|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
AFRİKA'NIN
TAHRİP EDİLMESİ
Askerleri
iyileşip sağlıklarına kavuşunca Hassan: "Kalan Afrika hükümdarlarından en
büyüğünün kim olduğunu bana söyleyiniz." dedi. Ona Berberilere hakim olan
ve ‘‘Kahine’‘ diye bilinen bir kadını gösterdiler. Gayptan bazı şeyleri
etrafındakilere haber verdiği için O'na Kahine denilmişti. Kendisi Berberi idi
ve Evras dağlarında bulunuyordu. Küseyle'nin öldürülmesinden sonra bütün
Berberller O'nun etrafında birleşmiştİ. Afrikalılara Kahine'yi sordu, onlar da
işgal ettiği yerin büyüklüğÜnden söz ederek: "O'nu öldürecek olursan artık
Berberller sana karşı muhalefet etmezler." dediler. Bunun üzerine Hassan
Kahine'nin üzerine yüıüdü. Bulunduğu yere yaklaşınca Kahine Bağaye Kalesi'ni
-kalelere hücum etmek ve onları ele geçirmek istiyor düşüncesiyle- yıktırdı;
ancak Hassan kaleye gitmedi ve bizzat Kahine'nin Üzerine yürüdü. Her iki ordu
karşı karşıya geldiler ve görülmemiş bir şekilde bir, irleriyle çarpıştılar.
Müslümanlar bozguna uğradı ve pek çok kişi öldürüldü. Hassan'ın kendisi de geri
çekilmek zorunda kaldı ve büyük bir topluluk da esir edildi. Kahine Kayslı
Halid bin Yezid dışında kalan bütün esirleri serbest bıraktı. Halid şerefli ve
kalıraman birisi olduğundan Kahine O'nu evlat edindi.
Yenilgiden
sonra Hassan Afrika'dan ayrıldı ve kaldığı yerden Abdülmelik'e mektup yazarak
durumu bildirdi. Abdülmelik kendisine yeni bir emre kadar olduğu yerde
kalmasını buyurdu. Bu bakımdan Hassan Berka dolaylarında beş yıl süreyle kaldı
ve bu yüzden buraya ‘‘Hassan'ın sarayları, köşkleri’‘ anlamına gelen ‘‘Kusur-i
Hassan’‘ adı verildi. Kahine ise bütün Afrika'yı eline geçirdi ve halkına son
derece kötü davranmağa, onlara haksızlık edip zulümler yapmağa başladı.
Daha
sonra Abdülmelik Hassan'a pek çok mal ve ordu gönderip tekrar Afrika üzerine
yürüyerek Kahine ile savaşmasını emretti. Hassan Kahine'nin
-anında
hala esir bulunan Halid bin Yezıd'e gizlice bir mektup göndererek durumu
öğrenmek istedi. Halid yazdığı cevabı mektubu bir ekmeğin içerisine yereştirdi,
elçi de bunu alıp geri döndü. Kahine saçlarını çözmüş olarak çıktı ve şöyle
demeğe başladı: "Onların mülkleri insanların yediklerinin içerisinde
gitti." Gelen elçi arandıysa da bulunamadı.
Elçi
Hassan'ın yanına vardığında ekmek pişirilirken mektubun yanmış DIduğu görüldü.
Bu sebeple bir daha Halid'in yanına döndü. Halid de ona ilk mektubunda
yazdıklarını tekrarladı ve bu defa mektubu atın eğerinin şişkince tarafının
içine yerleştirdi.
Hassan,
durumu öğrenince yola koyuldu. Kahine Hassan'ın üzerine gelmekte olduğunu
öğrenince şöyle dedi: "Araplar bu ülkeyi, altını ve gümüşü istiyorlar;
bizler ise tarlaları ve otlakları istiyoruz; o bakımdan ben Afrika'yı tamamıyla
tahrip ederek onların ümitlerinin kesilmesini istiyorum." Sonra bütün
taraftarlarını dört bir yana gönderip ülkeyi tahrip etmelerini istedi. Onlar da
her tarafı tahrip ettiler, kaleleri yaktılar ve malları talan ettiler. İşte bu,
Afrika'nın ilk olarak tahrip edilmesidir.
Hassan
Afrika'ya yaklaşınca karşısına bir grup Bizanslı çıktı ve Kahine'ye karşı
kendilerine yardım edilmesini isteyerek şikayette bulundular. Hassan bu duruma
sevindi ve Kabis'e yürüdü. Kabisliler, Hassan'ı ikram ve itaatle karşıladılar.
Halbuki şimdiye kadar kendilerini kalelerinde koruyorlardı. Hassan Kabis'e bir
amil tayin ettikten sonra yolu daha da kısaltmak amacıyla Kafsa üzerine yürüdü.
KafSa’ada bulunanlar kendisine itaat etti. Hassan, hem burayı, hem de Kastmya
ve Nefzave'yi eline geçirdi.
Kahine
Hassan'ın yaklaşmakta olduğu haberini alınca iki çocuğunu ve Halid bin Yezid'i
yanına çağırtıp şöyle dedi: "Ben öldürüleceğim, o bakımdan sizler
Hassan'ın yanına giderek kendiniz için eman isteyiniz." Bunun üzerine iki
oğlu ve Halid Hassan'a gittiler ve yanında kaldılar. Hassan Kahine'nin üzerine
gitti. İki ordu karşılaştı ve aralarında son derece şiddetli bir çarpışma oldu.
Ölenlerin sayısı o kadar çoktu ki herkes her iki ordunun da tükeneceğini
zannetti. Ancak daha sonra Allah Müslümanlara yardım etti ve Berberller bozguna
uğradı, pek çoğu öldürüldü. Kahine'nin kendisi de yakalandı ve öldürüldü.
Daha
sonra Berberiler Hassan'dan eman istediler. O da onlara eman verdi ve
düşmanlarla cihat etmek üzere aralarından on iki bin kişilik bir ordu
oluşturmayı şart koştu. Onlar da bu şartı kabul ettiler. Hassan bu on iki bin
kişinin başına Kahine'nin iki oğlunu komutan yaptı. Daha sonra İslamiyet
Berberiler arasında oldukça yayıldı.
Hassan
bu yılın Ramazan (4 Ocak - 2 Şubat 694) ayında Kayravan'a geri dündü ve AbdÜımelik'in
vefatına kadar Afrika'nın tartışmasız yöneticisi olarak kaldı.
Velid
bin Abdülmelik başa geçince Afrika'ya amcası Abdullah bin Mervan'ı vali tayin
edip Hassan'ı azletti. Ayrıca 89 yılında da Musa bin Nusayr'ı oranın valiliğine
getirdi. İnşallah ileride bunları da anlatacağız.
Vakidi'nin
belirttiğine göre ise Kahine, Küseyle'nin öldürülmesinden dolayı gazaba gelerek
ayaklanmış, bütün Afrika'yı eline geçirmiş, Afrikalılara çok çirkin bir şekilde
davranıp oldukça büyük ölçüde zulümler yapmıştı. Hatta 67 yılında Züheyr bin
Kays'ın öldürülmesinden sonra Kayravan'da bulunan Müslümanlar da oldukça büyük
eziyetler görmüşlerdi. Bunun üzerine Abdülmelik Afrika'ya Hassan bin Nu'man'ı
vali olarak tayin etmiş, O da oldukça kalabalık ordularla Kahine'nin üzerine
gitmişti. Meydana gelen çarpışmada Müslümanlar bozguna uğ-rayarak pek çok kişi
ölmüş, Hassan da geri kaçarak Berka taraflarına gelmişti. Burada Hicret'in 74.
yılına kadar kalmış, daha sonra Abdülmelik O'na kalabalık bir ordu göndererek
Kabine'nin üzerine gitmesini emretmişti. Bunun üzerine Hassan Kahine'nin
üzerine gitmiş, çarpışıp bozguna uğratmış ve bizzat Kahine'yi de öldürdüğü
gibi, çocuklarını da öldürerek Kayravan'a geri dönmüştü.
Hassan'ın
Kahine'nin öldürülmesinden hemen sonra Abdülmelik'in yanına geri döndüğü ve
Afrika'ya Ebü Salih adında birisini yerine vekil bıraknğı da söylenir. ‘‘Fahs
Salih’‘ denilen yer de ona nispet edilir.
ÇEŞİTLİ
OLAYLAR
Bu
yıl hac emirliğini Haccac bin Yüsuf yaptı. Medine Kadısı Abdullah bin Kays bin
Mahreme, Kufe Kadısı Şüreyh, Basra Kadısı ise Hişam bin Hubeyre idi.
AbdÜımelik'in
bu yıl bir umre yaptığı söylenirse de doğru olamaz. Muhammed bin Mervan bu
yılın yaz aylarında Bizanslılara bir gaza tertiplemiş ve Anatolia'ya kadar
varmıştır.
Cabir
bin Semura es-Süvai Küfe'de, Bişr bin Mervan'ın valiliği sırasında bu yıl
içerisinde vefat etti. Yine Bişr'in valiliği döneminde Kufe'de Ebü Cuhayfe de
vefat etti.
Ezdli
Amr bin Meymün da bu yıl vefat etmiştir. O'nun 75 yılında vefat ettiği de ileri
sürülmüştür. Amr Cahiliye dönemini de görmüş bir kimse olup oldukça uzun
yaşayan kişilerdendir.
Abdullah
bin Utbe bin Mes'üd da bu yıl vefat etmiştir. Abdullah Hz. Ömer'in amillerinden
birisidir. O'nun 73 yılında vefat ettiği de ileri sürülmüştür.
Sahabiliği
de olan Temimli Abdurrahman bin Osman de bu yıl vefat edenler arasındadır.
Muhammed
bin Hatıb bin Haris el-Cumahi de bu yıl vefat etmiştir. Kendisi Habeşistan'da
dünyaya gelmiş ve Peygamber (S.A.V.)'in yanına getirilmişti.
Ensardan
Ebü Said bin Mualla da bu yıl vefat etmiştir. Küfeli Evs bin Dam'ac da bu yıl
vefat edenlerdendir.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRET'İN YETMİŞ
BEŞİNCİ YILI OLAYLARI (M. 694-695)