İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
İYİLİĞİ
EMRETME, KÖTÜLÜĞÜ YASAKLAMA GÖNÜLLÜLER GRUBUNUN ORTAYA ÇIKIŞI
Bu
yıl iyiliği emretmek, kötülüğü menetmek için bir gönüllüler grubu ortaya çıktı.
Bunların çıkış sebebi şu idi:
Bağdat'ta
bir takım fasık ve facirler halka şiddetli birşekilde eza ve ce fa yapmağa
başladılar. Ayrıca fasıklık hallerini açığa vuran bu adamlar, alenen yol
keserek kadınları ve çocukları kaçırma hareketine giriştiler; hatta durum öyle
bir noktaya vardı ki, çocuğu ve hanımı elinden alınan kimse, kendisini onlara
karşı koruyamaz hale geldi. Onlar kendileri için birisinden ödünç bir şey veya
karşılıksız bir yardım istediklerinde, o kimse vermemezlik edemezdi. Köylerde
yağma hareketlerine girişirlerdi, fakat onları bundan menedecek ve onlara güç
yetirecek bir güç ve söz sahibi yoktu. Hatta sultan (halife) dostları olduğu
için onları bu hareketlere teşvik ediyordu. Yoldan geçenleri yakalayıp
götürüyorlardı, fakat hiç kimse onlara müdahale etmiyordu. İşte bu hareketleriyle
halkın başına büyük dert açmışlardı.
En
son olarak yapmış oldukları bir iş de, onların Kutrabull'e gitmeleri ve
burasını yağma ederek almış oldukları mal, eşya ve hayvanları, Bağdat'ta
açıktan satmaları idi. Bağdat halkı sultanın bu duruma müdahale etmesini
istediyse de, O her hangi bir müdahalede bulunmadı. Bu hadise, 29 Şaban 201 (21
Mart 817)' de meydana geldi.
Bu
durum karşısında varoş ve geçitlerde yaşayan halkın ileri gelen temiz simaları
bir araya geldiler ve kendi aralarında şunları konuştular: "Bu geçit
bölgesinde bulunan Fasık ve fkirler birkaç kişi kadardır. En büyük ihtimalle
bunların sayısı onu geçmez. Bizim sayımız ise onlardan çok daha fazladır. Bir
araya gelirsek köklerini kazırız, bir daha bu işleri yapamazlar." İşte bu
sözlerden sonra Halid ed-DeryUş adında biri harekete geçti ve komşularım,
mahalle halkım iyiliği emretmek, kötülüğü menetmek üzere kendisine yardım
etmeye çağırdı. Halid'in komşularıyla mahalle halkı kendisine yardımcı olmayı
kabullendiler. Bunun üzerine Halid, fas ık ve facirlerden meydana gelen bu
derebeylerin üzerine yürüdü ve bu hareketlerini engellemeye çalıştı. Ancak
onlar Halid'e karşı direndiler ve savaşmak istediler. Neticede savaşa tutuşan
Halid onları hezimete uğrattı ve yakaladıklarını hem dövdü ve hem de hapse
attı, ayrıca sultana götürüp teslim etti; fakat Halid sultanın üzerinde gördüğü
kötülükleri değiştirmeyi uygun bulmuyordu.
Bundan
sonra Horasan halkından ve Harbiyelilerden Ebu Hatim künyesini taşıyan Sehl b.
Selame el-Ensari ortaya çıktı ve halkı iyiliği emredip kötülüğü menetmeğe,
Kitap (Kur'an) ve Sünnet (Hadis) ile amel etmeğe davet etti. Sehl b. Selame
boynuna bir Kur'an-ı Kerim asarak iyiliği emredip kötülüğü menetme işine önce
kendi mahallesinin halkından başladı. Mahalle halkı O'nun bu hareketini kabul
edip benimsedi. Sehl bundan sonra Haşimilerden olsun, başkalarından olsun, asil
olsun veya olmasın herkesi çevresinde toplanmağa çağırdı, bunun üzerine
çevresinde büyük bir kalabalık toplandı. Bu büyük kalabalık iyiliği emredip
kötülüğü ortadan kaldırmak ve kendisine karşi gelenlerle savaşmak üzere Sehl b.
Selame'ye bey'at ettiler. Sehl b. Selame de bundan sonra üstlendiği görevi
uygulamak üzere Bağdat sokaklarında dolaşmağa başladı. 4 Ramazan 201 (27 Mart
817)'de ortaya çıktı. Halid ed-Deryuş'un ortaya çıkışı ise bundan iki veya üç
gün önce idi.
Mansur
b. el-Mehdi ile İsa b. Muhammed b. Ebi Halid, Sehl b. Selame ve Halid
ed-DeryUş'un ortaya çıktıklarını öğrendikleri zaman onların bu hareketi Mansur
b. el-Mehdi ile İsa b. Muhammed'i inkisara uğrattı, çünkü bunların
taraftarlarının pek çoğu yaramaz ve fas ık kişilerdi. Mansur b. el-Mehdi
Bağdat'a girdi. İsa b. Muhammed ise eman konusunda Hasan b. Sehl'e bir mektup
yazdı. Bunun üzerine Hasan b. Sehl kendisine ve Bağdat halkına eman vereceğini,
ayrıca İsa b. Muhammed'in askerlerine ve Bağdat halkına mahsuller yetiştiği
zaman altı aylık erzaklarını ödeyeceğini bildirdi. Bu durum üzerine İsa b.
Muhammed bulunduğu yerden ayrıldı ve 13 Şevval 201 (5 Mayıs 817)' de Bağdat'a
girdi. Bundan sonra çevresindeki askerler dağıldı. Bağdat halkı ise O'nun
yaprınş olduğu bu sulhten memnun kaldılar. Sehl b. Selame de iyiliği emretmek,
kötülüğü menetmek hususundaki görevine devam etti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
ALİ b. MUSA
er-RIZA'NIN HALİFELİK İÇİN VELİAHTLIĞINA BEY'AT EDİLMESİ