İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
HİCRETİN
YÜZ SEKİZİNCİ YILI OLAYLARI (M. 726-727)
HUTTEL VE GUR
SAVAŞLARI
Bu
yılda Esed, nehri geçti, Hakan kendisini karşıladı, fakat bu defa aralarında savaş
cereyan etmedi. (Esed'in Huttel'den mağlup olarak döndüğü de rivayet
edilmiştir.)
Esed
kışı Surh Dere'de geçirmek istediğini söyleyerek hareket etti.
Bayraklarını
gönderdi ve karanlık bir gecede Surh Dere'ye yürüdü. Hareket sırasında tekbir
getirmeğe başladılar. Hakan: "Neleri var bunların?" diye sordu.
Adamları: "Bu onların alamtidir, hareketlerinde böyle söylerler."
diye cevap verdiler. Ardından Hakan Gur ehlini toplayarak Esed ve ordusunun
üzerine yürüdü, bir gün boyunca savaştılar.
Türklerden
biri iki ordunun safları arasında yeke yek dövüşe başlamıştı.
Salim
bin Ahvez, Nasr bin Seyyar'a: "Ben şu yiğit adamla yeke yek dövüşeceğim,
onu öldürebileceğimi sanıyorum, böylece de Esed'i memnun etmiş olurum."
diyerek dövüş yapan yiğit adama hücum edip yaraladı ve öldürdü. Dönüp geldi,
biraz sonra: "Ben yine çıkacağım" diyerek çıktı, yine bir adam
öldürdüyse de kendisi de yaralanmaktan kurtulamadı. Bu defa Nasr Salim'e:
"Sen
dur, şimdi de ben dövüşe çıkayım." diyerek çıktı, düşman arasına karışıp
iki kişiyi öldürdü ve yaralı olarak geri döndü. Salim'e şöyle dedi: "Ne
dersin. yaptıklarımız O'nun (Esed'in) hoşuna gitmiş midir?" Salim'in:
"Allah O'nu hoşnut etmesin!" demesi üzerine de: "Hayır,
vallahi!" diye karşılık verdi.
Bu
sırada Esed'in bir elçisi onlara gelerek: "Emir size şöyle söylüyor:
‘‘Sizin bana yaranmak istediğinizi anladım, Allah ikinize de lanet
etsin.’‘" deyince Salim: "Amin, eğer bir daha yaparsak!"
şeklinde cevap verdi.
Ertesi
gün hücum edip Türkleri mağlup ettiler, ülkelerine hakim olarak çok sayıda esir
ve ganimet ele geçirdiler.
Huttel'de
Müslümanların yiyeceği tükenmiş, açlıkla karşı karşıya kalmışlardı. Esed
uşağıyla iki koç göndererek bunları beş yüz dirheme satmasını emretmiş, uşak
gittikten sonra da: "Bu koçları alsa alsa İbn Şihhir alabilir"
demişti. Uşak akşama doğru oraya varmıştı. Bunları pazarda gören İbn Şihhir beş
yüz dirheme satın almış, birisini kesmiş, öbürünü de kardeşlerine göndermişti.
Uşak bunları Esed'e anlatınca Esed İbn Şihhir'e bin dirhem göndermiştir. (İbn
Şihhir, Osman bin Abdullah bin Şihhir Ebu Mutarriftir.)
ÇEŞİTLİ
OLAYLAR
Mesleme
bin Abdülmelik bu yıl içerisinde Cezire bölgesi yakınlarındaki Rumlar ile
savaşmış ve Kaysariyye (Kayseri)'yi fethetmiştir.
İbrahim
bin Hişam da Anadolu (Rum) kalelerinden birini bu yılda fethetmiştir.
Bükeyr
bin Mahan aralarında Ammar Abbadi'nin de bulunduğu Abbasoğulları
taraftarlarından bir grubu Horasan'a bu yıl içinde göndermiş, bunu birisi
Horasan emiri Esed bin Abdullah'a bildirmiş ve Esed de Ammar'ı yakalayarak
ellerini ve ayaklarını kestirmiştir. Diğerleri kurtulmayı başararak Bükeyr'e
dönmüş, bu durumu haber vermişler, Bükeyr de Muhammed bin Ali bin Abdullah bin
Abbas'a bildirmiş, Ali: "çağrınızı doğrulayan ve taraftarlarınızı kurtaran
Allah'a hamdolsun." diye cevap vermiştir.
(107.
yılolaylarında bu kıssa geçmişti. Orada Ammar'ın kurtulduğu nakledilmişti,
burada ise yakalanıp ellerinin ve ayaklarının kesildiği rivayet edilmektedir. )
Bu
yıl içerisinde Dabık'ta bir yangın çıkmış; ekinler, hayvanlar yanmıştır.
Yine
bu yılda Türk Hükümdarı İbn Hakan Azerbaycan üzerine yürümüş, orasını muhasara
etmiştir. Haris bin Amr Tai karşı çıkmış, yapılan savaşta Türkler hezimete
uğramışlar ve Haris Aras Nehri'ni geçinceye kadar bunların peşine düşmüştür.
İbn Hakan tekrar geri dönmüş, savaşa girmiş, fakat yine yenilgiye uğramaktan
kurtulamamış, bu defasında pek çok Türk katledilmiştir.
Abbad
Ruayni muhakkim olarak Yemen'de ortaya çıkmış ve Yemen emiri Yusuf bin Ömer,
Abbad'ı ve sayıları üç yüz civarında olan arkadaşlarını katletmiştir.
Muaviye
bin Hişam bin Abdülmelik, Meymun bin Mihran ile beraber Şamlılarla savaşmış ve
denizden Kıbrıs'a geçmiştir. Karada ise Mesleme bin Abdülmelik savaşmıştır.
Yine
aynı yılda Şam'da büyük bir veba salgını ortaya çıkmıştir.
Bu
yıl hac emirliğini Medine, Mekke ve Taif Valisi olan İbrahim bin Hişam
yapmıştır. Üst seviyedeki görevliler (amilİer) geçen yıl zikri geçenlerdir.
Muhammed
bin Ka'ab Kurtubi (bir rivayete göre 117 yılında ölmüştür. Peygamber (S.A.V.)
zamanında doğduğu söylenir) Musa bin Muhammed bin Ali bin Abdullah (Anadolu'da
savaşan İsa'nın babasıdır) yetmiş yedi yaşında iken, Kasım bin Muhammed bin Ebi
Bekri's-Sıddik (gözlerinin kör olduğu da söylenir) yetmiş veya yetmiş iki
yaşında iken, Ebu Mütevekkil Ali bin Davud Naci, Ebu Sıddik Naci (asıl ismi
Bekr bin Kays), Ebu Nadre Münzir bin Malik bin Kıt'a Nadri ve Kufe kadısı
Muharib bin Disar Ktifi, hepsi bu yıl içerisinde ölmüşlerdır.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN YÜZ
DOKUZUNCU YILI OLAYLARI (M. 727-728)
HALİD VE KARDEŞİ ESED'İN HORASAN VALİLİĞİ'NDEN AZLEDİLMESİ VE EŞRES'İN TAYİNİ