İBNÜ’L-ESİR

4. CİLT

HİCRİ 122.YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HİCRETİN YÜZ YİRMİ İKİNCİ YILI OLAYLARI (M. 739-740)

 

ZEYD BİN ALİ BİN HÜSEYİN BİN EBİ TALİB'İN ÖLÜMÜ

 

Zeyd bin Ali bu sene içerisinde katledilmiştir. (Kufe'de ikamet edişinin sebebi ve orada bey' at alışı daha önce zikredilmiştir.)

 

Yezid arkadaşlarına isyan için hazırlanmalarını emı'edip Zeyd'e yaptıkları bey'ate sadık kalmak isteyenler hazırlanmağa başlayınca Süleyman bin Süraka el-Bariki Yusuf bin Ömer'e giderek bu durumu haber verdi. Yusuf Zeyd'i yakalattırmak için adamlar gönderdi, fakat Zeyd bulunamadı. Zeyd KUfelilerle kararlaştırdıkları süreden önce yakalanmaktan korkuyordu. Bu sırada Kufe Valisi Hakem bin Salt idi. Güvenlik teşkilatının başında ise Kara'dan Amr bin Abdurrahman ve beraberinde Şamlılardan bir grup insanla Ubeydullah bin Abbas Kindi bulunuyordu. Yusuf bin Ömer ise Hire'de idi.

 

Zeyd'in arkadaşları Yusuf'un Zeyd'in bu hareketinden haberdar olduğunu ve durumunu araştırmağa başladığını görünce ileri gelen bir kaç kişi Zeyd'in yanına gelerek: "Allah sana merhamet etsin, Ebu Bekir (R.A.) ve Ömer (R.A.) hakkında ne diyorsun?" diye sordular. Zeyd: "Allah her ikisine de rahmet ve mağfıret etsin. Ehl-i beytimden onlar hakkında hayırdan başka bir şey söyleyeni duymadım. Sizin söz ettiğiniz konuda ResUlullah'tan zikrettiğiniz o şeye (hilafet) herkesten daha fazla hak sahibi idik. Onu bizim elimizden aldılar. Bu da bize göre onların küfrünü gerektirmez. Onlar bu görevi (hilafeti) yüklenmişler, insanlar arasında adil davranmışlar, Kur'an ve Sünnetle amel etmişlerdir." şeklinde cevap verdi. Gelenlerin: "Onlar (Ebu Bekir ve Ömer) sana zulmetmemişler de bunlar (Emeviler) niye zulmediyorlar ve sen niçin insanları onlarla savaşmağa çağırıyorsun?" diye sorması üzerine ise Zeyd: "Onlar (Ebu Bekir ve Ömer) bunlar gibi değillerdi. Bunlar bana, size ve kendi nefıslerine zulmediyorlar. Biz sizi Allah'ın Kitabına ve Resulullah'ın sünnetine,

,

ihya edilecek sünnetlere, bidatlerin söndürülmesine çağırıyoruz. Bu davete icabet ederseniz saadete erersiniz. Eğer kabul etmezseniz, ben sizin vekiliniz değilim." dedi. Bunlar Zeyd'e yaptıkları bey'atı bozarak yanından ayrıldılar ve şöyle dediler: "İmanı (yani Muhammed Bakır) geçti (imam ölmüştür); bugün onun oğlu babasından sonra bizim imamımızdır." Zeyd bunları ‘‘Rafıza (Sahabeyi ta'na cevaz verenler)'' diye isimlendirdi. Onlar da Zeyd'i terk ettiklerinden dolayı bu ismi kendilerine Muğire'nin verdiğini zannediyorlardı.

Bir grup insan Zeyd'in başkaldırışmdan önce Ca'fer bin Muhammed Sadık'a gelmiş ve Zeyd'e bey'at ettiklerini haber vermişlerdi. Ca'fer: "O'na bey'at ediniz; vallahi, bizim en hayırlımız ve seyyidimizdir." dedi. Bunlar geri döndüler, fakat bunu (Ca'fer'in söylediklerini) gizlediler. Zeyd arkadaşlarına saf er ayının ilk gecesi buluşmayı vaat etmişti. Yusuf bin Ömer bunu öğrenince Hakem'e haber göndererek Küfe ehlini en büyük mescitte toplamasını ve göz altında bulundurmasını emretti. Hakem bunları büyük bir mescitte topladı. Zeyd'i Muaviye bin İshak bin Zeyd bin Harise Ensilli'nin evinde aradılar. Zeyd oradan geceleyin çıkmıştı. Güneş doğuncaya kadar "Ya Mansur! (Öldür, öldür)" diye bağırdılar. Sabah olunca Zeyd Kasım Tübbei (Hadrami) ve başka bir arkadaşını gönderdi. Bu ikisi şiarlarını haykırıyorlardı. Abdü'l-Kays sahrasına vardıklarında karşılarına Ca'fer bin Abbas Kindi çıktı. Bunlar Ca'fer ve arkadaşlarının üzerlerine saldırdılar. Kasım Tübbei'nin yanında bulunan şahıs katledildi. Kasım yaralı olarak Hakem'in yanına götürüldü, Hakem de Kasım'ın boynunu vurdurdu.

Zeyd'in taraftarlarından ilk öldürülen kişiler bunlardır.

 

Hakem sonra pazar (suk) yollarını ve mescidin kapılarını insanlara kapadı.

Hakem Hire'de bulunan Yusuf bin Ömer'e elçi göndererek durumu haber verdi. Haber getirmesi için Ca'fer bin Abbas'ı göndermişti. Ca'fer elli süvariyle Cebbanetü Salim (Salim Düzlüğü)'e geldi ve oradan Yusufa dönerek haberi verdi. Yusuf Hire yakınlarında bir tepeye giderek yanında bulunan eşraftan bazı kişilerle orada konakladı, Reyyan bin Seleme Errani'yi iki bin kişi, üç yüz yaya ve mancınıkçı ile gönderdi.

 

Zeyd sabahladığmda kendisine gece gelenlerin sayısı iki yüz on sekizdi; "Sübhanallah, diğerleri nerede?" diye sordu, kendisine onların büyük mescitte mahsur bulundukları söylendi. Bunun üzerine: "Vallahi, bize bey'at edenler için bu bir özür değildir." dedi.

Nasr bin Huzeyme el-Absi bir ses işitip o yöne doğru gidince yolda Hakem'in güvenlik kuvvetinin başkanı Amr bin Abdurrahman'ı Cüheyne'den topladığı süvarilerle gördü, onlara saldırdı. Amr öldürüldü ve beraberindekiler hezimete uğratıldı.

 

Zeyd Salim Düzlüğü'ne geldi. Orada beş yüz kadar Şamlı bulunuyordu.

Zeyd yanında bulunanlar ile bunlara saldırıp hezimete uğrattı ve Enes bin Amr el-Ezdi'nin evine kadar gitti. Enes evde olmasına rağmen çağırıldığı halde çıkmadı. Sonra Zeyd bağırdı, yine çıkmadı. Zeyd: "Sizin arkada kalmanıza sebep ne? Halbuki bey'at etmiştiniz, Allah sİzi hesaba çekecektir." dedi. Sonra Künase'ye gidip, orada bulunan Şamlılara hücum etti ve onları hezimete uğrattı. Sonra yoluna devam etti. Yusuf ise iki yüz kişiyle ona bakıyordu, eğer isteseydi kendisini öldürebilirdi. Reyyan'a gelince, O Şam ehliyle birlikte Küfe'de Zeyd'in peşine takılmıştı. Zeyd Halid'in namazgahında sıkıştırıldı, sonra Kufe'ye geldi. Bazı arkadaşları Minhef bin Süleym Düzlüğü'ne gidip orada bulunan Şamlılarla savaştılar. Şamlılar bunlardan bir kişiyi esir ettiler. Bu şahıs Yusuf bin Ömer'in emriyle öldürülmüştür.

Zeyd insanların kendini yardımsız bıraktıklarını görünce: "Ey Nasr bin

Huzeyme! Ben onların bunu Hüseyniler (Hüseyin sempatizam) olarak yapmış olmalarından korkuyorum." dedi. Nasr: "Ben, vallahi, ölünceye kadar senin yanında savaşacağım. İnsanlar mescittedirler, bizi onlara doğru gönder." diye karşılık verdi.

 

Bunların karşılarına Ömer bin Sa’ad'ın evi yakınlarında Ubeydullah bin

Abbas Kindi çıktı. Orada savaşa tutuştular, Ubeydullah ve arkadaşları hezimete uğradılar. Zeyd mescidin kapısına kadar geldi. Arkadaşları kapıların üzerinden sancakları içeri sokuyorlar ve: "Ey mescittekiler! Zilletten izzete çıkın, din ve dünyaya çıkın. Siz şu anda din ve dünya dahilinde değilsiniz." diyorlardı. Şamlılar ise mescidin üzerinden bunlara taş yağdırıyorlardı.

 

Reyyan akşamüzeri Hire'ye döndü, Zeyd de beraberindekilerle döndü.

Kufe halkı O'na doğru çıktılar, O da Daru'r-Rızk'da konakladı. Bu sırada Reyyan bin Seleme oraya gelerek Zeyd ve taraftarlarıyla savaşa tutuştu. Şamlılar ve onlarla beraber daha birçokları yaralanarak alabildiğine suizan altında çarşamba gecesi geri döndüler.

Ertesi gün Yusuf bin Ömer, Abbas bin Said Müzeni'yi Şamlılarla gönderdi. Abbas Daru'r-Rızk'da bulunan Zeyd'in yanına kadar geldi. Zeyd, yanlarında Nasr bin Huzeyme ve Muaviye bin İshak bin Zeyd bin Sabit ile bunların karşısına çıktı. Çok çetin bir savaşa girdiler. Şamlılardan Nabü bin Ferve elAbsi, Nasr bin Huzeyme'ye hücum ederek kılıçla vurup dizini kesti. Nasr karşı bir hamleyle O'nu öldürdü, kendisi de çok geçmeden öldü. İyice şiddetlenen savaşın sonunda Abbas'ın adamları hezimete uğratıldı ve onlardan yetmiş kadar kişi öldürüldü.

 

Akşam olunca Yusuf onları tekrar hazırlayarak gönderdi. Bunlar Zeyd ile karşı karşıya geldiklerinde, Zeyd adamlarıyla bunlara saldırıp dağıtarak: Sebha'ya kadar kovaladı. Orada tekrar saldırarak Benu Süleym'e kadar çıkardı. Abbas'ın süvarileri Zeyd'in süvarileri karşısında tutunamıyorlardı. Abbas Yusuf'a haber göndererek durumu bildirdi ve mancınık ekibini göndermesini istedi. Yusuf bunları gönderince Zeyd'in üzerine bunlarla yürüdüler. Muaviye bin İshak el-Ensari, Zeyd'in gözleri önünde kahramanca savaştı ve sonunda öldürüldü. Zeyd ve beraberindekiler geceye kadar dayandılar. Zeyd'in alnının sol tarafına isabet eden ok dimağına kadar işledi. Adamları geri çekildiler. Şamlılar bunların gece çöktüğü için geri çekildiğini zannediyorlardı. Zeyd Erhab evlerinden birine indi, arkadaşları Zeyd'e bir tabip getirdiler. Tabip oku çekip çıkardı. Zeyd biraz acı çekti ve ok çıkarılınca öldü. Arkadaşları: "O'nu nereye defnedelim?" diye birbirlerine sordular. Bir kısmı: "Suya atalım." derken, bir kısmı: "Başını gövdesinden ayırıp diğer ölüler arasına bırakalım." diyordu. Oğlu Yahya ise: "Vallahi, babamın etini köpekler yemez." diyordu. Bir kısmı: "O'nu toprağı alınmış bir çukura gömüp üzerine su dolduralım." diyordu. Nihayet bu görüş uygun bulundu. Zeyd'i defnedip çukurun üzerine su doldurdular. (Ya'kUb Nehri'ne defnedildiği de söylenmiştir.) Arkadaşları suyu tutup Zeyd'i defnetmişler ve suyu tekrar üzerine akıtmışlardı. Bu sırada Zeyd'in Sindli kölesi onlarla beraber idi. Rivayete göre bunları görmüş ve sonra Zeyd'in bulunduğu yeri göstermiştir. Sonra halk oradan ayrıldı. Zeyd'in oğlu Yahya Kerbela'ya gelip Ninova'da Bişr bin Abdülmelik bin Bişr'in mevlası Sabık'a misafir oldu.

Yusuf bin Ömer daha sonra evlerde yaralıları araştırdı. Zeyd'in azadı kölesi cuma günü Zeyd'in bulunduğu yeri göstermiş, Zeyd'in ölüsü çıkarılıp kafası kesilerek Hire'de bulunan Yusuf bin Ömer'e gönderilmişti. Gönderen Hakem bin Saiftir.

 

Yusuf, Zeyd ile Nasr bin Huzeyme, Muaviye bin İshak ve Ziyad bin Nehdi'nin Künase'de çarmıha gerilmelerini ve muhafaza edilmelerini emretti, Zeyd'in başını da Hişam'a gönderdi. Bu baş Dimaşk şehrinin kapısına asıldı, sonra Medine'ye gönderildi. Zeyd'in gövdesi ise, Hişam ölüp yerine Velid geçinceye kadar çarmıha gerili olarak kaldı. Velid halife olunca, oradan indirtip yaktırmıştır.

 

Hiraş bin Havşeb bin Yezid Şeybani'nin Zeyd'in güvenlik ve koruma ekibinin başında olduğu ve Zeyd'in kabrini deşip çarmıha gerenin bu olduğu da söylenmiştir.

Seyyid Hamevi şöyle demiştir: ‘‘Uyanık, hasta ve tetikte olarak bir gece geçirdim. Bir söz söyledim, saçmalığı uzattım.

 

Allah Havşeb, Hıraş ve Mezyed'e lanet etsin! Yezid'e de lanet etsin, çünkü o daha zalim idi. Milyonlarca milyon, sonu gelmeyen lanetler ...

Çünkü onlar Tanrı'ya savaş açıp, Muhammed'e eza ettiler. İnatla, tertemiz Zeyd'in kanına (öldürülmesine) iştirak ettiler. Sonra O'nu öldürülmüş ve soyunmuş olarak çarmıha gerdiler. Ey Hıraş bin Havşeb! Sen yarın halkın en bedbahtı olacaksın.’‘

Yahya bin Zeyd'in durumu hakkında yukarıda zikredilenlerden başka şeyler de rivayet edilmiştir. Babası Zeyd öldüğünde Esedoğulları'ndan biri O'na: "Horasanlılar sizin yanınızdadır (şia), onların yanına gitseniz daha iyi olur." dedi. Yahya: "Şu anda oraya gitmem nasıl mümkün olur'?" diye sordu. Adam: "Takip edilmen hızını kaybedince çekip gidersin." diyerek karşılık verdi.

 

Bu adam Yahya'yı bir gece kendi yanında gizledi, sonra korkarak Abdülmelik bin Bişr Mervan'a götürdü ve O'na: "Senin Zeyd'e akrabalığın çok yakındır ve O'nun hakkı senin üzerine vaciptir." dedi. Sonra aralarında şöyle bir konuşma oldu:

 

Abdülmelik: - O'nu affetmek takvaya daha yakın idi. Adam: - Zeyd öldürüldü, bu da O'nun henüz genç, suçsuz oğlu. Eğer Yusuf bunu tanırsa öldürür, sen himayene alır mısın?

Abdülmelik: -- Evet. Bunun üzerine Esedoğulları'ndan zikri geçen şahıs Yahya'yı AbdÜımelik'in yanına getirdi. Yahya Abdülmelik'in yanında bir müddet kaldı. Aranması biraz gevşeyince Zeydllerden bir grup insanla Horasan'a hareke etti. Yusuf Zeyd'in katlinden sonra buna kızdı ve: "Ey Iraklılar! Yahya bin Zeyd tıpkı babası gibi kadınlarınızın kubbemsi örtüleri içinde yoluna devam ediyor. Eğer gözüme görünürse, babasının husyelerini kemirdiğim gibi onunkileri de kemirirdim." diyerek onları tehdit ve zemmetti, halk da çevresinden ayrıldı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

BATTAL'IN ÖLDÜRÜLMESİ