İBNÜ’L-ESİR

3. CİLT

HİCRİ 66. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

MUHTAR'IN ZAFER DİLEMEK İÇİN KULLANDIĞI KÜRSÜNÜN DURUMU ve

ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Tufayl bin Ca'de bin Hubeyre anlatıyor: "Oldukça şiddetli bir sıkıntıya düşmüştük. Bir gün dışarı çıktığımda zeytinyağı ticareti yapan bir komşumun yanında son derece kirlenmiş bir sandalye gördüm. Kendi kendime şöyle dedim: Ben bu konuda Muhtar'a bir şeyler uydurup söylesem ne olur?

 

Ondan sonra o sandalyeyi zeytinciden aldım, yıkadım. Sandalyenin ahşabı oldukça parlak çıktı; çünkü içine pek çok yağ çekmişti, pırıl pırıl olmuştu."

 

Tufayl anlatmasına devam ediyor: Muhtar'a dedim ki: "Ben senden bir şey gizliyordum, şimdi bundan sana söz etmeyi uygun görüyorum. Benim babam Ca'de bizde bulunan bir sandalye üzerinde oturur ve bu sandalyede Hz. Ali'den bazı izler bulunduğunu söylerdi." Muhtar bana şöyle dedi: "Allah Allah! Sen bu zamana kadar bunu bizden gizledin demek, haydi onu bize gönderiver." Bunun üzerine kalktım, üzeri örtülü olduğu halde onun yanına getirttim. Bana on iki bin dirhem verilmesini emrettikten sonra topluca namaza gelinmesi için seslenilmesini söyledi. Herkes toplanınca Muhtar şöyle söyledi:

 

"Bundan önce geçmiş bulunan ümmetlerde her ne var idiyse bu ümmette de onun benzeri olur. Şunu biliniz ki İsrailoğulları'nın bir tabutu vardı. Bizim aramızda da bu tabutun benzeri vardır." Bu sefer sandalyenin üzerindeki örtüleri kaldırdılar, bunu gören Sebeiler ayağa kalkıp tekbir getirdiler.

 

Daha sonra fazla bir süre geçmeden Muhtar İbn Ziyad ile çarpışmak üzere askerler gönderdi. Örtülü olarak bir katırın üstünde bu sandalye de çıkartıldı. Şamlılar görülmemiş bir şekilde öldürüldü. Bu ise onların bu konudaki fitne ve aldanışlarını daha da artırdı. O kadar ileri gittiler ki, küfre bile düştüler. Bu bakımdan yaptığımdan pişman oldum.

 

Tufayl'ın bu yaptıklarından halk söz etmeğe ve onu ayıplamağa başlamışlardı.

 

Denildiğine göre Muhtar, Ca'de bin Hübeyre'nin ailesiyle bu konuda konuşmuştu; çünkü Ca'de'nin annesi olan Ummu Hani, Ali bin Ebi Talib'in ana-baba bir kız kardeşi idi. Onlara: "Bana Ali'nin sandalyesini getiriniz." demiş, onlar: "Allah'a yemin ederiz ki o bizim yanımızda değildir." diye karşılık verince Muhtar şöyle çıkışMıştı: "O zaman sizler ahmaksınız, haydi gidin bana bu sandalyeyi getirin."

 

Taberi der ki: Bunlar her hangi bir sandalye getirseler bile, "Tamam, bu odur." diyeceğini ve kabul edeceğini anladılar. Gittiler, her hangi bir sandalye getirip teslim ettiler. O da bu sandalyeyi onların ellerinden aldı. Şibamlılar, Şakirliler ve Muhtar'ın arkadaşlarının ileri gelenleri bu sandalyenin üzerini ipeklilerle örttüler. Bu sandalyenin ilk muhafızı Ebu Musa el-Eş'ari'nin oğlu Musa olmuştu. Musa, Muhtar'ın yanında bulunuyordu; çünkü Musa'nın annesi Hz. Abbas'ın oğlu olan Fadl'ın kızı Ummu Külsum idi. Ancak zamanla halk Musa'yı kınamaya başlayınca bu sefer Musa sandalyeyi korumayı bıraktı ve onun bakımını Muhtar ölünceye kadar Havşeb el-Bersemi üzerine aldı. Hemdanlı A'şa bu konuda şöyle der:

 

''Ben şahitlik ediyorum, sizler Sebeiyesiniz, Ey şirkin polisleri, sizleri iyi tanıyorum. Yemin ederim, kürsünüz "Sekine" değildir, İstediğiniz kadar sarıp sarmalasanız da. Ve yok bizde Tabut gibi bir şey, Şibam, Nehd ve Harifliler etrafında dönse de. Ben Muhammed'in soyunu seven birisiyim, Ve Mushaflardaki vahye uyarım. Abdullah'a bey'at ettim ben, Kureyşliler büyük küçük O'na uyunca.''

 

Leysli Mütevekkil de bu konuda şöyle der:

 

''Yanına gidersen Ebu İshak'a de ki: Ben sizin kürsünüzün münkiriyim. Şibamlıları görürsün, tahtaları etrafında, Şakirlilerse ona vahyi (!) taşıyor. Gözleri kızarmış onun çevresinde, Dışarı fırlamış nohut gibidir.''

 

 

 

ÇEŞİTLİ OLAYLAR

 

Bu yıl hac emirliğini Abdullah bin ez-Zübeyr yaptı.

 

Medine valisi Mus'ab bin ez-Zübeyr olup bu görevi kardeşi Abdullah adına yapıyordu. Basra'da da Mahzumlu Abdullah bin Ebi Rabi'a aynı şekilde İbn ez-Zübeyr'in valisi olarak görev yapıyordu. Muhtar ise Kufe valiliğini tegallüp yoluyla elinde tutuyordu. Horasan'da da Abdullah bin Hazim vardı.

 

Bu yıl içerisinde vefat edenlerden birisi sahabi ve Suffa ashabından olan Eslemli Esma bin Harise'dir. O'nun Basra'da İbn Ziyad'ın emirliği sırasında öldüğü de söylenmiştir.

 

Sa'ad bin Ebi Vakkas'ın kız kardeşinin oğlu olan Cabir bin Semura da bu yıl vefat etti. O'nun Bişr bin Harun'un emirliği sırasında vefat ettiği de söylenmiştir.

 

Kavminin efendisi olan Fezareli Esma bin Harice bin Hısn bin Huzeyfe bin

Bedr de bu yıl vefat etmiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN ALTMIŞ YEDİNCİ YILI OLAYLARI (M. 686 - 687)

İBN ZİYAD'IN ÖLDÜRÜLMESİ