İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 16. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

TEKRİT İLE MUSUL'UN FETHİ

 

Bu yıl içerisinde Cumade ayında Tekrit fethedilmişti.

 

Bunun sebebi ise şudur: Antak:, Musul'dan Tekrit'e yürümüş ve kendi toprağını korumak amacıyla etrafında hendek kazmıştı. Ayrıca O'nunla birlikte Bizanslılar, İyadlılar, Tağlibliler, Nemrliler ve Şeharicler de vardı. Sa'ad bu durumu haber alınca Hz. Ömer'e bir mektup yazdı. Hz. Ömer de şöyle cevap verdi: "Oraya Abdullah bin el-Mu'temm'i gönder ve öncü kuvvetlerinin başına Rib'i el-Efkel'i, atlıların başına ise Arfece bin Herseme'yi tayin et."

Bunun üzerine Abdullah Tekrit üzerine yürümüş, Antak'ın bulunduğu yerde karargah kurarak beraberindekilerle birlikte kırk gün süreyle muhasara altına almıştı. Karşılıklı olarak birbirlerinin üzerine yirmi dört defa yürüdüler. Bunlar Celula'da toplananlardan silahça daha güçsüz idiler. Abdullah bin el-Mu'temm Antak ile birlikte bulunan Araplara haber göndererek onları kendisine yardımcı olmaya çağırdı. Araplar ondan hiçbir şey gizlemiyorlardı. Bizanslılar Müslümanların kendilerine galip geleceğini göıünce komutanlarını bırakıp kendilerine ait olan malları gemilere taşıdılar. Diğer taraftan Tağlib, İyad ve Nemrliler Abdullah'ı durumdan haberdar ettiler ve kendisinden eman isteyerek O'nunla birlikte olduklarını bildirdiler. Abdullah onlara: "Eğer söyledikleriniz doğruysa İslam'a giriniz" diye haber gönderince onlar da bu çağrıyı kabul ederek Müslüman oldular. Bunun üzerine kendilerine şu haberi gönderdi: "Bizim tekbir getirdiğimizi işitecek olursanız bilesiniz ki hendeğin kapısına gelip dayanmış bulunuyoruz. O zaman siz de Dicle tarafındaki kapıları ele geçiriniz ve tekbir getirerek gücünüzün yettiği kimseleri öldürünüz."

Abdullah ve Müslümanlar hücumlarını yaparak tekbir getirince Tağlib, İyad ve Nemrliler de tekbir getirerek kapıları ellerine geçirdiler. Bizanslılar Müslümanların Dicle tarafından ve arkalarından kendilerine baskın yaptıklarını sanarak onların ellerinde bulunan kapılara doğru koşmağa başladılar. Bu esnada Müslümanların kılıçları ile o gece İslam'a girmiş bulunan Rıb'ililerin kılıçları onları biçmeye başladı. Hendek içinde Tağlib, İyad ve Nemrlilere mensup ve Müslüman olan kimselerin dışında kurtulan olmadı. Diğer taraftan Abdullah bin el-Mu'temm, Rib'i bin el-Efkel'i ''İki Kale'' anlamına gelen ve ''el-Hısneyn'' diye bilinen Ninova ile Musul'a gönderdi. Ninova, ''Doğu Kalesi'', Musul ise ''Batı Kalesi'' diye bilinirdi. Abdullah, Rib'i'ye: "Haydi onlar olandan haberdar olmadan üzerlerine git" diye talimat vererek onunla birlikte Tağlib, İyad ve Nemrlileri gönderdi. Bunun üzerine İbn el-Efkel ''el-Hısneyn'' diye bilinen Ninova ile Musul üzerine gitti. Gerçekten de durumu haber almadan onların etrafına vardılar ve muzzaffer olup ganimetler elde ettikleri hissini uyandırdılar, onlara zafer müjdesini bildirdiler, kalelerin kapılarında durdular. İbn el-Efkel gelerek kalele-rine hücum etti, fakat kapılarını kapattılar Daha sonra barışı kabul ettiklerini belirterek zimmi statüsüne girdiler

 

Ganimetleri paylaştırdıklarında her süvarinin payı üç bin dirhem, piyadenin payı ise bin dirhem idi. GanimetIerin beşte birini Hz. Ömer'e gönderdiler. Musul ile savaşmak görevi Rib'i bin el-Efkel'e, haraçları toplamak görevi ise Arfece bin Herseme'ye verildi.

Denildiğine göre, Ömer bin Hattab, Utbe bin Perkad'ı Musul üzerine gitmekle görevlendirmiş ve orası hicretin 20. yılında fethedilmiştir. Utbe Musul'a gelmiş, Ninova halkı kendisiyle savaşmış, sonunda ''doğu kalesi'' olarak bilinen ''Ninova Kalesi''ni kılıç zoruyla fethetmiş, Dicle'yi geçtikten sonra ''Batı Kalesi'' diye bilinen Musul'un halkı onunla cizye vermek üzere barış antlaşması yapmıştı. Daha sonra el-Merc'i, Banhezra, Ba'ezra HibtCın Dasin ve Kürtlere ait bütün sığınakları da fethetmiş, bu arada Karda, Bazebdi ve Musul'a bağlı bütün kasabaları da ele geçirmişti. Böylelikle bütün bunlar da Müslümanların egemenliği altına girmiş oldu.

 

Denildiğine göre, İyad bin Ganm, ileride belirteceğimiz gibi, bir yeri fethettikten sonra Musul'a gelmiş ve iki kaleden birini fethetmiş, diğerine Utbe bin Perkad'ı göndermiş, O da burayı, halkın cizye ve haraç ödemeleri şartıyla eline geçirmişti. Doğrusunu Allah en iyi bilendir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

MASEBEZAN'IN FETHİ