İBNÜ’L-ESİR |
5. CİLT |
HÜSEYN b.
HASAN el-AFTAS'ıN MEKKE'DE YAPTIKLARI ve MUHAMMED b. CA'FER'E BEY'AT EDİLMESİ
Bu
yıl, içinde Muharrem (Ağustos 815)'de Hüseyn b. Hasan, Kabe'nin örtüsünü değiştirdi,
bunun yerine Ebu's-Seraya'nın Kufe'den gönderdiği ipek örtüyü örttü. Ayrıca
Abbasoğulları'na ve tabilerine ait olan emanetleri bir bir ortaya çıkararak
bunları aldı. Bundan başka veda haccını yapmakta olan kimselerin mallarını da
aldı, bu yüzden malları alınan kimseler kendisinden kaçmağa başladılar. Bu
arada Hüseyn b. Hasan'ın taraftarları bir yolunu bulup Harem'in pencere
demirlerini sökerek içeri girdiler ve değersiz olmasına rağmen sütunların
üzerinde bulunan altınları aldılar. Aynı zamanda Hüseyn b. Hasan, Kabe'nin
hazinesinde (deposunda) bulunan eşyaları aldı ve örtüsüyle birlikte bunları
taraftarları arasında taksim etti.
Ebu's-Seraya'nın
öldürüldüğünü öğrenen ve kötü hareketleri yüzünden halkın kendisine ve
taraftarlarına karşı değiştiğini anlayan Hüseyn b. Hasen taraftarlarıyla
birlikte hemen Muhammed b. Ca'fer b. Ali b. Hüseyn b. Ali'nin yanına geldi.
Muhammed b. Ca'fer ailesine mensup olan pek çok kimsenin kötü gidişatından uzak
durup, onların bu hareketlerini tasvip etmediği için halk tarafından
seviliyordu. Yaşlı bir zat olan Muhammed b. Ca'fer, babası Ca'fer'den ilim
aktarıyordu ve pek çok kimse aktardığı bilgileri kayda geçiriyorlardı, aynı
zamanda zühdünü izhar ediyordu. Muhammed b. Ca'fer'in yanına gelen Hüseyin b.
Hasan ve taraftarları şunu söylediler: "Halkın arasındaki itibarım
biliyorsun. Gel sana halife olarak bey'at edelim, eğer bunu yaparsan iki kişi
bile sana karşı çıkmayacaktır."
Muhammed
b. Ca'fer, önceleri onların bu teklifini reddetti, ancak ağlu Ali ile Hüseyn b.
Hasan el-Aftas'ın üzerinde ısrarla durmaları neticesinde tek life yanaştı.
Bunun üzerine Rabiyülevvel 200 (Ekim 815) tarihinde Muhammed b. Ca'fer'i
halifelik makamına getirdiler ve halife olarak O'na bey'at ettiler. Bu arada
Muhammed b. Ca'fer'e bey'at ettirmek için topladıkları kimselerin bir kısmı
gönüllü, bir kısmı da gönülsüz olarak bey'atte bulundular. Ayrıca kendisini
''Müminlerin Emiri'' olarak isimlendirdiler. Böylece Muhammed b. Ca'fer hiç bir
şeyolmadan bir kaç ay bu şekilde kaldı; ancak oğlu Ali ve Hüseyn b. Hasan ile
bunların çevresinde bulunan bir grup kimse çok kötü davranışlarda bulundular ve
en kötü işleri yaptılar.
Mesela,
Hüseyn b. Hasan Fihroğulları'ndan güzel bir kadına göz koydu ve onu elde etmek
için bir takım gayretlere girişti. Kadın O'na yüz vermedi, ancak Hüseyn b.
Hasan bu kadının Mahzumoğulları'ndan olan kocasını korkutarak uzaklaşmasını
sağladı, bundan sonra da kadının evinin kapısım kırarak ele geçirdi ve bir
müddet bu kadınla yaşadı. Daha sonra bu kadın bir fırsatını bularak kaçmayı
başardı.
Ali
b. Muhammed b. Ca'fer ise Mekke Kadısı'nın oğlu olan yakışıklı ve sakalı
bitmemiş bir genci zor kullanarak eline geçirdi. Durumu öğrenen Mekke halkı ve
burada mücavir olarak bulunan diğer kimseler Harem'de toplandılar.
Bu
arada hariçten pek çok kimse de bunlara katıldılar. Böylece bu topluluk hep
birlikte Muhammed b. Cafer'e geldiler ve şöyle dediler: "Ya bize bu genci
geri verirsin, ya da seni halifelikten hal' eder veya öldürürüz." Muhahmed
b. Ca'fer kapısım kilitledi ve onlarla pencereden konuştu, yemin ederek oğlu
Ali'nin bu hareketini bilmediğini söyledi ve yanına gidip bu genci getirmesi
için eman istedi; bunun üzerine Muhammed b. Ca'fer'e eman verdiler, o da
oğlunun yanına giderek genci elinden aldı ve ailesine teslim etti.
Çok
geçmeden Yemen Valisi İshak b. Musa b. İsa, Yemen'den geldi ve konaklamak üzere
Müşaş'a indi. Talibiler ise Muhammed b. Ca'fer'in çevresinde toplandılar ve
İshak'ın geldiğini kendisine bildirdiler. Bu arada hendekler kazdılar,
çevrelerine Bedevilerden ve başkalarından bir hayli insan topladılar. İshak b.
Musa önce onlarla savaşmağa başladı, fakat sonra savaşmaktan vazgeçti ve Irak
tarafına hareket etti. Tam bu sırada İshak Herseme'nin Mekke'ye gönderdiği
askeri birlikle karşılaştı. Bu askerlerin arasında el-Celudi ve Reca' b. Cemil
de bulunuyordu. İshak b. Musa'ya şöyle dediler: "Bizimle beraber geri dön,
savaşmak için biz yeterliyiz." Bunun üzerine İshak geri döndü, Herseme'nin
gönderdiği bu askeri birlikte Talibiler savaşa tutuştular. Talibiler hezimete uğradılar,
bunun üzerine Muhammed b. Ca'fer, bir elçi göndererek onlardan eman diledi ve
isteği yerine getirildi. Böylece Abbasiler, Cemaziyelahır 200 (Ocak 816)
tarihinde Mekke'ye girdiler, Talibiler de Mekke' den ayrıldılar.
Bundan
sonra Muhammed b. Ca'fer Cuhfe tarafına hareket etti, ancak Abbasoğulları'nın
mevalilerinden biri O'nu yakaladı, yanında bulunan her şeyini aldı ve kendisine
yoluna devam edebilmesi için bir miktar dirhem verdi. Muhammed b. Ca'fer bu
defa Cuheyne tarafındaki memleketlere gitti ve buralarda çevresine taraftar
topladı. Bundan sonra Medine Valisi Harun b. el-Müseyyeb ile ''eş-Şecere''
civarında ve diğer yerlerde defalarca savaştı, fakat neticede yenildi ve savaş
esnasında isabet eden bir okla gözünün birisi çıktı. Bu arada taraftarlarından
pek çok kimse öldürüldü, kendisi de eski yerine döndü.
Muhammed
b. Ca'fer hac zamanı geçer geçmez el-Celudi ve Fadl b. Sehl'in halasının oğlu
Reca' b. Cemil'den eman talep etti, onlar da kendisine eman verdiler. Ayrıca Reca'
b. Cemil kendisine verilen bu emana, Me'mun'un ve Fadl'ın sadakat
göstereceklerini garanti etti. Bunun üzerine emam kabullenen Muhammed b. Ca'fer
20 Zilhicce 200 (20 Temmuz 816) tarihinde Mekke'ye geldi ve halka hitaben bir
konuşma yaparak şöyle dedi:
"Bana
Me'mun'un öldüğü haberi getirildi. Ben Me'mun'a karşı boynunda bey'at borcu
taşıyan bir kimseyim. Ülkenin her tarafım saran bir karışıklık esnasında halk
gelip bana bey'at etti, sonra Me'mun'un sağ salim hayatta olduğunu öğrendim.
Şimdi bana bey'at edildiği için Allah'tan mağfiret talep ediyorum. Şu andan
itibaren parmağımdan şu yüzüğümü nasıl çıkarıyorsam, sizin bana yaptığınız
bey'atten de kendimi öyle sıyırıp çıkarıyorum. Bundan sonra, boynunuzda benim
için bey'at borcu taşımayacaksınız."
Muhammed
b. Ca'fer bundan sonra hilafetten vazgeçti ve 201 (816)'de Irak'a hareket etti,
ancak Hasan b. Sehl O'nu Merv'de bulunan Me'mun'un yanına gönderdi ve Me'mun'un
Irak'a hareketinde O'na refakat etti. İleride bahsedeceğimiz üzere Muhammed b.
Ca'fer, Cürcan'da vefat etti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
İBRAHİM b.
MUSA'NIN YAPMIŞ OLDUĞU BİR HAREKET