İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
İYAD YANİ
U'ŞAŞ ve UZALA VAK'ASI
Bu
vak'aya ''uzala Savaşı'' denmesinin sebebi, Bistam bin Kays, Ham bin Kabisa ve
Mefnlk bin Amr'ın riyaset kavgasına düşmelerinden ileri gelmektedir.
Bekroğulları Kisra'nın ve Farsların hakimiyeti altında bulunuyorlardı. Farslar
onları kendi hakimiyetleri altındaki topraklarda iskan ediyor ve icabında savaş
için teçhiz ediyorlardı. Bir ara Bekr-oğulları Aynu't-Temr Valisi'nin yanından
muhtelif bayraklar altında üç yüz kişiyle ayrıldı ve YerbU'oğulları'nın
''Hazn'' denilen yere inmelerini gözlemeğe başladı. Nihayet Uteybe, Ubeyd ve
Zübeydoğulları bir araya gelip Hazn'de toplandılar. Zübeydoğulları Hadika'ya,
Uteybe ve Ubeydoğulları da Ravdatü's-Semed'e gelip indiler. Bekroğulları ise
harekete geçerek Hadbetü'l-Hasiy'e gelip konakladılar. Bistam bin Kays
Hadika'da bir karartı gördü ve orada Bistam'ın daha önceden tanıdığı bir genç
vardı; çünkü Bistam bin Kays, Uteybe'nin eline esir düştüğü zaman
Sa'lebeoğulları'nın çocuklarını tanımıştı. Bistam bu gence Hadika'daki
karartının ne olduğunu sordu, genç ise onların Zübeydoğulları olduğunu söyledi,
bunun üzerine Bistam: "Onların kaç hane olduklarını" sordu, genç:
"Elli hanedir." diye cevap verdi. Bu defa Bistam: "Uteybe ve
Ubeydoğulları nerede?" diye sordu, genç: "Onlar Ravdatü's-Semed'de,
diğer halk ise ''Hufaf'' denilen yerde bulunuyorlar." diye karşılık verdi.
Bu durum karşısında Bistam bin Kays kendi adamlarına dönüp: "Ey
Bekroğulları! Bana itaat ediyor musunuz." dedi, Onlar da: "Evet,
itaat ediyoruz." diye karşılık verdiler; bunun üzerine Bistam: "Sizin
için yalnız halde bulunan şu Zübeydoğulları Kabilesi'nin işini bitirip
ganimetleri aldıktan sonra sağ salim geri dönmenizi uygun görüyorum."
dedi. Onlar: "Zübeydoğulları'nın işini bitirmek ve ganimet almak bize
fazla bir şey kazandırmaz." diyerek itirazda bulundular. Bistam ise:
"İki ganimetten birisi, sağ salim kalmaktır." diye karşılık verdi,
onlar ise: "Uteybe bin Haris ölmüştür." dediler. Bu sırada Mefruk
Bistam'a hitaben: "Ey Ebü's-Sahba! Sen korkuyorsun." dedi, Hani bin
Kabisa da Bistam'a: "Bizden uzaklaş, defoL." diye çıkıştı; bunun
üzerine Bistam: "Üseyd bin Cübat gece olsun gündüz olsun ''Şakra''
adındaki atım yanından ayırmaz; eğer sİzi farkederse, atına biner ve
''Müleyha'' denilen yere çıkarak: ''Ey Sa'lebe oğulları!'' diye bağırır ve size
ganimeti unutturan öyle bir darbe indirir ki, hiç biriniz arkadaşının yere
düştüğünü bile göremez. Şu halde siz beni dinlemeyip isyan ettiniz, ben size
tabiyim ve pek yakında olacakları görüp öğreneceksiniz."
Nihayet
önce Zübeydoğulları'na baskın yaptılar, sonra Uteybe ve Ubeydoğulları'na
yöneldiler. Üseyd'in atı Şakra, onların atlarının tırnak seslerini hissedince,
ayaklarını yere vurup tırmalamağa başladı, bunun üzerine Üseyd hemen Şakra
adındaki atına binip Müleyha'da bulunan Yerbü'oğulları'nın yanına geldi ve:
"Ey sabahı kötü olanlar! Ey Sa'lebe bin Yerbü'oğulları!" diye onlara
seslendi. Aradan çok geçmeden güneş yükselir yükselmez taraflar karşılaştılar
ve çetin bir şekilde savaştılar. Neticede Şeybanoğulları Temim Kabilesi'nden
bir grup cengaver süvariyi öldürdükten sonra hezimete uğradılar. Bu arada
Şeybanoğulları'ndan da öldürülenler oldu ve bir grup kimse esir edildi. Bu esir
edilenlerin arasında Ham bin Kabisa da bulunuyordu, fakat Hani' fidye verip
kendisini kurtardı.
Mütemmem
bin Nüveyre bugün hakkında şu mealdeki mısraları söylemiştir:
"Ömrüm
hakkı için söylüyorum, gerçek haykırışların başladığı bir sırada Üseyd'in
kuşluk vaktinde sesini duyurduğu kabile ne kadar güzeldir? O Üseyb ki,
vuruşurken mızrak parıltıları çıkaran, Akbar cinleri kadar kalabalık olan bir
yiğitler grubuna sesini duyurdu. Bu kabile onları (Şeybanoğullarını), Ufak Suyu
'nun yan taraflarında ve yanında yakaladı; hatta onların bir kısmını köle yapıp
bir kısmını azat edinceye kadar oradan ayrılmadı. "
Şair
el-Avvam ise bu gün hakkında şu mealdeki mısraları söylemiştir:
"Allah,
Ufak'a günü Bistam'ı düşmanlarına teslim eden Bekr bin Vail Kabilesi 'nden bir
cemaati rezil ve perişan etsin. Ebu's-Sehha Bistam onların develerinin önünde
kendisini teselli edecek bir izdiham ve vuruşma gördü de teselli buldu. Aslında
siz savaşın aslanları idiniz, fakat Ufak'a günü Gabit'ta deve kuşları gibi
oldunuz. "
Şair
el-Avvam bugün hakkında daha pek çok şiir söylemiştir. Bistam, O'nun bu gün
hakkında ısrarla şiir söylemeğe devam ettiğini görünce, develerini elinden
almış, bunun üzerine Bistam'ın annesi şu mealdeki mısraları söylemiştir:
"Ben,
el-Avvam hariç her şairin söylediği şiirle bir şey elde ettiğini görüyorum,
el-Avvam ise söylediği şiirler yüzünden fakir düştü. O haIde hiçbir kimse,
el-Avvam'ın şiirinde olduğu gibi, mükafatı develerini kaybetmek ve sütsüz
kalmaktan başka hiç bir işe yaramayan şiiri söylemesin. "
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
ŞAKİKA VAK'ASI
VE BİSTAM BİN KAYS'IN ÖLDÜRÜLMESİ