İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 31. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

SİCİSTAN ve KABİL'İN FETHİ

 

Daha evvel Hz. Ömer el-Hattab zamanını anlatırken Sicistan'ın fethedildiğini kaydetmiştik. Ancak Hz. Ömer'in vefatından sonra Sicistan halkı yapmış oldukları sulh anlaşmasını bozmuş ve isyan etmişlerdi. İbn Amir Horasan'a gönderilince, kendisi de Kirman üzerinden Sicistan üzerine er-Rabi' bin Ziyad el-Harisi'yi göndermişti. O Zalik Kalesi'ne varıncaya kadar yol almış, sonra Mihrican Günü'nde buranın halkı üzerine saldırarak Dihkan'ını esir almış, ancak Dihkan kendi canına karşılık fidye olarak altınla bezeyip gümüşle kaplamış olduğu bir harbe'yi vermiş ve Müslümanlarla Fars illeriyle yapılan sulh anlaşmasının aynı şartlarıyla bir anlaşma akdetmişti. Daha sonra Kerküye adı verilen şehre varıp buranın halkıyla sulh anlaşması akdedip Zerenc yakımndaki Ruşt şehrinde konakladı. buranın halkıyla çarpışmalara giriştiğinde Müslümanlardan bazıları şehit düşmüş, fakat müşrikler hezimete uğramış, onlardan pek çok kimse katledilmişti. Sonra er-Rabi' bin Ziyad Naşiniz'e giderek orayı fethetmiş ve oradan da Şervaz'a gidip halkım mağlup etmişti. er-Rabi' Şervaz'dan Zerene'e vararak orada konaklamış, halkıyla giriştiği çarpışmalarda onları hezimete uğratıp kalelerini muhasara altına almıştı. Zerene merzubanı er-Rabi'e haber göndererek ondan sulh istemiş, eman dilediğini ve kendisinin bizzat O'na sığınarak nefsini emniyete almak istediğini bildirmişti. er-Rabi' öldürülen düşman askerlerinin biri üzerine oturarak diğer bir cesede dayanmış ve adamlarına aynı şeyi yapmalarını emretmişti. Zerene merzubanı bu hali görünce hemen bin köle ve her bir köleyle birlikte altından bir kase ödemeleri şartıyla sulh akdetmeyi teklif etmişti. Müslümanlar bu anlaşmayı imzalayıp şehre girmişlerdi. Daha sonra Rabi' bir vadi durumunda olan Senanlz'a girmiş ve Rüstem'in atlarının bulunduğu köye gitmek üzere bu vadiyi geçmişti. Bu köye vardığında köy halkı ve burada bulunan askerler onunla çarpışmış, neticede onları mağlup ederek Zerene'e geri dönmüş ve burada yaklaşık bir yıla yakın ikamet etmişti. Daha sonra Zerene'de bir görevli bırakarak İbn Amir'in yanına döndüğünde buranın halkı bu görevliyi kovmuş ve tekrar isyan etmişlerdi.

 

er-Rabi'in valiliği bir buçuk yıl sürmüştü. Bu müddet içinde kırk bin kişiyi esir etmişti. Katibi Hasan el-Basri idi. İbn Amir, Abdurrahman bin Semure bin Habib bin Abdişems'i Sieisran Valiliği'ne tayin etmiş, Abdurrahman da oraya doğru hareket edip Zerene'i muhasara altına alarak merzubanı ile iki milyon dirhem ve iki bin hizmetçi çocuk ödemek üzere sulh anlaşması yapmıştı. Abdurrahman Hint tarafından Zerene ve el-Keşş arasında bulunan iki bölgeyi er-Ruhaç tarafında bulunan nokta ile Davun arasında bulunan noktayı tamamen kendi hakimiyeti altına almıştı. ed-Davun illerine vardığında buranın halkını ez-Züz (er-Rüd) dağı civarında muhasara altına almış ve nihayet onlarla da barış imzalayarak ez-Zuz'a girmişti. ez-Zuz'da altından bir heykel vardı. Bu heykelin gözleri yakuttan idi. Heykelin ellerini kesip gözlerinde bulunan yakutları alarak merzubamna şöyle dedi: "Bu altın ve mücevheratı bir tarafa bırak. Şunu haber vereyim ki sana bu heykelin ne bir faydası, ne de bir zararı dokunur." Abdurrahman sonra Kabil ile Gazne diye bildiğimiz Zabulistan vilayetlerine giderek buraları fethetmişti. Abdurrahman daha sonra Zerene'e dönerek Hz. Osman'ın şehadeti vaki oluncaya kadar burada kalmıştı. Abdurrahman Zerene'de Umeyr bin Ahmer el-Yeşkeri'yi yerine vekil bırakarak oradan ayrılıp gitmişti. O'nun ayrılması üzerine buranın halkı isyan etmiş, Umeyr bin Ahmer'e itaat etmekten vazgeçmişlerdi. Ziyad bin el-A'cem Umeyr bin Ahmer hakkında şu beyti söylemiş: ''Eğer Umeyr olmasaydı Yeşker Kabilesi helak olurdu Ama eninde sonunda Yeşker Kabilesi yok olacaktır.''

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

BU (31.) YILIN DİĞER OLAYLARI