İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
VELİD'İN
YAPTIĞI İŞLER VE SİRETİ HAKKINDA
Velid
Şam ehline göre üstün, faziletli halifelerdendir. Şam Mescidi, Medine Mescidi (ahalisine
selam olsun), Mescid-i Aksa gibi pek çok mescit yaptırmış, minareler diktirmiş,
sakatlara bağışlarda bulunarak onları dilenme durumuna düşmekten korumuştur.
Kuad hastalığına (yürümeye engel bir hastalık) yakalananlara bir hizmetçi,
körleri gezdirmek üzere birer rehber tahsis etmiştir.
Endülüs,
Kaşgar ve Hind gibi yerlerde fetihler yapmıştır.
Sebze
satıcısına uğrar, bir tutam sebze alır ve: "Bu kaça?" diye sorardı.
Sebzeci:
"Bir füıüs." deyince Velid: "Bunun fiyatını artır." derdi.
Bina
yaptırmayı, iş yerleri açtırmayı ve güzel koku sürünmeyi severdi. Velid' in
hilafeti zamanında insanlar karşılaştıkları zaman birbirlerine ‘‘bina’‘dan
sorarlardı. Süleyman ise yemeği ve nikah (cimaı) severdi. O'nun zamanında
insanlar birbirlerine bu iki şeyden sorarlardı. Ömer bin Abdülaziz ise ibadete
düşkündü. O'nun zamanında insanlar birbirlerine hayır hasenattan, geceleyin
yaptıkları zikirden, ne kadar ayet, sure ezberlediklerinden ve ayın kaç gününü
oruçlu geçirdiklerinden söz ederlerdi.
Velid
vefat etmeden önce bir hastalığa yakalanmış, baygın düşmüştü ve o günü adeta
ölü gibi geçirmişti. Ailesi ve dostları öldü diye ağlamağa başlamışlar ve
haberciler "Velid öldü." diye etrafa haber götürmüşlerdi. Avucunda
ustuvaneye ulaşan bir ipi tutarak: "Allah'ım! Benim üzerime merhametsiz
birini musallat etme." diye dua etmişti. Ayıldığı zaman yanına bir haberci
geldiğinde de yine Aynı şekilde duada bulunuyordu. Velid tamamen ayılınca:
"Benim
afiyet bulmama Haccac'dan daha fazla sevinen olmamıştır." demiş, Haccac
yanına gelinceye kadar vefat etmemişti.
Velid
kardeşi Süleyman'ı halifeliğe getirmeyip oğlu Abdülaziz'e bey'at edilmesini
dilemiş. Süleyman bunu kabul etmemiştir. Velid bütün memurlarına haber
göndermiş ve herkesi Abdülaziz'e bey'ate çağırmıştır. O'nun bu çağırışına
Haccac, Kuteybe ve ileri gelen bazı kimselerden başkası icabet etmemiştir. Yine
Velid Süleyman'a haber göndererek yanına çağırmış, hatta Süleyman'ın gelmekte
ağır davrandığını anlayınca azletmek için yanına gitmeğe teşebbüs etmiş, fakat
kavuşamadan ölmüştür.
Dımaşk
Mescidi'ni yaptırmağa karar verdiğinde orada bulunan kiliseyi yıktırmış ve onun
yerine mescit bina ettirmişti. Ömer bin Abdülaziz halife olunca bazı
Hıristiyanlar bu durumu Ömer'e şikayet yollu arzetmişler, Ömer de onlara: "Medine'nin
haricindeki yerler kılıç zoruyla fethedilmiştir. Biz size kilisenizi iade
ederiz ve Tuma Kilisesi'ni yıkar, yerine bir mescit bina ederiz; çünkü orası da
kılıç zoru ile fethedilmiştir." diye karşılık vermişti. Onlar bunun
üzerine: "Biz bu kiliseden vazgeçelim, siz de Tuma Kilisesi'ni yıkmaktan
vazgeçin." demişlerdi.
Velid
nahvi iyi bilmez ve çok hata yapardı. Bir bedevi bir gün Velid'in huzuruna
çıkmış ve kendisi ile akrabaları arasında bir hısımlık bulunduğunu söylemişti.
Velid ona: "Men hateneke (Seni kim sünnet etti?)" diye sormuş, Arabi
de Velid'in sünnet olmaktan bahsettiğini zannederek: "Her hangi bir
tabip," diye cevap vermişti. Orada bulunan Süleyman: "Müminlerin
emiri ‘‘Men hatenüke (Kayın baban kim?’) demek istiyor." deyince Arabi:
"Ha, filan." diyerek hateninin kim olduğunu söylemişti.
Babası
bu olay üzerine Velid'i kınayıp: "Arap'ın dilini iyi konuşamayan onlara
halife olamaz." deyince Velid nahiv alimlerini toplamış, bir eve girmiş ve
altı ay boyunca hiç dışarı çıkmadan bu iş üzerinde durmuş, fakat girdiği günden
daha da bilgisiz olarak evden çıkmıştır. Abdülmelik O'nun bu konuda mazur
bulunduğunu söylemiştir.
Denildiğine
göre, Velid hilMete geldiğinde her üç günde bir Kur'an'ı hatmeder, Ramazan'da
ise her gün bir hatim yapardı. Bir gün bir hutbe okudu ve: "Ya levteha
kanet el-kadıyetü. (Ta'nın zammıyla) (Keşke o ölüm olsa.)dedi. Ömer bin
Abdülaziz de: "Bizi de rahata kavuştursa." diye söylendi.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
SÜLEYMAN BİN
ABDÜLMELİK'İN HİLAFETİ VE KENDİSİNE BEY'AT EDİLMESİ, BU YIL İÇİNDE CEREYAN EDEN
OLAYLAR