İBNÜ’L-ESİR

2. CİLT

HİCRİ 5. YIL       ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

KURAYZAOĞULLARI GAZVESİ

 

Sabah olunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye döndü. Müslümanlar silahlarını bıraktılar. Sa'ad bin Mu'az için de onu yakından ziyaret etmek amacıyla mescitte bir çadır kuruldu. Öğle vakti olduğunda Cebrail, Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek:

 

"Silahı bıraktın mı?" diye sorunca, Nebi: "Evet." dedi. Cebrail: "Halbuki Melekler silahları bırakmadı. Allah sana Kurayzaoğulları üzerine yürümeni emrediyor, şimdi ben de onlara gidiyorum" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir münadiye şöyle çağırmasım emretti:

 

"Kim dinleyip itaat eden bir kişi ise, ikindi namazını Kurayzaoğulları yurdunda kılsın."

 

Hz. Ali'ye sancak vererek öne geçirdi ve insanlar da peşpeşe bu orduya katıldılar. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kurayzaoğulları'nın bulunduğu yere vardı, bazı kimseler yatsıdan sonra ancak varabildiler. Ve orada ikindi namazını kıldılar. Bundan dolayı da Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları ayıplamadı.

 

Kurayzaoğulları'nı bir ay, ya da yirmi beş gün süreyle muhasara altında tuttu. Muhasaranın sıkıntısı kendisini gösterince, Kurayzaoğulları, Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e haber göndererek kendilerine Ebü Lübabe bin Abdu'l-Münzir'i göndermesini söylediler. Ebü Lübabe Evs Kabilesi'nden, Ensar'dan bir kişiydi. "Onunla istişare etmek için bize gönder" deyince Nebi de gönderdi. Kurayzaoğulları O'nu görünce, erkekler ayağa kalktılar, kadınlar ve çocuklar da ağlaşmaya başladılar. Kalbi yumuşadı. Onlar: "Allah'ın Resülü'nün hükmünü kabul ediyor ve bu hükme rıza gösteriyoruz" dediler. Fakat Ebü Lübabe boğazına işaret ederek, bu hükmün kesilmek olduğu anlamına: "Olur" diye cevabını verdi. Ebü Lübabe der ki: "Oradan ayrılır ayrılmaz Allah'a ve Resülü'ne hainlik ettiğimi anladım ve şöyle dedim: Allah'a yemin ederim Allah'a isyan ettiğim bir yerde durmam." Bunun üzerine gerisin geri oradan ayrılıp gitti. Ve kendisini Mescidin direklerine bağladı. "Bu halden Allah tövbemi kabul etmedikçe böyle kalacağım." dedi. Allah onun tövbesini kabul etti ve Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun bağlarını bizzat çözdü.

 

Kurayzalılar daha sonra Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hükmünü kabul ederek, savaşmayı bıraktılar. Evsliler: "Ey Allah'ın Resülü, bunlara Hazrec'in dostlarına nasıl davrandınsa bizim dostlarımıza da öyle davran" dediler. Ki Hazreclilerin dostları Kaynukaoğulları idi ve bunlardan daha önce söz etmiştik. Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Bunlar hakkında Sa'ad bin Mu'az'ın vereceği hükmü kabul ediyor musunuz?" deyince, hepsi: "Ediyoruz" diye cevap verdiler. Sa'ad'ı alıp bir merkebe bindirerek getirdiler. O'nu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna çıkartırken de şöyle diyorlardı: "Ey Ebü Amr, dostların hakkında güzel hüküm ver, iyilikle davran." Bu şekilde ona ısrar ettiklerini görünce, şöyle dedi: "Şu anda Sa'ad'ın Allah yolunda hiç kimse tarafından kınanmaması gereken bir andır." Onların pek~çoğu bu sözlerinden onları öldürmek istediğini anladı. Sa'ad, Resuıullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in huzuruna varınca, şöyle buyurdu: "Efendinize kıyamda bulununuz" veyahut da "en hayırlınıza" ifadesini kullandı. Hazır bulunanlar da ayağa kalktılar, O'nu merkebinden indirdiler ve tekrar: "Ey Ebü Amr, dostlarına iyilikte bulun, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlar hakkında hüküm vermeyi sana bıraktı" deyince, Sa'ad: "Allah adına size söz veriyorum, gerçekten onlar hakkında hüküm vermek bana mı verildi?" Onlar: "Evet" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bulunduğu tarafa dönerek, saygısından dolayı gözlerini kapadı ve şunları söyledi: "Burada hazır bulunanlar da buna şahit midirler?" Onlar: "Evet" dedikleri gibi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dahi: "Evet" dedi. Bunun üzerine Sa'ad şöyle dedi: "Ben, savaşçılarının öldürülmesi, kadınlarının ve çocuklarının esir edilmesi, mallarının da ganimet olarak paylaştırılması hükmünü veriyorum." Bu sefer Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) O'na: "Andolsun onlar hakkında Allah'ın yedi göğün üstünden vermiş olduğu hükmünü verdin."

 

Daha sonra bulundukları yerden inmeleri istendi. Neccaroğullarından bir kadın olan Bint el-Haris'in evinde hapsedildiler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine çarşısına çıktı ve orada bir takım çukurlar kazdırdıktan sonra oraya bir takım kimseleri göndererek boyunlarını uçurttu. Bunlar arasında Huyeyy bin Ahtab, reisIeri Ka'ab bin Esed de vardı. Bunların sayısı altı yüz ya da yedi yüz kişi idi. Yedi yüz ile sekiz yüz arasında olduğu da söylenmiştir. Huyeyy bin Ahtab elleri kolları bağlanmış olarak getirildi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i görünce: "Allah'a yemin ederim, sana düşmanlık yaptığımdan dolayı kendimi kınamıyorum. Fakat kim Allah'a kötülük yaparsa gerçekten kötü olur." dedikten sonra halka dönüp şunları söyledi: "Allah'ın emrinde herhangi bir sakınca yoktur. Bu mukadder bir kaderdir, bir savaştır, İsrailoğulları'nın aleyhine tecelli etmesi yazılmıştır." dedikten sonra yere oturtuldu ve boynu uçuruldu. Onlardan kadın olarak yalnızca bir kişi öldürülmüştür. O da bir kötülük işlemişti. Bu kadın da: Erefe bint Ariza'dır.

 

Kurayzaoğulları'ndan Sa'lebe bin Sa'ye, Üseyd bin Sa'ye ve Esed bin Ubeyd Müslüman oldular.

 

Daha sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mallarını paylaştırdı. Süvariye üç pay verilmişti. İkisi atın, birisi de süvarinin kendisi içindi. Atı olmayan piyadeler için ise bir pay ayrılmıştı. O gün savaşa katılanların atlarının sayısı otuz altı idi. Bu ganimetlerden hums (beşte bir) da devletin payı olarak ayrılmıştı. Atlara iki payın ve devlete beşte birinin verildiği ilk ganimet budur. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisi için ise Kurayzaoğulları'ndan Reyhane bint Amr bin HunMe'yi ayırmış, onunla evlenmek istediyse de kadın: "Beni cariyen olarak bırak. Bu benim için de daha hafif bir sorumluluk olur, senin için de" dedi. Kurayzaoğulları'nın işi bu şekilde bitince Sa'ad'ın yarası yeniden kanamasına devam etti, böylelikle Allahü Teala O'nun duasını kabul buyurmuş oldu. Sa'ad bin Mu'az Peygamber Mescidindeki çadırında bulunuyordu. Vefat etmeden önce Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebü Bekir ve Ömer de yanında bulundu. Aişe annemiz der ki: "Ben, odamda olduğum halde. Ebü Bekir'in ve Ömer'in O'nun için ağladıklarını duydum. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise hiç kimse için ağlamazdı. Üzüntüsü arttığı zaman sakalını tutardı."

 

Kurayza Fethi Zilkade (24 Mart - 22 Nisan 627) içerisinde ve Zilhicce'nin (23 Nisan - 22 Mayıs 627) ilk günlerinde olmuştu. Hendek Gazvesi'nde Müslümanlardan altı kişi Kurayza Gazvesi'nde ise üç kişi şehit olmuştu.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

HİCRETİN ALTINCI YILI (23 Mayıs 627 - 11 Mayıs 628)  /  LİHYANOĞULLARI GAZVESİ