HİTAB VE NEBİ S.A.V.’İN TERİKESİ
DEVAM:
3. Allah'ı Anmadan Konuşmanın Mekruhluğu
وَحَدَّثَنِي
مَالِكٌ،
أَنَّهُ
بَلَغَهُ :
أَنَّ عِيسَى
ابْنَ
مَرْيَمَ
كَانَ يَقُولُ
: لاَ
تُكْثِرُوا
الْكَلاَمَ
بِغَيْرِ ذِكْرِ
اللَّهِ،
فَتَقْسُوَ
قُلُوبُكُمْ،
فَإِنَّ
الْقَلْبَ
الْقَاسِيَ
بَعِيدٌ مِنَ
اللَّهِ
وَلَكِنْ لاَ
تَعْلَمُونَ،
وَلاَ
تَنْظُرُوا
فِي ذُنُوبِ
النَّاسِ
كَأَنَّكُمْ
أَرْبَابٌ،
وَانْظُرُوا
فِي
ذُنُوبِكُمْ
كَأَنَّكُمْ
عَبِيدٌ،
فَإِنَّمَا
النَّاسُ
مُبْتَلًى
وَمُعَافًى،
فَارْحَمُوا
أَهْلَ الْبَلاَءِ،
وَاحْمَدُوا
اللَّهَ
عَلَى الْعَافِيَةِ(
İmam Malik'e
şöyle rivayet edildi:
Meryem oğlu îsa
şöyle derdi: Allah'ı anmaksızın çok konuşmayın. Sonra kalbleriniz katılaşır.
Katı kalb ise, Allah'dan uzaktır, fakat siz bilemezsiniz. Siz tanrılarmışcasına
insanların günahlarına bakmayınız. Kullar gibi kendi günahlarınıza bakınız.
Zira insanlar (günahlara) duçar olur ve ondan kurtulabilir. Belaya uğrayanlara
acıyın. Afiyetten dolayı da Allah'a hamd edin.