DEVAM:
16- KÖLELERE YUMUŞAK DAVRANMAK
وَحَدَّثَنِي
مَالِكٌ،
عَنْ عَمِّهِ
أبِي سُهَيْلِ
بْنِ
مَالِكٍ،
عَنْ
أَبِيهِ، أَنَّهُ
سَمِعَ
عُثْمَانَ
بْنَ
عَفَّانَ
وَهُوَ
يَخْطُبُ
وَهُوَ
يَقُولُ : لاَ
تُكَلِّفُوا
الأَمَةَ
غَيْرَ ذَاتِ
الصَّنْعَةِ
الْكَسْبَ,
فَإِنَّكُمْ
مَتَى
كَلَّفْتُمُوهَا
ذَلِكَ
كَسَبَتْ
بِفَرْجِهَا،
وَلاَ
تُكَلِّفُوا
الصَّغِيرَ
الْكَسْبَ،
فَإِنَّهُ
إِذَا لَمْ
يَجِدْ
سَرَقَ،
وَعِفُّوا
إِذْ
أَعَفَّكُمُ
اللَّهُ،
وَعَلَيْكُمْ
مِنَ
الْمَطَاعِمِ
بِمَا طَابَ
مِنْهَا(
Ebu Süheyl b.
Malik (r.a)'in babasından rivayete göre, kendisi Osman b. Affan'ı hutbe okurken
dinledi. O şöyle diyordu:
"Sanatı
olmayan cariyeyi kazanç sağlamaya zorlamayın. Siz onu zorlarsanız namusunu
satar. Küçükleri de kazanç sağlamaya zorlamayın; çünkü bulamazsa çalar. Onlara
kolay işleri veriniz ve helalolan yiyecekler kazanmasını temin ediniz."
(Sadece imam-!
Malik'in Muvatta'ında geçmektedir.)