İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 200.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HÜSEYN b. HASAN el-AFTAS'ıN MEKKE'DE YAPTIKLARI ve MUHAMMED b. CA'FER'E BEY'AT EDİLMESİ

 

Bu yıl, içinde Muharrem (Ağustos 815)'de Hüseyn b. Hasan, Kabe'nin örtüsünü değiştirdi, bunun yerine Ebu's-Seraya'nın Kufe'den gönderdiği ipek örtüyü örttü. Ayrıca Abbasoğulları'na ve tabilerine ait olan emanetleri bir bir ortaya çıkararak bunları aldı. Bundan başka veda haccını yapmakta olan kimselerin mallarını da aldı, bu yüzden malları alınan kimseler kendisinden kaçmağa başladılar. Bu arada Hüseyn b. Hasan'ın taraftarları bir yolunu bulup Harem'in pencere demirlerini sökerek içeri girdiler ve değersiz olmasına rağmen sütunların üzerinde bulunan altınları aldılar. Aynı zamanda Hüseyn b. Hasan, Kabe'nin hazinesinde (deposunda) bulunan eşyaları aldı ve örtüsüyle birlikte bunları taraftarları arasında taksim etti.

 

Ebu's-Seraya'nın öldürüldüğünü öğrenen ve kötü hareketleri yüzünden halkın kendisine ve taraftarlarına karşı değiştiğini anlayan Hüseyn b. Hasen taraftarlarıyla birlikte hemen Muhammed b. Ca'fer b. Ali b. Hüseyn b. Ali'nin yanına geldi. Muhammed b. Ca'fer ailesine mensup olan pek çok kimsenin kötü gidişatından uzak durup, onların bu hareketlerini tasvip etmediği için halk tarafından seviliyordu. Yaşlı bir zat olan Muhammed b. Ca'fer, babası Ca'fer'den ilim aktarıyordu ve pek çok kimse aktardığı bilgileri kayda geçiriyorlardı, aynı zamanda zühdünü izhar ediyordu. Muhammed b. Ca'fer'in yanına gelen Hüseyin b. Hasan ve taraftarları şunu söylediler: "Halkın arasındaki itibarım biliyorsun. Gel sana halife olarak bey'at edelim, eğer bunu yaparsan iki kişi bile sana karşı çıkmayacaktır."

 

Muhammed b. Ca'fer, önceleri onların bu teklifini reddetti, ancak ağlu Ali ile Hüseyn b. Hasan el-Aftas'ın üzerinde ısrarla durmaları neticesinde tek life yanaştı. Bunun üzerine Rabiyülevvel 200 (Ekim 815) tarihinde Muhammed b. Ca'fer'i halifelik makamına getirdiler ve halife olarak O'na bey'at ettiler. Bu arada Muhammed b. Ca'fer'e bey'at ettirmek için topladıkları kimselerin bir kısmı gönüllü, bir kısmı da gönülsüz olarak bey'atte bulundular. Ayrıca kendisini ''Müminlerin Emiri'' olarak isimlendirdiler. Böylece Muhammed b. Ca'fer hiç bir şeyolmadan bir kaç ay bu şekilde kaldı; ancak oğlu Ali ve Hüseyn b. Hasan ile bunların çevresinde bulunan bir grup kimse çok kötü davranışlarda bulundular ve en kötü işleri yaptılar.

 

Mesela, Hüseyn b. Hasan Fihroğulları'ndan güzel bir kadına göz koydu ve onu elde etmek için bir takım gayretlere girişti. Kadın O'na yüz vermedi, ancak Hüseyn b. Hasan bu kadının Mahzumoğulları'ndan olan kocasını korkutarak uzaklaşmasını sağladı, bundan sonra da kadının evinin kapısım kırarak ele geçirdi ve bir müddet bu kadınla yaşadı. Daha sonra bu kadın bir fırsatını bularak kaçmayı başardı.

 

Ali b. Muhammed b. Ca'fer ise Mekke Kadısı'nın oğlu olan yakışıklı ve sakalı bitmemiş bir genci zor kullanarak eline geçirdi. Durumu öğrenen Mekke halkı ve burada mücavir olarak bulunan diğer kimseler Harem'de toplandılar.

 

Bu arada hariçten pek çok kimse de bunlara katıldılar. Böylece bu topluluk hep birlikte Muhammed b. Cafer'e geldiler ve şöyle dediler: "Ya bize bu genci geri verirsin, ya da seni halifelikten hal' eder veya öldürürüz." Muhahmed b. Ca'fer kapısım kilitledi ve onlarla pencereden konuştu, yemin ederek oğlu Ali'nin bu hareketini bilmediğini söyledi ve yanına gidip bu genci getirmesi için eman istedi; bunun üzerine Muhammed b. Ca'fer'e eman verdiler, o da oğlunun yanına giderek genci elinden aldı ve ailesine teslim etti.

 

Çok geçmeden Yemen Valisi İshak b. Musa b. İsa, Yemen'den geldi ve konaklamak üzere Müşaş'a indi. Talibiler ise Muhammed b. Ca'fer'in çevresinde toplandılar ve İshak'ın geldiğini kendisine bildirdiler. Bu arada hendekler kazdılar, çevrelerine Bedevilerden ve başkalarından bir hayli insan topladılar. İshak b. Musa önce onlarla savaşmağa başladı, fakat sonra savaşmaktan vazgeçti ve Irak tarafına hareket etti. Tam bu sırada İshak Herseme'nin Mekke'ye gönderdiği askeri birlikle karşılaştı. Bu askerlerin arasında el-Celudi ve Reca' b. Cemil de bulunuyordu. İshak b. Musa'ya şöyle dediler: "Bizimle beraber geri dön, savaşmak için biz yeterliyiz." Bunun üzerine İshak geri döndü, Herseme'nin gönderdiği bu askeri birlikte Talibiler savaşa tutuştular. Talibiler hezimete uğradılar, bunun üzerine Muhammed b. Ca'fer, bir elçi göndererek onlardan eman diledi ve isteği yerine getirildi. Böylece Abbasiler, Cemaziyelahır 200 (Ocak 816) tarihinde Mekke'ye girdiler, Talibiler de Mekke' den ayrıldılar.

 

Bundan sonra Muhammed b. Ca'fer Cuhfe tarafına hareket etti, ancak Abbasoğulları'nın mevalilerinden biri O'nu yakaladı, yanında bulunan her şeyini aldı ve kendisine yoluna devam edebilmesi için bir miktar dirhem verdi. Muhammed b. Ca'fer bu defa Cuheyne tarafındaki memleketlere gitti ve buralarda çevresine taraftar topladı. Bundan sonra Medine Valisi Harun b. el-Müseyyeb ile ''eş-Şecere'' civarında ve diğer yerlerde defalarca savaştı, fakat neticede yenildi ve savaş esnasında isabet eden bir okla gözünün birisi çıktı. Bu arada taraftarlarından pek çok kimse öldürüldü, kendisi de eski yerine döndü.

Muhammed b. Ca'fer hac zamanı geçer geçmez el-Celudi ve Fadl b. Sehl'in halasının oğlu Reca' b. Cemil'den eman talep etti, onlar da kendisine eman verdiler. Ayrıca Reca' b. Cemil kendisine verilen bu emana, Me'mun'un ve Fadl'ın sadakat göstereceklerini garanti etti. Bunun üzerine emam kabullenen Muhammed b. Ca'fer 20 Zilhicce 200 (20 Temmuz 816) tarihinde Mekke'ye geldi ve halka hitaben bir konuşma yaparak şöyle dedi:

"Bana Me'mun'un öldüğü haberi getirildi. Ben Me'mun'a karşı boynunda bey'at borcu taşıyan bir kimseyim. Ülkenin her tarafım saran bir karışıklık esnasında halk gelip bana bey'at etti, sonra Me'mun'un sağ salim hayatta olduğunu öğrendim. Şimdi bana bey'at edildiği için Allah'tan mağfiret talep ediyorum. Şu andan itibaren parmağımdan şu yüzüğümü nasıl çıkarıyorsam, sizin bana yaptığınız bey'atten de kendimi öyle sıyırıp çıkarıyorum. Bundan sonra, boynunuzda benim için bey'at borcu taşımayacaksınız."

 

Muhammed b. Ca'fer bundan sonra hilafetten vazgeçti ve 201 (816)'de Irak'a hareket etti, ancak Hasan b. Sehl O'nu Merv'de bulunan Me'mun'un yanına gönderdi ve Me'mun'un Irak'a hareketinde O'na refakat etti. İleride bahsedeceğimiz üzere Muhammed b. Ca'fer, Cürcan'da vefat etti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

İBRAHİM b. MUSA'NIN YAPMIŞ OLDUĞU BİR HAREKET