İBNÜ’L-ESİR

5. CİLT

HİCRİ 181.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

İBRAHİM b. AĞLEB'İN İFRİKİYYE VALİLİĞİ'NE TAYİN EDİLMESİ

 

Muhammed b. Mukatil İfrikıye memleketlerinde istikrar sağladıktan sonra Temmam'ı itaati altına aldı, fakat bu beldelerin halkı ondan pek hoşlanmadılar ve Harun'a bir mektup göndererek kendisini İfrikıye Valiliği'ne getirmesini istemesi için İbrahim b. Ağleb'e baskı yaptılar. İbrahim de bu hususta Harun er-Reşid'e bir mektup gönderdi.

Her yıl İfrikıye memleketlerine yardım maksadıyla Mısır diyarından yüz bin dinar gönderiliyordu. İbrahim bir indirim yaparak bu miktarı kırk bin dinara düşürdü. İbrahim'den gelen mektup üzerine Harun güvendiği kimseleri huzuruna çağırdı ve İfrikıye'ye tayin edilecek vali konusunda onlarla istişarede bulundu. Bu arada, İfrikıye halkının Muhammed b. Mukatil'den hoşlanınadıklarından da söz etti. Bunun üzerine Herseme, İbrahim b. Ağleb'in ismini ortaya attı ve O'nun aklından, dindarlığından, yetenekli oluşundan, Muhammed b. Mukatil adına İfrikıye'yi muhafaza ettiğinden bahsetti. Bu söz üzerine Harun; İbrahim'i Muharrem 184 (Şubat 800)'de İfrikıye'ye vali tayin etti. İbrahim'in gelişiyle işler çığırına girdi ve fitne ortadan kalktı. İbrahim Temmam ile birlikte valilere karşı gelenlerin hepsini Harun er-Reşid'e gönderdi; böylece İfrikıye memleketi sükunete kavuştu. Ayrıca Kayrevan'ın yakımnda ''Abbasiye'' adında bir şehir kurdu; aile ve köleleri ile birlikte kendisi oraya taşındı.

 

186 (802) yılında Tunus'ta Arap asıllı ''Hamdis'' adında biri İbrahim b.

 

Ağleb'e karşı çıktı ve üzerindeki siyah elbiseleri atarak etrafına pek çok kimse topladı. İbrahim b. Ağleb Hamdis'in üzerine İmran b. Mahled komutasında büyük bir askeri kuvvet gönderdi ve eline geçirdiği hiç bir kimseye acımamasını emretti. Büyük bir kuvvetle Hamdis'in ürerine yürüyen İmran onunla karşılaştı ve hemen çatışmaya girişti. Hamdis'in askerleri, ''Bağdat! Bağdat!'' diye tempo tuttular. Her iki taraf çatışma esnasında sabır ve metanet gösterdiler. Fakat sonunda Hamdis ve taraftarları hezimete uğradılar ve kılıçtan geçirilen Hamdis'in askerlerinden ölenlerin sayısı on bini buldu. Bundan sonra İmran Tunus'a girdi.

 

İbrahim b. Ağleb daha sonra kendisine ulaşan bir haber üzerine Mağrip ülkesinin son kısımlarında çevresine büyük bir kalabalık insan grubu toplayan ve bir Alevi olan (Hz. Ali tarafını tutan) İdris b. İdris'in üzerine yürümek istedi, fakat yakın arkadaşları kendisine engeloldular ve şöyle dediler: "İdris sana dokunmadıkça sen de dokunma. Sen hile yolunu takip et ve Behlül b. Abdulvahid adındaki kayyime O'nun durumunu bir mektupla bildir." Bu sözler üzerine İbrahim b. Ağleb O'na hediyeler gönderdi; bir müddet sonra de Behlül İdris'i terk etti ve İbrahim'in itaatine girdi. Bundan sonra İdris'in etrafına toplananlar dağıldılar. Behlül, İbrahim'e bir mektup gönderdi ve merhamet dileyerek İdris'in üzerine gitmemesini istedi. Ayrıca Behlül İbrahim'e, İdris'in Peygamber (A.S.)'e olan yakınlığını hatırlattı; bu yüzden İbrahim O'nun üzerine gitmedi.

 

İmran b. Mahled, İbrahim b. Ağleb'in sırdaşı idi ve köşkünde misafir olarak kalırdı. Bir gün ikisi bineklerine binerek yolculuğa çıktılar. Bu arada İmran bir şeyler konuşuyordu, fakat İbrahim'in gönlü mühim bir şeyle meşgul olduğu için konuştuklarından hiç bir şey anlamamıştı. Bunun üzerine İbrahim İmran'dan konuştuklarını tekrarlamasını istedi, İmran bu yüzden İbrahim'e kızdı ve O'ndan ayrılarak etrafına topladığı büyük bir kalabalıkla İbrahim'in üzerine saldırdı. İmran karargahını Abbasiye ile Kayrevan arasına kurdu. Kayrevan ve İfrikıye memleketlerinin pek çok ahalisi İmran'ın tarafını tuttular. İbrahim Abbasiye'de hendekler kazdırdı ve kendisini burada koruma altına aldı. İkisi arasındaki savaş bir yıl devam etti. Harun durumdan haberdar olunca İbrahim'e bol miktarda çeşitli mallar gönderdi. Bu mallar İbrahim'e ulaşınca, şöyle bir çağrıda bulundu: "Müminlerin emirinin askerleri olanlar gelsinler ve bahşişlerini alsınlar." Bunun üzerine İmran'ın askerleri kendisini terk ettiler ve etrafından dağılmaya başladılar. Tam bu sırada İbrahim'in askerleri üzerlerine hücuma geçtiler ve onları hezimete uğrattılar. Fakat İbrahim onlara eman verdiğini duyurarak gelip bahşişlerini almalarını buyurdu. Bunun üzerine İmran'ın askerleri gelip bahşişlerini aldılar. Bundan sonra İbrahim, Kayrevan Şehri'nin giriş kapılarını söktürdü ve surunu da yıktırdı.

 

İmran Zab şehrine geldi ve İbrahim ölünceye kadar orada ikamet etti.

İbrahim'in ölümünden sonra babasının yerine geçen Abdullah ise İmran'a eman verdi, O da Abdullah'ın yanına geldi. Abdullah O'nunla beraber kalıyordu. Bunun üzerine birisi Abdullah'a: "İmran babana karşı intikam hisleriyle doludur, sana bir şey yapmayacağından emin olamayız. '' dedi. Bu söz üzerine de Abdullah İmran'ı öldürdü.

İmran hezimete uğradıktan sonra, İfrikıye'de fitne ve karışıklıklar sona erdi ve halk güven içinde yaşamalarına devam etti. Bu sükUnet, Şevval 196 (Haziran 812)'da vefat eden İbrahim b. Ağleb'in valiliği süresince varlığım korudu. İbrahim öldüğü zaman elli altı yaşındaydı ve on iki yıl, dört ay, on gün valilik görevinde bulundu.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

ABDULLAH b. İBRAHİM b. AĞLEB'İN İFRİKİYYE'YE VALİ TAYİN EDİLMESİ