|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
BAHİR
BİN VERKA'NIN ÖLDÜRÜLMESİ
Bu
yıl içerisinde Suraymlı Bahir bin Verka öldürülmüştür.
Bahir'in
öldürülmesinin sebebine gelince: Bukeyr bin Vessac Ümeyye bin Abdullah bin
Halid'in emri üzerine daha önceden söz ettiğimiz şekilde Bahir tarafından
öldürülmüştü. Bunların her ikisi de Temimli idi. Bukeyr'in öldürülmesi ile
ilgili olarak Ebna'dan olan Avf bin Sa'adoğulları'na mensup bir kişi olarak
bilinen Osman bin Reca bin Cabir, yine Ebna'dan olan Bukeyr'in ailesini intikam
almağa teşvik etmek üzere bir şiir söyler. Ebna, bu isimlerle anılan
Temimliler'den çeşitli kolların adıdır.
Osman
bin Reca'nın bu olayla ilgili olarak söylediği beyitler şöyledir:
‘‘Yemin
ederim, göze giren çöpü görmezlikten gelerek Saf bir şaraptan tıka basa içip
durdun,
Uzun
süre intikam almayıp uyumayı seçtin. Zaten şarabı tek tek içen geride
bırakılır. Avf bin Sa'ad'ın soylu bir kişisi olsaydın sen, Bahir'i al kanlar
içinde bırakırdın. Artık Bahir'e: "Uyu, intikamdan korkma" de, Çünkü
Avflıların güzel koyun sürüleri vardır. Bir gün olsun bırakın bunları, sizi
kendi yayınızia mağlup ettiler. Doğudan batıya herkes sizden söz ediyor.
Düşünün, Bukeyr eski halinde kalsaydı, Onlara bölüklerle baskın yapardı.’‘
Yine
aynı şair şöyle der:
‘‘Şayet
Bukeyr silahlı olsaydı. Yemin ederim, Bahir gidemezdi üzerine. Zamanla kalıp yaşayacak
olursam, Allah için bunun peşini bırakmamak ne güzel olur!’‘
Ebna'dan
Bukeyr'in kabilesine mensup olan kimselerin kendisini tehdit edip durduklarını
işiten Bahir de şunları söyledi:
‘‘Ebna
bilgisizce tehdit ediyor beni. Benim ölümüm Ka'aboğulları'nı kurutur sanarak.
Keskin kılıcımla kaldırdım O 'na elimi, Parıl parıl ve kar gibi revnaklı
kılıcımla.’‘
Bunun
üzerine Avfoğulları'ndan on yedi kişi Bukeyr'in intikamını almak üzere
birbirleriyle sözleşti. Çölde yaşayan ve adı ‘‘Şemerdel’‘ olan genç bir kişi
aralarından ayrılıp Horasan'a geldi. Bahir'i ayakta dikilir vaziyette görünce
üzerine hamle yapıp hançerini sapladı. Bahir yere düştü, Şemerdel de
öldürdüğünü zannetti. Herkes: "Bu bir Haricidir." derken O da
aralarından koşup gitti. Atı tökezleyip yere düşünce yakalanıp öldürüldü.
Yine
çölde yaşayan Avflı Sa'sa'a bin Harb kendisine ait bir kaç koyunu satarak
Sicistan'a gitti. Bahir'in yakın akrabalarına bir süre komşuluk etti ve
kendisinin Yemameli ve Hanifeoğulları'na mensup olduğunu ileri sürdü.
Aralarında dostluk peyda oluncaya kadar onlarla birlikte uzun süre oturup
kalktı. Daha sonra Bamr'in bu yakınlarına şöyle dedi: "Benim Horasan'da
almam gereken bir mirasım var. Bahir'e hakkımı alabilmeme yardımcı olması için
bir mektup yazınız." Onlar da istediği mektubu yazdılar. Sa'sa'a kalkıp
Bamr'in yanına gitti. O sırada Bamr Mühelleb ile birlikte gazada bulunuyordu.
Avfoğulları'ndan bazı kimselerle karşılaştı ve onlara durumunu anlattı. Daha
sonra Bahir ile de karşılaşarak kendisinin Hanifeoğulları'ndan Ebü Bekre'nin
oğlunun arkadaşlarından olduğunu, Sicistan'da bir miktar malımn, Merv'de de
mirasının olduğunu, bu malı satarak Yemame'ye geri döneceğini söyledi. Bamr
O'nu misafir etti, harçlık verilmesini emrederek yardımcı olacağına dair söz
verdi. Bu sefer Sa' sa'a: "Herkes geri dönünceye kadar senin yanında
kalayım." dedi ve bir ay kadar Bamr'in yanında kaldı, O'nunla birlikte
Mühelleb'in yanına gidip geldi. Bahir önceleri çekinmiş ve bunun için
tedbirlerini almıştı, ancak Sa'sa'a Bahir'e kendi arkadaşlarından mektup
getirip Hanifeoğulları'ndan olduğunu söyleyince ona karşı güven duymağa
başlamıştı.
Sa'sa'a
bir gün Bahir'in Mühelleb'in yanında bulundugu ve üzerinde sadece elbise ile
üstlüğünün olduğu bir sırada yanına gelip arkasına oturdu.
Konuşacakmış
gibi yaparak Bahir'e yaklaştı ve yanındaki hançeri çıkartıp böğrüne sapladı.
Hançeri tümüyle vücuduna soktuktan sonra: "Işte Bukeyr'in intikamı böyle
alınır!" diye bağırdı. Daha sonra yakalanıp Mühelleb'in yanına götürülünce
Mühelleb O'na şöyle dedi: "Yazıklar olsun sana! Sen intikamını alamadığın
gibi kendini de ölüme sürükledin. Bahir'in korkulacak bir durumu yoktur."
Sa'sa'a şöyle karşılık verdi: "O'na öyle bir darbe indirdim ki, eğer bu
darbe bütün insanlar arasında paylaştırılacak olursa hepsi ölürler. Üstelik
karnının içindeki şeylerin kokusunu elimde buldum. "
Mühelleb
Sa'sa'a'yı hapsetti. Ebna'ya mensup bir grup kişi Sa'sa'a'nın yanına gelip
başından öptüler. Bahir de ertesi günü öldü. Bahir ölünce Sa'sa'a şöyle dedi:
"Şimdi istediğinizi yapınız. Nasılolsa Avfoğulları'nın Ebna'sının adakları
yerine geldi ve ben de intikamımı aldım. Allah'a yemin ederim, O'nunla birçok
defa baş başa olduk ve öldürmek imkanını buldum, ancak gizlice öldürmek hoşuma
gitmedi. "
Mühelleb
O'nun hakkında şöyle dedi: "Ben kendisini bundan daha rahat bir şekilde
ölüme gönderen bir kişi görmedim." Daha sonra öldürülmesini emretti ve
öldürüldü.
Denildiğine
göre Mühelleb henüz Bahir ölmeden Sa'sa'a'yı yanına göndermiş, Bahir de O'nu
öldürdükten sonra ölmüştü.
Sa'sa'a'nın
ölümü olayı gittikçe Mühelleb'in aleyhine büyümeğe başladı.
Avflılar
ve Ebna'ya mensup olanlar gazaba gelerek: "Bizim adamımız ne diye
öldürüldü ki? O intikamını almaktan başka bir şey yapmamıştı." dediler.
Temimlilerin çeşitli kolları bu konuda onlarla çekişme içine düştüler. Herkes
işin büyümesinden korkuyordu. Bu bakımdan aklı başında, görüşüne uyulur
kimseler bu konuda onlara şöyle dediler: "Sa'sa'a'nın kanının bedelini
talep ediniz ve Bahir'in kamyla Bukeyr'in kanını birbirinin karşılığı olarak
dökülmüş kanlar şeklinde değerlendiriniz." Bunun üzerine Sa'sa'a'nın
diyeti ödendi.
Ebna'ya
mensup bir kişi Sa'sa'a'yı överek şöyle der:
‘‘Gayretiyle
Irak'ı, birçok yolu ve denizleri Aşan yiğidin mükafatznı Allah versin. Kendisi
de, bineği de yorulup durdu, Bahir'i ele geçirip öldürene kadar.’‘
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
DEYLEMLİLERİN
KAZVİN'E GİRMESİ VE YAPTIKLARI İŞLER