İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 9. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

RESULULLAH (S.A.V.)'E HEYETLERİN GELMESİ

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi fethedip Sakifliler İslam'a girip Tebllk seferini bitirince her bir yandan Arapların elçileri gelmeye başladılar. Araplar Müslüman olmak için KureyŞ'i bekliyorlardı. Çünkü, Kureyşliler insanların önderleri, Harem çevresinin halkı, İbrahim (A.S.)'in oğlu İsmail'in torunları idiler. Araplar bunu inkar etmiyorlardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e karşı savaş açanlar ve O'na muhalefet edenler de Kureyşliler idi. Fakat Mekke fethedilip Kureyşliler Müslüman olunca diğer Araplar artık Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e karşı savaşamayacaklarını ve düşmanlıklarını sürdüremeyeceklerini anladıklarından fevc fevc (büyük gruplar halinde) dine girmeye başladılar. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmuştur: ''Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde, insanların da Allah'ın dinine fevc fevc girdiklerini gördüğünde Rabbi'ni hamd ile tesbih edip O'ndan mağfıret dile. Çünkü muhakkak O, tövbeleri çok kabul edendir.'' (Nasr suresi, 1-3).

 

Arapların temsilci heyetleri bu yıl Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına geldiler. Esedoğulları'nın heyeti, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna gelerek: "Sen bize bir elçi göndermeden biz sana geldik." dediler. Bunun üzerine Yüce Allah: ''Onlar bana İslam'a girdiler diye minnet ederler'' (Hucurat suresi, 17) buyruğunu indirdi.

 

Bu yılın Rebiyülevvel (18 Haziran - 16 Temmuz 630) ayında Belli'lerin heyeti de geldi. Yine ez-Zarilerin on kişilik heyeti de bu yıl geldi. Temimoğulları'nın Heyeti, Hacib bin Zürare bin Udes ile birlikte Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna aynı şekilde bu yıl geldiler. Onlar arasında Akra' bin Habis, ezZibrikan bin Bedr, Amr bin el-Ehtem, Kays bin Asım, el-Hattat, Mu'temir bin Zeyd büyük bir heyet ile birlikte geldiler. Onlarla birlikte Fezare'li Uyeyne bin Hısn da vardı. Mescide girdiklerinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e odalarının arkasından: "Ya Muhammed, yanımıza gel" diye seslendiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bundan rahatsız olmakla birlikte onların yanına çıkıp gitti. Bunlar: "Biz yanına geldik. Seninle karşılıklı olarak mufaharede(2) bulunalım. Bunun için şairimize ve hatibimize izin ver." dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara izin verdi. Utarid ayağa kalkarak: "Bizleri fazlü keremiyle melikler yapan, bizlere büyük mallar ihsan ederek onlarla ma'ruf işlemeyi müyesser kılan ve bizleri doğu taraflarının en aziz ve en kalabalık halkı yapan Allah'a hamd ederim. Kim bize karşı müfaharette bulunmak istiyorsa saydığımızın benzerlerini saysın" dedi.

 

(2not) Mufahare: Karşılıklı olarak öğünülecek şeyleri sayıp dökmek.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sabit bin Kays'a: "Adama cevap ver" deyince Sabit ayağa kalkıp şunları söyledi: "Gökleri ve yeri yaratan, onlarda hüküm ve emirlerini yürüten, ilmi Kürsisini kuşatan ve her şey kendisinin fazlu kereminden olan Allah'a hamdolsun. Onun kudretinin bir tecellisi olarak O, bizleri melikler kıldı. Yaratıklarının en hayırlısı arasından bir Resul seçti. Bu onların soy itibariyle en şereflileri, en doğru sözlüleri, mevki itibariyle de en üstünleri idi. Allah, Kitabı'nı O'nun üzerine indirmiş, O'nu yaratıklarının emini kılmıştır. Böylelikle O, Allah'ın alemler arasından seçtiği kimsedir. Bu peygamber daha sonra insanları imana davet etti. O'nun kavminden ve akrabalarından muhacirler O'na iman etti. Bunlar da nesep itibariyle insanların en keremlileri, en üstünleri, davranışları da en hayırlı olan kimselerdi. Onlardan sonra Allah'ın çağrısım ilk kabul edenler bizler olduk. Bu bakımdan bizler Allah'ın dininin Ensar'ı (yardımcıları), Resulü'nün destekleyicileri olduk. İman edinceye kadar insanlarla savaşırız. Kim Allah'a ve Resulü'ne iman ederse malını ve kanını korumuş olur. Kim de kafir olursa ebediyen Allah yolunda onunla cihad ederiz. O'nu öldürmek bizim için kolay bir iştir. Vesselamü aleyküm."

 

Bu sefer Heyettekiler: "Ey Allah'ın Resulü, şairimize izin ver" deyince, Hazreti Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona da izin verdi. ez-Zibrikan bin Bedr ayağa kalkarak şu beyitleri okudu:

 

''Bizler öyle kimseleriz ki dengimiz bir kabile yok.

Krallar bizdendir! Mabetler bizdedir.

Nice kabileleri ta landa tümden yok ettik,

Arapların faziletlerine uyulur

Kıtlıkta yemek yediririz bizler

Yağmur yağmayıp fakirlik olunca

Gördüğün gibi halkın ileri gelenleri bize gelir

Her taraftan alelacele; biz de ikram ederiz.

Hiç özürsüz genç develer keserek

Misafirleri yedirip doyururuz

Hangi kabileyle öğünüşmeye kalkarsak

Hepsi peşimizden gelir ve bize boyun eğerler.

Diz yüz çevirdik fakat kimse bizden çevirmedi

İşte böylelikle övünürken yükseliriz.

Bu konuda bize karşı övünenler bilir bizi

Sözler döner dolaşır ve herkes ona kulak verir.''

 

O sırada Hassan bin Sabit oralarda değildi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onların şairine cevap vermek üzere çağırttı. Hassan der ki: "Ben, O'nun söylediklerini işitince kendi vezin ve kafiyesiyle ona şöyle cevap verdim:

 

''Fihr ve kardeşlerinin ileri gelenleri

Uyulacak bir yol açıkladılar

Öyle ki bizler savaşınca düşmanlarımıza zarar,

Taraftarlarımıza da isteyince fayda veririz

İçten içe Allah 'tan korkan herkes

Razıdır buna, her bir iyilik yapılır.

Bu onların karakteridir, yeni çıkmadı

Şunu bil ki en kötü şey bid'atlerdir.

Onlardan sonra onlarla yarışan olursa

Onların en gerisinin arkasından gelir

Pençelerinin yıktığını kaldıramaz kimse

Bir yer savunduklarında da gevşek çıkmazlar

Bir gün yarışırlarsa başkalarıyla, ileri geçerler

Ya da başkalarıyla boy ölçüşürlerse üstün gelirler

Onlar iffetlidir, vahiy de söz etmiştir bundan

Tamahkar değiller, tamah edip alçalmazlar

İhsanlarıyla komşuları na cimri değiller

Asla tamaha da yanaşmazlar

Bir kabileye savaş açarsak gizli tutmayız,

Yaban sığırın gizlice yürümesi gibi

Onlar savaştayken yakınlarındaki ölüm

Ayakları yana kaymış Hilye'deki aslandır sanki

Resulullah'ın taraf olduğu kimseler ne şereflidir!

Herkes bir tarafa çekip giderken

Onlar tüm kabilelerin faziletlisidir

İster ciddi olunsun ve isterse mizah yapılsın.''"

 

Hassan bu şekilde şiirini bitirdikten sonra Akra' bin Habis şunları söyledi: "Bu adam gerçekten muvaffak kılınmış bir kimsedir. Onların hatipleri bizimkinden daha hatib, şairleri de bizim şairlerimizden daha şairdir." dedi. Daha sonra Müslüman oldular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da onlara hediyeler verdi. Yüce Allah: ''Muhakkak odalarının arka tarafından sana seslenenlerin pek çoğu akıl etmezler.'' (Hucurat suresi, 4) buyruğunu onlar hakkında inzal buyurmuştur.

 

Yine bu yıl içerisinde Himyer hükümdarlarının İslam'ı kabul ettiklerini bildiren mektupları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ulaştı. Himyer hükümdarlarının elçileri el-H aris bin Abd Külal, en-Nu'man Kayl Zü-Ruayn ile Hemdan idi. Zür'a Zü Yezen de Malik bin Mürre er-Ruhavi'yi elçi olarak gönderip Müslüman olduklarını bildirdiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) da onlara mektup yazarak üzerlerindeki İslami görevlerini yerine getirmelerini emrediyor, kendilerine haram kılınan şeylerden de onları yasaklıyordu.

Behra' Heyeti de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna bu yıl içerisinde gelerek el-Mikdad bin Amr'ın yanında misafir kaldılar.

 

el-Bekka'oğuIları Heyeti, aralarında Harice bin Hısn'ın da bulunduğu FezareoğuIları Heyeti, Sa'lebe bin Münkiz Heyeti, Dimam bin Sa'lebe'nin temsilcileri olduğu Sa'ad bin Bekr Heyeti de hep bu yıl içerisinde gelmişlerdi. Dimam, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e İslam'ın emir ve hükümlerini sormuş, daha sonra da İslam'a girmişti. Kavminin yanına döndüğünde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer söylediklerinde doğru ise mutlaka cennete girecektir" diye buyurdu. Dimam kavminin yanına vardığında O'nun etrafında toplandılar. İlk sözü: "Şu Lat ve Uzza ne kadar da pis ve çirkin şeylerdir" oldu. Etrafında bulunanlar: "Sen baras, cüzzam ve delilikten korkmuyor musun?" deyince, Dimam: "Yazıklar olsun sizlere.! Bu iki put ne fayda verir, ne de zarar, muhakkak Allah bir Resul göndermiş ve O'na bir kitap indirmiş bulunuyor ve böylelikle sizleri içinde bulunduğunuz sapıklıktan kurtarmıştır." diyerek Müslüman olduğunu açıkladı. Akşam olduğu zaman huzurunda müşrik ne bir erkek, ne de bir kadın kalmıştı. Bu bakımdan Dimam bin Sa'lebe'den daha üstün hiçbir elçinin varlığını kimse işitmedi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

EBU BEKİR (R.A.)'İN HAC EMİRLİĞİ