İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
CERRAH'IN
AZLİ, ABDURRAHMAN BİN NUAYM KUŞEYRİ VE ABDURRAHMAN BİN ABDULLAH'IN GÖREVE
GETİRİLMELERİ
Ömer'in
Cerrah bin Abdullah Hakemı'yi Horasan Valiliği'nden azledip yerine Abdurrahman
bin Nuaym Kuşeyrl'yi getirdiği söylenir. Cerrah'ın azli Ramazan ayında vuku
bulmuştu.
Yezıd
Horasan'daki görevinden azledilince Irak amili yine amil olarak Cürcan'a
gönderildi, Yezıd bin Mühelleb'in Cürcan amili olan Cehm bin Zehr Cu'fi'yi
sorguya çekip bağlatarak hapse attırdı, yine O'nunla gelen bir grubu da
hapsettirdi, sonra Horasan'a Cerrah'ın yanına çıktı. Cürcan halkı amillerini
serbest bıraktılar. Cerrah Cehm'e: "Eğer sen amcamın oğlu olmasaydın
serbest bırakılmana izin vermezdim." dedi. Cehm de: "Amcamın oğlu
olmasaydın ben de sana gelmezdim." diye karşılık verdi.
(Cehm,
Husayn bin Haris'in iki kızı cmetinden Cerrah'ın bacanağı oluyordu. Hakem ve
Cu'fi, Sa'ad KuşeYrl'nin iki oğlu olduğundan aynı zamanda Cerrah Cehm'in
amcasının oğlu oluyordu.)
Cerrah:
-
Sen imamına muhalefet ettin. Savaş, belki kazamrsın da O'nun yanında durumun
düzelir, diyerek Cehm'i Huttül'e gönderdi.
Cehm
oradan ganimetlerle döndü. Cerrah Ömer'e iki Arap, bir de Ebu's-Sayd künyeli
bir azadı köleden müteşekkil üç kişilik bir heyet gönderdi. Devamlı olarak iki
Arap konuşuyor, Ebu's-Sayd ise susuyordu.
Ömer
O'na sordu:
-
Sen heyetten değil misin?
Ebu's-Sayd:
-
Evet, heyettenim, diye cevap verdi. Bunun üzerine
Ömer:
-
Öyleyse niye susuyorsun? diye sorunca da Ebu's-Sayd şöyle konuştu:
-
Ey Müminlerin emiri! Yirmi bin mevall maaşsız savaşmaktadır. Bir
o
kadarı da Müslüman olmuş ve hala haraç (cizye) ödemektedider. emirimiz
(kumandanımız) zalim ve ırkçı birisidir. Minberimize çıkar ve: "Ben size
alim olarak geldim ve bugün artık ırkçıyım. Vallahi kavınimden bir tek kişi
benim için kavınimden olmayan yüz kişiden daha sevimlidir. " der. O hala Haccac'ın
kılıçlarından bir kılıçtır. Zülüm ve düşmanlıkla muamele etmektedir.
Ömer
bunun üzerine:
-
Öyleyse senin gibileriyle yükselinir, dedi.
Ömer
Cerrah'a şöyle yazdı: "Bak, senin kıblene dönüp namaz kılanlardan cizyeyi
kaldır." Cerrah bunu uygulayınca insanlar İslam'a girmekte yarış ettiler.
Cerrah'a denildi ki: "İnsanlar cizyeden kurtulmak için İslam'a koşuyorlar,
sen onları sünnetle imtihan et." Cerrah, bu durumu Ömer'e bildirdi. Ömer,
cevaben: "Allah, Muhammed'i (S.A.V.) davetçi olarak gönderdi, sünnet edici
olarak değiL." şeklinde mektup yazdı. Daha sonra: "Bana dürüst bir
adam getirin de Horasan hakkında bir şeyler sorayım." dedi. O'na Ebu
Miclez'i tavsiye ettiler. Ömer, Cerrah'a mektup göndererek, yanına gelmesini,
Ebu Miclez'i beraberinde getirmesini ve Horasan harbini idare etmek üzere de,
Abdurrahman bin Nuaym Amiri'yi bırakmasını istedi. Cerrah bir konuşma yaptı ve:
"Ey Horasanlılar! Ben size üzerimdeki şu elbiselerimle geldim, sizin
malınızdan bana geçen sadece kılıcımın süsüdür." diyerek onlardan ayrıldı.
Yanında sadece bir at ve bir de katır vardı. Ömer'in huzuruna çıktığında Ömer
O'na: "Ne zaman yola çıktın?" diye sordu. Cerrah: "Ramazan
ayında." diye cevap verdi. Ömer bunun üzerine: "Seni zulüm ve cefa
ile tavsif eden doğru söylemiş. Bayrama kadar ikamet edip, bayramı yaptıktan
sonra yola çıksaydın ya!" diye sitem etmişti.
Cerrah,
Ömer'e önceden şöyle yazmıştı: "Horasan'a geldim, orada fitne ve anarşinin
şaşkına çevirdiği insanlar buldum. Onlar için en sevimli şey, üzerlerindeki
Allah'ın hakkına mani olmak için (zekatı vermemek için) irtidad etmekti. Onları
kılıç ve kırbaçtan başka bir şey bundan vazgeçiremiyar. Senin iznin olmadan
bunları tatbik etmeyi uygun görmedim. "
Ömer,
şöyle cevap vermişti: "Ey Cerrah'ın anasının oğlu! Sen, fitneye onlardan
daha da hırslısın. Hak etmedikçe. Mümine ve muahede kırbaç vurma. Kısastan da
kaçın. ‘‘Sen, gözlerin hıyanetini ve gönüllerin gizlediğini bilene döneceksin’‘
(Mümin, 19) ve ‘‘Büyük küçük her şeyi sayıp döken’‘ (Kehf, 49) bir kitabı
okuyacaksın."
Cerrah,
Ömer'in yanına gelip, Ebu Mielez'i de getirince aralarında şöyle bir konuşma
geçti:
Ömer:
-
Bana Abdurrahman bin Abdullah hakkında bilgi ver.
Cerrah:
-
Denk olanlara eşit davranır. Düşmana düşmandır, dilediğini yapan bir
kumandandır. Yardım edeceği birini bulunca hemen koşar.
Ömer:
-
Ya Abdurrahman bin Nuaym?
Cerrah:
-
O afıyeti ve ağır davranmayı sever. Bunu ben daha çok severim. Ömer bunu namaz
ve harp işleri için, Abdurrahman Kuşeyri'yi de harac toplama işleri için görevlendirdi.
Horasan ehline de Abdurrahman'ı harp işlerine, Abdurrahman (b. Abdullah)'ı da
haraç işlerine tayin ettiğini bildirdi. Bu ikisine de maruf ve ihsan tavsiye
eden bir mektup gönderdi.
Abdurrahman
bin Nuaym Ömer ölünceye dek Horasan'da görev yaptı. ondan sonra da Yezid bin
Mühelleb'in ölümüne kadar. Ölünce, Mesleme bin Abdülaziz Haris bin Hakem'i
göndermiş, bunun valiliği bir buçuk seneden fazla sürmüştü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA