İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 126.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

YUSUF BİN ÖMER'İN IRAK VALİLİĞİ'NDEN AZLİ

 

Velid öldürülünce Yezid Irak'a Mansur bin Cumhur'u vali tayin etti.

Yezid bu görevi daha önce Abdülaziz bin Harun bin Abdullah bin Dihye bin Halife el-Kelbi'ye teklif etmişti. Abdülaziz'in: "Eğer ordum olursa kabul ederim." demesi üzerine Yezid O'ndan vazgeçerek bu görevi Mansur'a vermişti. Mansur dindar birisi değildi, halkı kandırma ve Yusuf'un Halid el-Kasri'yi öldürmesiyle ilgili Yezid'in görüşlerini paylaşıyordu, bu yüzden de Velid'in öldürülmesinde bulunmuştu. Yezid Mansur'u Irak'a vali tayin edince O'na şöyle dedi: "Allah'tan kork. Velid'i fıskı ve zulmü açık olduğu için öldürdüm. Sakın O'nun öldürülmesine sebep olan işleri yapma."

 

Yusuf bin Ömer'e Velid'in öldürüldüğü haberi ulaşınca yanında olan Yemenlilere kızıp onları hapsetti, sonra da Mudariyyeli iki adamı peş pe şe hapisten salıverdi. Son salıverdiğine: "Durum kötüleşirse sence ne yapmalıyız?" dedi. O da: "Ben Şamlıyım, Şamlılar kime bey'at" ederlerse ben de ona bey'at ederim, onlar ne yaparlarsa ben de aynı şeyi yaparım." diye cevap verdi. Yusuf Mudariyyelilerden aradığını bulamayınca Yemenlileri serbest bıraktı.

Mansur yola çıktı, ‘‘Aynu't-Temr’‘ denilen yere gelince Hire'de bulunan Şamlı komutanlara Velid'in öldürüldüğünü, kendisinin Irak'a vali olduğunu, Yusuf ve adamlarının yakalanmasını yazdı. MansUr yazdığı mektupları Süleyman bin Süleym bin Keysan'a gönderdi ve komutanlara dağıtmasını emretti. Süleyman bu mektupları sahiplerine vermeyip Yusuf'a götürerek okuttu. Yusuf mektupları okuyunca şaşkına döndü ve Süleyman'a bu durumda ne yapılması gerektiğini sordu. Süleyman O'na: "Senin kendisi ile birlikte olup düşmanla çarpışacağın bir liderin olmadığı gibi, Şamlılar da seninle birlikte hareket etmezler. Seni Mansur'dan koruyacak kimse de yok. Senin için Şam'da kalma dışında hiç bir alternatif yok." dedi. Yusuf: "Pekiyi, bunun hilesi nasıl olacak?" dediğinde Süleyman: "Sen zahiren Yezid'e itaat etmiş olursun ve hutbeni O'nun adına okuyup dua edersin, Mansur yaklaşınca da benim yanımda kalarak kendi işi ile başa baş bırakırsın." dedi. Daha sonra Süleyman Amr bin Muhammed bin Said bin el-As'a giderek Yusuf'un durumunu kendisine anlattı ve Yusuf'u saklamasını istedi, Amr da bunu kabul etti. Yusuf Amr'ın yanına gitti, Amr: "Yusuf'un Mansur'dan korktuğu kadar hiç kimse bir başkasından korkmamıştır." dedi.

Mansur Kufe'ye gelerek burada halka Velid ve Yusuf'u kötüleyen bir konuşma yaptı. Orada bulunan başka konuşmacılar da aynı şekilde Velid ve Yusuf'u kötülediler. Amr bin Muhammed Yusuf'a gelerek durum hakkında bilgi verdi, halkın eğer ele geçirirlerse kendisini Allah rızası için döveceklerini de Yusuf'a haber verdi. Amr Yusuf'un valilik hususundaki hırsına ve halkın kendisine kızmasına hayret etti.

 

Yusuf gizlice Kufe'den ayrılarak Şam'a doğru yola çıktı. ‘‘Belka’‘ denilen yerde konakladı. Yusuf'un Belka'da olduğunu Yezid bin Velid haber alınca üzerine elli süvari gönderdi. Beni NÜffieyr'den birisi Yusuf'a: "Ey İbn Ömer! Allah'a yemin olsun, sen öldürüleceksin; bana itaat et, edersen korunursun." dedi. Yusuf bunu reddetti. Aynı kişi: "Öyle ise benim seni öldürmeme müsaade et; seni şu Yemenliler öldürmesinler, onlar senin öldürülmen hususunda bize kızıyorlar." dedi. Yusuf bunun üzerine: "Benim için senin söylediklerinin dışında başka bir çare yok." dedi. Beni Numeyrli: "Bunları sen daha iyi bilirsin." diye karşılıkta bulundu.

 

Yezid tarafından gönderilen atlılar Yusuf'u elde etmek istediler, fakat göremediler. Süvariler bunun üzerine oğlunu tehdit ettiler. Oğlu babasının tarlaya gittiğini söyledi. Atlılar Yusuf'un peşinden gittiler. Yusuf onların geldiklerini anlayınca ayakkabılarını da çıkararak kaçtı. Süvariler aramağa devam ettiler, nihayet kadınların arasında ele geçirdiler. Kadınlar Yusuf'un üzerine ipek bir örtü atarak saklamışlar ve kederli imişler gibi gözükerek oturmuşlardı. Süvariler Yusuf'un ayağından çekip çıkardılar. Bir muhafız üzerine atlayarak sakalını yoldu. Sakalı uzun, boyu kısa birisi idi. Yusuf Yezid'in huzuruna getirilince göbeğine kadar uzayan sakalından tutarak: "Ey Müminlerin emiri! Vallahi, sakalımı birisi yoldu ve hiç bir kıl bırakmadı." dedi. Yezid, Yusuf'un hapsedilmesini emretti, Yusuf Hadril'da hapsolundu. Burada kendisine biri gelerek: "Daha önce kendilerine zulmettiğin kişilerin seni taşa tutmalarından korkmuyar musun?" dedi. Yusuf: "Bunu düşünmedim." diye cevap verdi. Yezid'e haber göndererek daha kötü olsa bile kendisinin Hadra dışında bir yerde hapsedilmesini istedi. Yezid Yusuf'un hamakatına şaştı, başka bir yere naklederek burada Velid'in iki oğluyla birlikte hapsetti. Yusuf Yezid zamanında ve iki ayan gün de İbrahim zamanında hapishanede kaldı. Mervan Şam'a yaklaşınca Ebu'I-Esed Yezid bin Halid el-Kas ri onların öldürülmesiyle görevlendirildi.

 

Mansur bin Cumhur Recep ayında geldi, beytülmalin idaresini eline geçirdi, buradaki yiyecek malzeme ve diğer mallara el koydu. Amillerden ve haraç toplayan vergi memurlarından hapiste olanları serbest bıraktı. Irak'ta Yezid'e bey'at aldı. Receb'in geri kalan kısmı ile Şaban ve Ramazan aylarında burada kaldı ve daha sonra geri döndü.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

NASR BİN SEYYAR'IN MANSUR'A KARŞI ÇIKMASI