İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 199.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HİCRETİN YÜZ DOKSAN DOKUZUNCU YILI OLAYLARI (M. 814-815)

 

İBN TABATABA'NIN ORTAYA ÇIKMASI

 

''İbn Tabataba'' adıyla bilinen ve nesebi Ebu Talibe kadar dayanan Ebü Abdullah Muhammed b. İbrahim b. İsmail b. İbrahim b. Hasan b. Hüseyn b. Ali b. Ebi Talib 10 Cemaziyelahır 199 (27 Ocak 8lS)'da Küfe'de ortaya çıktı ve halkı Hz. Muhammed (-sav-)'in soyundan gelen er-Rıza' ya bey'ate, Kitab (Kur'an) ve Sünnet ile amel etmeğe davet etti. İbn Tabataba'nın savaş işlerine, Ebu's-Seraya es-Seri b. Mansür bakıyordu.

 

İbn Tabataba'nın, Hani' b. Kabısa b. Hani' b. Mes'ud eş-Şeybani'nin evladından olduğu da zikredilmektedir.

 

İbn Tabataba'nın isyan etmesinin sebebi şu idi:

 

Me'mün, Tahir'i fethettiği yerlerden uzaklaştırıp bu yerleri Hasan b. Sehl'e verdiği zaman Irak halkı arasında Fadl b. Sehl'in Me'mün'u avucunun içine aldığı, O'nu aile ve kumandanlarından uzaklaştırıp bir saraya kapattığı ve işleri müstakilen müstebitçe kendisinin idare ettiği dedikodusu yaygın vaziyetteydi. İşte bu duruma öfkelenen Haşimoğullarıyla ileri gelen bir takım kimseler Hasan b. Sehl'in üzerine hücum ettiler. Böylece bütün şehirlerde karışıklıklar alevlendi, ancak Küfe'de ilk başkaldıran ve ortaya atılan İbn Tabataba oldu.

 

Rivayet edildiğine göre, İbn TaMtaba ile Ebu's-Seraya'nın bir araya geliş sebebi şu idi:

Ebü's-Seraya ilk zamanlarında geçimini merkep kiracılığı ile sağlıyordu.

Sonra durumu düzelen Ebu's-Seraya çevresine bir grup kimse toplayarak Cezire'de Temimoğulları'ndan bir adamı öldürdü ve yanında bulundurduğu eşyalarını aldı. Bunun üzerine aranmağa başlandı, fakat gizlendiği için bulunamadı. Bir müddet sonra Fırat'ı geçerek Suriye tarafına gitti ve oralarda yol kesmeğe başladı. Bundan sonra da otuz süvari ile birlikte Armenia'da bulunan Yezid b. Mezyed eş-Şeybani'ye iltihak etti. Yezid b. Mezyed'in kendisini kumandan tayin etmesi üzerine O'nunla beraber Hurremilere karşı savaştı ve gulamı Ebu'ş-Şevek'i onların ellerinden kurtardı.

 

Esed Armenia Valiliği'nden azledilince Ebu's-Seraya, Ahmed b. Mezyed'in yanına gitti. Ahmed O'nu Emin ile Me'mun arasındaki kargaşada Herseme'nin yanına casus olarak gönderdi. Ebu's-Seraya'nın şefaat ve kahramanlığı öteden beri bilinmekteydi. Herseme Ebu's-Seraya'nın gönlünü kendine çekmek için bir mektup gönderdi. Bunun üzerine Herseme'ye meyleden Ebu'sSeraya bu defa O'nun askerine katıldı. Bu arada yanına Cezire'den bir hayli Arap geldi ve onlar için Herseme'den erzak aldı. Bu sırada Ebu's-Seraya'nın yanına iki bine yakın piyade ve süvari toplandı ve kendisine ''Emir'' kelimesiyle hitap edilmeğe başlandı.

 

Emin öldürüldükten sonra, Herseme O'nun ve taraftarlarının erzakım kıstı, bunun üzerine Ebu's-Seraya Herseme'den hac için izin istedi ve kendisine izin verildi. Ayrıca Herseme O'na yirmi bin dirhem verdi, fakat Ebu's-Seraya bu yirmi bin dirhemi taraftarları arasında dağıttıktan sonra yoluna devam etti ve onlara: "Dağınık bir vaziyette siz de peşimden gelin." dedi. Taraftarları dediğini tuttular ve peşinden geldiler, böylece çevresinde iki yüze yakın süvari toplandı. Ebu's-Seraya onlarla birlikte Aynü't-Temr'e geldi ve buranın amilini muhasara altına alarak beraberinde bulundurduğu malları elinden alıp kendi taraftarları arasında taksim etti.

 

Bundan sonra yoluna devam eden Ebu' s-Seraya başka bir amil ile karşılaştı ve elinde bulunan üç katır yükü malı aldı. Yine yoluna devam ederken bu defa Herseme'nin peşinden gönderdiği askerler kendisine yetiştiler, bunun üzerine geri dönen Ebu's-Seraya savaşa tutuştu ve onları bozguna uğrattı. Bundan sonra da el-Beriyye'ye gelerek daha önce almış olduğu üç katır yükü malları taraftarları arasında dağıttı. Bu arada askerleri etrafa dağıldılar ve daha önce geride kalan taraftarlarıyla başkaları da kendisine katıldılar, böylece etrafına toplananların sayısı bir hayli arttı. Bundan sonra yedi yüz süvari ile birlikte Dakuka tarafına hareket etti. Bu sırada Dakuka Valiliği'nde Ebu Dırgame el-İcli bulunuyordu. Ebu's-Seraya'ya karşı koyan Ebu Dırgame çatışma sonunda bozguna uğradı, bunun üzerine Ebu's-Seraya Dakuka Sarayı'na girdi ve Ebu Dırgame'yi muhasara altına aldı. Sonra eman vererek saraydan çıkardı ve elinde bulunan bütün malları aldı.

 

Ebü's-Seraya bundan sonra Enbar'a hareket etti. Bu sırada Enbar Valiliği'nde Mahsur'un azatlısı İbrahim eş-Şerevi bulunuyordu. Ebü's-Seraya İbrahim'i öldürdü ve Enbar'da bulunan bütün malları alarak oradan hareket etti. Sonra mahsul zamanı tekrar Enbar'a döndü ve mahsullere el koydu. Bu memleketlerde uzun süre yapmış olduğu gece yolculuklarından bıktığı için Rakka'ya gitmeğe niyetlendi. Rakka'ya giderken yolda Kayslılar ile savaşan Tavk b. Malik et-Tağlibi'ye rastladı ve Kayslılara karşı O'na yardım etti. Bu arada dört ay Tavk b. Malik ile beraber kaldı ve bu müddet içinde sırf kabile taassubu yüzünden Rab' Kabilesi'nin Mudarlılara üstün gelmesi için savaştı. Neticede zaferi Tavk b. Malik kazandı ve Kayslılar O'na boyun eğmek mecburiyetinde kaldılar.

 

Ebü's-Seraya bundan sonra Rakka'ya doğru yürümesine devam etti.

 

Rakka'da kendisini İbn Tabataba adıyla bilinen Muhammed b. İbrahim karşıladı. Ebü's-Seraya İbn Tabataba'ya bey'at etti ve O'na: "Küfe'de buluşmak üzere sen su yoluyla hareket et, ben karadan geleceğim." dedi. Neticede her ikisi de Küfe'ye girdiler. Ebü's-Seraya önce Abbas b. Musa b. İsa'nın sarayından başladı, orada bulunan sayılamayacak derecede bol miktarda mal ve mücevheri aldı. Ayrıca Küfe halkı da kendilerine bey'at etti.

 

Bir rivayete göre Ebü's-Seraya'nın isyan edişinin sebebi şu idi:

 

Ebü's-Seraya, Herseme'nin adamlarındandı. Herseme O'nun erzakını geciktirince öfkelendi ve Küfe'ye gelerek İbn Tabataba'ya bey'at etti. Ebü's-Seraya Küfe'yi alınca Küfe halkı etrafında toplandı, ayrıca Küfe civarından ve Bedevilerden bir çok kimse gelerek kendisine (dolayısıyla İbn Tabataba'ya) bey'at ettiler. Bu sırada Küfe Valiliği'nde Hasan b. Sehl adına Süleyman b. Mansür bulunuyordu. Süleyman b. Mansür'u yeren Hasan b. Sehl, Züheyr b. Müseyyeb ed-Dabbi komutasında süvari ve piyadeden meydana gelen on bin kişilik bir kuvveti Küfe'ye gönderdi. İbn Tabataba ile Ebü's-Seraya, Züheyr b. Müseyyeb'e karşı koydular. Şahi Köyü'nde savaşarak O'nu hezimete uğrattılar ve Züheyr'n askerlerini yeryüzünden sildiler. Bu vak'a 29 Cemaziyelahır 199 (14 Şubat SIS)'da meydana geldi.

 

Ertesi gün, yani 1 Recep 199 (15 Şubat SIS)'da Ebü's-Seraya'nın zehirlemesi neticesinde Muhammed b. İbrahim b. Tabataba ansızın öldü. Ebü's-Seraya'nın İbn Tabataba'yı zehirlemesinin sebebi şu idi:

 

Züheyr b. Müseyyeb'in askerinden elde edilen ganimeti İbn Tabataba Ebü's-Seraya'ya vermedi. Halkın İbn Tabataba'ya olan itaatini bilen Ebü's-Seraya da İbn Tabataba hayatta oldukça kendi hükmünün geçmeyeceğini düşünerek O'nu zehirledi. İbn Tabataba ölünce Ebü's-Seraya O'nun yerine tüysüz bir genci geçirdi. Bu genç Muhammed b. Muhammed b. Zeyd b. Ali b. Hüseyn b. Ali b. Ebi Talib idi. Bundan sonra idarede söz sahibi Ebü's-Seraya oldu.

 

Züheyr b. Müseyyeb, bu hezimetten sonra İbn Hübeyre Kasrı'na döndü ve burada ikamete karar kıldı. Bu arada Hasan b. Sehl, Abdüs b. Muhammed b. Ebi Halid el-Merverruzi komutasında dört bin süvari gönderdi. Ancak Ebu's-Seraya Abdus'a karşı koydu ve IS Receb 199 (4 Mart SlS)'da O'nunla el-Cami'de karşılaştı. Ebu's-Seraya, Abdus'u öldürdü ve askerlerinden hiçbiri kurtulmadı, ya esir edildiler, ya da öldürüldüler.

 

Talibiler bundan sonra bütün memleketlere yayıldılar. Ebu's-Seraya ise para bastırıp askeri birliklerini Basra, Vasıt ve bu iki şehrin civarında bulunan yerlere gönderdi, ayrıca Abbas b. Muhammed b. İsa b. Muhammed elCa'feri'yi Basra, ''el-Aftas'' adıyla bilinen ve hac emiri olarak görevlendirdiği Hüseyn b. Hasan b. Ali b. Hüseyn b. Ali'yi Mekke, İbrahim b. Musa b. Ca'fer'i Yemen, İsmail b. Musa b. Cafer'i Fars Valilikleri'ne tayin etti. Bu arada Ahvaz Valiliği'ne tayin ettiği Zeyd b. Musa b. Ca'fer Basra'ya giderek buraya hakim oldu ve Basra Valisi bulunan Abbas b. Muhammed b. İsa b. Muhammed el-Ca'feri'yi buradan uzaklaştırarak Basra ve Ahvaz Valilikleri'ni üstlendi. Ebu's-Seraya, Muhammed b. Süleyman b. Davud b. Hasan b. Hasan b. Ali'yi Medain'e gönderdi ve doğu tarafından Bağdat'a gelmesini emretti. Ancak Muhammed b. Süleyman Medain'e geldi ve burada ikamete karar kıldı, askerlerini ise Deyala'ya gönderdi.

 

Vasıt'ta Hasan b. Sehl adına valilik görevinde bulunan Abdullah b. Sa'id el-Hareşi ve taraftarları Ebu's-Seraya'nın askerleri tarafından Bağdat'a kadar kovalanmağa devam ettiler. Hasan b. Sehl kendi askerlerinin Ebu's-Seraya'nın askerleri karşısında duramayacaklarını anlayınca Herseme'ye bir elçi gönderdi ve O'nu Ebu's-Seraya ile savaşmağa davet etti. Bu sırada Hasan b. Sehl'e öfkelenen Herseme Horasan'a hareket etmişti. Başlangıçta Hasan b. Sehl'in isteğini reddeden Herseme sonra isteğini kabul ederek yanına geldi ve Şaban 199 (Mart SlS)'da Kufe'ye hareket etti. Bu arada Hasan b. Sehl, Ali b. Sa'id'i Medain ve Vasıt'a gönderdi. İbn Hübeyre Kasrı'nda iken bu durumu öğrenen Ebu's-Seraya Medain'e bir askeri birlik gönderdi ve bu birlik Ramazan 199 (Nisan SlS)'da Medain'e girdi, ilerleyerek Sarsar Nehri'ne indi. Bu sırada Herseme de gelerek karargahını Ali b. Sa'id'in karşı tarafında kurdu, böylece Sarsar Nehri iki taraf arasında kaldı. Ali b. Sa'id ise Şevval 199 (Mayıs SlS)'da Medain'e geldi ve burada Ebu's-Seraya'nın askerleri ile savaştı. Neticede Ali b. Sa'id onları hezimete uğrattı ve Medain'i istila etti.

 

Durumu öğrenen Ebu's-Seraya Sarsar Nehri'nden tekrar İbn Hübeyre Kasrı'na döndü ve burada konaklamağa başladı. Herseme ise O'nun peşini bırakmadı ve taraftarlarından eline geçirdiği bir grup kimseyi öldürüp başlarını Hasan b. Sehl'e gönderdi. Ayrıca Herseme savaşmak için, Ebu's-Seraya'nın karşısına çıktı. Aralarında meydana gelen çatışmada Ebu' s-Seraya' nın taraftarları ile bir grup kimse öldürüldü. Ebu's-Seraya Kufe'ye çekildi ve beraberinde bulunan Talibiler, Abbasoğulları'nın ve onların tabileri ile mevalilerinin evlerine hücum ederek evlerini yıktılar, eşyalarını yağma ettiler, ayrıca arazilerini de tahrip edip kendilerini Küfe'den çıkardılar. Ayrıca çok çirkin hareketlerde bulundular ve halkın yanında bırakmış oldukları emanetlerini bile halkın elinden zorla çekip aldılar.

 

Herseme halka hacca gideceğini duyurdu ve hac emiri olmak niyetinde olduğu için Horasan ve diğer yerlerden hac için gelenleri yanında tutmaya çalıştı. Ayrıca Davud b. İsa b. Musa b. İsa b. Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas'ı Mekke'ye gönderdi. Bu arada Ebu's-Seraya ''el-Aftas'' adıyla tanınan Hüseyn b. Hasan b. Ali b. Ali b. Hüseyn b. Ali'yi Mekke'ye, Muhammed b. Süleyman b. Davud b. Hasan b. Ali'yi ise Medine'ye gönderdi. Medine'ye gelen Muhammed b. Süleyman ile hiçbir kimse çatışmaya girmedi.

 

Ebü's-Seraya'nın Hüseyn b. Hasan b. Ali'yi Mekke'ye Hac Emiri olarak gönderdiğini öğrenen Davud b. İsa b. Musa, Abbasoğulları'nın taraftarlarını ve mevalilerini bir araya topladı. Bu arada Büyük Mesrur iki yüz süvari ile hacca gitmişti. Savaş için hazırlanan Büyük Mesrur, Davud b. İsa'ya şöyle dedi:

 

"Kendin veya çocuklarından birisi yanımda bulunsun, savaş konusunda bana güven." Bunun üzerine Davud b. İsa: "Ben Muharrem ayında savaşmayı helM saymıyorum. Allah'a yemin ederim ki, eğer onlar Mekke'ye bu taraftan girerlerse, ben diğer taraftan çıkar giderim." dedi.

 

Bundan sonra Davud Müşaş tarafına çekildi, daha önce bir araya toplamış olduğu kimseler de dağılıp gittiler. Mesrur ise Ebü's-Seraya'nın taraf tarlarıyla savaşmaktan korktu ve Davud b. İsa'nın peşinden Irak'a geri döndü: halk ise Arafat'ta kaldı, içlerinden birisi çıkarak hutbesiz bir namaz kıldırdı. sonra da imamsız olarak ayrıldılar.

Hüseyn b. Hasan b. Ali ise Şeref'te bekliyor ve Mekke'ye girmekten korkuyordu. Ancak Abbasoğulları'nın Mekke'yi boşalttıklarına dair kendisine haber gelince on kişilik bir cemaatle Mekke'ye girdi. Hüseyn b. Hasan ve beraberindeki on kişi Kabe'yi tavaf edip Safa ile Merve arasında sa'y ettikten sonra Arafat'a gittiler. Arafat'ta vakfeyi gece yaptılar, sonra Müzdelife'ye döndüler. Hüseyn b. Hasan, halka sabah namazım kıldırdı ve hac günlerinde Mina'da kaldı, hatta yıl sonuna kadar da Mekke'den ayrılmadı. Ayrıca Muhammed b. Süleyman da yıl sonuna kadar Medine'de bekledi.

 

Herseme ise Şahi Köyü'ne indi ve hacıları geri çevirdi. Ayrıca Mansur b. el-Mehdi'yi yanına çağırdı ve Küfe halkının ileri gelenlerine mektuplar yazdı.

 

Ali b. Sa'id de Medain'den Vasıt'a geldi ve burasını aldı. Sonra Basra'ya hareket etti, fakat Basra'yı bu yıl alamadı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

NASR b. ŞEBES el-UKAYLİ'NİN GÜÇLENMESİ