İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 189.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HİCRETİN YÜZ SEKSEN DOKUZUNCU YILI OLAYLARI (M. 804-605)

 

HARUN er-REŞİD'İN REY ŞEHRİ'NE YÜRÜMESİ

 

Bu yıl Harun Rey'e gitti. Oraya gidiş sebebi şu idi:

 

Harun, Ali b. İsa b. Mahan'ı Horasan Valiliği'ne tayin etmiş, fakat O Horasan halkına zulmetmiş ve onlara kötü davranmıştı. Bunun üzerine Horasan'ın büyükleri ve ileri gelenleri Harun'a bir mektup göndererek Ali b. İsa'nın kendilerine kötü muamele ettiğini, zulüm yaptığım, haksız yere mallarını ellerinden aldığım ve kendilerini hafife aldığım şikayet ettiler. Bu arada Ali b. İsa'nın karşı koymak için kararlı olduğu da Harun'a bildirildi. Bunun üzerine Harun, Cemaziyelula 189 (Nisan 805)'da iki oğlu Abdullah el-Me'mun ve Kasım ile birlikte Rey'e hareket etti. Me'mun'dan sonra Kasım'ı veliaht olarak kararlaştırmıştı ve Kasım'ın bu durumunu da Me'mun'a bırakmıştı. Me'mun isterse Kasım'ı veliahtlıkta bırakacak, isterse hal' edecekti. Ayrıca kadıları ve bir kısım kimseleri huzuruna çağırdı ve ordusuna ait bulunan bütün mal, silah ve harp malzemelerinin hepsinin Me'mun'un olduğuna ve kendisinin hiç bir hakkı bulunmadığına onları şahit tuttu.

 

Harun er-Reşid, Ali b. İsa Horasan'dan gelinceye kadar Rey'de dört ay kaldı. Ali b. İsa, Harun'un yanına geldiği zaman O'na bol miktarda hediye ve büyük değeri olan kıymetli mallar takdim etti. Ayrıca, Harun'un yanında bulunan yakınlarına, çocuklarına, katiplerine ve kumandanlarına ilgi çekici kıymetli şeyler, mücevherler ve benzeri hediyeler verdi. Bu durum karşısında Ali b. İsa hakkındaki kanaati değişen Harun O'nu tekrar Horasan'a gönderdi.

 

Harun Rey'de kaldığı sırada kendi hadimi Hüseyn'i Taberistan'a gönderdi ve O'nunla Ebu Karen Şervin'e, Maziyar'ın dedesi ve Venda Hürmüz'e ve Deylem'in hakimi Merzuban b. Custan'a verilmek üzere birer güven (eman) mektubu gönderdi. Bunlardan Cüstan ve Venda Hürmüz, Harun'un yanına kadar geldiler, Harun da kendilerine ikram ve ilisanda bulundu. Ayrıca Venda Hürmüz, Harun'a itaatini bildirdi ve Şervin'in haracım ödeyeceğini de garanti etti.

 

Bundan sonra Harun Rey'den Irak'a döndü ve Zilhicce 189 (29 Kasım 805)'da Bağdat'a geldi. Geçerken uğradığı köprünün üzerinde gördüğü Ca'fer'in cesedinin yakılmasını emretti ve Bağdat'ta kalmadan hemen acele Rakka'ya geçti. Bağdat'ı geçince şöyle dedi: "Allah'a yemin ederim ki, ne doğuda ve ne de batıda bundan daha uğurlu ve bereketli bulunmayan bir şehri terk ediyorum. Bağdat, Abbasoğulları'nın hayatta kaldıkları ve muhafaza ettikleri müddetçe baş şehri olmuş, atalarımdan hiç birisi Bağdat'tan herhangi bir kötülük görmemiştir. Bağdat ne güzel bir şehirdir! Fakat ben ayrılıkçı ve nifakçıların, doğru yoldaki halifelere buğz edenlerin ve lanet ağacı (Ümeyyeoğulları)'na sevgi besleyenlerin -kaldı ki bunların arasında dinden çıkanlar. yol güvenini sarsanlar ve zorbalar bulunmaktadır- bulundukları yerlerde ikamet etmek istiyorum. Eğer saymış olduğum bu durumlar olmasaydı, Hayatta kaldığım müddetçe Bağdat'tan ayrılmazdım." Şair Abbas b. Ahhef de Harun'un Bağdat'tan ayrılması üzerine dört mısralık iki beyit söylemiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

BATI TRABLUS'TA MEYDANA GELEN KARIŞIKLIK