İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 12. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

FIRAT KIYISINDA BULUNAN ÜLLEYS OLAYI

 

Velece Günü Halid, Bekr bin Vail'e mensup ve Farslar'a yardımcı olan Hıristiyanları öldürünce yine onların kavimlerinden olan Hıristiyanlar bu duruma kızmışlar ve İranlılara yazarak ''Ülleys'' denilen yerde başlarında Abdülesved el-İcli olduğu halde toplandılar. Müslümanlar arasında Uteybe bin en-Nahhas, Said bin Murre, Furat bin Hayyan, Mez'ur bin Adiyy ile Müsenna bin Lahik Hıristiyanlara karşı en katı olanlardı. Erdeşır de Kaşinasa'da bulunan Behmen Cazeveyh'e yazarak Ülleys'te bulunan Hıristiyan Arapların yanına gitmeyi emretti. Behmen Cazeveyh onlara Caban'ı gönderip kendisi gelinceye kadar savaşmamasını emretti. Behmen'in kendisi de yapacakları konusunda danışmak üzere Erdeşır'in yanına gitti. Hasta olduğunu görünce yanında bekledi. İcl, Teymu'l-lat, Dubay'a ve Cabir bin Büceyr Hıristiyanları ile Hire halkından olan çevredeki Araplar Caban'ın etrafında toplandılar. Halid, Bekr Hıristiyanları ile diğerlerinin toplandıkları haberini alınca, onların üzerine yürümüş, fakat Caban'ın yaklaşmakta olduğundan haberdar olamamıştı. Caban, Ülleys'de görülünce Acemler ona: "Elimizi çabuk tutup hücum mu edelim, yoksa askerler yemeğini yesin ve onlara da toplantı halinde olduğumuzu farkettirmeyelim, sonra mı savaşalım?" diye sorunca, Caban: "Size ilişmezlerse siz de gevşek davranın" dedi. Pakat Caban'ın dediğine kulak asmayarak sofraları kurdular. Halid ise onların yanına varıp yükleri indirdi. Ağırlıklar indirildikten sonra onlara doğru gidip Abdülesved, İbn Ebcer ve Malik bin Kays ile teke tek dövüşmeyi istedi. Aralarından ona karşı Malik çıktı. Halid O'nu öldürdü. Bu sefer Acemler yemeklerini alelacele bırakınca, Caban onlara: "Ben size dememiş miydim ki, Allah'a yemin olsun, hiçbir ordunun öncü kuvvetinden bundan korktuğum gibi korkmuş değilim", deyip şu talimatı verdi: "Yemeğinizi yiyemediyseniz ona zehir katınız. Zaferi kazanırsanız bu sizin için en basit bir zarar olur. Yok, onlar zafer kazanırsa bu yemeği yemekle yok olup gidecekler." Fakat onunla beraber olanlar bunu yapmadılar. Şiddetli bir çarpışmaya tutuştular. Müşrikler Behmen Cazeveyh'in geleceği ümidi ile daha bir sebat ediyorlar ve Müslümanlara karşı sabırla direniyorlardı. Bu sırada Halid: "Allah'ım, eğer sen bunları yenilgiye uğratacak olursan, onların kanları nehir gibi akıncaya kadar elime geçirdiğim herkesin boynunu uçuracağım" diye söylemişti. Farslılar yenilmiş ve Halid'in münadisi: "Esirlere dikkat ediniz, savaşa katılmayanların dışında olanların hepsini öldürünüz" diye seslendi. Müslümanlar esirlerini getirdiler ve bir gün bir gece onların boyunlarını vuracak kimseler görevlendirdi. Ka'ka' ve başkaları O'na: "Sen bütün yeryüzündekileri öldürecek bile olsan onların kanları dediğin şekilde akmaz. Bu bakımdan bu kanların üzerine su dök, böylece senin yeminin de yerini bulmuş olur" dediler, o da bunu yaptı ve buna kan nehri anlamına gelen ''Nehru'd-dem'' adı verildi. Halid yemeğin başına geçerek Müslümanlara: "Ben, onu sizlere veriyorum" diye söyledi. Müslümanlar akşam yemeğini oradan yediler. Ve o zamana kadar yufkayı görmemiş olanlar "Bu beyaz parçalar da ne oluyor?" diyorlardı.

 

Öldürülenler yetmiş bin kişiyi bulmuş ve bu vak'a da Safer ayında olmuştu.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

AMĞİŞİYYA VAK'ASI