İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 29. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

FARS İLLERİNİN AHİTLERİNİ BOZMASI

 

Fars illerinin halkı valileri olan Ubeydullah bin Ma'mer'e karşı isyan etmişler, O da bu isyancılara karşı harekete geçmiş, iki ordu İstahI' önlerinde karşı karşıya gelmişlerdi. Meydana gelen çarpışmalarda Ubeydullah ve emrinde bulunan Müslümanlar yenilgiye uğramışlardı. Bu yenilginin haberi Abdullah bin Amir'e ulaştığında Basralılardan yardım talep etmiş, Basra'dan hareket eden Müslümanlar Fars illerine yola çıkıp İstahr'a gelmişlerdi. Bu gelen ordunun sağ kanadına Ebu Berze el-Eslemi sol kanadına da Ma'kil bin Yesar kumanda ediyorlardı. Süvarilerin başında da İmran bin Husayn bulunuyordu. Bunların ileri gelenlerin tümü de büyük sahabilerdendi. Farslılarla Müslümanlar arasında şiddetli çarpışmalar meydana gelmiş, nihayette isyancı Farslılar hezimete uğrayıp onlardan bir çok kimse öldürülmüş ve İstahr kılıç zoruyla fethedilmişti. Darabcird'e gelen Müslümanlar halkın hıyanet etmesi üzerine burayı fethetmiş ve oradan Gur şehrine gidilmişti ki burası Erdeşir'hurreh ismiyle de biliniyordu. Bu arada İstahr halkı tekrar isyan etmiş, fakat kumandan Abdullah b. Amir hiç aldırış etmeden askerlerini Gur şehrine kadar ulaştırıp burayı muhasara altına almıştı. Başlarında Herim bin Hayyan vardı. Müslümanlar İstahr'ın isyan etmesi üzerine oraya kadar geri dönüp şehrin etrafında gazalar yapıyor, tekrar Gur'a dönüyorlardı. Nihayet Abdullah b . .Amir buraya gelip Gur şehrini fethetmişti.

 

Buranın fethediliş şekli şöyle olmuştu: Bir gece Müslümanların bazılarının namaz kıldıkları bir sırada yanlarında bıraktıkları ekmek ve et dolu bir kırbaya yaklaşan bir köpek kırbayı ağzıyla çekip kaçmış ve gizli bir yerden şehre girivermişti. Bu sırada, bu köpeği izleyen Müslümanlar şehrin bu gizli gediğinden içeri girerek şehri kılıç zoruyla fethetmişlerdi.

Abdullah b . .Amir Gur şehrini fethettikten sonra İstahr'a gelip burayı da bir müddet muhasara etmiş ve şiddetli çarpışmaların meydana gelmesinden sonra İstahr'ı kılıç zoruyla fethetmişti. Ayrıca mancınıklarla surlar dövülmüş, halkından ve Acemlerden birçok kimse öldürülmüştü. Buraya yerleşmiş ve şehre sığınmış olan birçok kimse de ele geçirilmiş bulunuyordu. Bu konuda anlatılan başka bir rivayet de şöyledir: İstahr halkının ahidIerini bozması üzerine Abdullah b . .Amir buraya yönelmiş ve Gur şehrine ulaşmadan önce burayı yine muhasara edip itaat altına almış ve oradan Gur şehrine gelerek Darabcird'i de hakimiyeti altına almıştı. Darabcird halkı da daha evvel ahitlerine muhalefet etmişlerdi. Bu isyanların bastırılmasıyla Abdullah b. Amir Fars halkını bir daha isyan etmemek üzere itaat altına almış ve durumu Hz. Osman'a bildirmişti. Hz. Osman (R.A.) da O'na emirler gönderip Fars illeri üzerine Herim İbn Hayyan el-Yeşkeri, Herim bin Havyan el-Abdi, Hırreyt bin Raşid, Mincab bin Raşid ve Tercüman el-Huceymi'yi tayin etmesini istemişti. Ayrıca, Horasan illerini ayrı ayrı bölgelere taksim edip bu bölgelerden Merveyn üzerine Ahnef'i, Belh üzerine Habib bin Kurre el-Yerbıli'yi, Herat üzerine Halid bin Abdullah bin Züheyr'i, Tus üzerine Umeyr bin Ahmer'i, Nisabur üzerine Kays bin Hubeyre es-Sülemi'yi tayin etmesini emretmişti. Nisabur'da Abdullah bin Hazim bulunuyordu. O, Kays'ın amcasının oğlu idi. Hz. Osman (R.A.) vefatından önce Nisabur'u Kays bin Hübeyre'ye vermişti. Ümeyr bin Ahmer'i de Sicistan'a tayin etmiş, arkasından Hübeyb bin Abdişems oğullarından olan Abdurrahman bin Semure'yi tayin etmişti. Hz. Osman vefat ettiği zaman Abdurrahman bin Semure Sicistan valisi, Ümran, BUkran Valisi, Ümeyr bin Osman bin Sa'ad Fars Valisi, İbn Kindir el-Kuşeyri de Kirman Valisi olarak görev yapmakta idiler.

 

Kays bin Hübeyre yine Hz. Osman zamanında Abdullah bin Hazım'ı İbn Amir'e elçi olarak göndermişti. İbn Amir O'na ikramda bulunmuş ve elçi, İbn Amir'e şunu söylemişti: "Kays İbn Hübeyre Horasan'dan ayrıldığı takdirde bana orayı vermek üzere bir ahitname ver." İbn Amir elçinin bu isteğini yerine getirmişti. Elçi olan Abdullah bin Hazım bu ahitnameyi aldıktan sonra Horasan'a geri dönmüştü. Hz. Osman şehit edilip de ortalık karışınca, İbn Hazım Kays'a şöyle demişti: "Senin yapacağın en iyi şey beni yerine halef tayin edip herkesin ne yapmak üzere olduğunu öğrenmek için Medine'ye gitmendir." Kays O'nun dediğini yerine getirmiş, İbn Hazım da Kays'ın oradan ayrılmasından sonra kendisinin buraya halef olacağına dair elindeki ahitnameyi çıkarmış ve Hz. Ali bin Ebi Talib zamanında Horasan'a hakim olmuştu. Ancak Kays bin Hübeyre Abdullah bin Hazım'ın yaptığı bu hileden dolayı son derece gazaba gelmiş, O'na kızmıştı.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

NEBİ (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'İN MESCİDİNİN GENİŞLETİLMESİ