İBNÜ’L-ESİR |
2. CİLT |
YIL
SONUNA KADAR YAPILAN SAVAŞLAR ve
BUNLARDAN
BURS, BABİL İLE KUSA GÜNLERİ
Sa'ad,
Kadisiyye savaşının bitiminden sonra orada iki ay kaldı ve ne yapacağı
konusunda Hz. Ömer ile yazışmalarda bulundu. Hz. Ömer, kendisine mektup yazarak
Medain'e yürümesini, kadınları ve çocukları yanlarında büyük bir asker
topluluğu ile birlikte Atik'te bırakmasını, Müslümanların ailelerini korumaya
devam ettikleri sürece bu askerlere bütün ganimetlerden pay ayırmasını emretti.
Sa'ad,
emredileni yerine getirerek Şevval ayının (6 Kasım - 4 Aralık 636) bitmesine
bir kaç gün kala Kadisiyye'den yola koyuldu. Yüce Allah, Fars askerlerinin
yanında bulunanları Müslümanların eline koyduktan sonra, herkese hakları
tastamam ödenmişti.
Müslümanların
ileri kuvvetleri Burs denilen yere başlarında Abdullah bin Mu'temm, Zühre bin
Haviyye ile Şurahbil bin es-Simt bulunduğu halde vardıklarında, Basbuhra
beraberinde kalabalık bir Fars ordusuyla onların karşılarına çıktı. Bunun
üzerine Müslümanlar O'nu bozguna uğratıp Babil'e kadar kaçmak zorunda
bıraktılar. Kadisiyye' den kaçanlarla geri kalan komutanları olan Nahirhan,
Raz'lı Mehran, Hürmüzan ve benzerleri de orada idi ve başlarına Firuzan'ı
getirmişlerdi. Basbuhra da Burs'ta yenilgiye uğramış olarak onların yanına
geldi. Fakat Basbuhra, Zühre'den almış olduğu bir yaranın tesiriyle nehire
düşerek öldü. Basbuhra, bozguna uğrayıp çekilince Burs dıhkanı Bistam gelip
Zühre ile barış antlaşması yaptı ve nehirden geçmek için köprüler yaparak
Babil'de toplananlar konusunda O'nu haberdar etti. Bunun üzerine Zühre de
Sa'ad'a mektup yazıp durumu bildirdi. Daha sonra Sa'ad kendisine Burs'da
yetişerek Zühre'yi ileri kuvvetlerin başında gönderdi. Arkasından Abdullah ile
Şurahbil'i ve Haşim el-Mirkal'ı gönderdi. Onların arkasından da kendisi onları
izledi. Babil'de Firuzan'ın bulunduğu yere onlar da karargah kurdular. Müslüman
ordularının gelmesinden önce Fars komutanlar, "ayrılmadan önce onlarla
savaşalım", diye kararlaştırmışlardı. Aralarında olan çarpışmada
Müslümanlar onları bir daha bozguna uğrattılar. Bunun üzerine Fars askerleri
iki ayrı koldan yola koyuldular. Hürmüzan, Ahvaz tarafına gidip her tarafını
elde edip talan ederken Firuzan da Nihavend tarafına yönelip orayı eline
geçirip yağmaladı. Kisra'nın hazineleri de burada bulunmakta idi. Firuzan
Mahn'i de eline geçirip yağma etti. Nahirhan ile Mehran, Medain'e giderek
köprüyü kestiler.
Diğer
taraftan Sa'ad, Babil'de kaldı. Zühre'yi öncü olarak gönderdi. Zühre'nin önünde
de Leysli Bükeyr bin Abdullah ile Sa'adlı Kesir bin Şihab vardı. Bunlar
Farsların geride kalanlarına yetişebildiler. Yetiştikleri arasında Feyuman ile
Ferruran da vardı. Bukeyr Ferruhan'ı, Kesir de Feyuman'ı Sura denilen yerde
öldürdü. Bu arada Zühre de gelerek Sura'yı aşıp konakladı. Arkalarından Sa'ad,
Haşim ve diğer kuvvetler gelip Zühre'nin olduğu yerde konakladılar.
Konakladıkları yer, Deyr ile Kusa arası bir yerdi.
Zühre
Farslara doğru ilerlemeye başladı. Nehirhan ile Mehran askerlerinin başına
Şehriyar'ı bırakmışlardı. Zühre, onların savaşmak üzere inmelerini isteyince
çarpışmak üzere meydana çıktılar. Şehriyar ileri atılarak teke tek çarpışmak
üzere er diledi. Zühre O'nun karşısına A'recli Ebu Nubate Nail bin Caş'am'ı
çıkardı. Ebu Nubate, Temim-oğulları kahramanlarından idi. Şehriyar da Ebu
Nubate de çok sağlam yapılı idi. Şehriyar, Nail'i görünce, göğüs göğüse
çarpışmak amacıyla mızrağını bıraktı. Ebu Nubate de aynı amaçla mızrağını
bıraktı. Her ikisi de kılıçlarını kınlarından çekerek vuruşmaya başladılar.
Derken göğüs göğüse gelmişken, ikisi de binekleri üzerinden düştü. Şehriyar,
adeta bir deve gibi Ebu Nubate'nin üstüne yıkıldı. Baldırıyla onun üzerine
bastırarak hançerini eline aldı ve zırhının iliklerini açmak isterken, parmağı Nail'in
ağzına girdi. Nail parmağını ısırıp kırdı. Şehriyar'da bir parça halsizlik
görünce hemen fırsatını bulup O'nu yere yıktı, arkasından göğsünün üzerine
oturup hançerini eline aldı ve zırhını karın bölgesinden açarak ölünceye kadar
karnından ve böğürlerinden hançerini saplayıp durdu. Nail O'nun atını,
bileziklerini ve üzerindeki diğer değerli eşyaları aldı. Şehriyar'ın askerleri
ise bozguna uğrayıp dört bir tarafa dağıldılar. Zühre Sa'ad'ın gelişine kadar
Kusa'da ikamet etti. Sa'ad gelince Nail'i, -Şehriyar'ın silahlarını
kuşandırarak, bileziklerini taktırıp kadanasına da bindirerek- Sa'ad'in
huzuruna çıkarıp takdim etti ve O'na ele geçirdiği her şeyi ganimet olarak
verdi. Böylelikle Nail, Irak bölgesinde kendisine bilezik giydirilen ilk
A'recli olmuş oldu.
Sa'ad
da burada bir kaç gün kaldı ve İbrahim (A.S.) Meclisi'ni ziyaret etti.
Bu
olayların on altıncı yılda geçtiği de söylenmiştir.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
''ATİKE'' ve
BATI'DA ''YAKIN MEDAİN'' DİYE BİLİNEN BEHÜRESİR