İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 73. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

İBN EZ-ZÜBEYR'İN YAŞI VE SİRETİ

 

İbn ez-Zübeyr öldürüldüğü zaman yetmiş iki yaşında idi. Halifelik süresi ise dokuz yıldır, çünkü kendisine 64 yılında bey'at edilmiştir. Saçları çok ve uzun olup ortadan ayırırdı.

 

Yahya bin Vessab der ki: "İbn ez-Zübeyr secde ettiği zaman son derece sakin ve hareketsiz olduğundan ve uzun süre secdede kaldığından dolayı kuşlar O'nu bir duvar zanneder ve sırtına konardı. "

 

Başkaları da şöyle demiştir: "Abdullah zamanını üçe ayırmıştı. Bir gece sabaha kadar kıyamda durur, bir gece sabaha kadar rüküda durur ve bir gece de sabaha kadar secdede kalırdı."

 

Denildiğine göre, İbn ez-Zübeyr'in gayretli bir kişi olarak ilk bilinmesi şöyle olmuştur: Çocukluğunda bir gün arkadaşları ile oynamakta iken adamın birisi geldi ve bağırınca hepsi kaçtı. İbn ez-Zübeyr ise geri dönüp yürüdü ve arkadaşlarına şöyle dedi: "Ey çocuklar! Siz beni başkanınız yapınız ve gelin hep birlikte O'na hücum edelim." Onlar da dediğini yapmıştı. Yine çocukluğunda arkadaşlarıyla oynamakta iken Ömer bin Hattab yanından geçerken diğer çocuklar kaçtığı halde kendisi yerinde durmuş, kaçmamıştı. Hz. Ömer: -Onlar gibi sen niye kaçma-dın?" diye sorunca, Abdullah şu cevabı vermişti:

 

-Herhangi bir suç işlemedim ki senden korkayım. Yol da dar değildir ki sana yol vereyim."

 

Katan bin Abdullah der ki: "İbn ez-Zübeyr cumadan cumaya oruç tutar ve hafta boyunca yalnız üç gün oruç açardı. Kırk yıl süreyle elbisesini sırtından çıkarmadı."

 

Mücahid der ki: "Başkalarının yapamadığı ne kadar ibadet varsa mutlaka İbn ez-Zübeyr onu yapardı. Bir sel gelmiş ve Beytullah'ı örtecek kadar yükselmişti. İbn ezZübeyr yüzerek tavaf etmeğe başladı. "

 

Hişam bin Urve şöyle der: "Amcam İbn ez-Zübeyr'in küçükken söylediği ilk söz kılıç olmuştur. Onu elinden hiç bırakmazdı. Babası Zübeyr de: ‘‘Allah'a yemin ederim, senin bu kılıçla günlerin ve günlerin olacaktır.’‘ derdi."

 

İbn Sirin şöyle der: "İbn ez-Zübeyr dedi ki: ‘‘Ka'ab'ın bize olacak diye sözünü ettiği her şey mutlaka dediği gibi çıktı. Ancak Sakif'ten birisinin çıkıp beni öldüreceği çıkmadı, çünkü şu anda onun başı önümde duruyor.’‘ (Bununla Muhtar'ı kastediyordu.)"

 

 

İbn Sirin şöyle ekler: "Ancak İbn ez-Zübeyr Haccac'ın gözünden kaçtığının farkında değildi. "

 

Abdülaziz bin Ebi Cemile el-Ensari anlatıyor: "İbn Ömer, öldürüldükten sonra asılmışken İbn ez-Zübeyr'in yanından geçerken şöyle dedi: ‘‘Ey Ebu Hubeyb! Allah sana rahmet eylesin. Sen gerçekten çokça oruç tutar ve çokça namaz kılardın. Eğer sen onların en kötüsü isen Kureyş gerçekten felah bulmuştur.’‘"

 

Haccac O'nu astıktan sonra Yahudilerin kabristanına bırakmış ve haber gönderip annesini yanına çağırtmış, ancak annesi gelmemişti. Bunun üzerine O'na şu haberi gönderdi: "Ya yanıma gelirsin veyahut da seni saçlarından sürükleyip getirecek kimseler gönderirim." Ancak yine gitmedi. Bu sefer Haccac O'nun yanına gitti. Yanına vardığında şöyle dedi: "Benim Abdullah'a yaptıklarımı nasıl buldun?" Annesi şu cevabı verdi: "Görüşüm odur ki, sen benim oğlumun dünyasını, oğlum da senin ahiretini ifsat etmiştir. Resulullah (S.A.V.) bize şöyle buyurmuştu: ‘‘Sakifte bir yalancı ve bir de her tarafı tahrip eden kişi vardır.’‘ Yalancıyı (Muhtar'ı kastediyor) gördük. Tahrip ediciye gelince, o da sensin."

Bu Sahih bir hadis olup Müslim ‘‘Sahih’‘inde rivayet etmiştir.

 

İbn ez-Zübeyr bir gün Abdullah bin Ca'fer'e şöyle dedi: "Resulullah (S.A.V.) ile seninle beraber karşılaştığımız günü hatırlıyor musun? Fatıma'nın iki oğlunu almış idi." Abdullah bin Ca'fer O'na şöyle karşılık verdi: "Evet, bizi taşıdı, fakat seni de bıraktı." İbn ez-Zübeyr böyle bir cevabı alacağını bilmiş olsaydı sormazdı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

MUHAMMED BİN MERVAN'IN CEZİRE VE ARMENİA VALİLİĞİ