İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 106. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

MÜSLİM'İN TÜRKLERLE SAVAŞI

 

Müslim nehri geçtikten sonra kendisine iltihak edenler odlu. Buhara'ya vardığında Halid bin Abdullah'ın, kendisinin Irak'a tayin edildiğini ve yine de savaşlarını tamamlamasını bildiren mektubunu aldı. Müslim Fergana'ya geçti, burada Türk Hakanı'nın kendisine doğru geldiğini haber alarak hareket etti. Üç merhale yürüdükten sonra hakan onlara doğru yürüdü. Müslümanlardan bir gruba rastladı. Bunlardan bazıları katledildi. Müseyyeb bin Bişr Reyahi, Müseyyeb'in süvarilerinden Bed ve sonra Gürek'inCı) kardeşi katledilenlerdendi. Halk ayaklanarak bunları ordudan çıkardılar. Müslim yine askerlerine hareket emri verdi, sekiz gün boyunca yürüdü. Hakan da askerleriyle bunların çevresinde dolaşıyordu. Sekizinci günde konaklamak arzusuyla müşavere yaptılar ve "Burada sabahlarsak suya ulaşırız, zaten su buradan uzak değiL." diyerek konaklama kararı aldılar. Fazla yüksek bina kurmadılar, ağır gelen eşyaları yaktılar. Böylece milyonlar değerinde şeyler yakıldı. Sabahleyin nehre ulaştılar. Fergana ve Şaş ahalisi nehrin aşağılarında bulunuyorlardı. Müslim bin Said emrindekilere, kılıçlarını kınlarından sıyırmalarını emretti. Her yer kılıç oldu. Sonra nehri bırakıp geçtiler. Hakanın bir oğlu yine onları takibe devam etti. Humeyd bin Abdullah Amr'a haber göndererek: "Arkamızda iki yüz kadar Türk var, biraz beni bekleyin de onlarla savaşayım." dedi ve durarak bu Türklere saldırdılar. Suğdların reisini, Türklerin kumandanını ve Suğd ehlinden yedi kişiyi esir aldılar, öbürleri ise gittiler. Humeyd geri döndüğü sırada sırtından yediği bir okla öldü.

 

Susuzluk baş gösterdi. Abdurrahman Amiri devesiyle yirmi kırba su taşıyarak bunu yudum yudum insanlara içirdi. Müslim bin Said su istedi, kendisine bir kapta su getirdiler. Bu suyu Cabir veya Haris bin Kesir (Süleyman bin Kesir'in kardeşi) alıp içti. Müslim: "Ona dokunmayın, o benim suyumu çok susadığı için almıştır." dedi.

 

Hucende'ye vardıklarında açlık ve susuzluktan bitap düşmüşlerdi. İnsanlar sağa sola dağıldılar. İki süvari Abdurrahman bin Nuaym'ı aradılar. Abdurrahman'a Halid'in kardeşi Esed bin Abdullah'tan, Horasan'a dair ahdini getirdiler. Abdurrahman bu ahdi Müslim'e okuttu. Müslim: "Kabul ve itaat ediyoruz." dedi.

 

Abdurrahman Amül Çölü'nde ilk defa çadır ittihaz eden kimsedir:

 

Hazrec Tağlebi şöyle diyor:

 

Türkler bizimle savaştılar; hatta bizi öyle kıstırdılar ki, ölüme kesin gözüyle bakıyorduk. Havsere bin Yezid bin Hürr bin Huneyf Türklere dört bin kişiyle saldırıp geri çekildi. Nasr bin Seyyar otuz kişilik süvari bölüğüyle saldırıp Türkleri yer değiştirmek zorunda bıraktı. Sonra hep birlikte hücuma geçildi ve Türkler hezimete uğradı. (Havsere, Rakabe bin Hürr'ün kardeşinin oğludur.)

 

Denildiğine göre, Ömer bin Hübeyre Müslim'i tayin ettiği sırada O'na:

 

"Hacibini güvendiğin salih kimselerden seç; çünkü senin meramını anlatacak olan odur. Bir de ‘‘mazeret görevlileri’‘ (ummal-i özr) seç." der. Müslim: "‘‘Ummal-i özr’‘ ne demektir?" diye sorar. Ömer: ‘‘Her bölgenin ahalisi kendi görevlisini (amilini) seçsin.’‘ diye buyurursun. Eğer bunlar iyi çıkarsa senin lehine, şayet kötü çıkarsa bundan mesul olan onlardır, sen mazur olursun." diye cevap verir.

 

Müslim bin Said'in mühürdarı Tevbe bin Ebi Said idi. Esed bin Abdullah Horasan Valisi olunca bunu kendi mühürdarı yapmıştır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİŞAM BİN ABDÜLMELİK'İN HACCETMESİ