İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

AYN-I UBAĞ VAK'ASI

 

Bu savaş Münzir bin Maüssema ile Haris el-A'rec bin Ebu Şimr Cebele arasında cereyan etmiştir. Bir rivayete göre Haris'in nesep şeceresi, Haris bin Ebu Şimr Amr bin Cebele bin Haris bin Hucr bin Nu'manb. Haris el-Eyhem bin Haris bin Mariye el-Oassani'dir. Onun nesep şeceresi hakkında bundan başka rivayetler de vardır. Diğer bir rivayette onun Ezd Kabilesi'nden olup Gassan'a hakim olduğu söylenir. Fakat birinci rivayet daha doğrudur ve bu rivayeti nakledenlerin sayısı daha çoktur. Semuel bin Adiya'dan imruü'l-Kays'ın zırhlarını isteyen ve onun oğlunu öldüren de Haris bin Ebu Şimr'dir. Bir rivayette başkasının olduğu da söylenir. Doğrusunu ise Allah bilir.

Bu savaşın sebebi şu idi: Arapların hükümdarı Münzir bin Maüssema bütün Maad Kabilesi'ni yanına alarak Hire'den hareket edip ''Zatü'l-Hıyar'' denilen yerdeki Ayn-ı Ubağ'a gelip inmiş, buradan Suriye'deki Arapların hükümdarı olan Haris el-A'rec bin Cebele bin Haris bin Sa'lebe bin Cefne bin Amr Muzeykiya bin Amir el-Gassani'ye bir elçi göndererek: ''"Ya fidye verirsin, askerlerimi alıp döner giderim; ya da savaş ilan edersin, muharebe ederiz." demişti.

 

işte bunun üzerine Haris de bir elçi gönderip: "Bize biraz mühlet ver, durumumuzu gözden geçirip düşünelim." diye karşılık verdi. Neticede Haris askerlerini toplayıp Münzir'e doğru yürüdü ve ona bir elçi göndererek: "ikimiz de kavmimizin ileri gelen yaşlı iki kişisiyiz, gel askerlerimizi boş yere helak etmeyelim. Ortaya ikimizin çocuklarından birer kişi çıkıp düello yapsın, öldürülenin yerine başka biri geçsin. Eğer çocuklarımız böylece tükenirse, o zaman senin karşına ben çıkarım, aramızda galip gelen saltanat ve mülkün sahibi olur." dedi. Bu teklif üzerinde anlaştılar. Bunun üzerine Münzir adamlarından kahraman birisinin yanına gelip ona ortaya çıkıp askerlerin arasında durmasını ve kendisini Münzir'in oğlu olarak göstermesini emretti. Münzir'in adamı ortaya çıkınca Haris de onun karşısına oğlu Ebu Kerib'i çıkardı, fakat Ebu Kerib Münzir'in adamını görünce babasının yanına geri dönüp: "Bu adam Münzir'in oğlu değildir, bu olsa olsa Münzir'in ya kölesidir, ya da adamlarından kahraman birisidir." dedi. Bunun üzerine babası Haris: "Ey oğulcağızım! Ölmekten mi korkuyorsun? Kavmin ileri gelen bir büyüğü olarak ben bu anlaşmayı bozacak değilim." dedi. Bu durum karşısında oğlu Ebu Kerib geri döndü ve Münzir'in adamıyla düelloya tutuştu. Neticede Münzir'in adamı Haris'in oğlunu öldürüp başını Münzir'in önüne bıraktı, sonra tekrar düello yerine döndü. Bu defa Haris diğer oğlunu ortaya çıkarıp ona düello yapmasını ve kardeşinin intikamını almasını emretti. Bunun üzerine Haris'in oğlu karşısına çıktı, fakat yanına yaklaşınca hemen babasının yanına dönüp: "Babacığım! And olsun ki, bu Münzir'in oğlu değil, kölesidir." dedi. Haris ise yine: "Oğulcağızım! Kavmin ileri gelen bir büyüğü olarak ben verdiğim sözden dönemem." diye karşılık verdi. Bu durum karşısında Haris'in oğlu tekrar geri dönüp düello yerine geldi ve onun karşısına çıktı, fakat Münzir'in adamı üzerine atılıp onu da öldürdü.

 

Annesi bir Gassani olan ve bu sırada Münzir'in tarafında bulunan Şimr bin Amr el-Hanefi bu durumu görünce Münzir'e: "Ey Hükümdar! Ahde vefasızlık gösterip ihanette bulunmak hükümdarların ve şerefli insanların karakterine yakışmaz. Üstelik sen amcanın oğluna iki defa ihanette bulunup gaddarlık yaptın." dedi. Bunun üzerine Münzir ona fena halde öfkelendi ve aralarından çıkarılmasını emretti. Bu defa o da gidip Haris'in askerlerine katıldı ve durumu Haris'e haber verdi. Haris ona: "Ne dilersen dile, isteğin yerine getirilecektir." dedi, Şimr bin Amr da: "İsteğim senin tarafında olmak ve dostluğunu kazanmaktır." diye karşılık verdi.

 

Ertesi gün olunca Haris kırk bin kişiden ibaret olan adamlarını savaşa hazırlayıp onları tahrik ve teşvik etti. Taraflar savaşa tutuşup şiddetli bir şekilde savaştılar. Bu savaşta Münzir öldürüldü ve ordusu da hezimete uğratıldı. Haris öldürülen iki oğlunun cesetlerinin iki denk çuval gibi devenin üzerine yükletilmesini ve Münzir'in cesedinin de bir denk gibi bu iki cesedin üzerine konulmasını emretti, sonra: "İki dengin üzerindeki ilave yükün (Münzir'in) yardımına koşun!" diye seslendi ve onun bu sözü bir darb-ı meseloldu. Bundan sonra Haris Hire'ye gitti ve burasını talan ederek yakıp yıktı. Bir rivayete göre öldürülen iki oğlunu burada defnetti ve üzerlerine bugün ''elGariyyan'' adıyla bilinen meşhur iki abideyi inşa ettirdi. Bu vak'a hakkında İbn Ebü'r-Ra'la ed-Dubyam şu mealdeki mısraları söylemiştir: "Ayn-ı Ubağ'da birbirlerine denk nice hükümdar ve nice vasat insan bıraktık. Ölüm bulutları aralıksız bir şekilde onların üzerine ölüm yağdırdı. Şüphesiz ki mutsuzların rahatı ölümdedir. Ölüp de rahata kavuşmuş olanlar elbet ölü değildir, ancak ölü dirilerin öıüşüdür. "

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

MERCU HALİME VAK'ASI ve MÜNZİR BİN MÜNZİR BİN MAÜSSEMA'NlN ÖLDÜRÜLMESİ