İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
YUSUF BİN
ÖMER'İN IRAK VALİLİĞİ'NDEN AZLİ
Velid
öldürülünce Yezid Irak'a Mansur bin Cumhur'u vali tayin etti.
Yezid
bu görevi daha önce Abdülaziz bin Harun bin Abdullah bin Dihye bin Halife el-Kelbi'ye
teklif etmişti. Abdülaziz'in: "Eğer ordum olursa kabul ederim."
demesi üzerine Yezid O'ndan vazgeçerek bu görevi Mansur'a vermişti. Mansur
dindar birisi değildi, halkı kandırma ve Yusuf'un Halid el-Kasri'yi
öldürmesiyle ilgili Yezid'in görüşlerini paylaşıyordu, bu yüzden de Velid'in
öldürülmesinde bulunmuştu. Yezid Mansur'u Irak'a vali tayin edince O'na şöyle
dedi: "Allah'tan kork. Velid'i fıskı ve zulmü açık olduğu için öldürdüm.
Sakın O'nun öldürülmesine sebep olan işleri yapma."
Yusuf
bin Ömer'e Velid'in öldürüldüğü haberi ulaşınca yanında olan Yemenlilere kızıp
onları hapsetti, sonra da Mudariyyeli iki adamı peş pe şe hapisten salıverdi.
Son salıverdiğine: "Durum kötüleşirse sence ne yapmalıyız?" dedi. O
da: "Ben Şamlıyım, Şamlılar kime bey'at" ederlerse ben de ona bey'at
ederim, onlar ne yaparlarsa ben de aynı şeyi yaparım." diye cevap verdi.
Yusuf Mudariyyelilerden aradığını bulamayınca Yemenlileri serbest bıraktı.
Mansur
yola çıktı, ‘‘Aynu't-Temr’‘ denilen yere gelince Hire'de bulunan Şamlı
komutanlara Velid'in öldürüldüğünü, kendisinin Irak'a vali olduğunu, Yusuf ve
adamlarının yakalanmasını yazdı. MansUr yazdığı mektupları Süleyman bin Süleym
bin Keysan'a gönderdi ve komutanlara dağıtmasını emretti. Süleyman bu
mektupları sahiplerine vermeyip Yusuf'a götürerek okuttu. Yusuf mektupları
okuyunca şaşkına döndü ve Süleyman'a bu durumda ne yapılması gerektiğini sordu.
Süleyman O'na: "Senin kendisi ile birlikte olup düşmanla çarpışacağın bir
liderin olmadığı gibi, Şamlılar da seninle birlikte hareket etmezler. Seni
Mansur'dan koruyacak kimse de yok. Senin için Şam'da kalma dışında hiç bir
alternatif yok." dedi. Yusuf: "Pekiyi, bunun hilesi nasıl
olacak?" dediğinde Süleyman: "Sen zahiren Yezid'e itaat etmiş olursun
ve hutbeni O'nun adına okuyup dua edersin, Mansur yaklaşınca da benim yanımda
kalarak kendi işi ile başa baş bırakırsın." dedi. Daha sonra Süleyman Amr
bin Muhammed bin Said bin el-As'a giderek Yusuf'un durumunu kendisine anlattı
ve Yusuf'u saklamasını istedi, Amr da bunu kabul etti. Yusuf Amr'ın yanına
gitti, Amr: "Yusuf'un Mansur'dan korktuğu kadar hiç kimse bir başkasından
korkmamıştır." dedi.
Mansur
Kufe'ye gelerek burada halka Velid ve Yusuf'u kötüleyen bir konuşma yaptı.
Orada bulunan başka konuşmacılar da aynı şekilde Velid ve Yusuf'u kötülediler.
Amr bin Muhammed Yusuf'a gelerek durum hakkında bilgi verdi, halkın eğer ele
geçirirlerse kendisini Allah rızası için döveceklerini de Yusuf'a haber verdi.
Amr Yusuf'un valilik hususundaki hırsına ve halkın kendisine kızmasına hayret etti.
Yusuf
gizlice Kufe'den ayrılarak Şam'a doğru yola çıktı. ‘‘Belka’‘ denilen yerde
konakladı. Yusuf'un Belka'da olduğunu Yezid bin Velid haber alınca üzerine elli
süvari gönderdi. Beni NÜffieyr'den birisi Yusuf'a: "Ey İbn Ömer! Allah'a
yemin olsun, sen öldürüleceksin; bana itaat et, edersen korunursun." dedi.
Yusuf bunu reddetti. Aynı kişi: "Öyle ise benim seni öldürmeme müsaade et;
seni şu Yemenliler öldürmesinler, onlar senin öldürülmen hususunda bize
kızıyorlar." dedi. Yusuf bunun üzerine: "Benim için senin
söylediklerinin dışında başka bir çare yok." dedi. Beni Numeyrli:
"Bunları sen daha iyi bilirsin." diye karşılıkta bulundu.
Yezid
tarafından gönderilen atlılar Yusuf'u elde etmek istediler, fakat göremediler.
Süvariler bunun üzerine oğlunu tehdit ettiler. Oğlu babasının tarlaya gittiğini
söyledi. Atlılar Yusuf'un peşinden gittiler. Yusuf onların geldiklerini
anlayınca ayakkabılarını da çıkararak kaçtı. Süvariler aramağa devam ettiler,
nihayet kadınların arasında ele geçirdiler. Kadınlar Yusuf'un üzerine ipek bir
örtü atarak saklamışlar ve kederli imişler gibi gözükerek oturmuşlardı.
Süvariler Yusuf'un ayağından çekip çıkardılar. Bir muhafız üzerine atlayarak
sakalını yoldu. Sakalı uzun, boyu kısa birisi idi. Yusuf Yezid'in huzuruna
getirilince göbeğine kadar uzayan sakalından tutarak: "Ey Müminlerin
emiri! Vallahi, sakalımı birisi yoldu ve hiç bir kıl bırakmadı." dedi.
Yezid, Yusuf'un hapsedilmesini emretti, Yusuf Hadril'da hapsolundu. Burada
kendisine biri gelerek: "Daha önce kendilerine zulmettiğin kişilerin seni
taşa tutmalarından korkmuyar musun?" dedi. Yusuf: "Bunu
düşünmedim." diye cevap verdi. Yezid'e haber göndererek daha kötü olsa
bile kendisinin Hadra dışında bir yerde hapsedilmesini istedi. Yezid Yusuf'un
hamakatına şaştı, başka bir yere naklederek burada Velid'in iki oğluyla
birlikte hapsetti. Yusuf Yezid zamanında ve iki ayan gün de İbrahim zamanında
hapishanede kaldı. Mervan Şam'a yaklaşınca Ebu'I-Esed Yezid bin Halid el-Kas ri
onların öldürülmesiyle görevlendirildi.
Mansur
bin Cumhur Recep ayında geldi, beytülmalin idaresini eline geçirdi, buradaki
yiyecek malzeme ve diğer mallara el koydu. Amillerden ve haraç toplayan vergi
memurlarından hapiste olanları serbest bıraktı. Irak'ta Yezid'e bey'at aldı.
Receb'in geri kalan kısmı ile Şaban ve Ramazan aylarında burada kaldı ve daha
sonra geri döndü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
NASR BİN SEYYAR'IN
MANSUR'A KARŞI ÇIKMASI