|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
SERDANİYE
(SARDUNYA) ADASI GAZASI
Bu
ada Rum Denizi (Akdeniz)'ndedir. Burası Sakaliya (Sicilya) ve Akritiş (Girit) adalarından
sonra bu denizdeki en büyük adadır. Meyveleri oldukça boldur.
Musa
Endülüs'ün fethini tamamladıktan sonra askerlerinden bir kısmını 92 yılında
deniz yoluyla bu adaya gönderdi, onlar da adaya çıktılar. Burada bulunan
Hıristiyanlar bütün altın ve gümüş kaplarını bir araya toplayarak limanlarına
götürüp bıraktılar, paralarını ise en büyük kilisenin tavanının altına
yaptıkları bir bölmenin arasına sakladılar. Müslümanlar burada hadsiz hesapsız
ve anlatılamayacak kadar çok ganimet ele geçirdiler, fakat savaşçılar da
ganimetIerden haddinden fazla çaldılar. Müslümanlardan birisi limanda
yıkamrke!: ayağı bir şeye takıldı. Onu çıkartınca altından bir leğen olduğunu
gördü. Böylece Müslümanlar orada bulunan bütün altın ve gümüş eşyaları aldılar.
Daha sonra Müslümanlardan birisi sözü edilen kilisenin içerisine girdiğinde bir
güvercin gördü. Bir ok attı, ancak bu ok güvercine isabet etmeyip yapılan
ikinci tavana isabet etti. Bir tahta parçası kırılıp düştü, arkasından bir kaç
dinar yere döküldü. Böylece Müslümanlar orada bulunan bütün paraları da
aldılar. Ganimetten çalmaları ise daha da arttı; öyle ki, kimisi bir kedi tutup
kesiyor içini boşaltıp dinarları doldurduktan sonra karnını dikerek yola
bırakıyor, bulunduğu yerden çıktıktan sonra da kediyi alıp içindekilerini
cebine dolduruyordı' bir başkası kılıcını kınının üzerine asıyor ve kınını
altınla dolduruyordu.
Gemilerine
binip yola koyulacakları sırada: "Allah'ım, sen bunları batır!" diye
bir ses işittiler. İstisnasız olarak hepsi suya batıp boğuldular. & arada
batmış olanların büyük çoğunluğunun dinarları kuşaklarına bağlı oldukları
görüldü.
135
yılında Abdurrahman bin Habib bin Ebi Ubeyde el-Pihri bu adaya tekrar bir gaza
yapmış, burada bulunanları büyük ölçüde kılıçtan geçirdikten sonra cizye ödemek
üzere barış akdetmişti. Böylelikle onlardan cizye alındı ve bu haliyle kaldı.
Abdurrahman'dan sonra da Müslümanlardan buraya gaza yapan olmadı ve Rumlar
burada kaldı. 320 yılında o sırada Afrika Valisi bulunan Mansur bin Kaim
el-Alevi Mehdiyye Limam'ndan bir filo göndermiş, bunlar da Ceneve'ye uğrayarak
şehri fethetmiş, Sardunya halkından pek çok kişiyi öldürmüş ve esir almışlar,
ayrıca çok sayıda gemi yakmışlar, Ceneve'yi tahrip ederek burada ne buldularsa
ganimet olarak ele geçirmişlerdi.
460
yılında Daniye'de deniz kuvvetlerinin başında bulunan Mücahid elAmiri
Daniye'den buraya bir gaza tertip etmiştir. Mücahid burayı fethetmiş, çok
sayıda kişi öldürmüş, kadınları ve çocukları da esir almıştı. Bizans
hükümdarları durumu haber alınca askerlerini toplayarak kara yoluyla üzerine
gitti ve oldukça büyük bir kalabalıkla karşısına çıktı. Bir-birleriyle
çarpıştılar, Müslümanlar bozguna uğradı ve Sardunya Adası'ndan çıkartıldılar.
Bir takım gemiler ellerinden alındı, Mücahid'in kardeşi ile O'nun oğlu Ali esir
düştü. Mücahid de kalanlarla birlikte Daniye'ye geri döndü. Ondan sonra da bu
adaya her hangi bir gaza yapılmadı.
Bu
ada ile ilgili bütün haberleri -az olmaları hasebiyle- burada bir arada
zikrettik, çünkü bu haberler dağınık olarak zikredilecek olursa gereken şekilde
bilinemezler.
ÇEŞİTLİ
OLAYLAR
Bu
yıl Mesleme bin Abdülmelik Bizans diyarına gaza yapmış, üç kale fethetmiş ve
Susene halkını da Bizans diyarına sürmüştü. Diğer taraftan Kuteybe de
bazılarına göre bu yıl Sicistan'a gazada bulunmuştur. Ayrıca Büyük Rutbil
üzerine de gitmek istemiştir. Kuteybe Sicistan'a varınca Rutbil kendisine
elçiler göndererek barış istedi. O da bunu kabul ederek geri dönmüş, Sicistan'a
da Leysli Abdu Rabbih bin Abdullah'ı haraç toplama tahsildarı (amil) olarak görevlendirmiştir.
Bu
yıl hac emirliğini Medine Valisi olan Ömer bin Abdülaziz yapmıştır.
Valiler
kendilerinden daha önce söz edilen kimselerdi.
Basralı
ve Nasr bin Muaviye soyundan gelen Malik bin Evs bin Hadesan Medine'de doksan
dört yaşında iken bu yıl vefat etti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN DOKSAN
ÜÇÜNCÜ YILI OLAYLARI (M. 711-712)
HARİZMŞAH İLE BARIŞ VE HAMCİRD'İN FETHİ