İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
ABDULLAH
BİN MUAVİYE BİN ABDULLAH BİN CA'FER'İN ORTAYA ÇIKIŞI
Bu
yılda Abdullah bin Muaviye bin Abdullah bin Ca'fer bin Ebi Talip Küfe'de ortaya
çıkarak kendisi için propaganda yaptı.
Bunun
sebebi şudur:
Abdullah
bin Muaviye Küfe'de Abdullah bin Ömer bin Abdülaziz'in yanına gelmişti.
Abdullah bin Ömer O'na ikramda bulundu ve hediyeler verdi. Ayrıca kendisine ve
kardeşlerine her gün için üç yüz dirhem tahsis etti. Onların bu hali Yezid bin
Velid ölünceye kadar devam etti. Halk kardeşi İbrahim bin Velid'e, sonra da
Abdülaziz bin Haccac bin Abdülmelik'e bey'at etti. Halkın bunlara bey'atları
Kufe'de Abdullah bin Ömer'e ulaşınca bura halkı da bey'at etti. Abdullah bin
Ömer atiyyesini artırdı ve bu iki kişiye halkın bey'atını her tarafa duyurdu.
Buralardaki halktan da bey'at geldi. Abdullah bin Ömer daha sonra Mervan bin
Muhammed'in bey'at etmeyip İbrahim ve Abdülaziz'e gitmek üzere Şam'a doğru
çıktığını haber aldı, bu sebepten dolayı Abdullah bin Muaviye'yi yanında tuttu
ve O'na verilen parayı artırdı. Mervan bin Muhammed İbrahim bin Velld'e karşı
başarılı olursa kendisiyle birlikte Mervan'a karşı savaşmak için Abdullah bin
Muhammed'i hazırladı, bu yüzden de halkın huzuru bozuldu.
Mervan
Şam'a gelerek İbrahim'i yendi. İsmail bin Abdullah el-Kas ri mağhlp oldu ve
Kufe'ye kaçtı. İbrahim'in ağzından Ktife Valiliği hakkında uydurma bir mektup
yazdı ve Yemenlileri toplayarak bunu onlara bildirdi. Yemenliler O'na
katıldılar, Abdullah bin Ömer ise karşı çıkarak O'nunla savaştı.
Mervan
durumu bu haliyle görünce, ortaya çıkıp rezil olmak ve öldürülmekten korktu.
Arkadaşlarına: "Ben kan akıtılmasından hoşlanmıyonım, onun için siz
elinizi bu işten çekiniz." dedi. Onlar da bunun üzerine bu işten
vazgeçtiler. Daha sonra İbrahim'in ortaya çıkış ve kaçış hadisesi zuhur etti ve
halk arasında, kavrrıiyetçilik vuku buldu.
Kavmiyetçiliğin
sebebi ise şudur: Abdullah bin Ömer Mudar ve Rabia kabilelerine bolca ihsanda
bulunmasına karşılık Ca'fer bin Nafı' bin Ka'ka bin Şur ez-Zühli ile
Teyınü'l-Lat bin Sa'lebe'den Osman bin Hayberi'ye ise bir şey vermedi. Bunların
ikisi Rabia Kabilesi'nden idi. İkisi çok kızdılar. Sümame bin Havşeb bin Rüveym
eş-Şeybani de bu olaya çok kızanlardandı. Bunlar Hire'de Abdullah bin Ömer'in
yanından çıkarak Ktife'ye gittiler. Burada: "Ey Rabiaoğulları!" diye
bağırdılar. Bunun üzerine Rabia Kabilesi toplandı ve aslanlar gibi kükrediler.
Bu
haber Abdullah bin Ömer'e ulaşınca onlara kardeşi Asım'ı gönderdi. Asım onlar
Deyr-i Hind'de iken yanlarına geldi ve kendisini aralarına atarak şöyle dedi:
"İşte bu elim sizinle beraberdir, buyurun hakemlik yapın." Bunun
üzerine utandılar, geri döndüler, Asım'a saygı gösterip teşekkür ettiler. Akşam
olunca Abdullah bin Ömer, Ömer bin el-Gadban bin el-Kaba'seri'ye yüz bin dirhem
gönderdi, O da bunu kabilesi Hemmam bin Mürre bin Zühel eş-Şeybanioğulları
arasında dağıttı. Sümame bin Havşeb'e de yüz bin dirhem gönderdi, bu da bunları
kabilesine dağıttı. Ca'fer bin Naif'e ve Osman bin el-Hayberi'ye de birer miktar
mal gönderdi.
Şiiler
Abdullah bin Ömer'in zaafını görünce bundan istifade ettiler ve halkı Abdullah
bin Muaviye'ye davet ettiler. Mescitte toplanıp ayaklandılar. Abdullah bin
Muaviye'ye gelip O'nu evinden çıkararak hükümet konağına soktular. Asını bin
Ömer'in de hükümet konağına girmesine engeloldular. O da Hire'deki kardeşinin
yanına vardı. Kufeliler gelip İbn Muaviye'ye bey'at ettiler. Bey'at edenlerin
içinde Ömer bin el-Gadban, Mansur bin Cumhur, Halid'in kardeşi İsmail bin
el-Kas ri de vardı. İnsanların O'na bey'at etmesi günlerce sürdü. Medain ve Nil
deltası halklarının da bey'atı geldi, böylece insanlar O'nun etrafında
toplandılar. Hire'de Abdullah bin Ömer'in huzuruna çıkıldı ve O'na: "İbn
Muaviye halkın içine geldi." denildi. Bir müddet başını önüne eğdi ve
konuşmadı. Sonra ekmekçi başı gelerek yemek vakti geldiğini bildirdi. Abdullah
yemeğin hazırlanmasını emretti. Yemek hazırlandı, o ve beraberindekiler
üzüntüsüz olarak yemeği yediler.
Halk
İbn Muaviye'nin saldırıya geçeceğini bekliyordu. Abdullah bin Ömer yemeğini
bitirince mal çıkarttı ve bunu komutanları arasında dağıttı, sonra kendisinin
bereketini umduğu ve ismini uğurlu saydığı bir kölesini çağırdı. Bu kölenin
ismi ya Meymun, ya Reyyah, ya Fetih ya da bereketli sayılan bir isim idi. Buna
sancağı verdi ve şöyle dedi: "Bunu falan yere götür, dik ve dostlarını
çağır, ben sana gelinceye kadar orada dur." O da dediği şekilde yaptı.
Abdullah
bin Ömer çıktı. Bir de ne görsün ... İbn Muaviye'nin beyaz elbiseli
adamlarından dolayı her taraf bembeyaz. İbn Ömer bir Münadiye şöyle diyerek
çağırmasını emretti: "Kim bir baş getirirse ona beş yüz dirhem." Bir
çok başlar getirildi, o da bunların karşılığını verdi.
Şamlılardan
biri ortaya çıktı. Kasım bin Abdulgaffar el-İcli de buna karşı çıktı. Şamlı
O'na kim olduğunu sordu, O da kendisini tanıttı. Bunun üzerine Şamlı şöyle
dedi: "Bekr bin Vail'den bir adamın bana karşı çıkmayacağını zannederdim.
Vallahi seninle vuruşmak istemem, lakin sana bir sözüm var:
Sana
bildiririm ki, yanınızda Yemen halkından bir adam yoktur; ne İsmail, ne Mansur,
ne de bu ikisinden başkaları ... Ancak İbn Ömer ve Mudar kabileleri
mektuplaştılar, sizin ise ne elçiniz ne de yazışmanız olduğunu görüyoıum. Ben
Kays Kabilesi'nden biriyim; eğer isterseniz, size mektubu ulaştırırını. Biz
yarın sizin önünüzde olacağız, onlar ise o gün sizinle savaşmayacaklar. Bu
haber İbn Muaviye'ye ulaştı, O da bunu Ömer bin Gadban'a haber vererek O'ndan
İsmail, Manstir ve bunlardan başkasından sağlam bir garanti almasını işaret
etti. Ertesi gürı sabah erkenden insanlar savaşmağa başladılar. Ömer bin
Gadban, İbn Ömer'in sağ cenahına hücum etti, yarılıp dağıldılar. İsmail ve
Manstir aniden Hire'ye gittiler. İbn Muaviye'nin askerleri Ktife'ye doğru çekildiler,
İbn Muaviye ve yanındakiler hükümet konağına girdiler. Mudar ve Rabia'dan sağ
kanatta bulunanlarla İbn Ömer'in askerlerinin karşısında olanlar kaldılar. Ömer
bin el-Gadban'a: "Biz insanların size bunu yapacaklarından emin
değildik." dediler ve çekildiler. İbnu'l-Gadban: "Öldürülünceye kadar
buradan ayrılmayacağını." dedi. Bunun üzerine yanında bulunanlar atının
dizginini yakaladılar ve O'nu Küfe'ye getirdiler. Akşam olunca İbn Muaviye
onlara şöyle dedi: "Ey Rabialılar! İnsanların bize yaptığını gördünüz. Biz
kanlarımızı omuzlarınıza bağladık (size güvendik); eğer siz savaşırsanız, biz
de sizinle savaşırız. İnsanların size ve bize yardım etmediğini gördüyseniz,
bizim ve sizin için güvence alınız." Ömer bin el-Gadban şöyle dedi:
"Biz ne sizinle beraber savaşırız, ne de sizin için kendi nefislerimize
aldığımız gibi bir güvence ahrız." Zeydller sokak başlarında İbn Ömer'in
askerleriyle günlerce savaştığı halde onlar da hükümet konağında günlerce
oturdular.
Sonra
Rabialılar İbn Muaviye, kendileri ve Zeydller için diledikleri yerlere gitmek
üzere eman aldılar. İbn Muaviye Küfe'den ayrıldı, Medain'de konakladı. Sonra
kendisine Küfe halkından bir grup geldi, O da onlarla beraber çıktı; Hulvan,
CiMI, Hemedan, Isbahan ve Rey bölgelerinde galibiyetler elde etti. Küfe
halkının kabilelerinden bir takım kimseler O'na karşı çıktılar. İbn Muaviye iyi
bir şairdi. Şu beyitler O'nundur:
‘‘Kardeşinin
kınadığın davranışını sen de yapmayasın; Dediğini yapmayan bir kimsenin sözü de
asla hoşuna gitmesin.’‘
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HARİS BİN
SÜREYE'İN MERV'E DÖNÜŞÜ