İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 127.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ABDULLAH BİN MUAVİYE BİN ABDULLAH BİN CA'FER'İN ORTAYA ÇIKIŞI

 

Bu yılda Abdullah bin Muaviye bin Abdullah bin Ca'fer bin Ebi Talip Küfe'de ortaya çıkarak kendisi için propaganda yaptı.

 

Bunun sebebi şudur:

 

Abdullah bin Muaviye Küfe'de Abdullah bin Ömer bin Abdülaziz'in yanına gelmişti. Abdullah bin Ömer O'na ikramda bulundu ve hediyeler verdi. Ayrıca kendisine ve kardeşlerine her gün için üç yüz dirhem tahsis etti. Onların bu hali Yezid bin Velid ölünceye kadar devam etti. Halk kardeşi İbrahim bin Velid'e, sonra da Abdülaziz bin Haccac bin Abdülmelik'e bey'at etti. Halkın bunlara bey'atları Kufe'de Abdullah bin Ömer'e ulaşınca bura halkı da bey'at etti. Abdullah bin Ömer atiyyesini artırdı ve bu iki kişiye halkın bey'atını her tarafa duyurdu. Buralardaki halktan da bey'at geldi. Abdullah bin Ömer daha sonra Mervan bin Muhammed'in bey'at etmeyip İbrahim ve Abdülaziz'e gitmek üzere Şam'a doğru çıktığını haber aldı, bu sebepten dolayı Abdullah bin Muaviye'yi yanında tuttu ve O'na verilen parayı artırdı. Mervan bin Muhammed İbrahim bin Velld'e karşı başarılı olursa kendisiyle birlikte Mervan'a karşı savaşmak için Abdullah bin Muhammed'i hazırladı, bu yüzden de halkın huzuru bozuldu.

 

Mervan Şam'a gelerek İbrahim'i yendi. İsmail bin Abdullah el-Kas ri mağhlp oldu ve Kufe'ye kaçtı. İbrahim'in ağzından Ktife Valiliği hakkında uydurma bir mektup yazdı ve Yemenlileri toplayarak bunu onlara bildirdi. Yemenliler O'na katıldılar, Abdullah bin Ömer ise karşı çıkarak O'nunla savaştı.

 

Mervan durumu bu haliyle görünce, ortaya çıkıp rezil olmak ve öldürülmekten korktu. Arkadaşlarına: "Ben kan akıtılmasından hoşlanmıyonım, onun için siz elinizi bu işten çekiniz." dedi. Onlar da bunun üzerine bu işten vazgeçtiler. Daha sonra İbrahim'in ortaya çıkış ve kaçış hadisesi zuhur etti ve halk arasında, kavrrıiyetçilik vuku buldu.

Kavmiyetçiliğin sebebi ise şudur: Abdullah bin Ömer Mudar ve Rabia kabilelerine bolca ihsanda bulunmasına karşılık Ca'fer bin Nafı' bin Ka'ka bin Şur ez-Zühli ile Teyınü'l-Lat bin Sa'lebe'den Osman bin Hayberi'ye ise bir şey vermedi. Bunların ikisi Rabia Kabilesi'nden idi. İkisi çok kızdılar. Sümame bin Havşeb bin Rüveym eş-Şeybani de bu olaya çok kızanlardandı. Bunlar Hire'de Abdullah bin Ömer'in yanından çıkarak Ktife'ye gittiler. Burada: "Ey Rabiaoğulları!" diye bağırdılar. Bunun üzerine Rabia Kabilesi toplandı ve aslanlar gibi kükrediler.

 

Bu haber Abdullah bin Ömer'e ulaşınca onlara kardeşi Asım'ı gönderdi. Asım onlar Deyr-i Hind'de iken yanlarına geldi ve kendisini aralarına atarak şöyle dedi: "İşte bu elim sizinle beraberdir, buyurun hakemlik yapın." Bunun üzerine utandılar, geri döndüler, Asım'a saygı gösterip teşekkür ettiler. Akşam olunca Abdullah bin Ömer, Ömer bin el-Gadban bin el-Kaba'seri'ye yüz bin dirhem gönderdi, O da bunu kabilesi Hemmam bin Mürre bin Zühel eş-Şeybanioğulları arasında dağıttı. Sümame bin Havşeb'e de yüz bin dirhem gönderdi, bu da bunları kabilesine dağıttı. Ca'fer bin Naif'e ve Osman bin el-Hayberi'ye de birer miktar mal gönderdi.

 

Şiiler Abdullah bin Ömer'in zaafını görünce bundan istifade ettiler ve halkı Abdullah bin Muaviye'ye davet ettiler. Mescitte toplanıp ayaklandılar. Abdullah bin Muaviye'ye gelip O'nu evinden çıkararak hükümet konağına soktular. Asını bin Ömer'in de hükümet konağına girmesine engeloldular. O da Hire'deki kardeşinin yanına vardı. Kufeliler gelip İbn Muaviye'ye bey'at ettiler. Bey'at edenlerin içinde Ömer bin el-Gadban, Mansur bin Cumhur, Halid'in kardeşi İsmail bin el-Kas ri de vardı. İnsanların O'na bey'at etmesi günlerce sürdü. Medain ve Nil deltası halklarının da bey'atı geldi, böylece insanlar O'nun etrafında toplandılar. Hire'de Abdullah bin Ömer'in huzuruna çıkıldı ve O'na: "İbn Muaviye halkın içine geldi." denildi. Bir müddet başını önüne eğdi ve konuşmadı. Sonra ekmekçi başı gelerek yemek vakti geldiğini bildirdi. Abdullah yemeğin hazırlanmasını emretti. Yemek hazırlandı, o ve beraberindekiler üzüntüsüz olarak yemeği yediler.

 

Halk İbn Muaviye'nin saldırıya geçeceğini bekliyordu. Abdullah bin Ömer yemeğini bitirince mal çıkarttı ve bunu komutanları arasında dağıttı, sonra kendisinin bereketini umduğu ve ismini uğurlu saydığı bir kölesini çağırdı. Bu kölenin ismi ya Meymun, ya Reyyah, ya Fetih ya da bereketli sayılan bir isim idi. Buna sancağı verdi ve şöyle dedi: "Bunu falan yere götür, dik ve dostlarını çağır, ben sana gelinceye kadar orada dur." O da dediği şekilde yaptı.

Abdullah bin Ömer çıktı. Bir de ne görsün ... İbn Muaviye'nin beyaz elbiseli adamlarından dolayı her taraf bembeyaz. İbn Ömer bir Münadiye şöyle diyerek çağırmasını emretti: "Kim bir baş getirirse ona beş yüz dirhem." Bir çok başlar getirildi, o da bunların karşılığını verdi.

Şamlılardan biri ortaya çıktı. Kasım bin Abdulgaffar el-İcli de buna karşı çıktı. Şamlı O'na kim olduğunu sordu, O da kendisini tanıttı. Bunun üzerine Şamlı şöyle dedi: "Bekr bin Vail'den bir adamın bana karşı çıkmayacağını zannederdim. Vallahi seninle vuruşmak istemem, lakin sana bir sözüm var:

 

Sana bildiririm ki, yanınızda Yemen halkından bir adam yoktur; ne İsmail, ne Mansur, ne de bu ikisinden başkaları ... Ancak İbn Ömer ve Mudar kabileleri mektuplaştılar, sizin ise ne elçiniz ne de yazışmanız olduğunu görüyoıum. Ben Kays Kabilesi'nden biriyim; eğer isterseniz, size mektubu ulaştırırını. Biz yarın sizin önünüzde olacağız, onlar ise o gün sizinle savaşmayacaklar. Bu haber İbn Muaviye'ye ulaştı, O da bunu Ömer bin Gadban'a haber vererek O'ndan İsmail, Manstir ve bunlardan başkasından sağlam bir garanti almasını işaret etti. Ertesi gürı sabah erkenden insanlar savaşmağa başladılar. Ömer bin Gadban, İbn Ömer'in sağ cenahına hücum etti, yarılıp dağıldılar. İsmail ve Manstir aniden Hire'ye gittiler. İbn Muaviye'nin askerleri Ktife'ye doğru çekildiler, İbn Muaviye ve yanındakiler hükümet konağına girdiler. Mudar ve Rabia'dan sağ kanatta bulunanlarla İbn Ömer'in askerlerinin karşısında olanlar kaldılar. Ömer bin el-Gadban'a: "Biz insanların size bunu yapacaklarından emin değildik." dediler ve çekildiler. İbnu'l-Gadban: "Öldürülünceye kadar buradan ayrılmayacağını." dedi. Bunun üzerine yanında bulunanlar atının dizginini yakaladılar ve O'nu Küfe'ye getirdiler. Akşam olunca İbn Muaviye onlara şöyle dedi: "Ey Rabialılar! İnsanların bize yaptığını gördünüz. Biz kanlarımızı omuzlarınıza bağladık (size güvendik); eğer siz savaşırsanız, biz de sizinle savaşırız. İnsanların size ve bize yardım etmediğini gördüyseniz, bizim ve sizin için güvence alınız." Ömer bin el-Gadban şöyle dedi: "Biz ne sizinle beraber savaşırız, ne de sizin için kendi nefislerimize aldığımız gibi bir güvence ahrız." Zeydller sokak başlarında İbn Ömer'in askerleriyle günlerce savaştığı halde onlar da hükümet konağında günlerce oturdular.

 

Sonra Rabialılar İbn Muaviye, kendileri ve Zeydller için diledikleri yerlere gitmek üzere eman aldılar. İbn Muaviye Küfe'den ayrıldı, Medain'de konakladı. Sonra kendisine Küfe halkından bir grup geldi, O da onlarla beraber çıktı; Hulvan, CiMI, Hemedan, Isbahan ve Rey bölgelerinde galibiyetler elde etti. Küfe halkının kabilelerinden bir takım kimseler O'na karşı çıktılar. İbn Muaviye iyi bir şairdi. Şu beyitler O'nundur:

 

‘‘Kardeşinin kınadığın davranışını sen de yapmayasın; Dediğini yapmayan bir kimsenin sözü de asla hoşuna gitmesin.’‘

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HARİS BİN SÜREYE'İN MERV'E DÖNÜŞÜ