İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 106. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ESED'İN HORASAN'A EMİR OLMASI

 

Halid bin Abdullah, kardeşi Esed'i Horasan'a emir tayin etti. Esed Horasan'a geldiği sırada Müslim Fergana'da savaşlarına devam ediyordu. Esed nehri geçmek üzere gelince EmÜı'de gemilerin başında bulunan Eşheb bin Ubeyd Temimi: "Benim görevim buradan kimseyi geçirmemek" diyerek O'na engeloldu. Esed mal, para teklif ettiyse de geçmeğe muvaffak olamadı. Sonunda emir olduğunu söyleyince geçmelerine müsaade etti. Esed sonra şöyle dedi: "Bunu iyi tanıyınız; ta ki buna emniyetimiz konusunda teşekkür edelim."

 

Esed Suğd'a geldi ve ‘‘Merc’‘ denilen yerde konakladı. Semerkand Valisi Ham bin Ham idi. Haru halk ile birlikte Esed'i karşılamağa çıktı. Esed'i taş üzerinde gören halk bunu uğursuzluk sayarak: "Bu adamda hayır yok." dediler. Esed Semerkand'a girince Abdurrahman bin Nuaym'ın orduya komuta konusundaki ahdini iki kişiyle gönderdi. Bu şahıslar Abdurrahman'ı bulup bu ahdi teslim ettiler. Sonra Abdurrahman şu ahdi Müslim'e getirdi. Müslim:

 

"Sem'an ve maten" diyerek teslimiyet gösterdi. Abdurrahman Müslim de yanında olduğu halde hareket etti. Bunlar Semerkand'da Esed'in yanına geldiler. Esed Haru'yi Semerkand'daki görevinden azlederek yerine Hasen bin Ebi Amaratta Kindi'yi geçirdi.

Hasan'a: "Türkler yedi bin kişiyle üzerine geliyorlar." denildi. "Biz haraç vermedik, onları ülkelerinde yenen ve köleleştiren bizleriz. Bununla beraber sizleri onlara yaklaştıracağım, atlarınızın yelelerini onların atlarıyla bir araya getireceğim." dedi ve arkasından onlara küfrederek bedduada bulundu. Sonra yavaş hareketle üzerlerine yürüyüp bir baskın yaparak kayıp vermeden geri çekildiler. Sabit Kutne'yi Semerkand'da kendi yerine bıraktı, Halka bir hutbe okuyacakken şaşırıp konuşacak bir şey bulamadı ve: "Allah'a ve Resulü'ne itaat eden dalalete sapmıştır." deyip sustu, ardından tek kelime bile söylemedi. Daha sonra şöyle dedi:

‘‘Her ne kadar şu anda aranızda konuşamıyorsam da,

 

Siz bir de benim harbin kızıştığı sırada kılıcı nasıl konuşturduğumu görün.’‘

 

Bu sözü üzerine kendisine şöyle denildi: "Minberde de böyle konuşabilsen en iyi hatip sen olursun. "

 

Hacibu'İ-Pil Yeşkuri Hasan'ı ayıplayarak şöyle demiştir:

 

‘‘Ey Ebu'L-A'la! Sen cuma günü bÜyük bir sıkıntıyla karşılaştın; Konuşmak istiyorsun, fakat dilini eğip büküyorsun.

 

Yüksek bir dağın tepesinden ayağı kayıp yuvarlanan biri gibi, İnsanlar gözlerini sana dikince yutkunmaya başladın.’‘

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HÜRR'ÜN MUSUL'A AMİL OLMASI