İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 128.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HİCRETİN YÜZ YİRMİ SEKİZİNCİ YILI OLAYLARI (M. 745-746)

 

HARİS BİN SÜREYE'İN ÖLDÜRÜLMESİ VE KERMANİ'NİN MERV'E KARŞI ZAFERİ

 

Yezid bin Velid'in Haris bin Süreyc'e teminat verdiğini, O'nun da müşrik beldelerinden İslam beldelerine dönüşünü ve Nasr ile arasında olan ihtilatı önceden anlatmıştık.

 

İbn Hübeyre lrak'a vali olunca Nasr'a Horasan'a dair emirnamesini yazdı. Nasr Mervan bin Muhammed'e bey'at etti, Haris ise şöyle dedi: "Bana Yezid teminat verdi, Mervan ise vermedi. Mervan Yezid'İn emanım geçerli saymıyor, ben de ondan emin olmuyorum." Böylece Nasr ile anlaşamadı, Nasr O'na birliğe davet eden, tefrika ve düşmanlık umudunu bırakmayı ihtiva eden bir haber gönderdi. Haris kabul etmedi, karşı çıktı ve asker topladı. Nasr'a:

"Emirlik işini şuraya havale et," diye haber gönderdi, fakat Nasr kabul etmedi. Haris, Cehmiyye'nin reisi ve Rasib'in azatlısı Cehm bin Safvan'a, O'nun (Nasr'ın) ahlak ve hareketlerini ve halkı nelere davet ettiğini insanlara ilan etmesini emretti. Cehm'in ilanını işittiklerinde Haris'in etrafındaki kalabalık arttı. Haris Nasr'a emniyet teşkilatından Salim bin Ahvez'i azletmesi, memurlarını değiştirmesi ve aralarındaki emirliğe dair Allah'ın Kitabı'yla amel eden kavim denilen kimseleri seçmelerini kabul etmesi için yine haber gönderdi. Nasr, Mukatil bin Süleyman ve Mukatil bin Hayyan'ı Haris de Mugire bin Şu'be el-Cehzami ve Muaz bin Cebele'yi seçti. Nasr katibine bu dört kişinin sünnet ve kanunlardan hoşlarına gidecek şeyleri ve tercih edecekleri vergi amirlerini -ki onları da Semerkand şehri ile Taharismn'a tayin edecekti- yazmasını emretti.

 

Haris kendisinin Abbasoğulları taraftarı olduğunu açığa vuruyordu. Nasr O'na şöyle haber gönderdi: "Eğer Şam'ın surlarını yıkıp Ümeyyeoğulları'nın mülk ve saltanatını yok edeceğinizi sanıyorsan, benden beş yüz adam, iki yüz deve al, malımdan dilediğin kadarını ve harp aletlerini yüklen ve git. Ömrüme yemin ederim, eğer dediklerinden caymazsan muhakkak senin yanında yer alırım; eğer söylediklerini yapamazsan kendi aşiretini de helak ettin demektir. "

 

Haris şöyle dedi: "Biliyorum ki bu elediğim doğrudur, fakat arkadaşlarımın bu hususta bana destek olmamalarından korkuyorum. Nasr şu şekilde karşılık verdi: "Belli ki onlar senin görüşünde değildirler, öyleyse aranızda bir çatışma meydana gelmesi halinde Rabia ve Yemen'den yirmi bin kişiyi gözden çıkar." Nasr Haris'i Maveraünnehir'e vali tayin etmeyi ve kendisine üç yüz bin vermeyi teklif etti, ancak O kabul etmedi. Bunun üzerine Nasr O'na şöyle dedi: "Öyleyse Kermani ile işe başla. Eğer O'nu öldürürsen ben de senin emrindeyim." Haris bunu da kabul etmedi.

 

Sonra Cehm bin Safvan ile Mukatil bin Hayyan'ın hakemliğine razı oldular. Bunlar da Nasr'ın çekilmesi ve emirlik işinin şuraya havale edilmesine hükmettiler. Nasr kabul etmedi, Haris de karşı çıktı. Nasr, yakınlarından bazı kimseleri Haris'le yazıştılar diye suçladı. Bunlar Nasr'dan özür dilediler, O da özürlerini kabul etti.

 

Anlaşmazlık ve karışıklığı işittikleri zaman Horasan halkından bir grup gelmişti. Bunların içinde Asım bin Umeyr Es-Süreymi, Ebu Zeyyal en-Naci, Müslim bin Abdurrahman ve daha başkaları vardı. Haris huy ve ahlakının çarşılarda ve Nasr'ın kapısında okunup ilan edilmesini emretti ve okundu. Bu sebeple birçok kimse O'na geldiler. Biri Nasr'ın kapısında huy ve ahlakını okuyunca Nasr'ın uşakları O'nu dövdüler, Haris de onlara harp ilan etti ve bunun için hazırlandılar. Merv halkından birisi Haris'e Merv' in surları içerisindeki bir deliği gösterdi, Haris de araştırıp geldi ve Balin Kapısı tarafından şehre girdi. Cehm bin Mes'ud en-Naci onlarla savaştı ve öldürüldü. Salim bin Ahvez'in konağını zorla aldılar ve Balin Kapısı'nı beklemekte olanları öldürdüler. Bu olay cemaziyülevvelin bitmesine iki gün kala, pazartesi günü oldu. Haris Sa’ad sokağına saptı, burada Hayyan'ın azatlısı A'yün'ü gördü. A'yün O'nunla savaştı ve öldürüldü.

 

Salim sabah olunca atına bindi, bir münadiye emretti ve şöyle çağırdı: "Kim bir baş getirirse ona üç yüz dirhem var." Bu çağrı üzerine güneş doğar doğmaz Haris yenildi, halbuki bütün gece onlarla savaşmışlardı. Salim Haris'in ordugahına gelip katibini öldürdü. Bunun adı Yezid bin Davud'dur. Haris'e kalenin deliğini gösteren adamı da öldürdü.

Nasr Kermani'ye haber gönderdi, O da O'na yanında bir grup olduğu halde sözleşme yapmak üzere geldi. Salim bin Ahvez ile Mikdam bin Nuaym'ın arasında ortaya bir söz atılmıştı, bu yüzden birbirlerine kızmışlardı. Her birine de orada bulunanlardan bir grup yardım ediyordu. Kermani Nasr tarafından bir tuzak olacağından korktu ve kalktı. Oturması için yapıştılar, ancak oturmadı; atına binip döndü ve "Nasr bana hıyanet etmek istedi." dedi.

 

Kermani ile birlikte bulunan Cehm bin Safvan o gün esir edildi ve öldürüldü. Haris, oğlu Hakim'i Kermam'ye gönderdi, Muhammed el-Müsenna O'na dedi ki: "Her ikisi de senin düşmanındır, bırak bozuşup ıstırap çeksinler. " Ertesi gün olunca Kermani ata binerek Yezid Meydanı kapısına geldi, Nasr'ın adamlarıyla dövüştü. Sonra Harb bin Amir kapısına geldi, çarşamba günü adamlarını Nasr'a yolladı. Birbirlerinin üzerlerine oklar vs. attılar, sonra ayrıldılar. Perşembe günü aralarında savaş olmadı, cuma günü karşılaştıklarında Ezd bozuldu, Nasr'ın adamları Kermam'nin bulunduğu yere kadar geldiler. Kermani eline sancağı alarak savaştı, Nasr'ın askerleri yenildiler, Kermam'nin adamları bunların seksen atını aldılar. Temim bin Nasr yere yıkıldı, O'nun da iki atını aldılar. Salim bin Ahvez de düştü, O'nu Nasr'ın karargahına taşıdılar. Gece olunca Nasr Merv'den çıktı. Merv'den çıkanın İsmet bin Abdullah elEsedi olduğu da söylenmiştir. Bu adam Nasr'ın askerlerinin yaralarını sarardı. Üç gün birbirleriyle vuruştular.

 

Akşama doğru Kermam'nin askerleri yenildiler, bunlar Ezd ve Rabia kabileleri idi. Bundan sonra Halil bin Gazvan şöyle seslendi: "Ey Rabia ve Yemenliler! Haris çarşıya girdi ve İbnü'l-Akta'ı, yani Nasr bin Seyyar'ı öldürdü. Bunu duyan Mudarlıların -ki bunlar Nasr bin Seyyar'ın adamlarıdırbileklerinde kuvvet kalmadı, yenildiler. Temim bin Nasr yaya olarak savaştı.

 

Yemenliler Mudar Kabilesi'ni yenince Haris Nasr'a şöyle haber gönderdi: "Yemenliler sizin yenilmeniz sebebiyle beni ayıplıyorlar, halbuki ben vazgeçmiştim. Şimdi sen adamlarının gayretlilerini Kermam'nin karşısına çıkar." Daha sonra Nasr ondan buna dair sözler aldı. Nasr'a Abdulhakim bin Said el-Avzi ve Mekke halkından Ebu Ca'fer İsa bin Cürüz geldi. Nasr Abdulhakim el-Avzl'ye (Avz, Ezd Kabilesi'nin bir koludur) dedi ki: "Görmüyor musun kavminin sefılıleri neler yaptı?" O da şöyle cevap verdi: "Bilakis senin kavminin sefihleri, ki senin varlığın sebebiyle onların saltanatları uzadı. Sen valiliği Rabia ve Yemenlilere değil de kendi kabilene verdin, onlar da şımardılar. Halbuki Rabia ve Yemenliler içinde sefihler de vardır. Sefihler alimlere galebe çaldı." Ebu Ca'fer İsa bunun üzerine Nasr'a şöyle dedi: "Ey emir! Bu kadar iş ve valilik artık sana yeter; zira büyük bir işin gölgesi senin üzerine düşmek üzeredir. Nesebi meçhul bir adam karaltısını gösteriyor ve halkı kurulacak yeni bir devlete çağırıyor. Böylece iş ve ahvale hakim oluyor, siz ise bakıyorsunuz." Nasr: "Vefakarlığın azlığından ve kötü ayrılıkçı adamların bulunması sebebiyle dediğin ne kadar da olacağa benziyor." deyince de Ebu Ca'fer: "Haris öldürülüp asılırsa, Kermam'nin bunda elinin olması uzaktır." şeklinde karşılık verdi.

 

Nasr Merv'den çıktığı zaman Kermani oraya hakim oldu. Mervlilere güven içinde olduklarını duyurdu, ardından evleri yıktı, malları yağmaladı. Haris O'nun bu yaptıklarını beğenmedi. Kermani de onu yakalatmak istedi, sonra bıraktı. Bişr bin Cürmüz et-Dabbi, beş bin kişilik kuvvetiyle ayrılarak Haris'e şöyle dedi: "Ben senin yanında adaleti istemek için savaştını. Sen şimdi Kermam'yle beraber olduğun için, "Ancak Haris galip geldi." denilmesi için savaşacaksın; halbuki onlar kabilecilik ve taraftarlık için savaşıyorlar. Artık ben seninle birlikte savaşmam. Bizler adaletli kimseleriz, ancak bizimle savaşanlarla dövüşürüz."

Haris, Iyaz Mescidi'ne geldi. Kermam'ye, "Emirlik işi şuraya havale edilsin." diye haber gönderdi, Kermamrazı olmadı. Haris oradan ayrıldı ve günlerce oturdu.

 

Haris sonra şehrin suruna geldi, bir yarık açıp şehre girdi. Kermani de geldi. Aralarında şiddetli bir şekilde savaştılar. Haris yenildi, açılan yarığın arasında bulunanlar ve askerleri öldürüldü. Haris bir katırın üzerindeydi; ondan indi, bir ata bindi. Yüz kişinin içinde kaldı, sonunda bir zeytin ağacının yanında yahut bir iğde ağacının yanında öldürüldü. Kardeşi Sevade ile başkaları da öldürüldü.

 

Denildiğine göre, öldürülmesinin sebebi şudur:

 

Kermani, ayrıldığını zikrettiğimiz Bişr bin Cürmuz'a karşı çıktı. Kennani'nin beraberinde Haris bin Süreye de vardı. Kermani birbirlerine iki konak mesafede bulunan kendi karargahı ile Bişr'in karargahı arasında günlerce oturdu, sonra harp etmek için O'na yaklaştı. Haris Kermani ile birlikte olduğuna pişman olup O'na şöyle dedi: "Onlarla muharebe etmekte acele etme, ben onları sana geri döndürürüm." On atlı ile çıkıp Bişr'in karargahına geldi, onlarla beraber oturdu. Haris'in adamları olan Mudarlılar da Kermani'nin ordusundan Haris'e doğru ayrıldılar. Seleme bin Ebi Abdullah'tan başka Kermani ile birlikte olan kalmadı. Bu adam: "Ben Haris'in sözünde durmadığını görüyorum." dedi. Bir de Kermani'nin ordusunda kalan Mühelleb bin İyaz vardı ki, bu da: "Ben Haris'in ancak atlılar içinde kovalandığını zannediyorum." dedi. Kermani defalarca bunlarla vuruşuyor, sonra bazen onların hendeklerine, bazen bunların hendeklerine dönüyorlardı.

 

Bir kaç gün sonra Haris oradan ayrıldı, Merv'in surunu deldi ve şehre girdi. Kermani O'nu takip etti ve O da içeri girdi. Mudarlılar Haris'e: "Bu günümüzde hendeklerimizi terk ettik; defalarca bizden kaçtın, yaya yürü." dediler. Bunun üzerine: "Benim atlı olmam sizin için yaya olmamdan daha hayırlıdır." dedi. "Yaya yürüı;nenden başkasına razı olmayız." demeleri üzerine de yaya yürüdü. Bundan sonra Kermani ile yeniden vuruştular. Haris, kardeşi Bişr bin Cürmuz ve Temim atlılarından birkaçını öldürüldüler, geri kalanlar da bozulup yenildiler. Böylece Merv Yemenlilere kaldı, onlar da Mudarlıların evlerini yıktılar. Nasr bin Seyyar, Haris öldürüldüğü vakit şu şiiri söyledi:

 

‘‘Ey kavmini zillet ve horluğa düşüren! Nice helak edici helak ile kahrolasıca ve uzak olasıca!

Senin uğursuzluğun Mudar'ı bütün bütüne helak etti; kavmin atın iki kürek arasındaki kemiklerle kesildi.

 

Ezd ve bunun taraftarları ne Amr'a tamah ediyorlar, ne de Malik'e ... Ne de Sadoğulları 'na rengi kapkaranlık gece gibi simsiyah olan her bir ata gem vurduklan vakitte.’‘

Amr, Malik ve Sa’ad, Temim Kabilesi'nin kollarıdır. Nasr'ın bu beyitleri Osman bin Sadaka için söylediği de rivayet edilir.

 

Ümmü Kesir ed-Dabbiyye de şu şiiri söylemiştir: ‘‘Allah ömrünün sonuna yaklaşmış bir Mudarlı ile evlenen bir kadına bereket ve uğur vermesin, Temim'in erkeklerine acı çeken bir kadının sözlerini ulaştır, onu fakirlik ve hakirlik yurduna kondurunuz.

 

Eğer siz hücumunuzdan sonra geri çekilip hücum etmeseydiniz, Ezd'in erkeklerini öğleyin geri çevirmenize kadar; İtaat etmenizden sonra sizin namınıza utandım, bu müzevvenz

(bodur adam) olgunlaşmadan sizi ekiyor.’‘

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

ABBASOĞULLARI'NIN TARAFTARLARI

 

 

BU YILIN OLAYLARI

 

ABBASOĞULLARI'NIN TARAFTARLARI

 

HARİCİ DEHHAK'IN ÖLDÜRÜLMESİ

 

HAYBERİ'NİN ÖLDÜRÜLMESİ VE ŞEYBAN'IN VALİLİĞİ

 

EBU HAMZA EL-HARİCİ VE TALİBÜ'L-HAK