İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

KA'B BİN AMR EL-MAZİNİ SAVAŞI

 

Evs Kabilesi'nden Cahcabaoğulları ile Hazrec Kabilesi'nden Mazin bin Neccaroğulları arasında bir savaş meydana geldi.

 

Bu savaşın sebebi şu idi: Ka'ab bin Amr el-Mazini, Salimoğulları'ndan bir kadınla evlenmişti ve sık sık bu kadının yanına gidip geliyordu. Cahcabaoğulları'nın efendi ve reisi olan Uhayha bin Culah Kavmi'nden bir grup insana onu gözetleyip yakalamalarını emretti; bunun üzerine onlar bir fırsatını bulup Ka'ab bin Amr'ı öldürdüler. Kardeşinin öldürüldüğünü haber alan Asım bin Amr ise emir verip kavmini savaşa hazırladı ve savaş ilanını bildirmek üzere Cahcabaoğulları'na bir elçi gönderdi. Nihayet taraflar Ruhabe'de karşılaştılar ve şiddetli bir şekilde savaştılar. Başta Uhayha olmak üzere Cahcabaoğulları ve onlarla beraber bulunanlar hezimete uğradılar, Asım bin Amr, Uhayha'nın peşine düştü ve ancak kalesine girdikten sonra yetişebildi. Attığı ok kalenin kapısına isabet etti. Bu arada Asım Uhayha'nın kardeşini öldürdü. Cahcabaoğulları Uhayha'nın kardeşinin öldürülmesinden sonra bir kaç gece daha orada beklediler. Bu sırada Uhayha, Asım bin Amr'ın kendisini aramakta olduğunu ve kendisini öldürmek için fırsat kolladığını öğrendi.

 

Bunun üzerine Uhayha şu mealdeki mısraları söyledi:

 

"Haber aldım ki, kale ile evim arasında geceleyin dolaşıyormuşsun. Ne var ki, Dahyan adındaki kalemin yanında kuvvetli savaş yiğitleri, inlerindeki aslanlar gibi harbe hazırlıklı, heybetli gençleri buldun. Onlar beni yoldan geri çevirip uzaklaştırdılar ve bu yüzden sen kara taşlıkli yerlere gitmek mecburiyetinde kaldın. Ey Asımcığım! Feryad etme; zira harp oyuncak değildir. Ruhabe'ye girdiklerinde kavmimle sabahın erken saatinde sizi bastıran ben idim. Bundan önce ben Ka'ab'ı öldürdüm ve kılıcım sayesinde yüksek şerefe ulaştım.''

 

Asım da Uhayha'nın bu söylediklerine şu mealdeki rmsralarla başlayan bir manzume ile cevap verdi:

 

"Eğer Uhayha 'nın evine uğrarsan, ona cevabımı ilet. Köpeklerini meşgul ederek ondan önce oturduğu yere gelen ben idim. Ona bir ok attım, fakat ok isabet etmedi. Okumu attığım zaman orada kapısını kilitleyen kendisi idi ... "

 

Daha sonra Uhayha, yanında Neccaroğulları'ndan Amr bin Zeyd'in kızı ve aynı zamanda Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in dedesi Abdülmuttalib'in annesi Selma olduğu halde, Neccaroğulları üzerine bir gece ansızın baskın yapmayı kararlaştırdı, fakat Selma buna rıza göstermedi. Gece karanlığı çökünceye kadar Selma Uhayha ile beraber kaldı ve bir müddet sonra Uhayha uykuya daldı. Bunu fırsat bilen Selma, o gece Neccaroğulları'na gidip durumu bildirdi ve hemen geri döndü. Böylece Neccaroğulları durumu öğrenip uyandılar. Bu arada Uhayha kavmiyle birlikte şafak vakti onların üzerine çıkageldi. Neccaroğulları ise onları silahlarıyla karşıladılar ve aralarında meydana gelen ufak bir savaştan sonra Uhayha geri çekildi. Daha sonra Uhayha, Neccaroğulları'na haber verip onları uyaran kişinin Selma olduğunu öğrenince, kolu kırılıncaya kadar dövdü ve sonra serbest bıraktı.

 

Bunun üzerine Uhayha beyitler söyledi. Bu beyitlerden bir kısmın meali şöyledir:

 

"Ey Selma! Babanın hayatı hakkı için söylüyorum; çığırtkan, şamatacı, yiyici, dalgın ve hassas zarif kişiyi yiğit gençlerle birlikte harekete geçiremediği halde büyütülen bir kadın benim işime yaramaz. Deve yavrusunun sağımlı olan annesine emme vaktinde koştuğu gibi, o da nerede olursa olsun kendisini yüceltecek bir şey olunca hemen oraya koşar. Eğer kişiye akıl fayda veriyorsa, ben onun için zamanın getireceği musibetlere karşı muhkem bir kale hazırladım. Bu kaleyi bir demirci sağlamlaştırıp süsledi, demir kırıntıları onu pekiştirdi ve demircinin vurduğu çekiç darbeleri onu eksiltmedi ... Fakir ne zaman zengin olacağını, zengin de ne zaman fakir hale düşeceğini bilemez. Bir işi yapmağa azimli olsan da, kaylUle vaktinin seni nerede yakalayacağını bilemezsin. Yeni doğmuş deve yavrusuna sahip olsan bile, bu yavru büyüyüp senin mi olacak, yoksa başkasının mı olacak? Bunu da bilemezsin. Doğup büyüyen ve gelişen kardeşler hiçbir zaman hayatta baki kalamazlar; anneleri, onları mutlaka kaybedecektir. Pek yakında anneleri evlatlarının ölmesi veya bir katilin onları öldürmesiyle tek başına çocuksuz olarak yaşamağa mahkum olacaktır. "

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

AMR BİN AVF OĞULLARI İLE HARİSOĞULLARI ARASINDA MEYDANA GELEN SERARE SAVAŞI