İBNÜ’L-ESİR |
4. CİLT |
HARİCİLER
Behlül
bin Bişr (lakabı: Küsare)'in isyanı bu yılda olınuştur. Sebebine gelince:
Behlul
haccetmek niyetiyle çıkmış, uşağına bir dirhem vererek sirke satın almasını emretmiş,
uşak da BehlUl'e sirke yerine şarap getirmişti. Behhll bunun üzerine derhal
gidip şarabı iade etmesini ve parayı geri almasını emretmiş, fakat şarabı satan
bunu kabul etmemiştİ. Behlul o köyün amiline (amil Sevad'dandır) gelerek durumu
arzetmiş, amil de: "Şarap senden de, sözünden de hayırlıdır." diye
cevap vermişti.
Behlul
haccı ifa etmek için yoluna devam etti, ancak isyan etmeğe karar vermişti.
Mekke'de kendi görüşünde olanlarla görüştü, Musul köylerinden birinde toplanmak
üzere sÖzleştiler. Orada kırk kişi toplanıp Behlul'u başkan seçtiler. Asıl
niyetlerini gizli tutarak uğradıkları amillere bazı işleri yapmak üzere Hişam
tarafından görevlendirildiklerini söylüyor ve posta hayvanları alıyorlardI.
Uşağın şarabı satın aldığı köye ulaştıklarında Behlul: "Öldürmeğe önce
amil'den başlayalım." dedi. Arkadaşları: "Biz Halid'i öldürmek
istiyoruz; eğer bu amili öldürmek ile başlarsak maksadımız yayılır. Halid ve
diğerleri bizden korunurlar. Bunu öldürüp de, mescitleri yıkıp kiliseler, havralar
yaptıran, Müslümanların işlerini Mecusilere tevdi eden, Müslüman kadınları
zlınınilere nikahlayan Halid'i elden kaçırmamız iyi olmaz, O'nu öldürüp
rahatlayalım." dediler. Behlul: "Vallahi, ben bunu öldürmeden bir
yere gitmem, ben bunu da, Halid'i de öldürmek istiyorum." diyerek buradaki
amili öldürdü. Halk bunların isyancı olduğunu anlayıp kaçtılar. Postacdar
bunları Halid'e haber verdiler, fakat reisIerinin kim olduğunu bilmediklerini
söylediler.
Halid
Vasıt'tan Hlre'ye geldi. Orada Hind amiline yardım için Şam'dan gelmiş bir ordu
bulunuyordu. Bu orduyu isyancıları bastırmakla görevlendirerek onlardan bir
kişi öldürene Şam'da aldıklarının dışında ayrıca mükafat vereceğini ve
Hindistan'a gitmekten muaf tutacağını vaat etti. Bunu duyunca isyancılar
üzerine koşuştular. Önderleri Kaynoğulları'ndan biri idi ve emrinde altı yüz
kişi vardı. Halid bunlara iki yüz kişilik bir kuvvet dahailave etti. Bunlar
Fırat kenarında birleştiler. Kaynlı önder yanında bulunan Halid'in sonradan
ilave ettiği güvenlik ekiNne: "Bizimle beraber olmayın da zaferi o ve
arkadaşları kazansın." dedi. Behluı bunlara doğru ilerledi, Kaynlıya
saldırarak onu yaraladı. Şamlılar ve güvenlik ekibi hezimete uğradı. Behllil ve
arkadaşları bunların peşine düşerek yakaladıklarını katlettiler ve Küfe'ye
kadar geldiler. Şamlılar çok güzel atlar üzerinde olduklarından Behlul bunlara
yetişemedi, fakat Küfe'nin güvenlik ekibine yetişip yakaladı. Bunlar Behlül'e:
"Allah'tan kork, biz zorla ve istemeyerek gönderildik." dediler.
Behluı bunların başına mızrakla vurarak: "Haydi, çabuk olun." dedi.
Öldürdüğü Kaynlının üzerinde bulduğu on bin dirhemi (bedre) aldı.
Küfe'de
Behllil gibi düşünen altı kişi vardı. Bunlar da isyan edip Behlul'e katılmak
istediler, fakat Sarifeyn'de katledildiler. Behllil oraya gelerek:
"Bunları
kim öldürdü ise bu on bin dirhemi ona veriyorum." dedi. Bir grup insan
gelerek isyancıları kendilerinin öldürdüklerini söylediler. Behlul'ü Ha••
lid'in yanından geliyor zannettiler. Behllil o köy halkına bunların doğru
söyleyip söylemediklerini sordu. Köylüler o altı isyancıyı bunların
öldürdüklerini doğrulayınca Behlül bunları katledip o köyden ayrıldı.
Halid
askerlerinin hezimete uğradığını ve Sarifeyn'de yapılanları öğrenince Behlul
üzerine Şeyban soyundan Havşeb bin Yezid bin Rüveymoğulları'ndan biri
komutasında bir ordu gönderdi. İki ordu Musul ve Küfe arasında karşı karşıya
geldiler. Küfeliler yenilerek Halid'e geldiler. BehIul aynı gün Musul'a gitmek
niyetiyle hareket etti. Musul amili Hişam'a yazarak Behlul ve adamlarını
bildirdi ve bir ordu istedi. Hişam O'na şöyle yazdı: "Bu gelen isyancılara
karşı Küsare bin Bişr'i gönder". Hişam Behlül'ü sadece lakabıyla
tanıyordu. Amil tekrar Hişam'a yazarak isyancının Küsare bin Bişr olduğunu
haber verdi. Behlül arkadaşlarına: "Biz vallahi, (Halid'i kastederek)
İbnu'n-Nasraniyye'ye (Hıristiyan kadının oğluna) bir şey yapmayacağız. Halid'i
emir tayin edenin başını niçin istemeyelim." diyerek Şam'da bulunan
Hişam'ın üzerine yürüdü. Hişam'ın amilleri Behlıll'ün kaleye girmesine izin
verdikleri takdirde Hişam'ın başına bir iş getireceğinden korktular. Halid
Irak'tan, Cezire Amili Cezire'den, Hişam Şam'dan birer ordu gönderdiler. Bu
ordular Cezire ve Musul arasında ‘‘Deyr’‘ denilen yerde birleştiler. (Bir
rivayete göre ‘‘Kuheyı’‘ denilen yerde). Behlıll Deyr'in kapısına kadar geldi.
yanında bulunan yetmiş kişiyle birlikte bu orduya saldırdı. O gün akşama kadar
savaşarak ordudan bir kaç kişiyi öldürdü. Ordu yirmi bin kişiydi. Epeyce ölü ve
yaralı verdiler. Daha sonra Behlıll ve arkadaşları hayvanlarını keserek yaya
hücum ettiler. Olanca güçleriyle savaştılar. Behlıll'ün arkadaşlarından çoğu
katledildi, Behlıll de ağır bir şekilde yaralandı. Arkadaşları Behlıll'e
kendisinden sonra bir emir seçmesini söylediler. Behlıll: "Ben öldüğüm
takdirde Müminlerin emiri Diame eşŞeybani, o ölürse el-Yeşkuri'dir." dedi.
Behlıll
o gece öldü. Sabah olunca Diame onları tahliye ederek kaçtı.
Dahhak
bin Kays, Behlıll'e mersiye yazmıştır: "Ben Ebu Bişr'in ölümünden sonra
düşmana yardımcı olan kimseler
gördüm.
Sanki
onlar dün bizim dostlarımız, arkadaşlarımız değildi. Ey göz! Artık kendinden
yaşlar dök ve bizim için ağla. Onlar bizim için dünyanın içini ve dışını
boşalttılar ve Huld
cennetlerinde
bize komşu oldular.
Behlul
ölünce Amr Yeşküri isyan etmiş ve kısa zaman sonra katledilmiştir. Ayrıca
Eşheb'in arkadaşı Bahteri altmış kişilik bir grupla Halid'e isyan etmiş, Halid
Sımt bin Müslim Beceli'yi dört bin kişilik orduyla bunlar üzerine göndermiştir.
Bunlar Fırat kenarında karşılaşmışlar ve isyancılar hezimete uğramıştır. Küfe
halkının köleleri ve düşük kişileri bunları yakalamış ve öldürünceye kadar
taşlamışlardır.
Daha
sonra Vezir es-Sahtiyani bir grupla Hire'de Halid'e karşı ayaklanmış, geçtiği
her köyü yaktırmış, karşılaştığı her insam katletmiş ve burada bulunan eşyayı
ve beytülmali zorla ele geçirmiştir. Halid bunun üzerine de bir ordu
göndermiştir. Sahtiyani savaştan sonra yaralanmış olarak yakalanıp Halid'in
yanına getirilmiş, Halid'e yönelerek nasihat etmiştir.
Duyduğu
şeyler Halid'in hoşuna gitmiş ve Sahtiyani'yi katletmiyerek hapse attırmıştır.
Geceleyin O'nu yanına getirtiyor ve konuşuyordu. İnsanlan katleden, köyleri
yakan, malları mubah kılan bir harici (isyancı) 'yi yakaladı ve geceleyin
sohbet dostu (semir) edindi, denilerek Halid Hişam'a ispiyon edildi.
Hişam
hiddetlenerek Halid'e bir mektup yazıp O'nu öldürmesini emretti. Ancak Halid
öldürme işini erteledi. Hişam'ın Sahtiyani'yi katledip yaktırmak konusunda
ikinci mektubunu alınca O'nu ve bir kaç kişiyi katledip yaktırdı.
Ölünceye
kadar Kur'an okumayı bırakmadı. Son olarak şu ayeti okuyordu: ‘‘Cehennem
ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir; keşke anlasalardı.’‘ (Tevbe, 81)
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA