İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 86. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ABDÜLMELİK'İN SOYU, ÇOCUKLARI VE ZEVCELERİ

 

Abdülmelik'in nesebi: Künyesi Ebu'l-Velid olan Abdülmelik Mervan bin Hakem'in oğludur. Hakem'in babası Ebu'ı-As, O'nun babası Ümeyye, O'nun babası Abdu Şems, O'nun babası da Abdu Menaf'tır.

 

Annesi Muaviye bin Muğire'nin kızı Aişe'dir ki, Muğire'nin babası EbulAs, O'nun da babası Ümeyye'dir.

 

Çocuklarına ve zevcelerine gelince: Velid, Süleyman ve Büyük Mervan bunlardandır. Büyük Mervan çocuksuz olarak babası hayattayken vefat etmiştir. Kız kardeşleri Aişe ile birlikte bunların anneleri Abbas bin Ceze' bin Haris bin Zuheyr bin Huzeyme'nin kızı olan Abslı VellMe'dir.

 

Yezid, Mervan ve babası hayatta iken çocuksuz olarak vefat eden Muaviye ve Ümmü Külsılm'un anneleri ise Yezid bin Muaviye bin Ebi Süfyan'ın kızı Atike'dir."

Diğer bir çocuğu Hişam olup bunun da annesi İsmail bin Hişam bin Velid bin Muğire'nin kızı Mahzumlu Ümmü Hişam olup adı Aişe'dir.

 

Diğer bir çocuğunun adı Ebu Bekir'dir. Bekkar diye bilinen de O'dur.

Bunun da annesi Musa bin Talha bin Ubeydullah'ın kızı Aişe'dir. Hakem adında bir diğer çocuğu daha vardır ve bu da babası hayatta iken çocuksuz olarak vefat etmiştir. Hakem'in annesi Amr bin Osman bin Affan'ın kızı Ümmü Eyyılb'dur. AbdÜımelik'in Fatıma adında bir kızı daha vardır. Bunun da annesi Muğire bin Halid bin As bin Hişam bin Muğire'nin kızı Ümmü Muğire'dir. Abdülmelik'İL. çeşitli cariyelerinden doğma Abdullah, Mesleme, Munzir, Anbese, Muhammed, Saidu'l-Hayr ve Haccac adında çocukları da vardır.

 

Hanımlarına gelince: Taylı Müslim bin Huleys'in kızı Şakra', Abdullat bin Ca'fer bin Ebi Talib'in kızı Ümmü Ebiha adında iki hanımı daha vardır. O'nun Hz. Ali bin Ebi Talib'in bir kızı ile de evlenmiş olduğu söyleniyorsa dz bu doğru olamaz.

 

 

 

ABDÜLMELİK İLE İLGİLİ BAZI HABERLER

 

Abdülmelik akıllı, kararlı, edip, zeki ve bilgili bir kişi idi. Ebu'z-Ziyad der ki:

Medine'nin dört tane fakibi vardı. Bunlar: Said bin Müseyyeb, Urve bin ez-Zübeyr, Kabisa bin Züeyb ve Abdülmelik bin Mervan'dı.

 

Şa'bi de şöyle der:

 

Ben kiminle müzakere ettiysem Abdülmelik'in dışında benden daha üstün kimse görmedim. O'na sözünü ettiğim her bir hadiste mutlaka bana bazı şeyler ekleyip hatırlatmış, okuduğum her şiirden de mutlaka bilmediğim bazı beyitleri söylemiştir.

Ca'fer bin Ukbe el-Hattai de şöyle der:

 

Abdülmelik'e saçların çabucak ağardı deyince şu cevabı verdi: "Minberlere çıkıp hatalı konuşmak korkusu saçlarımı ağarttı."

 

Abdülmelik şöyle demişti: '''Bu işe benden daha layık hiç bir kimse bilmiyorum. Gerçekten İbn ez-Zübeyr uzun uzun namaz kılar, oldukça fazla oruç tutar, ama cimri olması hasebiyle yönetici olamaz."

 

Ebu Misher der ki:

Hastalığı sırasında Abdülmelik'e: "Kendini nasıl buluyorsun?" diye sorulmuş, O da şu cevabı vermişti: "Kendimi Yüce Allah'ın şu buyruğunda belirttiği gibi görüyorum: ‘‘And olsun sizi ilk defa yarattığımız gibi yapayaInız, teker teker huzurumuza gelmişsinizdir. Size ınsan ettiğimiz şeyleri de geride bırakmış bulunuyorsunuz.’‘ (En'am suresi, 94).

Mufaddal bin Fedale babasından naklederek şöyle anlatır:

 

Çok ağır hasta olduğu sırada bazı kişiler Abdülmelik bin Mervan'ın yanına girmek için izin istediler. yanına girdiklerinde hadım bir kişinin göğsüne yaslamış durumda buldular. Onlara şöyle dedi: "Sizler yanıma dünyanın benden yüz çevirdiği, ahiretin de bana doğru gelmekte olduğu bir sırada girmiş bulunuyorsunuz. Şimdi Allah katında benim işime en çok yarayacak bir iş hatırlamağa çalıştım da, bunun Allah yolunda henüz bu işlere bulaşmadan önce yapmış olduğum bir gazve olduğunu gördüm. Sakın şu pis kapılarımızda fazla dolaşmayınız. "

Said bin Abdülaziz ed-Tenmlhi der ki:

 

Abdülmelik bin Mervan ölümü yaklaştığı sırada sarayının kapısının açılmasını emretti. Bir boyacının elbise boyamakta olduğunu görünce: "Keşke ben de bir boyacı olsaydım!" diye iki defa tekrarladı.

 

Said bin Abdülaziz şöyle ekler: Onları bizim gibi olmayı temenni etmeğe iten ve bizi de onlar gibi olmayı arzulamağa itmeyen Allah'a hamdü senalar olsun.

Said bin Beşir şöyle der:

 

Abdülmelik ağırlaşınca kendisini kınamağa ve başına vurmağa başlayarak şöyle dedi: "Keşke ben maişetimi günbegün kazansaydım ve Allah'a itaatle vakit geçirseydim!"

 

İbn Hazim'e bundan söz edilince şöyle dedi: "Onları ölüm esnasında bizim içinde bulunduğumuz durumu temenni etmeğe iten ve öleceğimiz sırada bizleri onların içinde bulundukları durumu temenni etmeğe itmeyen Allah'a hamdü senalar olsun. "

Mes'ud bin Halef de şöyle anlatır:

 

Abdülmelik bin Mervan hastalığı esnasında dedi ki: "Allah'a yemin ederim, Tihameli bir adamın Tihame dağlarında koyun otlatan bir kölesi olmayı ve hiç bu işlere bulaşmamış olmayı temenni ediyorum."

 

İmran bin Musa el-Müeddep der ki: Rivayet edildiğine göre, Abdülmelik bin Mervan hastalığı artınca: "Beni balkona çıkartıruz." diye emretmiş, etrafındakiler de O'nu balkona çıkartmışlardı. Bu sırada bir meltem esti ve şöyle dedi: "Ey dünya! Sen ne kadar hoşsun, fakat senin uzun süren bile kısadır. Senin büyüğün bile hakirdir. Bununla birlikte bizler senin hakkında çokça aldaruşa düştük. "

 

Daha sonra da şu iki beyti okudu:

 

"Eğer inceleyip hesaba çekersen, ey Rabb! Azap olur benim için, azaba ise yok tahammülüm. Affet, çünkü sen çok affeden bir Rabb'sin, Günahları toprak sayısınca olan bu kötü kulu."

Bu beyitleri Muaviye'nin okuduğu da söylenmiştir. Ancak Abdülmelik'in de gerçekten bu şekilde korkup çekinmiş olması gerekir, çünkü kötülüklerinden sadece biri Haccac olan bir kişi kendisini nelerin beklemekte olduğunu iyi bilir.

 

Abdülmelik Said bin Müseyyeb'e şöyle demiş: "Ey Muhammed'in babası! Ben artık öyle bir hale geldim ki, iyilik yapıyorum, bundan dolayı sevinemiyorum. Kötülük de yapıyorum, bundan dolayı da rahatsız olmuyorum." Said bin Müseyyeb de O'na şu cevabı vermiş: "İşte şimdi kalbin tam manasıyla ölmüş bulunuyor."

 

Abdülmelik İslam tarihinde verdiği sözü, ahdi ve emanı bozan ilk kişidir. O'nun Amr bin Said'e yaptıklarından daha önce söz edilmişti.

 

Farsça'dan Arapça'ya divanları ilk çeviren kişi O'dur. Halife ve sultanların huzurunda Hirazvari konuşmayı yasaklayan ilk kişi de O'dur. O'ndan önce ise halifelerin yanlışlıkları yüzlerine karşı söylenebiliyordu.

 

İlk cimrilik eden halife, de odur. Cimriliği dolayısıyla "Taşları bile sıkmıştır." denilirdi.

Marufun emredilmesini yasaklayan ilk kişi de odur. O İbn ez-Zübeyr'in öldürülmesinden sonra yaptığı konuşmada şöyle demişti: "Şu andan itibaren bana kim Allah'tan korkmayı emredecek olursa onun boynunu uçururum."

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

VELİD BİN ABDÜLMELİK'İN HALİFELİĞİ