İBNÜ’L-ESİR

3. CİLT

HİCRİ 58. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

HARİCİLERDEN URVE BİN UDEYYE VE DİĞERLERİNİN ÖLDÜRÜLMELERİ

 

Übeydullah bin Ziyad bu yıl Haricileri sürekli takip altında tutmuş ve onlardan bir çoğunu öldürmüştü, öldürülenler arasında Ebu Bilal Mirdas bin Udeyye'nin kardeşi Urve bin Udeyye de vardı. Bunların anneleri Udeyye ve babaları da Temim Kabilesi'nden Hudeyr adında birisi idi. Onun öldürülmesinin sebebi şöyle anlatılır: Bir gün Übeydullah bin Ziyad yanında bulunan bazı arkadaşlarıyla at yarıştırmağa çıkmıştı. Bir yerde durup arkadan gelecek atlıları beklerken etrafında bazı kimseler birikmişti Urve bin Udeyye de orada bulunanlardan birisiydi. Ubeydullah bin Ziyad'a nasihat ederek şu ayeti okumuştu: ''Siz her yol üzerine (gelip geçenlerle eğlenmek için) yüksek binalar yapıp boş şeylerle uğraşır mısınız? Belki ebedi kalacağınızı umarak yeraltında şu mahzenleri edinir misiniz? (bir kavmi) yakaladığınlZ zaman zorbalar gibi yakalar mısınız? Artık Allah'dan korkun ve bana itaat edin.'' (eş-Şuara suresi, 128-131) Urve'nin bu davranışı üzerine Ubeydullah bin Ziyad bu sözleri tek başına söylemeğe cesaret edemeyeceğini, bunun arkasında bir cemaatin olduğunu düşünerek hemen oradan kalkıp atına binmiş ve yarışları terk etmişti. Orada oturanlar Urve'ye: "Bu adam seni öldürecek, hemen saklan!" demişlerdi. Gerçekten Ubeydullah bin Ziyad da O'nu aramış, Urve kaçıp Kufe'ye gitmişti. Ancak Küfe'de yakalanarak İbn Ziyad'a getirilmiş, İbn Ziyad ellerini ve ayaklarını kestirerek bir kızı ile birlikte O'nu öldürmüştü.

 

Urve'nin kardeşi Ebu Bilal Mirdas'a gelince; o Hariciler arasında büyük değeri olan alim, ibadetine düşkün, gayet iyi bir şahsiyet idi. Sıffin Savaşı'nda Hz. Ali'nin yanında bulunmuş, ancak Hakem olayını reddederek Nehrevan'da Haricilerin arasında yer almıştı. Haricilerin hepsi O'na son derece itibar ederlerdi. Ebu Bilal bir gün Basra Valisi İbn Amir'in sırtında bir cübbe görmüş ve O'na karşı gelerek: "Bu fasık kimselerin giyeceği bir elbisedir!" demişti. Bunu işiten Ebu Bekre de O'na: "Bu sözü valiye söyleme, gerçekten emir sahibine buğzeden kişiye Allah da buğzeder." diye karşılık vermişti. Ebu Bilal sorgusuz sualsiz kimseyi öldürmeyi kabul etmiyor, kadınların isyan etmelerini haram sayıyor ve şöyle diyordu: "Biz ancak bizimle savaşanlarla savaşır ve korumadığımız kimselerden haraç toplamayız."

 

YerbU oğullarından Beşca' adında bir kadın vardı. Sürekli olarak ahaliyi Ubeydullah bin Ziyad'ın aleyhinde kışkırtıyor, O'nun zorbalığını ve kötü yaşayışını anlatıp duruyordu. el-Beşca' müçtehit kadınlardandı, ancak Ubeydullah bin Ziyad O'nun öldürülmesinden söz etmiş idi. Ebu Bilal O'na: "Senin takıyye yapmanda bir mahzur, yoktur. Bu zorba adam senden söz etmiş, onun için gizlenmende fayda var" demiş, kadın ise şöyle karşılık vermişti: "Benim yüzümden başka bir kimsenin yakalanıp zor duruma düşmesinden korkuyorum." Nihayet Ubeydullah bin Ziyad O'nu yakalamış, ellerini ve ayaklarını kesmiş ve bu haliyle terk etmişti. Ebu Bilal Mirdas bir gün bu kadına yolda bu haliyle rastlamış ve hayretler içerisine düşüp sakalını tutarak şöyle demişti: "İnsanları bu halde görmek ölümden daha mı güzeldir ey Mirdas ? el-Beşca'nın başına gelecek ölümden daha farklı bir ölümle ölecek değilim!" Ebu Bilal Mirdas yolda giderken katranla sıvanmış bir deve görmüş, birden bu devenin içinde bulunduğu ıstırabın etkisinden bayılmış, ayıldığında da şu ayeti okumuştu: ''Gömlekleri katranlandı. Yüzlerini de ateş kaplamaktadır.'' (İbrahim suresi, 50).

 

O sıralarda Ubeydullah bin Ziyad Haricileri bir hayli takibata uğratmış ve onlardan çok kimseyi toplayarak hapishaneleri doldurmuştu. Bu arada Ebu Bilal Mirdas da kardeşi Urve'nin öldürülmesinden evvel yakalanıp hapse atılmıştı. Zindan bekçisi Ebu Bilal'in son derece ibadetine bağlı olduğunu görünce her gece çoluk çocuğunun yanına gitmesine izin vermişti. Ebu Bilal da akşam olunca çocuklarının yanına gider, sabahleyin zindana geri dönerdi. Mirdas'ın arkadaşlarından birisi Ubeydullah bin Ziyad'ın yakın adamlarından olup geceleri onunla sohbet etmekte idi. Bir gün Ubeydullah bin Ziyad Haricileri öldürmek istediğinden söz etmiş, bunun üzerine de Ebu Bilal Mirdas'ın bu arkadaşı hemen evine gidip O'na Ziyad'ın niyetini, Haricileri öldürmek istediğini haber vermişti. O gece zindan bekçisi bir hayli telaşa kapılmış ve Mirdas'a zindana gelmemesi için nasıl haber verileceğini düşünmeye başlamıştı. Sabah Ebu Bilal Mirdas çıkıp gelmiş, zindan bekçisi O'na sormuştu: "Valinin sizleri öldüreceği haberi sana ulaşmadı mı?" O da: "Evet, ulaştı" diye cevap vermiş, zindancı:

"Fakat buna rağmen geldin!" deyince Mirdas şöyle karşılık vermişti: "Evet geldim, çünkü bana yapmış olduğun iyiliklerden dolayı cezaya uğratılıp da başına bir felaketin gelmesini asla istemedim." Ertesi gün Ubeydullah, Haricileri tümüyle öldürme kararı vermiş, Ebu Bilal Mirdas'ın öldürülmesine sıra gelince zindan kapıcısı Ubeydullah'ın sütkardeşi olması hasebiyle ortaya atılmış ve aralarında olup bitenleri Ubeydullah'a anlatarak O'na şefaat etmişti. Bunun üzerine Mirdas affedilip serbest bırakıldı.

 

Ebu Bilal Mirdas, daha sonra Ubeydullah bin Ziyad'ın korkusuyla kırk arkadaşıyla birlikte çıkıp Ahvaz'a gitmişti. Yolda rastladığı Beytül-mal mallarından kendisine ve arkadaşlarına yetecek bir miktar alıp gerisini iade etmişti. Ubeydullah bin Ziyad Mirdas ve arkadaşlarının kaçtıkları haberini alınca Eşlem bin Zür'a el-Kilabi komutasında bir grup askeri H. 60. yılda üzerlerine göndererek onları bertaraf etmek istemişti. Başka bir rivayette ise bu Haricilerin üzerine giden komutan Ebu'l Husayn et-Temimi olup yanında iki bin kadar asker vardı. Ebu Bilal'in yanına vardıklarında Allah rızası için kendisiyle savaşmamalarını rica etmiş, fakat O'nu asla dinlememişler ve komutan Eşlem bin Zür'a onları cemaate katılmaya davet etmişti. Onlar: "Bizleri o fas ık İbn Ziyad'ın yanına tekrar geri götürmek mi istiyorsunuz?" demişler ve bu arada Eşlem'in adamlarından birisi attığı bir okla Ebu Bilal'in adamlarından birini öldürmüştü. Bunun üzerine Ebu Bilal adamlarına: "Önce onlar size saldırdılar." demiş, onun bu sözü üzerine Hariciler son derece şiddetli bir şekilde Eşlem ve adamları üzerine saldırmış, onları büyük bir hezimete uğratmışlardı. Eşlem ve arkadaşları yenik düşmüş bir şekilde Basra'ya geri dönmüşler, Ubeydullah bin Ziyad Eşlem'i kınayarak: "Yanında iki bin kişilik bir asker varken kırk kişi seni mağlup etti değil mi? Demek ki sende hiç hayır yokmuş." demiş, Eşlem de şöyle cevap vermişti: "Ben onların elinden sağ salim kurtuldum ya ... Beni kınaman onların elinde ölüp de hayırla yad etmenden yine daha iyidir." Bu olaydan sonra Basralı küçük çocuklar Eşlem bin Zür'a'yı gördüklerinde şöyle bağırırlardı: "Bak, bak! Ebu Bilal arkandan geliyor." Eşlem bu durumu Übeydullah bin Ziyad'a bildirmiş, O da çocukların böyle demelerini yasaklamıştı. Bu olay üzerine bir Harici şu beyitleri söylemişti:

 

Sizin zannınıza göre iki bin mü 'min kişi Kırk kötü adamı öldürecekti. Hayır, yalan söylediniz! Durum sizin zannınız gibi değildir. Hariciler mümin kimselerdir. Asıl önemlisi küçük bir grubun bildiğiniz gibi Büyük bir gruba karşı zafer kazanmasıdır.

 

 

BU YILIN DİĞER OLAYLARI

 

Bu yılda hac emirliği görevini Velid bin Utbe ifa etmişti. Ashab-ı Kiram'dan olup Sıffin Savaşı'nda Muaviye'nin yanında yer almış olan Ukbe bin Amir el-Cüheni bu yılda vefat etmişti. Yine bu yılda Hz. Aişe (R.A.) vefat etmişti. Aynı şekilde Ashab-ı Kiram'dan olan Semure bin Cündeb, Malik bin Ubade el-Gafıki de bu yıl içinde vefat etmişlerdir. Yine bu yılda vefat edenlerden birisi Basra Kadısı Umeyye bin Yesribi idi. O'nun ölümü üzerine Basra Kadılığı'na Hişam bin Hubeyre getirilmişti.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRİ ELLİ DOKUZUNCU YIL OLAYLARI (M. 678-679) 

ABDURRAHMAN BİN ZİYAD'IN HORASAN VALİLİĞİNE TAYİNİ