İBNÜ’L-ESİR

1. CİLT

 İSLAM ÖNCESİ      ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

SÜLEYMAN (A.S.)'IN VEFATI

 

Allah (C.C.) Hz. Süleyman'a mülkünü geri verdikten sonra o, emrine verilen yaratıklar tarafından itaat edilerek hükümdarlığını devam ettirdi. Cinler de ona dilediği gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar (geniş) leğenler, sabit kazanlar yaparlardı .. (Sebe' suresi, ayet 13). Ayrıca onlar, Süleyman (A.S.)'a başka şeyler de yaparlardı. Hz. Süleyman dilediği şeytanı cezalandırır, dilediğini de serbest bırakırdı. Nihayet Hz. Süleyman'ın ecelinin yaklaştığı sıralarda o, namaz kıldığı her gün, önünde bir ağacın bittiğini görür, ona: "Adın nedir?" diye sorar, o da: "Adım şudur." diye cevap verirdi. Sonra ona: "Ne işe yararsın?" diye sorardı. Eğer ağaç dikilmek için ise dikilir, bir deva (ilaç) için ise yazılıp bir yere kaydedilirdi. Yine bir gün namaz kılarken önünde bir ağacın bittiğini gördü ve ona: "Adın nedir?" diye sordu. O da: "Adım Hamlibe (keçiboynuzu)" diye cevap verdi. Ona: "Ne işe yararsın?" diye sorduğunda, o: "Şu evi, yani Beytü'l-Makdis'i yıkmağa yararım." diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Süleyman: "Ben hayatta iken Allah bu evi yıkacak değildir. Demek benim ölümüm ve Bey tü' I-Makdis' in yıkılması senin elinden olacak." dedi ve ağacı kökünden söküp çıkardı. Bundan sonra: "Ey Allah'ım! Cinler benim ölümümü bilmesinler, ta ki insanlar da cinlerin gaybı bilmediklerini öğrenmiş olsunlar." diyerek dua etti.

 

Hz. Süleyman, kimi zaman bir yıl, iki yıl, kimi zaman bir ay, iki ay, bazen daha az, bazen daha çok olmak üzere ibadet etmek için Beytü'l-Makdis'e çekilirdi. Yiyeceğini, içeceğini de yanına alırdı. Vefat ettiği sefer de yanına yiyecek ve içeceğini almıştı. Hz. Süleyman değneğine yaslanmış bir şekilde namaz kılarken eceli geldi ve vefat etti. Fakat şeytanlar da, cinler de onun vefatından haberdar olmadılar. Ondan korkularından işlerine kesintisiz olarak devam ettiler. Bir kurt değneğini kemirdi, değneği kırılınca da o yere düştü. Böylece onlar Hz. Süleyman'ın öldüğünü öğrendiler. Bu arada halk da cinlerin gaybı bilmediklerini öğrenmiş oldu. Eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, alçaltıcı bir azap içinde kalmazlardı. (Sebe' suresi, ayet 14), ayrıca, yorucu işlerin zorluklarına katlanmazlardı.

Hz. Süleyman yere düşünce, İsrailoğulları onun ne zaman öldüğünü öğrenmek istediler ve ağaç kurdunu alıp değneğin üzerine bir gece bir gündüz bıraktılar. Ağaç kurdu değnekten bir miktar kemirdi. Kurdun kemirdiği miktarı göz önüne alarak hesap ettiler. Böyle bir değneğin bir yıl içerisinde kemirilebileceği neticesine vardılar. Daha sonra şeytanlar bu kurda: "Eğer sen yemek yeseydin, sana en güzel yemekleri getirirdik. Eğer su ve içki içseydin, sana en güzel içecekleri getirirdik. Fakat sana su ve çamur taşıyacağız." dediler. Bunun üzerine kurdun bulunduğu yere çamur ve su taşımağa başladılar. Kuru ağaç parçasının ortasındaki çamuru görmüyor musun? İşte bu, onların bu kurda taşıdıkları çamurdur.

 

Rivayet edildiğine göre, cinler ve şeytanlar kendilerinden tecrübeli birine -bir rivayette İblis'e-, yaptıkları işlerin zorluğundan ve yoruculuğundan şikayette bulundular. Bunu üzerine o: "Siz dolu gidip, boş dönmüyor musunuz?" dedi. Onlar: "Evet" dediler. Tecrübeli olan, onlara: "Sizin için her gidişinizin dönüşünde bir dinlenme imkanı vardır." dedi. Rüzgar konuşulan bu sözleri hemen Hz. Süleyman'ın kulağına götürdü. Bunun üzerine Hz. Süleyman, onların başında bulunan görevlilere, şeytan ve cinlerin inşaat ve çalışma yerlerine inşaat için gerekli olan alet ve malzemeleri getirip bıraktıklarında, oradaki görevlilerin, işlerin daha çabuklaşması, şeytan ve cinlerin daha ağır bir duruma düşmeleri için çalışma yerlerine getirip bıraktıkları şeyleri tekrar sırtlarına yükleyip geri göndermelerini emretti. Bu durum karşısında onlar, sırtlarında yüklerle gelip daha önce hallerini şikayet ettikleri kimseye bu durumlarını anlattılar. Bunun üzerine o: "Kurtuluşu bekleyin, zira işler varabilecekleri son noktaya kadar geldi mi, değişmeye mahkUm olurlar." dedi. Bundan sonra Hz. Süleyman çok yaşamadı ve bir müddet sonra vefat etti. O, vefat ettiğinde elli üç yaşında bulunuyordu. Hükümdarlığı ise kırk yıl sürdü.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

KEYKUBAD'DAN SONRAKİ FARS HUKUMDARLARI