İBNÜ’L-ESİR

3. CİLT

HİCRİ 43. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

ABDULLAH BİN HAZİM'İN HORASAN VALİLİĞİ'NE TAYİNİ

 

Anlatıldığına göre bu yıl içinde Abdullah bin Amir, Kays bin Heysem elKaysı el-Sülemi'yi Horasan'dan azledip yerine Abdullah bin Hazim'i tayin etmişti. Bunun sebebi de şöyle anlatılır: Kays Horasan'ın haracını ve gerekli hediyeleri göndermek konusunda gecikmiş idi. Abdullah bin Hazim de Abdullah bin Amir'e şöyle demişti: "Beni Horasan'a vali tayin edersen senin bütün işlerini rahatlıkla hallederim." Bunun üzerine de Abdullah bin Amir O'na Horasan valiliğini vermek üzere bir ahidname yazmıştı. Bu haberi işiten Kays bin Heysem İbn Hazim'den korkarak Horasan'ı terk edip merkeze doğru gelmiş, ancak Abdullah bin Amir O'nun böyle sınırları terk edip gelmesine son derece kızmış, cezalandırarak hapsetmiş ve Horasan üzerine de Yeşkirli bir adamı tayin etmişti. Başka bir rivayete göre ise Eslem bin Zür'a el-Külabi'yi ve arkasından da Abdullah bin Hazim'i Horasan'a göndermişti.

Kays'ın azledilmesi hususunda başka bir rivayet de kaydedilir. Şöyle ki:

"Abdullah bin Hazim, Abdullah bin Amir'e şöyle demişti: "Sen Horasan'a Kays gibi zayıf bir adamı tayin etmiş bulunuyorsun. Kays Horasan'da bir savaş yapmak zorunda kalırsa korkarım yanındakilerle birlikte hezimete uğrar. Horasan elden çıkar ve sen de dayılarını rezil etmiş olursun. (Dayıların derken Kays Aylanoğulları'nı kastediyordu.) Bunun üzerine İbn Amir: "Peki, bu konuda sen ne düşünüyorsun?" diye sorunca, Abdullah bin Hazim de: "Bana bir ahidname yaz ve bu ahidnamede şayet Kays Horasan' da düşmanın önünden kaçacak olursa beni onun yerine tayin edeceğini ifade et." demiş, İbn Amir de O'na bu şekilde bir ahidname yazmıştı.

 

Toharistan tarafından bir ordunun çıkıp geldiği haberinin alınması üzerine Kays, Abdullah bin Hazim ile istişarede bulunmuş, İbn Hazim de O'na buradan çıkıp gitmesini ve etraftaki illerden askerler toplayıncaya kadar gelmemesini söylemişti. Kays Taberistan'dan bir iki merhalelik bir mesafe ayrıldıktan sonra Abdullah bin Hazim kendisine verilen ahitnameyi çıkarıp Müslümanlara göstermiş ve oranın yönetimini eline geçirerek düşmanı hezimete uğratmıştı. Bu haber Küfe, Basra ve Şam'a ulaştığında Kays'ın kabilesi ve akrabaları İbn Hazim'e son derece kızmışlar: "O hem Kays'ı, hem de İbn Amir'i tuzağa düşürdü." demişler ve Muaviye'ye şikayette bulunmuşlar. Muaviye O'nu yanına çağırmış, İbn Hazim de yaptıklarından dolayı özür dilemişti. Muaviye ise O'na: "Kalk ve yarın Müslümanlardan özür dile." demiş, İbn Hazim de kendi yakın adamlarını toplayarak onlara şöyle seslenmişti: "Müslümanlara hutbe okuyup bu yaptıklarımdan dolayı özür dilemem istendi. Fakat okuyacağım hutbede haklı olarak söyleyeceğim sözler yoktur. Bundan dolayı sizler minberin etrafında toplanın ve söylediklerimi sürekli olarak tasdik edin. " Ertesi gün İbn Hazim minbere çıkıp Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle demişti: "Hutbeyi mutlaka yerine getirilmesi gereken ve kaçınılması imkanı olmayan bir görevolarak ancak bir devlet başkanı ve bir de ahmak ve işkembeden atan birisi okur. Ben ise bu iki vasfa da sahip değilim. Beni tanıyanlar çok iyi bilir ki ben fırsatları sürekli iyi kollayabilen ve tehlikeler anında hemen bunlara karşı koyabilen, ordular sevkedip savaşabilen bir kimseyim. Beni bu hususta tanıyanlar Allah rızası için tasdik etsinler." Bunun üzerine minberin etrafında toplanmış olan adamları O'nu tasdik ederler. "Ey müminlerin emiri! Allah rızası için senin de bu konuda bildiklerini söylemeni istiyorum." der, Muaviye de O'na: "Doğru söyledin." diye karşılık verir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

BU (43.) YILIN DİĞER OLAYLARI