İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
MÜBAİD
VAK'ASI
Bu
savaş Temimoğulları'nın aleyhine, Şeybanoğulları'nın lehine neticelenmiştir .
Ebü
Ubeyde anlatıyor: "Temim Kabilesi'nden Tarif bin Temim el-Anberi hacca gitmişti.
Kendisi iri cüsseli birisiydi ve ''Mücedda''' lakabıyla tanınırdı. Aynı zamanda
kavminin süvarisi ve bahadırı idi. Tarif'in Kabe'de tavaf yaptığı bir sırada,
Ebü Rabi'aoğulları'ndan güçlü kuvvetli, kahraman bir genç olan Hamsisa bin
Cendel onunla karşılaştı ve gözlerini dikip uzun müddet baktı; bunun üzerine
Tarif: ''Niçin böyle dikkatli dikkatli bana bakıyorsun?'' diye sordu. Hamsisa:
''Seni tespit etmek istiyorum; belki bir orduyla geldiğimde seninle
karşılaşırım ve seni öldürürüm.'' diye cevap verdi. Tarif: ''Allah'ım! Bu yıl
çıkmadan beni O'nunla karşılaştır.'' diye dua edip yalvardı. Hamsisa da aynı
şekilde dua etti; bunun üzerine Tarif şu mealdeki mısraları söyledi:
''Her
ne zaman Ukaz Panayırı 'na bir kabile gelse, önce durum değerlendirmesi yapacak
olan bir yetkiliyi bana gönderirler. Beni yadırgayıp basit görmeyin; ben silahı
keskin, güçlü bir adamım ve hadiseler arasında işaretliyim, bilinirim. çevremde
Üseyd ve Hüceymoğulları'ndan pek çok süvari var; evimin etrafi ise mücadeleci
ve dövüşçülerle doludur. Altımda sakar at, üzerimde kılıcın ağzını ters
döndürüp köreltecek sağlam ve zarif bir zırh vardır.''"
"Ebu
Rabi'a bin Zühl bin Şeyban ile Mürre bin Zühl bin Şeybanoğulları arasında bir
husumet ve düşmanlık vardı; hatta önemsenmeyecek derecede aralarında kansız bir
savaş da meydana gelmişti. Ebu Rabi'a oğulları'nın reisi Hani bin Mes'ud, kendi
kavmine: ''Ben onlarla aramızdaki düşmanlığın büyümesini istemiyorum.'' dedi ve
kavmini Mehaid Suyu'nun başına götürüp orada konaklamağa karar kıldı. Mehaid
Suyu Temimoğulları'nın sularına yakın bir yerde bulunuyordu. Nihayet
Temimoğulları onların buraya gelip konakladıklarını öğrenince birbirlerini
haberdar ederek: ''Bu Ebu Rabi'aoğulları münferit bir kabiledir. Eğer onların
kökünü kazıyıp yok edersek, Bekr bin Vailoğulları'nı zayıf düşürmüş oluruz.''
dediler ve bir araya gelip üç koldan harekete geçtiler. Bu üç koldan
Hanzalaoğulları'nın başında Ebü'l-Ced'a et-Tahvi, Sa'adoğulları'nın başında İbn
Fedeki el-Minkarı, Amr bin Temimoğulları'nın başında Tarif bin Temim reis
olarak bulunuyorlardı. Ebu Rabi'aoğulları onların üç koldan kendilerine
yaklaşmakta olduklarını haber alınca savaş için hazırlandılar. Hani' bin Mes'ud
kendi kabilesine bir konuşma yaparak savaşa teşvik etti ve: ''Karşı taraf üzerinize
geldi-ğinde onlarla bir miktar savaşın, sonra geri çekilin. Onlar, ganimet ve
yağma işleriyle meşguloldukları bir sırada tekrar gelip saldırın. Bu suretle
istediğinizi yapmış olursunuz ve gayenize ulaşırsınız.'' diyerek tavsiyede
bulundu."
"Temimoğulları
sabah erkenden uyanık duran ve hazırlıklı bulunan Ebu Rabi'aoğulları'nı
bastırdılar ve taraflar şiddetli bir savaşa tutuştular. Şeybanoğulları,
reisIeri bulunan Hani' bin Mes'ud'un tavsiyelerine aynen uydular. Temimoğulları
ise ganimet peşine düşüp bununla meşgulolmağa başladılar. Temim Kabilesi'nden
birisi Hani' bin Mes'ud'un küçük bir oğluna rastlayıp onu yakaladı ve: ''Bu
ganimet bana yeter.'' diyerek alıp götürdü. Temim Kabilesi ganimet ve esirlerle
meşgulolurken, Şeybanoğulları tekrar gelip hücuma geçtiler ve onları hezimete
uğrattılar, ayrıca diledikleri kadar adam öldürdüler ve diledikleri kadar esir
aldılar. Öyle ki, Temim Kabilesi böylesine bir musibetle hiç karşılaşmamıştı.
Durum o kadar vahimdi ki, onlardan çok az kişi kurtulabildi ve hiç bir kimse
durup diğerini bekleyemedi. Bu arada Tarif bin Temim de hezimete uğradı ve
Hamsisa takip edip onu öldürdü. Sonra Şeybanoğulları Temim Kabilesi tarafından
esir alınan kadın, erkek ve çocuklarını, ganimet olarak alınan mallarını tekrar
geri aldılar; ayrıca yanlarında bulunan ne varsa, onları da aldılar. Hani' bin
Mes'ud ise Temimli birisi tarafından esir alınan oğlunu yüz deve fidye vererek
kurtardı. "
"Şeybanoğulları'ndan
bir şair bu gün hakkında şu mealdeki mısraları söylemiştir:
''Ey
Tarif! Mağrur cahil gibi dua ettin; halbuki sen öyle bir durumda idin ki,
bilinmiyordun. Savaşta kalkıp karşı koyduğun kabilenin bulunduğu yere geldin;
halbuki bu kabilenin babasının ismini duyan ordu hezimete uğrardı. Sen bu
kabilenin mensuplarını yurtlarının çevresinde kahramanca yurtlarını korurken
buldun; süvariler yaklaştıklarında, hemen cüretle onların üzerlerine
atılırlardı. Onlar savaş sırasında Ebu Rabi'a oğullarına intisap ettiklerinde,
yıldızlar gibi kümeli olarak bölükler halinde gelirlerdi. Senin zırh ile sakar
atını elinden alıp satılığa çıkardılar. Seni onların eline Üseydoğullarıyla
evinin çevresinde bulunan mücadeleci ve dövüşçü adamların teslim etti."
"
"Amr
bin Sevad Tarif'in arkasından şu mealdeki mısralarla bir mersiye
söylemiştir:
''Ey
Amr bin Cündeb soyunun en hayırlı kişisi! Sakın uzaklaşma; ömrüm hakkı için
söylüyorum ki, kabirleri ziyaret eden (kabre giren) kişi mutlaka uzaklaşır.
Ateşi bizzat kendisi yaktığı zaman ateşinin külü çok olurdu; o bundan ne
ümitsizliğe düşer, ne de yüzünü ekşitirdi (yani misafirperver ve çok cömertti).
Atı geri çekilse bile, o, yine de savsaklayıp beklemezdi; elinden her şeyi
gitse de, sırf kendi karnını düşünmezdi.,,"
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA