Tekrar bu Mecusilerle (İskandinav korsanlarla)
şiddetli çarpışmalara girişmiş ve nihayet düşman çekilip gitmişti. Ancak
Müslümanlar onları 2 Rabiyülevvel (17 Kasım) günü tekrar kovalamışlar, bu arada
düşmana bir hayli yardımcı kuvvet ulaşınca aradaki çarpışmalar da
şiddetlenmişti. Bu savaş esnasında Müslümanlar neredeyse hezimete
uğrayacaklardı. Ne var ki savaşta iyice ayak direyen Müslümanların bir kısmı
atlarından inip düşman üzerine hücum etmiş ve Mecusileri hezimete
uğratmışlardı. Bu son çarpışmalarda ise beş yüz kadar kafir öldürülmüş,
düşmandan dört gemi bütün içindekilerle birlikte ganimet olarak ele geçirilmiş,
içindeki her şeyalındıktan sonra da gemiler yakılmıştı. Günlerce bu şekilde
bekleyen Müslümanlar bir türlü düşmana ulaşamamıştı, çünkü düşman, gemilerine
çekilip denizin ortasında kalmıştı.
Düşman
Leble'ye varıp bazı esirler ele geçirmiş, oradan Kuris yakımnda bir adaya
gelerek konaklamıştı. Ellerindeki ganimetleri paylaşmakla meşgul bulundukları
sırada Müslümanlar nehirden üzerlerine saldırmışlar ve aralarında meydana gelen
çarpışmalarda iki kişiyi öldürmüşlerdi. Düşman daha sonra oradan kalkıp
Şaduna'ya varmış, burada da ganimet ve esirler ele geçirerek iki gün ikamet
etmişlerdi.
Bu
arada Endülüs Emiri Abdurrahman'ın bir kaç parça gemisi İşbiliyye (Sevilla)'ye
varmış, ancak düşman bunu haber alınca derhal Leble'ye varıp yağmaya girişmiş,
birçok kimseyi esir aldıktan sonra da oradan Ekşuniye'ye geçmişti. Buradan
hareketle Bace Şehri'ne giden düşman nihayet EşbUna (Lizbon)'ya varmış, oradan
da yollarına devam etmişti. Ondan sonra ise nereye gittikleri öğrenilememiş ve
nihay'et Müslümanlar da huzura kavuşmuşlardı.
Bazı
Arap tarihçileri düşmanın 246 yılında (860-861) İşbiliye'ye sefer yaptıklarını
da kaydederler, ancak bu sefer ile 246'da yapılan seferin ayrı ayrı iki sefer
mi olduğu yoksa aynı sefer olup da tarihlerinde ihtilaf mı edildiği pek
kestirilememektedir. Zaten tarihçiler de bu konuda ihtilafa düşmüşlerdir. Bu
seferin zikrettiğimiz sefer mi, yoksa daha sonraki bir sefer mi olduğunu bilemiyorum.
Ben her iki olayı birbirine son derece benzerlikler göstermesi sebebiyle burada
zikretmeyi daha uygun gördüm.
ÇEŞİTLİ
OLAYLAR
Bu
yıl içinde ''Katibu'l-Vakidi'' adıyla bilinen ve ''Tabakatu'l-Kübra'' sahibi olan
Ebü Abdullah Muhammed b. Sa'd b. Meni' vefat etmiş, ayrıca Me'mun'un
katiplerinden Muhammed b. Yezdad b. Süveyd el-Mervezi ile Ali b. Ca'd Ebü Hasan
el-Cevheri bu yılda vefat etmişlerdir. Doksan altı yaşında iken vefat etmiş
olan Ali b. Ca'd'ın Buhari'nin şeyhlerinden ve Şii olduğu da kaydedilir.
Yine
bu yılda Abdullah b. Tahir'in vefatından dokuz gün sonra Eşnas etTürki vefat
etmişti.
Bu
yılda hac mevsimindeki asayişten sorumlu İshak b. İbrahim b. Mus'ab hac
görevini yapmış, Muhammed b. Davud da Hac Emirliği'ni yerine getirmişti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN İKİ YÜZ
OTUZ BİRİNCİ YILI OLAYLARI (M. 845-846)
BOĞA'NIN BEDEVİLERE KARŞI YÜRÜTTÜĞÜ
FAALİYETLER