İBNÜ’L-ESİR |
2. CİLT |
DİMAŞK
(ŞAM)'IN FETHİ
Denildiğine
göre, Yüce Allah Yermük halkını hezimete uğrattıktan sonra Ebu Ubeyde Yermuk'te
Himyer'li Beşir bin Ka'ab'ı yerine bırakarak ''Süffar'' denilen yerde
konaklayıncaya kadar yoluna devam etti. Orada bozguna uğrayan askerlerin
''FihI'' denilen yerde toplandıkları haberini aldı. Yine aynı şekilde Dimaşk
halkına Hıms'dan yardım geldiğini de haber aldı. Konu ile ilgili olarak Hz.
Ömer'e (r.a.) mektup yazdı. Hz. Ömer kendisine verdiği cevapta, Şam bölgesinin
sığınak kalesi ve yönetim merkezi olması bakımından Dimaşk'ı fethetmekle işe
başlamasını, Fihl'de bulunanları karşılarında durabilecek süvarilerle meşgul
etmesini, Dimaşk'ı fethettikten sonra Fihl'e yürümesini, Fihl de fethedildikten
sonra ise Halid'le birlikte Hıms'a yürümesini, Şurahbil bin Hasene ile Amr'ı
Filistin'de bırakmasını emretti.
Bunun
üzerine Ebu Ubeyde, Fihl'e bir grup Müslüman gönderdi, bunlar da Fihl'e yakın
bir yerde konakladılar. Bizanslılar Fihl çevresine akıttıkları sularla araziyi
çamur hale getirdiler. Müslümanlar onların oldukları yere indi. Böylelikle Şam
bölgesinde ilk muhasara altına alınanlar Fihl halkı olmuş oldu. Ondan sonra da
Dimaşklılar muhasara altına alındılar.
Ebu
Ubeyde'nin gönderdiği başka bir grup asker Hıms ile Dimaşk arasında karargah
kurdu. Başka bir asker grubu ise Dimaşk ile Filistin arasında karargahlarını
kurdular. Ebu Ubeyde ile Halid, Dimaşk üzerine yürüdüler. Dimaşk'ın komutanı
Nastas adında birisi idi. Ebu Ubeyde bir tarafta, Halid diğer bir tarafta, Amr
ise bir başka tarafta karargahlarını kurdular. Heraklieos, Hıms'a yakın
bulunuyordu. Müslümanlar Dimaşk'ı yetmiş gün süreyle çok şiddetli bir şekilde
kuşatma altına aldılar. Onlarla hem piyadelerle hem de mancınıklarla
savaştılar. Heraklieos 'un süvarileri Dimaşk'a yardımcı olmak üzere geldilerse
de, Hıms yakınlarındaki İslam atlıları onlara fırsat vermedi. Böylelikle
Dimaşklılar çöküntüye uğradı, Müslümanların da ümidi arttı.
Dimaşklıların
komutanının bir çocuğu olunca, onlara bir yemek ziyafeti verdi. Dimaşklılar
yiyip içtiler ve yerlerini terk ettiler. Müslümanlardan bu durumu Halid'in
dışında hiç kimse bilemedi, çünkü Halid, kendisi uyumadığı gibi, başkalarını da
uyutmaz ve düşmanlarının hiçbir durumu gözünden kaçmazdı. Merdiven şeklinde ve
kement halinde pek çok ip hazırlamıştı. Ziyafetin verildiği günün akşamı
beraberindeki askerleriyle birlikte ileriye atıldı. O ve Ka'ka' bin Amr, Mez'ur
bin Adiyy ve benzerleri askerlerinin önüne geçip:
"Surun
üzerinde tekbir sesi işittiğiniz zaman bizim yanımıza çıkınız ve kapıya doğru
ilerleyiniz." dedi. Arkadaşlarıyla birlikte sura varınca, kementlerini
attılar. Kementlerden iki tanesi surun uygun yerlerine takıldı. Bunlara Ka'ka'
ile Mez'ur tırmanarak surun üstüne çıkarak ipleri sağlama bağladılar. Burası
Dimaşk'ın en korumalı ve suru en bol yeri idi. Müslümanlar buraya çıktıktan
sonra Halid ve arkadaşları oradan ayrıldılar ve orayı koruyacak kimseleri
bıraktıktan sonra onlara tekbir getirmelerini emretti. Tekbir getirmeye
başlayınca, Müslümanlar kapıdan ve iplerin bulunduğu yerden gelmeye başladılar.
Halid, yakınında bulunanlara hücum edip onları öldürdü, kapıya doğru gidip,
kapıdaki koruyucuları öldürdü. Şehir halkı durumdan haberdar olmadığından büyük
bir kargaşa ortaya çıktı, her bölgedeki kişiler kendilerine yakın düşmanlarla
uğraşırken Halid kapıyı açtı ve orada bulunan bütün Bizanslıları öldürdü.
Bizanslılar
bunu görünce, Ebu Ubeyde'nin yanına giderek, barış istediler. Ebu Ubeyde
onların barış tekliflerini kabul etti ve Bizanslılar da O'na kapıyı açarak:
"Haydi gir ve bizleri bu taraftan girenlerden koru" diye söylediler.
Böylece her kapının yanında bulunanlar kendilerine yakın olanların barışıyla
girdiği halde Halid kılıç zoruyla girmiş oldu. Sonunda Halid ve diğer
komutanlar, şehrin ortasında karşılaştılar. Bu taraf öldürerek ve talan ederek
diğer taraf da affederek ve teskin ederek gelmişti. Sonunda Halid' in girdiği
tarafı da barış hükümlerinin kapsamına aldılar. Onların bu barışı şehirde
bulunan malları paylaştırmak esası üzere yapılmıştı. Ayrıca Fihl' de, Hıms'ta
bulunan ve Müslümanlara yardımcı olan diğer kuvvetlere de payları ayrıldı.
Ebü
Ubeyde, Hz. Ömer'e Dimaşk'ın fetih haberini gönderdi. Hz. Ömer'in mektubu da
Ebü Ubeyde'ye geldiğinde ona Irak askerlerini Sa'ad bin Ebi Vakkas'ın yanına ve
Irak'a doğru göndermek üzere emretti. Ebü Ubeyde, Irak askerlerini gönderdi ve
onların başına Haşim bin Utbe el-Mirkal'i komutan tayin etti. Irak'tan gelen
askerlerden bazı kimseler de şehit düşmüş olduğundan Ebu Ubeyde şehitlerin
yerine başkalarını da göndermişti. Bu gönderdiği kimseler arasında Ester ve
başkaları da vardı.
Ebu
Ubeyde de Fihl üzerine yürüdü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA