İBNÜ’L-ESİR

3. CİLT

HİCRİ 32. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

KARİN'İN İSYANI

 

Karin et-Tabaseyn, BMgis, Harat ve Kuhistan illerinden topladığı kırk bin kişilik orduyla Müslümanlara karşı bir cephe oluşturmuştu. Bunun üzerine Kays, İbn Hazım'a: "Bu konuda görüşün nedir?" diye sormuş, O da: "Bana kalırsa bu durumda artık senin buraları bırakıp gitmen gerekir, çünkü Horasan'da bir savaş meydana geldiği sırada bütün bu illerin emirinin benim olacağıma dair İbn Amir'den elimde bir ahidname vardır." diyerek cevap vermiş sonra da uydurduğu sahte bir ahidnameyi çıkarıp göstermişti. Kays O'nunla münakaşa etmeyi lüzumsuz ve tehlikeli görerek oradan ayrılmış ve İbn Amir'in yanına gitmişti. İbn Amir durumu öğrenince Kays'a kızarak: "İlleri tamamen böyle harap halde bırakıp buraya geldin demek!" demiş, O da "İbn Hazım bana senden gelen bir ahidname gösterdi." diye karşılık vermişti. Sonra İbn Hazım Karin'e doğru dört bin kişilik bir orduyla çıkmış ve yanında bulunan askerlere yanlarında bir miktar yağ taşımalarını söylemişti. Karin'in ordusuna yakın bir yere gelince, askerlere mızraklarının ucuna bir parça bez yahut pamuk bağlayarak onu iyice yağlamalarını emretmişti. Sonra akşama kadar yoluna devam edip akşam olunca askerlerinden altı yüz kişiyi öncü olarak öne almış, diğerlerini de arkalarına sıralamıştı. Akşam olduğunda mızraklarının ucundaki yağlı bezleri ateşe vermiş ve gece yarısına doğru Müslüman öncüler Karin'in ordusuna ve karargahı na kadar varıp onlara hücum etmişlerdi. Arkasından ordunun geri kalan kısmı da kendilerinden gayet emin bir şekilde düşmanın üzerine dehşetle atılmışlardı. İbn Hazım düşmana yaklaştığında, etrafında, sağında ve solunda ateşlerin yanıp durduğunu, bir yere doğru bir yukarı doğru kalkıp indiğini görmüşler ve bu halonları korkuya ve dehşete düşürmüştü. O sırada Müslümanların öncü kuvvetleri çarpışıp dururken arkasından İbn Hazım öteki kuvvetlerle birlikte Karin'in üzerine hücum etmiş ve onu öldürmüşlerdi.

Nihayet müşrikler hezimete uğramışlardı. Müslümanlar onları izleyerek istedikleri gibi öldürüp duruyorlardı. Düşman ordusu büyük bir kayıp verdiği gibi Müslümanlar birçok kimseyi de esir almışlardı. İbn Hazım bu büyük zaferin müjdesini İbn Amir'e ulaştırdığında İbn Amir ondan razı olmuş ve O'nu Horasan'da vali olarak bırakmıştı. İbn Hazım Cemel Vakası'na kadar bu görevini sürdürmüş, sonra İbn Hadremi olayı sırasında Basra'ya geldiğinde bu olaya Senbil'in evinde bulunduğu sırada şahit olmuştu.

 

Başka bir rivayette de olay şöyle anlatılır: Karin büyük bir ordu toplayıp da harekete geçtiğinde Kays bin Heysem, Abdullah bin Hazım ile istişarede bulunup ne yapmaları gerektiğini sormuş, İbn Hazım da O'na şöyle demişti:

 

"Bence sen bu orduya karşı koyamazsın; onun için kendin İbn Amir'e git, ona düşmanın kalabalığını ve çokluğunu anlat, biz de burada kalelere sığınıp düşmanları oyalayalım ve sizden gelecek yardımı bekleyelim." Bunun üzerine Kays çıkıp gitmiş, o gittikten sonra İbn Hazım yanında bulundurduğu sahte bir ahidnameyi çıkarıp Müslümanlara göstermiş ve: "İşte İbn Amir beni Horasan valiliğine tayin etmiştir." diyerek Karin' in üzerine yürümüş ve onu mağlup ederek İbn Amir'e durumu ve zaferi mektupla bildirmişti. İbn Amir de İbn Hazım'ı bu başarısından dolayı Horasan valiliğinde bırakmıştı. Basralılar Horasan ehlinden sulh akdettikleri kimselerin dışında kalanlarla sürekli gazalarına devam etmişlerdi. Geri döndüklerinde arkalarında mutlaka kurtarıcı bir kuvvet olarak dört bin kişilik bir asker bırakıyorlardı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

BU YILIN DİĞER OLAYLARI