İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 104. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

CERRAH'IN ARMENİA'YA VALİ OLUŞU VE BELENCER'İN FETHİ

 

Bu galibiyetten sonra Hazarlar başka ülkelere saldırmak amacıyla toplandılar. O sıralarda Yezid bin Abdülmelik Cerrah bin Abdullah Hakemi'yi Armenia'ya göndermiş ve kuvvetli bir• ordu ile destekleyerek Hazar Türkleri üzerine saldırmalarını emretmişti. Bunların gelişi Hazarlar arasında kulaktan kulağa yayıldı. Hazar Türkleri geri dönüp Bab ve Ebvab'a indiler. Cerrah Berzea'ya geldi, orada biraz istirahat etti, sonra Hazar üzerine yürüyerek Kürr Nehri'ni geçti. Bu dağda oturan bazı kimselerin Hazar Meliki'ne kendi gelişini ihbar ettiklerini işitti. Hemen halk arasında şöyle bağırttı: "Komutan (Cerrah) burada bir kaç gün kalacaktır, bolca yemek yapın." Orada bulunan Hazar Meliki'nin adamı durumu hemen melikine iletti ve acele ile hareket etmemelerini istedi.

 

Fakat gece olunca Cerrah hemen hareket emrini verdi. Cebri yürüyüşle Bab ve Ebvab şehirlerine vardılar. Hazarlar bundan habersizdi. Cerrah bölgeye girerek dört bir yana yağma ve baskın için seriyyeler gönderdi. Bu seriyyeler ertesi gün ganimetlerle döndüler. Hazar Türkleri meliklerinin oğlu komutasında Cerrah ve askerlerinin üzerine yürüdüler. Ran Nehri kıyısında iki ordu karşı karşıya geldi. Hazar Türkleri yenilgiye uğramaktan kurtulamadılar.

 

Pek çoğu öldürüldü, pek çoğu da esir alındı. Müslümanlar onların bütün ağırlığını alarak ‘‘Husayn’‘ diye tanınan bir kaleye geldiler, buranın halkıyla da bir miktar mal karşılığında sulh yapıp onlara eman verdiler. Sonra Yorgo denilen şehre gelip altı ay kadar kaldılar. Burada bazı savaşlar yaptılar, daha sonra bunlara eman verdiler.

 

Cerrah daha sonra Belencer'e geldi. Belencer meşhur bir kaledir. Belencer ahalisi Müslümanların kaleye girmesini engellemek için üç yüz kadar ‘‘acele’‘ (kaleyi savunmağa yarayan dönmeli alet) temin edip bunları birbirlerine sıkıca bağladılar. Bu aletler Müslümanları iyiden iyiye yıldırmıştı. Bunların verdiği zararı görünce otuz kadar adam ölümü göze alarak yekvücut halinde hücuma geçtiler, bu aletlere doğru yürüdüler. Düşmanlar bu otuz Müslümanı ok yağmuruna tuttular, fakat Müslümanlar geri dönmediler. Sonunda bu aletlere ulaşıp iplerini kestiler, hepsi birbirine bağlı olduğundan çözülüp aşağı indiler, böylece diğer Müslümanlar da saldırıya geçtiler. Çok çetin bir savaş oldu; öyle ki, her iki taraf da sonucun ne olacağını kestiremiyordu. Sonunda Hazarlar mağlup oldular, Müslümanlar kaleyi ele geçirip içinde bulunan şeyleri ganimet olarak aldılar. Her bir süvari yaklaşık üç yüz dinar almıştı. Paranın toplam miktarı otuz küsur bin dinar idi.

 

Cerrah Belencer Meliki'nin ailesini ve çocuklarını aldı. Meliki yanına getirterek ailesini, mallarını ve kaleyi iade etti, sonra bu meloo orada olup biteni kendine haber verecek bir casus olarak bıraktı.

 

Cerrah Belencer'den ayrılarak Vebender'e geldi, Vebender'de kırk bin ev Türk vardı. Cerrah bunlarla haraç vermeleri kaydıyla anlaşma yaptı. Daha sonra bu ülkede bulunanlar toplanarak Müslümanların geçeceği yolları tuttular. Belencer Hükümdarı hemen bu durumu Cerrah'a bildirdi. Cerrah geri dönerek Rüstak Melli'ye geldi. Bu sırada kış bastırdı. Müslümanlar orada ikamet etmeğe karar verdiler. Cerrah Allah'ın (C.C.) kendilerine muhayyer kıldığı fetihleri ve kafirlerin kendilerine karşı ordu topladığını Yezid bin AbdÜımelik'e bildirerek yardım isledi. Yezid asker göndereceğini vaat etti, fakat bundan önce ec eli O'nu yakaladı. Bu orduya daha sonra Hişam bin Abdülmelik asker göndermiş ve Cerrah'ı görevinde bırakmıştır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

ABDURRAHMAN BİN DAHHAK'IN MEDİNE VE MEKKE VALİLİĞİ'NDEN AZLEDİLMESİ