İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

BİRİNCİ – İKİNCİ UVARE VAK'ASI

 

BİRİNCİ UVARE VAK'ASI

 

Bu vak'a, Münzir bin İmruü'l-Kays ile Bekr bin Vail Kabilesi arasında meydana geldi. Sebebi ise şu idi: Biraz önce de anlattığımız üzere, Tağlib kabilesi Seleme bin Haris'i içlerinden çıkarıp sürdüklerinde, o da gidip Bekr bin Vail Kabilesi'ne iltica etmişti. Seleme, Bekr bin Vail Kabilesi'nin arasına katılınca, kabile mensupları çevresinde toplanıp O'na boyun eğdiler ve: "Senden başkası bize hükümdarlık edemez." dediler. Bunun üzerine Münzir birisini gönderip onları tekrar itaati altına girmeğe çağırdı, fakat onlar Münzir'in bu davetini kabul etmediler. Bu durum karşısında Münzir üzerlerine yürüyeceğine, zafer kazandığı takdirde Üvare Dağı'nın eteğindeki çukurlar kanla doluncaya kadar onları bu dağın tepesinde boğazlayıp keseceğine dair yemin etti.

 

Sonra topladığı büyük bir askeri kuvvetle üzerlerine yürüdü. Taraflar Üvare'de karşılaştılar ve çok şiddetli bir şekilde savaştılar. Neticede savaş Bekr Kabilesi'nin hezimetiyle nihayet buldu. Bu arada Yezıd bin Şurahbil esir edildi ve Münzir'in emriyle öldürüldü. Ayrıca savaş alanında pek çok insan öldürüldü. Diğer taraftan Münzir, Bekr Kabilesi'nden birçok kişiyi esir aldı ve bu esirler onun emriyle Üvare Dağı'nın tepesinde boğazlandı. Bu sırada akan kanlar katılaşıp dondu. Bunun üzerine Münzir'e: "Lanetten uzak olasın! Eğer yeryüzündeki bütün Bekroğulları'nı boğazlayıp kessen, yine de onlardan akan kan bu dağın eteğindeki çukurlara ulaşmaz, ancak üzerine su dökersen ulaşır." denildi. Münzir, onların dediklerini tuttu ve kan dağın eteğindeki çukura kadar akıp indi. Bundan sonra emir vererek kadınların ateşe atılıp yakılmalarını istedi.

 

Bu sırada Kays bin Sa'lebe Kabilesi'nden birisi Münzir'in yanına gelip Bekr bin Vailoğulları'ndan almış olduğu kadın esirler hakkında görüştü. Bunun üzerine Münzir kadın esirleri serbest bıraktı. Şair el-A'şa, Kaysli bu adamın Münzir'in yanına gidip Bekr Kabilesi'nden alınan esirler hakkında şefaatçi olup araya girmesinden dolayı iftihar ederek şu mealdeki mısraları söylemiştir:

 

"Fakir olmasına rağmen Allah'ın kendisine her şeyi verdiği kimse bizdendir. Hükümdarlara ise, Üvare günü Şeybanoğulları 'ndan esir alınan kadınlar ateşe atılmak üzere arzedildiği zaman, onların bu kadınlarını KaysU kişinin ricası üzerine bağışlayıp affetmek düşer. "

 

 

İKİNCİ UVARE VAK'ASI

 

Amr bin Münzir el-Lahmi, Es'ad adındaki bir oğlunu Zürare bin Udes etTemimi'nin himaye ve terbiyesine bırakmıştı. Es'ad serpilip büyüdüğü zaman yanından geçmekte olan besili bir deve ile karşılaştı ve onunla oynaşırken memesine vurdu. Devenin sahibi olan Süveyd, Abdullah bin Darim et-Temimi'nin oğullarından birisiydi ve Es'ad adındaki çocuğun üzerine saldırıp onu öldürdü, sonra kaçıp Mekke'ye gitti ve Kureyş ile anlaşma yaptı. Bundan önce Amr bin Münzir yanında Zürare olduğu halde bir savaşa çıkmış, fakat savaş imkanı doğmamıştı. Tay Dağları'nın karşısına geldikleri bir sırada Zürare, Amr bin Münzir'e: "Hangi hükümdar vardır ki, savaşa çıksın da eline bir şey geçirmeden geri dönsün! Şu anda Tay Kabilesi'nin yakınında bulunuyorsun, onların üzerine yürü." dedi. Bunun üzerine Amr bin Münzir Tay Kabilesi'nin üzerine yürüdü ve bir kısım kişileri öldürüp, bir kısmını esir aldı. Bu arada ganimet de ele geçirdi. Fakat bu hadise sebebiyle Zürare'ye karşı Tay Kabilesi'nde bir kin duygusu meydana geldi. Süveyd, Es'ad'ı öldürdüğü zaman Zürare Amr bin Münzir'in yanında bulunuyordu. Bunu fırsat bilen Tay Kabilesi'nden Amr bin Milkat, Amr bin Münzir'i Zürare aleyhine kışkırtarak ona şu mealdeki mısraları söyledi:

 

"İnsanın katı taş gibi yaratılmadığını Amr'a kim ulaştıracak? İşte dağın eteğindeki annesinin son çocuğu Üvare'den de aşağıdır. Zürare'yi öldür, zira kavmin içinde Zürare'den daha vefalısını görmüyorum. "

 

Bunun üzerine Amr bin Münzir: "Ey Zürare! Ne dersin?" dedi. Zürare: "Sana yalan söylüyorlar, kandırılıyorsun. Zaten sen onların sana olan düşmanlığını biliyorsun." diye karşılık verdi. Amr bin Münzir: "Doğru söylüyorsun." diyerek onu tasdik etti. Sonra gece karanlığı çökünce, Zürare kavminin yanına gitmek üzere hemen yola çıktı, fakat çok geçmeden hastalandı. Ölüm döşeğinde iken Zürare oğluna: "Ey Hacib! Nehşeloğulları'nın arasındaki genç ve uşaklarımızı yanına al." dedi, sonra kardeşinin oğlu Amr bin Amr'a, yani yeğenine dönüp: "Amr bin Milkat'ın peşini bırakma, zira hükümdarı benim aleyhime kışkırtan odur." dedi. Bunun üzerine yeğeni Amr bin Amr O'na: "Ey amcacığım! Bu iki işten en zorunu ve en tehlikelisini üzerime yıktın." dedi.

 

Zürare ölünce yeğeni Amr bin Amr hemen bir kuvvet hazırlayıp Tay Kabilesi'ne savaş açtı ve Tarif bin Malik ile Tarif bin Amr'ı ele geçirdi ve Melkatoğulları'nı da öldürdü. Bu hususla ilgili olarak Alkame bin Abede şu mealdeki mısraları söyledi:

"Biz atlarımızı Dariyye 'den alıp onlarla birlikte Katakıt tepelerinin sınırına geldik. Burada Tarif bin Amr ile Tarif bin Malik'i ele geçirdik. Dertliler ise şifalarını Melkatoğullarından intikam almakta buldular. "

 

Zürare'nin öldüğü haberi Amr bin Münzir'e ulaşınca, Darimoğulları'na karşı savaş ilan etti. Aslında Amr bin Münzir daha önce Darimoğulları'ndan yüz kişiyi öldüreceğine dair yemin etmişti. Bunun üzerine onları takibe koyulup Üvare'ye geldi, fakat onun gelmekte olduğunu öğrenen Darimoğulları bulundukları yeri terk ederek etrafa dağıldılar. Bu durum karşısında Amr bin Münzir olduğu yerde kaldı ve Darimoğulları'nın üzerine seriyyelerini gönderdi. Bu seriyyeler baskın esnasında öldürmüş oldukları kişiler hariç, doksan dokuz adam yakalayıp Amr bin Münzir'e getirdiler. Amr bin Münzir bu doksan dokuz kişiyi öldürdü. Tam bu sırada Beracim Kabilesi'nden şair bir adam kendisini methetmek üzere yanına geldi, fakat Amr bin Münzir öldürdüğü kimselerin sayısını yüze tamamlamak için onu öldürmek üzere yakaladı, sonra ona: "Bahtsız kişi Beracim'den gelen kişidir." dedi ve bu sözü bir darb-ı meseloldu.

 

Bir rivayete göre, Amr bin Münzir Darimoğulları'ndan yüz kişiyi yakmayı adamıştı. Bu yüzden kendisine ''Muharrik (yakıcı, yakan'') adı verildi. Bu sebeple Amr bin Münzir onlardan doksan dokuz kişiyi yaktı. Beracim Kabilesi'nden birisi geçerken burnuna et kokusu geldi ve hükümdar yemek hazırlattırıyor sanıp yanına gitti. Hükümdar Amr bin Münzir O'na: "Sen kimsin?" diye sordu, O da: "Lanetten uzak olasın! Ben Beracim Kabilesi'nden gelen birisiyim. " diye cevap verdi. Bunun üzerine Amr bin Münzir:

"Bahtsız kişi, Beracim'den gelen kişidir." dedi, sonra verdiği bir emir üzerine bu kişi de ateşe atılıp yakıldı. Şair Cerir bu hususla ilgili olarak Ferizdak'a şu mealdeki iki mısraı söylemiştir:

 

"Amr bin Münzir'in ateşiyle yakılanlar şimdi nerededir?

Yahut da aranızda emzirilen Es'ad şimdi nerede ve ne haIdedir. "

 

İşte bu hadiseden sonra Temlm Kabilesi Beracimli kişinin yemeğe karşı duyduğu aç gözlülükten dolayı yemek düşkünlüğü ile ayıplanır oldu. Bu sebeple birisi şu mealdeki mısraları söylemiştir:

 

"Temim Kabilesi'nden birisi öldüğü zaman, eğer onun yaşaması seni sevindiriyor ise, ekmek veya et yahut da hurma ile hazırlanmış bir azık, ya da alacalı bir kilime durulmuş bir şey getir. Onların Lokman bin Ad'ın başını yemek için bir yıl uğraşıp Batha'yl bir baştanöbür başa geçtiklerini görürsün. "

 

Rivayet edildiğine göre, bir gün Ahnef bin Kays, Muaviye bin Süfyan'ın yanına girmişti; Muaviye O'na: "Ey Ebu Bahr! Kilimin içinde dürülü olan şey nedir?" diye sordu, Bunun üzerine Ahnef: "Ey Müminlerin emiri! Bulamaç, yani un çorbasıdır." diye cevap verdi. Temim Kabilesi nasıl alacalı kilime sarılmış azıkla ayıplanıyorsa, Kureyşliler de bulamaç ile ayıplanıyordu. Denildiğine göre, bu ikisinden daha vakarlı ve oturaklı mizah yapan kişi görülmemiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

ZÜHEYR BİN CEZİME, HALİD BİN CA'FER BİN KİLAR, HARİS BİN ZALİM EL-MÜRRİ'NİN ÖLDÜRÜLMELERİ VE RAHRAHAN VAK'ASI