|
İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
HORASAN
HALKI ARASINDA İHTİLAF
Bu
yılda Horasan'da Nezariyye ile Yemenliler arasında ihtilaf çıktı. Kermaniler
ihtilafı Nasr bin Seyyar'ın lehine olarak çıkardılar.
Bunun
sebebi şudur: Nasr fitne zuhur ettiğil\i anladı, bunun üzerine Bey tülmal' in
geliriyle Velid için temin ettiği altın ve gümüş kaplardan bazılarını bahşiş
olarak halka verdi. Halk, Nasr konuşurken O'ndan bahşiş istedi. Nasr onlara:
"Ben günahtan sıkımyorum, size birlik ve itaat yakışır." dedi.
çapuleu grup bunun üzerine sokağa çıktı. Nasr da buna kızdı ve: "Size
verecek bahşişim yok." dedi. Daha sonra: "Sizin ayağınızın altından
takat edilmeyecek ölçüde şer çıkıyor. Sanki ben de sizinle beraberim. Yine sanki
ben boğazlanan develer gibi sokaklara atılan sizinle beraberim. Hilafeti uzun
süren kişinin halifeliğinden istifade ediniz. Ey Horasanlılar! Siz düşmanın
karşısında silahlı insanlarsınız, bu bakımdan sizi ihtilaftan sakındınrım.
Sizin, yaptığınız işle fitneyi istemiş gibi bir haliniz var. Allah size
merhamet etmesin! Ben sizi dağıttım ve sonra yine bir araya getirdim. Artık ben
size (Velld'in verdiği gibi) atiyye olarak on (dirhem dinar) veremem. Sizinle
benim durumum şu sözdeki gibidir:
‘‘Taraftarlarımıza
bağlanınız, sizi idare edelim; biz sizin en hayırlınız ve en şerlinizi
tanıdık.’‘
Allah'tan
korkunuz! Allah'a yemin olsun ki, eğer sizin aranızda iki silahlı grup ihtilafa
düşerse, bunlardan birisi diğerinin mal ve çocuklarından ayrı düşmesini temenni
eder. Ey Horasanlılar! Siz birliği küçümseyerek ayrılığa düştünüz." dedi
ve Nabiğa ez-Zübyani'nin şu mısralarını misal getirdi: ‘‘Siz sapıklığınıza
mağlup da olsanız, ben sizin aranızı düzeltmek
için
gayret gösteririm.’‘
Nasr'a,
Abdullah bin Ömer bin Abdülaziz'den Horasan hakkında eman gelince Kermam,
taraftarlarına: "Halk bir fitnenin içine düşmüştür, işlerinizi yürütmesi
için kendinize adamlar bakınız." dedi.
Kermani,
Kerman'da doğduğu için Kermani denilmiştir. Asıl adı Cüdey' bin Ali el-Ezdi
el-Ma'ni'dir. Yukarıdaki sözleri deyince halk: "Başımıza lider olacak kişi
sensin." dediler.
Mudaroğulları
Nasr'a: "Kermani işleri senin aleyhine bozuyor; bir elçi göndererek O'nu
ya öldür veya hapset." dediler. Nasr: "Hayır, benim birçok erkek ve
kız çocuğum var. Oğullarımdan birisini O'nun kızlarından birisi ile
evlendiririm, kızlarımdan birisini de oğlu ile evlendiririm." dedi.
Mudaroğulları: "Hayır, bu olmaz." dediler. Nasr bunun üzerine:
"O'na yüz bin dirhem para gönderirim. O cimrinin birisidir, gönderdiğim
parayı taraftarlarına vermez ve böylece aralarında tefrika çıkmış olur."
şeklinde konuştu. Mudaroğulları: "Bu para O'nun için bir kuvvet
olabilir." diyerek bunu da kabul etmediler, ayrıca: "Eğer Kermani
hakimiyeti Yahudi veya Hıristiyan olmakla elde edebileceğine inansa Yahudi ve
Hıristiyan dahi olur." dediler.
Nihayet
Nasr ile Kenmıni yüz yüze geldiler. Kermani Esed bin Abdullah'ın valiliği
döneminde Nasr'a çok iyilik etmişti. Nasr vali olunca Kermani'yi kabile
reisliğinden alarak bu göreve başkasını tayin etti ve böylece ikisinin arası
tekrar açılmış oldu.
Kermani
taraftarları Nasr'a muhalefetlerini artırınca Nasr Kermani'nin hapsine karar
verdi ve güvenlik güçleri kumandanını Kermanl'yi getirmesi için gönderdi. Beni Ezd
Kermani'yi Nasr'ın elinden kurtarmak istediyse de Nasr buna engeloldu. Kermani
Nasr'a getirildiğinde gülüyordu. Nasr'ın huzuruna girince Nasr O'na: "Ey
Kermani! Senin öldürülmen hakkında Yusuf bin Ömer'in mektubu geldikten sonra
ben ‘‘O Horasan'ın şeyhi ve süvarisidir.’‘ diyerek Yusuf'un isteğini geri
çevirip seni kurtarmadım mı?" dedi. Kermam:
"Evet,
öyle oldu." diye cevap verdi. Nasr bu sefer: "Borçlarını halkın
üzerine yükleyerek ödemedim mi?" dedi. Kermani yine: "Evet."
dedi. Nasr: "Oğlun Ali'yi kavminin muhalefetine rağmen reis yapmadım
mı?" dedi. Kermani buna da: "Evet, öyle oldu." dedi. Nasr:
"Fakat sen bunların hepsini fitneye çevirdin." deyince Kermani
cevaben: "Emir, olandan fazlasını söyledi. Senin dediklerin bende Esed
döneminde vardı. Emir şunu iyi bilsin ki, ben fitneyi şu anda sevmiyorum."
dedi. Orada bulunan Salim bin Ahvez: "Ey Emir! O'nun boynunu vur."
dedi. İsme bin Abdullah el-Esedi Kermam'ye: "Sen aslında fitne istiyorsun,
fakat buna kavuşamayacaksın." dedi. Abdurrahman bin Nuaym elAmirI'nin
oğulları Mikdam ve Kudame: "Firavunun arkadaşları sizden daha iyidir,
çünkü onlar, ‘‘O'nu ve kardeşini eğle’‘ demişlerdi (A'raf, 111). Vallahi,
Kermani sizin ikinizin sözüyle öldürülmez." dediler. Nasr Kermam'nin
dövülmesini emretti ve 126 senesinde Ramazan ayının son üçüncü günü hapsolundu.
Beni
Ezd Kermani'yi kurtarmak için araya girdi. Nasr: "Ben O'nu hapsetmek için
yemin ettim. Benden O'na başka bir kötülük olmaz. Eğer başına geleceklerden
korkuyorsanız, yanına içinizden bir adam seçiniz." dedi. Ezdliler Yezid
en-Nahvl'yi kendi aralarından seçerek Kermam'nin yanına verdiler.
Nesefli
bir adam Kermani'nin ailesine gelerek: "Şayet ben Kermarıi'yi hapishaneden
kurtarırsam bana ne verirsiniz?" dedi. Onlar da: "Ne istersen onu
veririz." dediler. Bu kişi su kanalından Kahandez'e geldi ve deliği
genişletti. Kermam'nin çocuklarına: "Babanıza mektup yazınız, geceleyin
çıkmağa hazırlansın. " dedi. Çocukları Kirmam'ye mektup yazdılar ve bu
mektubu yemeğin içinde hapishaneye soktular. Kermani Yezid en-Nahvi ve Hıdr bin
Hukeym ile akşam yemeğini yedikten sonra bunlar Kermam'nin yanından ayrıldılar.
Kermani su kanalına girdi. Bu arada Kermam'nin kucağına büyükçe bir yılan
kıvrıldı, ancak hiç bir zarar vermedi. Tünelden çıktı, ayağında bukağı olarak
atına bindi. Kendisini Abdülmelik bin Harmele'ye götürdüler. İbn Harmele O'nu
bukağısından kurtardı.
Bir
rivayete göre Kirmam'yi kurtaran azatlısıdır. Bu azatlı Kahendez'e giden bir
delik gördü. Daha sonra bu deliği genişleterek Kermam'yi hapisten çıkardı.
Kaçırıldığı gece daha sabah olmadan Kermam'nin etrafında bin kişi toplandı.
Güneş iyice yükselmeden bu sayı üç bine çıktı. Ezdliler, Abdülmelik bin
Harmele'ye Allah'ın Kitab'ı Resulullah'ın Sünnet'i üzerine bey'at etmişlerdi.
Kermani hapishaneden çıkınca Abdülmelik O'nu kendi yerine geçirdi.
Kermani
hapishaneden kaçınca Nasr, Merv er-Ruz kapısında asker topladı ve burada
Kermam'ye hakaret etti. Daha sonra O'nun hakkında: "O Kerman'da doğdu,
Kermani adını aldı; daha sonra Herat'a gitti, kendisine Herevi denilmeğe başlandı;
böylece o iki yatak arasında düşmüş oldu. O'nun dedeleri de belli değildir,
nesli de malum değildir." dedi. Daha sonra da Ezdlilere hakaret etti ve
onlar hakkında: "Eğer Ezdliler Kermam'nin etrafında toplanırlarsa en adi
insanlardır, eğer O'na yardımı reddederlerse Ahtal'ın dediği gibidirler:
‘‘Gece
karanlığında kurbağalar birbirine cevap verdiler; bunların sesleri deniz
yılanına kendilerinin yerini haber vermektedir.’‘
Daha
sonra Nasr konuşmasında aşırı gittiğini anladı, buna nedamet etti ve onlara
hitaben: "Allah'ı anınız: O'nda hayır bulunur, şer bulunmaz." dedi.
Nasr'ın
çevresinde çok sayıda kişi toplandı. Salim bin Ahvez bunları Müceffe'de bulunan
Kermam'ye gönderdi. Halk Kermani ile Nasr arasında gidip geldi. Bunlar Nasr'dan
Kermam'ye eman vermesini ve hapsetmemesini istediler. Daha sonra Kermani
gelerek elini Nasr'ın elinin üzerine koydu (yani yöneticiliğini kabul etti).
Nasr Kermani'ye, evine gidip bir şeye karışmamasını emretti.
Nasr'ın
kendisine kötülük yapacağı hakkında Kermani'ye bir takım haberler ulaşınca
Kermani kendi köyüne gitti. Nasr Merv kapısına asker topladı. Halk Nasr'ı
Kermani konusunda iknaya çalıştı, ancak O, Kermam'yi Horasan'dan çıkarma
görüşündeydi. Salim bin Ahvez, Nasr'a: "Eğer sen Kermani'yi Horasan'dan
çıkarırsan, ismini büyütmüş olursun. Halk: "Nasr, Kermam'den korktuğu için
O'nu buradan çıkardı." der dedi." Nasr: "O'ndan kendisini
çıkardığım için korkmam, O buradayken kendisinden korkmamamdan daha iyidir;
şayet bir kişi kendi memleketinden kovulursa küçülür." dedi. Fakat halk
buna karşı çıktı, bunun üzerine Nasr Kermam'ye eman verdi ve taraftarlarına da
bolca bahşişler dağıttı, Kermani de Nasr'a gelerek bağlılığını ifade etti.
İbn
Cumhur Irak Valiliği'nden azledilip Abdullah bin Ömer bin Abdülaziz buraya 128
yılının Şevval ayında vali olunca Nasr: "İbn Cumhur, Irak'ın amillerinden
olmadığı için Allah O'nu buradan aldı ve yerine (Abdullah bin Ömer bin
Abdülaziz'i kastederek) Tayyib bin Tayyibi (pak oğlu paki) vali yaptı."
dedi.
Kermam,
İbn Cumhur'a yapılanlara kızdı ve taraftarlarını toplayıp silahlanarak geri
döndü. Etrafında bin beş yüz kişiyi toplayarak (bu sayı daha az veya daha çok
olabilir) caminin dışında cuma namazını kıldırdı. Selam verdikten sonra Nasr'ın
huzuruna girdi, ancak oturmadı, geri döndü ve muhalefetini açıkladı. Nasr Salim
bin Ahvez'le Kermam'ye: "Vallahi, kötülük olsun diye hapsetmedim, fakat
halkın fesadından korktum: şimdi bana gelsin." diye haber gönderdi.
Kermam, Ahvez'e: "Eğer evimde olmasan seni öldürürdüm, derhal adi herife
(Nasr'a) git, istediğin iyi veya kötü şeyi anlat." dedi. Elçi Nasr'a
gelerek olanları haber verdi. Nasr Kermam'ye bir kaç defa daha haber gönderdi.
Kermani en son Nasr'a: "Ben kavminin bizi çıkarmanı tasvip edeceklerini
zannetmiyorum; istersen buradan çıkar giderim, fakat bu senden korktuğumdan
değil, bu beldeye kötülük yapmandan ve orada kan dökülmesinden endişe
ettiğimdendir." dedi ve Cürcan'a gitmeye hazırlandı.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HARİS BİN SÜREYE VE
KENDİSİNE EMAN VERİLMESİ