İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 126.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HORASAN HALKI ARASINDA İHTİLAF

 

Bu yılda Horasan'da Nezariyye ile Yemenliler arasında ihtilaf çıktı. Kermaniler ihtilafı Nasr bin Seyyar'ın lehine olarak çıkardılar.

 

Bunun sebebi şudur: Nasr fitne zuhur ettiğil\i anladı, bunun üzerine Bey tülmal' in geliriyle Velid için temin ettiği altın ve gümüş kaplardan bazılarını bahşiş olarak halka verdi. Halk, Nasr konuşurken O'ndan bahşiş istedi. Nasr onlara: "Ben günahtan sıkımyorum, size birlik ve itaat yakışır." dedi. çapuleu grup bunun üzerine sokağa çıktı. Nasr da buna kızdı ve: "Size verecek bahşişim yok." dedi. Daha sonra: "Sizin ayağınızın altından takat edilmeyecek ölçüde şer çıkıyor. Sanki ben de sizinle beraberim. Yine sanki ben boğazlanan develer gibi sokaklara atılan sizinle beraberim. Hilafeti uzun süren kişinin halifeliğinden istifade ediniz. Ey Horasanlılar! Siz düşmanın karşısında silahlı insanlarsınız, bu bakımdan sizi ihtilaftan sakındınrım. Sizin, yaptığınız işle fitneyi istemiş gibi bir haliniz var. Allah size merhamet etmesin! Ben sizi dağıttım ve sonra yine bir araya getirdim. Artık ben size (Velld'in verdiği gibi) atiyye olarak on (dirhem dinar) veremem. Sizinle benim durumum şu sözdeki gibidir:

 

‘‘Taraftarlarımıza bağlanınız, sizi idare edelim; biz sizin en hayırlınız ve en şerlinizi tanıdık.’‘

 

Allah'tan korkunuz! Allah'a yemin olsun ki, eğer sizin aranızda iki silahlı grup ihtilafa düşerse, bunlardan birisi diğerinin mal ve çocuklarından ayrı düşmesini temenni eder. Ey Horasanlılar! Siz birliği küçümseyerek ayrılığa düştünüz." dedi ve Nabiğa ez-Zübyani'nin şu mısralarını misal getirdi: ‘‘Siz sapıklığınıza mağlup da olsanız, ben sizin aranızı düzeltmek

için gayret gösteririm.’‘

 

Nasr'a, Abdullah bin Ömer bin Abdülaziz'den Horasan hakkında eman gelince Kermam, taraftarlarına: "Halk bir fitnenin içine düşmüştür, işlerinizi yürütmesi için kendinize adamlar bakınız." dedi.

 

Kermani, Kerman'da doğduğu için Kermani denilmiştir. Asıl adı Cüdey' bin Ali el-Ezdi el-Ma'ni'dir. Yukarıdaki sözleri deyince halk: "Başımıza lider olacak kişi sensin." dediler.

Mudaroğulları Nasr'a: "Kermani işleri senin aleyhine bozuyor; bir elçi göndererek O'nu ya öldür veya hapset." dediler. Nasr: "Hayır, benim birçok erkek ve kız çocuğum var. Oğullarımdan birisini O'nun kızlarından birisi ile evlendiririm, kızlarımdan birisini de oğlu ile evlendiririm." dedi. Mudaroğulları: "Hayır, bu olmaz." dediler. Nasr bunun üzerine: "O'na yüz bin dirhem para gönderirim. O cimrinin birisidir, gönderdiğim parayı taraftarlarına vermez ve böylece aralarında tefrika çıkmış olur." şeklinde konuştu. Mudaroğulları: "Bu para O'nun için bir kuvvet olabilir." diyerek bunu da kabul etmediler, ayrıca: "Eğer Kermani hakimiyeti Yahudi veya Hıristiyan olmakla elde edebileceğine inansa Yahudi ve Hıristiyan dahi olur." dediler.

 

Nihayet Nasr ile Kenmıni yüz yüze geldiler. Kermani Esed bin Abdullah'ın valiliği döneminde Nasr'a çok iyilik etmişti. Nasr vali olunca Kermani'yi kabile reisliğinden alarak bu göreve başkasını tayin etti ve böylece ikisinin arası tekrar açılmış oldu.

Kermani taraftarları Nasr'a muhalefetlerini artırınca Nasr Kermani'nin hapsine karar verdi ve güvenlik güçleri kumandanını Kermanl'yi getirmesi için gönderdi. Beni Ezd Kermani'yi Nasr'ın elinden kurtarmak istediyse de Nasr buna engeloldu. Kermani Nasr'a getirildiğinde gülüyordu. Nasr'ın huzuruna girince Nasr O'na: "Ey Kermani! Senin öldürülmen hakkında Yusuf bin Ömer'in mektubu geldikten sonra ben ‘‘O Horasan'ın şeyhi ve süvarisidir.’‘ diyerek Yusuf'un isteğini geri çevirip seni kurtarmadım mı?" dedi. Kermam: 

"Evet, öyle oldu." diye cevap verdi. Nasr bu sefer: "Borçlarını halkın üzerine yükleyerek ödemedim mi?" dedi. Kermani yine: "Evet." dedi. Nasr: "Oğlun Ali'yi kavminin muhalefetine rağmen reis yapmadım mı?" dedi. Kermani buna da: "Evet, öyle oldu." dedi. Nasr: "Fakat sen bunların hepsini fitneye çevirdin." deyince Kermani cevaben: "Emir, olandan fazlasını söyledi. Senin dediklerin bende Esed döneminde vardı. Emir şunu iyi bilsin ki, ben fitneyi şu anda sevmiyorum." dedi. Orada bulunan Salim bin Ahvez: "Ey Emir! O'nun boynunu vur." dedi. İsme bin Abdullah el-Esedi Kermam'ye: "Sen aslında fitne istiyorsun, fakat buna kavuşamayacaksın." dedi. Abdurrahman bin Nuaym elAmirI'nin oğulları Mikdam ve Kudame: "Firavunun arkadaşları sizden daha iyidir, çünkü onlar, ‘‘O'nu ve kardeşini eğle’‘ demişlerdi (A'raf, 111). Vallahi, Kermani sizin ikinizin sözüyle öldürülmez." dediler. Nasr Kermam'nin dövülmesini emretti ve 126 senesinde Ramazan ayının son üçüncü günü hapsolundu.

 

Beni Ezd Kermani'yi kurtarmak için araya girdi. Nasr: "Ben O'nu hapsetmek için yemin ettim. Benden O'na başka bir kötülük olmaz. Eğer başına geleceklerden korkuyorsanız, yanına içinizden bir adam seçiniz." dedi. Ezdliler Yezid en-Nahvl'yi kendi aralarından seçerek Kermam'nin yanına verdiler.

Nesefli bir adam Kermani'nin ailesine gelerek: "Şayet ben Kermarıi'yi hapishaneden kurtarırsam bana ne verirsiniz?" dedi. Onlar da: "Ne istersen onu veririz." dediler. Bu kişi su kanalından Kahandez'e geldi ve deliği genişletti. Kermam'nin çocuklarına: "Babanıza mektup yazınız, geceleyin çıkmağa hazırlansın. " dedi. Çocukları Kirmam'ye mektup yazdılar ve bu mektubu yemeğin içinde hapishaneye soktular. Kermani Yezid en-Nahvi ve Hıdr bin Hukeym ile akşam yemeğini yedikten sonra bunlar Kermam'nin yanından ayrıldılar. Kermani su kanalına girdi. Bu arada Kermam'nin kucağına büyükçe bir yılan kıvrıldı, ancak hiç bir zarar vermedi. Tünelden çıktı, ayağında bukağı olarak atına bindi. Kendisini Abdülmelik bin Harmele'ye götürdüler. İbn Harmele O'nu bukağısından kurtardı.

Bir rivayete göre Kirmam'yi kurtaran azatlısıdır. Bu azatlı Kahendez'e giden bir delik gördü. Daha sonra bu deliği genişleterek Kermam'yi hapisten çıkardı. Kaçırıldığı gece daha sabah olmadan Kermam'nin etrafında bin kişi toplandı. Güneş iyice yükselmeden bu sayı üç bine çıktı. Ezdliler, Abdülmelik bin Harmele'ye Allah'ın Kitab'ı Resulullah'ın Sünnet'i üzerine bey'at etmişlerdi. Kermani hapishaneden çıkınca Abdülmelik O'nu kendi yerine geçirdi.

Kermani hapishaneden kaçınca Nasr, Merv er-Ruz kapısında asker topladı ve burada Kermam'ye hakaret etti. Daha sonra O'nun hakkında: "O Kerman'da doğdu, Kermani adını aldı; daha sonra Herat'a gitti, kendisine Herevi denilmeğe başlandı; böylece o iki yatak arasında düşmüş oldu. O'nun dedeleri de belli değildir, nesli de malum değildir." dedi. Daha sonra da Ezdlilere hakaret etti ve onlar hakkında: "Eğer Ezdliler Kermam'nin etrafında toplanırlarsa en adi insanlardır, eğer O'na yardımı reddederlerse Ahtal'ın dediği gibidirler:

‘‘Gece karanlığında kurbağalar birbirine cevap verdiler; bunların sesleri deniz yılanına kendilerinin yerini haber vermektedir.’‘

 

Daha sonra Nasr konuşmasında aşırı gittiğini anladı, buna nedamet etti ve onlara hitaben: "Allah'ı anınız: O'nda hayır bulunur, şer bulunmaz." dedi.

Nasr'ın çevresinde çok sayıda kişi toplandı. Salim bin Ahvez bunları Müceffe'de bulunan Kermam'ye gönderdi. Halk Kermani ile Nasr arasında gidip geldi. Bunlar Nasr'dan Kermam'ye eman vermesini ve hapsetmemesini istediler. Daha sonra Kermani gelerek elini Nasr'ın elinin üzerine koydu (yani yöneticiliğini kabul etti). Nasr Kermani'ye, evine gidip bir şeye karışmamasını emretti.

 

Nasr'ın kendisine kötülük yapacağı hakkında Kermani'ye bir takım haberler ulaşınca Kermani kendi köyüne gitti. Nasr Merv kapısına asker topladı. Halk Nasr'ı Kermani konusunda iknaya çalıştı, ancak O, Kermam'yi Horasan'dan çıkarma görüşündeydi. Salim bin Ahvez, Nasr'a: "Eğer sen Kermani'yi Horasan'dan çıkarırsan, ismini büyütmüş olursun. Halk: "Nasr, Kermam'den korktuğu için O'nu buradan çıkardı." der dedi." Nasr: "O'ndan kendisini çıkardığım için korkmam, O buradayken kendisinden korkmamamdan daha iyidir; şayet bir kişi kendi memleketinden kovulursa küçülür." dedi. Fakat halk buna karşı çıktı, bunun üzerine Nasr Kermam'ye eman verdi ve taraftarlarına da bolca bahşişler dağıttı, Kermani de Nasr'a gelerek bağlılığını ifade etti.

 

İbn Cumhur Irak Valiliği'nden azledilip Abdullah bin Ömer bin Abdülaziz buraya 128 yılının Şevval ayında vali olunca Nasr: "İbn Cumhur, Irak'ın amillerinden olmadığı için Allah O'nu buradan aldı ve yerine (Abdullah bin Ömer bin Abdülaziz'i kastederek) Tayyib bin Tayyibi (pak oğlu paki) vali yaptı." dedi.

 

Kermam, İbn Cumhur'a yapılanlara kızdı ve taraftarlarını toplayıp silahlanarak geri döndü. Etrafında bin beş yüz kişiyi toplayarak (bu sayı daha az veya daha çok olabilir) caminin dışında cuma namazını kıldırdı. Selam verdikten sonra Nasr'ın huzuruna girdi, ancak oturmadı, geri döndü ve muhalefetini açıkladı. Nasr Salim bin Ahvez'le Kermam'ye: "Vallahi, kötülük olsun diye hapsetmedim, fakat halkın fesadından korktum: şimdi bana gelsin." diye haber gönderdi. Kermam, Ahvez'e: "Eğer evimde olmasan seni öldürürdüm, derhal adi herife (Nasr'a) git, istediğin iyi veya kötü şeyi anlat." dedi. Elçi Nasr'a gelerek olanları haber verdi. Nasr Kermam'ye bir kaç defa daha haber gönderdi. Kermani en son Nasr'a: "Ben kavminin bizi çıkarmanı tasvip edeceklerini zannetmiyorum; istersen buradan çıkar giderim, fakat bu senden korktuğumdan değil, bu beldeye kötülük yapmandan ve orada kan dökülmesinden endişe ettiğimdendir." dedi ve Cürcan'a gitmeye hazırlandı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HARİS BİN SÜREYE VE KENDİSİNE EMAN VERİLMESİ