İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 201.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ZİYADETULLAH b. İBRAHİM b. AĞLEB'İN SIKILLİYE (Sicilya) ADASI'NDA FETHETTİĞİ YERLER ve ÖLÜNCEYE KADAR BURALARDA YAPMIŞ OLDUĞU SAVAŞLAR

 

Ziyadetullah b. İbrahim 212 (827) yılında deniz yoluyla Sıkilliye (Sicilya) Adası'na Kayrevan Kadısı Esed b. Furat komutasında bir ordu gönderdi. Esed b. Furat İmam Malik'in seçkin talebelerinden birisi ve Maliki mezhebi fıkhı üzerine yazılan ''el-Esediyye'' adlı eserin müellifi idi. Sıkilliye adasına gelen bu ordu adanın pek çok yerini ellerine geçirdiler.

 

Ziyadetullah'ın bu adaya asker göndermesinin sebebi şu idi:

İstanbul'da bulunan Bizans Kralı 211 (826) yılında Kostantin adlı bir Patriği Sıkilliye Adası'na vali tayin etmişti. Kostantin Sıkilliye Adası'na geldiği zaman cesur, ileri görüşlü ve kararlı bir kişi olan Rum asıllı Fimi'yi donanma komutanlığına getirdi. Fimi İfrikıye'de savaşa girişti ve sahillerinde bir hayli tacir yakalayarak mallarını yağma etti; ancak burada çok az bir zaman kaldı.

 

Bundan sonra Bizans Kralı Kostantin'e bir mektup gönderdi ve donanma kumandanı olan Fimi'yi yakalayıp cezalandırmasını istedi. Kendi hakkındaki bu haberi duyan Fimi durumu taraftarlarına bildirdi. Fimi adına bu duruma öfkelenen taraftarları karşı çıkması için O'na yardım ettiler. Bunun üzerine Fimi gemilerle Sıkilliye Adası'na hareket etti ve Sarakuse (Siracusa) şehrini istila etti. Bu sırada Kostantin de O'nun üzerine yürüdü. Neticede taraflar karşılaştılar ve savaşa tutuştular, fakat Kostantin'in Kataniye Şehri'ne kadar hezimeti devam etti. Fimi'nin üzerine gönderdiği bir askeri kuvvetten kaçmağa çalışan Kostantin yakalanarak öldürüldü. Bundan sonra Fimi'ye kralolarak hitap edilmeğe başlandı. Bu arada Fimi Sıkilliye Adası'nın bir bölgesine Balata adında birisini vali tayin etti. Balata, Belerm (Palermo) Valisi bulunan amcasının oğlu Mihail ile anlaşarak Fimi'ye isyan etti ve büyük bir kuvvet meydana getirerek O'nunla savaşa tutuştu. Neticede Fimi hezimete uğradı, Balata ise Serakuse (Siracusa) Şehri'ni istila etti.

 

Bunun üzerine Fimi ve askerleri gemilerine binerek İfrikıye'ye hareket ettiler. Fimi İfrikıye Emiri Ziyadetullah b. İbrahim'e bir elçi göndererek kendisinden yardım istedi ve Sıkilliye Adası'nın mülkiyetini kendisine vereceğini vaat etti. Bunun üzerine Ziyadetullah Rebiyülevvel 212 (Mayıs veya Haziran 827) yılında Fimi ile birlikte bir ordu gönderdi. Bu ordu Sıkilliye Adası'nda bulunan Mazer Şehri'ne geldikten sonra Fimi ile savaşan Balata'nın üzerine yürüdü. Bu sırada Müslümanlar karşılarına çıkan bir Rum kuvvetiyle savaşa tutuştular ve Fimi ile beraberindekilere kendilerinden uzaklaşmalarını söylediler. Bundan sonra Müslümanlar ile Rumlar arasında savaş iyice kızıştı. Neticede Rumlar hezimete uğradılar, Müslümanlar ise onların mallarını ve hayvanlarını ganimet olarak ele geçirdiler. Bu arada Balata Kılluriye (Kıllevriye, Kalabria) 'ye kaçtı, fakat orada öldürüldü.

 

Bundan sonra Müslümanlar Sıkilliye Adası'nda bulunan birçok kaleyi istila ettiler, birçok insanın toplandığı ''Kürras'' adıyla bilinen kaleye kadar geldiler. Burada toplananlar Müslümanların emiri olan Kadı Esed b. Furat'a boyun eğmiş gibi görünerek O'nu aldattılar, ayrıca bu halkı gören Fimi de onlara meyletti ve el altından mektup göndererek yerlerinden ayrılmamalarını ve memleketlerini korumalarını tavsiye etti. Bu arada kale halkı cizye verme)i kabul etti, ancak Esed b. Furat'ın kendilerine yaklaşmamasını istedi. Esed b. Furat da onların bu isteğini müspet karşıladı ve onlardan bir müddet uzak durmağa çalıştı. Fakat bu arada onlar kendilerini destekleyenler tarafından gönderilen gerekli ihtiyaç maddelerini alarak kalede mahsur kalacakları müddet için lüzumlu olan hazırlıkları yaptılar ve bundan sonra da Esed b. Furat'a karşı koydular. Bunun üzerine Esed b. Furat onlara savaş ilan etti ve her tarafa seriyyeler gönderdi. Bu seriyyeler pek çok ganimet ele geçirdiler, SerakUse etrafında bulunan mamur yerleri de fethettiler. Bundan sonra SerakCıse')i karadan ve denizden kuşattılar. Bu sırada İfrikiye'den kendilerine gönderilen yardımcı birlikler gelmiş bulunuyordu. Belerm Valisi büyük bir askeri kuvvetle Esed b. Furat'ın üzerine yürüdü. Bunun üzerine Müslümanlar onlara karşı bir hendek kazdılar ve bu hendeğin dışında da bir hayli çukur açtılar. Müslümanlara saldıran bir çok Rum bu çukurlara düştüler ve Müslümanlar tarafından öldürüldüler.

 

Müslümanların SerakUse halkına ağır baskılar uyguladıkları bir dönemde, çok miktarda asker bulunduran bir donanma İstanbul'dan Serakuse'ye geldi. Bu sırada, yani 213 (828) yılında Müslümanların arasında veba salgını başgöstermişti. Pek çok Müslüman vebadan öldü, bu arada Müslümanların emirliğini yapan Esed b. Furat da bu hastalıktan öldü. Esed b. Furat'ın ölümü ile boşalan bu göreve Muhammed b. Ebu'I-Cevari getirildi. Müslümanlar veba salgımna ve İstanbul' dan gelen Bizans donanmasına karşı buradan ayrılmak üzere gemilerine bindiler, fakat Bizanslılar gemileriyle birlikte Babu'l-Mersi'de durdular ve Müslümanların çıkmalarına engeloldular.

 

Müslümanlar bu durum karşısında gemilerini yaktılar ve geri dönerek Minav Şehri'ne gittiler. Minav'ı üç gün muhasara altında tuttuktan sonra şelırin kalesini teslim aldılar. Bundan sonra bir grup Müslüman Cürcent Kalesi'ne giderek buranın halkıyla savaşa tutuştu. Neticede kaleyi ele geçiren bu grup buraya yerleşti. İşte bu fetih hem Müslümanların maneviyatım yükseltti, hem de onların sevinmelerine sebep oldu.

Bundan sonra geri kalan diğer Müslümanlar Fimi ile birlikte Kasrıyanne (Castrogiovanni) şehrine gittiler. Bu şehrin halkı Fimi'yi iyi karşıladı ve önünde toprağı öperek saygı gösterdiler, ayrıca O'nu başlarına kral yapmayı kabul ettiler, fakat sonra bir hile ile öldürdüler.

 

Sıkilliye Adası'ndakilere yardım etmek için İstanbul'dan büyük bir ordu geldi. Müslümanlar ile Bizans askerleri karşılıklı olarak saf halini aldılar ve çatışmağa girdiler. Neticede Bizansh askerler yenildiler, bu arada pek çokları da öldürüldü. Kurtulanlar da Kasriyanne'ye girebildiler. Bu sırada Müslümanların emiri olan Muhammed b. Ebi'l-Cevari vefat etti, yerine ise Züheyr b. Gavs geçti.

 

Bu hadiseden sonra Müslüman tarafa ait bir seriyye ganimet elde etmek için harekete geçti, fakat bunların karşısına bir grup Rum asker çıktı ve hemen çatışmaya giriştiler. Müslümanlar bozguna uğradılar. Ertesi gün Müslümanlar büyük bir askeri kuvvetle tekrar savaşmak üzere geri döndüler. Rum askerleri de hazırlıklı olarak toplu halde onların karşısına çıktılar. Böylece Müslümanlar ile Rum askerler ikinci defa karşılaştılar. Ne yazık ki Müslümanlar yine hezimete uğradılar, bu savaşta bine yakın Müslüman da öldürüldü. Bozguna uğrayan Müslümanlar karargahlarına geri döndüler ve kendilerini savunmak için hendekler kazdılar, fakat Rum askerleri onları muhasara altına aldılar. Taraflar arasında savaş bir hayli devam etti. Bu durumda yiyecek sıkıntısına düşen Müslümanlar Rum askerlerinin üzerine gece baskım yapmağa karar verdiler. Ancak Müslümanların kendilerine yakın bir yerde bulunmaları sebebiyle durumdan haberdar olan Rumlar çadırlarını terk ettiler ve baskın için Rumların üzerine giden Müslümanlar hiç bir kimse ile karşılaşmadılar.

 

Bundan sonra Rumlar her taraftan Müslümanların üzerine saldırdılar ve pek çok Müslümam öldürdüler. Geride kalan Müslümanlar ise bozulup dağıldıktan sonra Minav Şehri'ne gittiler. Bu arada Rumların uzun süren muhasaraları yüzünden Müslümanlar köpek, böcek ve benzeri hayvanları yemek mecburiyetinde kaldılar.

 

Daha önce Curcent (Agrigentum) şehrine yerleşmiş olan Müslümanlar, Rumların kuşatması altında bulunan Müslümanların acıklı hallerini duydukları zaman yardım etmek için şehirlerini yıktıktan sonra Mazer (Mazara)'e geldiler, fakat ne yazık ki, Müslüman kardeşlerine yardım edemediler. Müslü-manların bu acıklı durumu 214 (829) yılına kadar devam etti. Yok olma tehlikesiyle baş başa kaldıkları bir sırada Endülüs'ten savaş maksadıyla yola çıkan büyük bir donanma geldi. Yine bu sırada Müslümanlara yardım etmek için İfrikıye'den pek çok gemi geldi. Böylece gelen gemilerin sayısı üç yüzü buldu. Bu üç yüz geminin Sıkdliye Adası'na gelmesiyle Rumlar bozguna uğradılar, Müslümanlar da muhasaradan kurtuldular. İşte böylece Allah (C.C.) Müslümanları bu sıkıntıdan kurtardı. Bundan sonra Müslümanlar Belerm Şehri'ne hareket ederek burasını muhasara ettiler ve halkı çok sıkıştırdılar.

 

Bunun üzerine Belerm Şehri'nin hakimi olan kişi; kendisi, ailesi ve malı için Müslümanlardan eman istedi. Kendisine eman verilen bu kimse deniz yoluyla Rum memleketlerine gitti.

 

Müslümanlar Belerm Şehri'ne Recep 216 (Ağustos 831) tarihinde girdikleri zaman burada üç binden daha az sayıda insanla karşılaştılar. Halbuki bu şehri muhasara ettikleri zaman yetmiş bin kişi vardı. işte bütün bu insanlar muhasara esnasında ölmüşlerdi: Bu arada Endülüslü Müslümanlar ile ifrikıyeli Müslümanlar arasında sadakatsizlik, kavga, gürültü gibi bir takım hadiseler meydana geldiyse de sonradan anlaşmaya vardılar.

 

Müslümanlar burada 219 (834) yılına kadar kaldılar, bundan sonra da Kasriyanne Şehri'ne gittiler. Fakat burada bulunan Rumlar onlara karşı koydular, neticede taraflar arasında şiddetli bir savaş meydana geldi. Ancak Allah (C.C.)'ın yardımı sayesinde Müslümanlar muzaffer oldular, Rumlar'ın bozgunu ise karargahlarına kadar devam etti. Bundan sonra bu Rum askerler ilkbaharda tekrar geri döndüler ve Müslümanlar ile savaşa tutuştular; neticede yine Müslümanlar muzaffer oldular. Nihayet Müslümanlar 220 (835) yılında başlarında emirleri Muhammed b. Abdullah ile birlikte Kasriyanne (Costrogiovanni) 'ye hareket ettiler ve kendileriyle savaşan Rum askerleri hezimete uğrattılar. Bu arada patriklerinin (kumandanlarının) hanımı ile bir oğlunu Müslümanlara esir düştü. Bundan sonra Müslümanlar, Rum askerlerin ellerinde bulunan mal ve eşyaları ganimet olarak aldıktan sonra Belerm Şehri'ne döndüler.

 

Daha sonra Muhammed b. Abdullah Tabermin tarafına Muhammed b. Salim komutasında bir askeri birlik sevketti. Bu birlik burada pek çok ganimet ele geçirdi, ancak bu askeri birlikten bazı kimseler Muhammed b. Salim'in üzerine saldırdılar ve onu öldürdükten sonra Rumların tarafına geçtiler. Bunun üzerine Ziyadetullah Muhammed b. Salim'in yerine ifrikıye'den Fadl b. Ya'kub'u gönderdi. Fadl b. Ya'kub bir seriyye ile birlikte Serakuse (Siracusa) tarafına gitti ve birçok ganimet elde ederek geri döndü. Daha sonra büyük bir seriyye harekete geçti ve bol miktarda ganimet ile birlikte geri döndü. Karşılarında Sıkkıliye Kralı Patrik'i ve kalabalık bir topluluğu gören bu seriyye Rumlardan korunmak için sık ağaçlı sarp bir araziye sığındı, bu yüzden de Patrik bu seriyye ile savaşmak imkanını bulamadı. ikindi vaktine kadar bu seriyyeyi kollayan Patrik, onların kendileriyle savaşmak istemediklerini görünce savaştan vazgeçti. Bunun Üzerine Patrik'in taraftarları dağıldılar ve savaş hazırlıklarını bıraktılar.

 

Kral Patrik'in taraftarlarının dağıldıklarını gören Müslümanlar onların üzerine ciddi bir hamle yaptılar ve bozguna uğrattılar. Bu sırada süngülenen Patrik, birçok yara aldı ve atından düştü. Bundan sonra Patrik'in yanına askerinin koruyucu ekibi geldi ve onu yaralı olarak kurtardıktan sonra alıp götürdü. Müslümanlar ise Patrik'in askerlerinin yanında bulunan silah, eşya ve hayvanlarını ganimet olarak aldılar. Müslüman seriyye ile Kral Patrik arasında cereyan eden bu hadise büyük bir vaka sayıldı.

 

Ziyadetullah, Ebu'l-Ağleb İbrahim b. Abdullah'ı, İfrikıye'den Sıkilliye Adası'na emir olarak gönderdi. Sıkilliye Adası'na hareket eden Ebu'I-Ağleb, buraya ancak 15 Ramazan 220 (14 Eylül 835)'de geldi. Ebü'l-Ağleb İbrahim buraya gelir gelmez Rumların üzerine bir donanma gönderdi. Bu donanma bir Rum donanmasıyla karşılaştı. Müslümanlar Rum dananınasında bulunan her şeyi ganimet olarak aldılar, Ebu'I-Ağleb, aynı zamanda dananınada bulunan bütün Rum askerlerinin de boynunu vurdurttu.

 

Bundan sonra Ebü'l-Ağleb Koşara (Pantellaria)'ya bir başka donanma gönderdi. Bu donanma, içerisinde Rum askerlerin ve bir de İfrikıye halkından olup da Hıristiyanlık dinine giren birisinin bulunduğu bir ateş kayığım ele geçirdi ve bu kayıktakilerin hepsinin boynu vuruldu.

 

Başka bir Müslüman seriyye Cebelünnar (Etna Yanardağı'na ve bu taraflarda bulunan kalelere gitti. Bu seriyye pek çok kimseyi öldürdü ve ganimetler elde etti, ayrıca ekinleri de yaktı.

 

Ebu'I-Ağleb, 221 (836)'de Cebelünnar'a tekrar bir seriyye daha gönderdi. Bu seriyye çok büyük ganimetlerle sağ salim geri döndü. Ganimet bolluğundan bir köle çok düşük fiyatla satılır hale geldi.

 

Ebu'l-Ağleb 221 (836)'de bir donanma hazırladı ve bunu Cezayir tarafına gönderdi. Bu donanma da çok büyük ganimetler elde etti ve şehirler, kaleler fethettikten sonra salimen geri döndü.

 

Yine Ebü'l-Ağleb, 221 (836)'de bir seriyyeyi Kastalyase'ye gönderdi.

Bu seriyye ganimet ve esir elde etmekle birlikte düşmanla karşılaştı. Taraflar arasında yapılan savaşta Rumlar galip geldi.

 

Ebu'I-Ağleb bir başka seriyyeyi de Kasriyanne Şehri'ne gönderdi.

Karşısına düşman çıkan bu seriye de yapılan savaşta yenilgiye uğradı ve bir grup Müslüman telef oldu.

 

Bundan sonra Rumlarla Müslümanlar arasında bir başka vak'a daha meydana geldi. Bu defa Rumlar hezimete uğradılar, Müslümanlar ise Rumların beş büyük gemisini adamlarıyla birlikte ganimet olarak ele geçirdiler. Nihayet kış mevsiminin geldiği sıralarda, zifiri karanlık bir gecede Müslümanlardan birisi Kasriyanne halkından kendi hallerinde bulunan bir grubu gördü ve onlara yaklaştı. Bu sırada gözü bir yola ilişti ve yola girerek yürümeğe başladı. Hiçbir kimse onun farkına varamadı. Sonra kışlaya geri döndü ve durumu Müslüman askerlere bildirdi. Müslüman askerler bu kimse ile gelerek onun daha önce tespit etmiş olduğu bu yerden içeri daldılar ve tekbir getirmeğe başladılar. Daha sonra Kasriyanne'nin varoşunu da ellerine geçirdiler. Müşrik düşmanlar ise şehrin kalesine sığındılar ve Müslümanlardan eman istediler. Müslümanlar onlara eman verdiler, sonra da pek çok ganimet alarak Belerm Şehri'ne geri döndüler.

 

223 (837) yılında deniz yoluyla Sıkilliye Adası'na Rumlardan pek çok asker geldi. Bu sırada Müslümanlar Cuflüzi'yi muhasara altında bulunduruyorlardı ve bu muhasara çok uzamıştı. Rum askerlerinin buraya gelmesi üzerine Müslümanlar Cuflüzi kuşatmasını bıraktılar. Bundan sonra adaya gelen Rum askerler ile Müslümanlar arasında pek çok savaş meydana geldi. Daha sonra İfrikıye Emiri Ziyadetullah b. İbrahim b. Ağleb'in vefat haberini duyan Müslümanlar önce sarsıldılar, sonra gayret ve sebat göstererek kendilerini korudular.

 

 

 

ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Ebu's-Seraya'nın yakın dostu Muhammed b. Muhammed bu yıl vefat etti. Bu yıl içinde Horasan, Isfahan ve Rey'de çok şiddetli bir kıtlık oldu ve pek çok kimse açlıktan öldü.

 

Bu sene hac işlerini İshak b. Musa b. İsa b. Musa b. Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas idare etti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN İKİ YÜZ İKİNCİ YILI OLAYLARI (M. 817-818)

 

İBRAHİM b. el-MEHDİ'YE BEY'AT EDiLMESİ