M U V A T T A

 Bablar Konular Numaralar

EBVABU SIFATU’N-NEBİ VE ŞEMAİLİHİ

<< 1667 >>

10 - باب جَامِعِ مَا جَاءَ فِي الطَّعَامِ وَالشَّرَابِ

10- YEME iÇME iLE iLGiLi DiĞER HADiSLER

 

حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي طَلْحَةَ، أَنَّهُ سَمِعَ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ يَقُولُ : قَالَ أَبُو طَلْحَةَ لأُمِّ سُلَيْمٍ : لَقَدْ سَمِعْتُ صَوْتَ رَسُولِ اللَّهِ r ضَعِيفاً، أَعْرِفُ فِيهِ الْجُوعَ، فَهَلْ عِنْدَكِ مِنْ شَيْءٍ ؟ فَقَالَتْ : نَعَمْ. فَأَخْرَجَتْ أَقْرَاصاً مِنْ شَعِيرٍ، ثُمَّ أَخَذَتْ خِمَاراً لَهَا فَلَفَّتِ الْخُبْزَ بِبَعْضِهِ، ثُمَّ دَسَّتْهُ تَحْتَ يَدِي وَرَدَّتْنِي بِبَعْضِهِ، ثُمَّ أَرْسَلَتْنِي إِلَى رَسُولِ اللَّهِ r، قَالَ : فَذَهَبْتُ بِهِ، فَوَجَدْتُ رَسُولَ اللَّهِ r جَالِساً فِي الْمَسْجِدِ وَمَعَهُ النَّاسُ، فَقُمْتُ عَلَيْهِمْ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ r : « آرْسَلَكَ أَبُو طَلْحَةَ ؟». قَالَ : فَقُلْتُ نَعَمْ. قَالَ « لِلطَّعَامِ ؟».قَالَ : فَقُلْتُ نَعَمْ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ r لِمَنْ مَعَهُ : « قُومُوا ». قَالَ : فَانْطَلَقَ وَانْطَلَقْتُ بَيْنَ أَيْدِيهِمْ، حَتَّى جِئْتُ أَبَا طَلْحَةَ فَأَخْبَرْتُهُ,  فَقَالَ أَبُو طَلْحَةَ : يَا أُمَّ سُلَيْمٍ، قَدْ جَاءَ رَسُولُ اللَّهِ r بِالنَّاسِ، وَلَيْسَ عِنْدَنَا مِنَ الطَّعَامِ مَا نُطْعِمُهُمْ. فَقَالَتِ : اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ. قَالَ : فَانْطَلَقَ أَبُو طَلْحَةَ حَتَّى لَقِىَ رَسُولَ اللَّهِ r، فَأَقْبَلَ رَسُولُ اللَّهِ r وَأَبُو طَلْحَةَ مَعَهُ، حَتَّى دَخَلاَ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ r : « هَلُمِّي يَا أُمَّ سُلَيْمٍ مَا عِنْدَكِ ». فَأَتَتْ بِذَلِكَ الْخُبْزِ، فَأَمَرَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ r فَفُتَّ، وَعَصَرَتْ عَلَيْهِ أُمُّ سُلَيْمٍ عُكَّةً لَهَا فَآدَمَتْهُ، ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ r مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَقُولَ، ثُمَّ قَالَ :« ائْذَنْ لِعَشَرَةٍ بِالدُّخُولِ ». فَأَذِنَ لَهُمْ فَأَكَلُوا حَتَّى شَبِعُوا، ثُمَّ خَرَجُوا، ثُمَّ قَالَ : « ائْذَنْ لِعَشَرَةٍ ». فَأَذِنَ لَهُمْ فَأَكَلُوا حَتَّى شَبِعُوا، ثُمَّ خَرَجُوا، ثُمَّ قَالَ : « ائْذَنْ لِعَشَرَةٍ ». فَأَذِنَ لَهُمْ، فَأَكَلُوا حَتَّى شَبِعُوا، ثُمَّ خَرَجُوا، ثُمَّ قَالَ : « ائْذَنْ لِعَشَرَةٍ ». فَأَذِنَ لَهُمْ، فَأَكَلُوا حَتَّى شَبِعُوا، ثُمَّ خَرَجُوا، ثُمَّ قَالَ : « ائْذَنْ لِعَشَرَةٍ ». حَتَّى أَكَلَ الْقَوْمُ كُلُّهُمْ وَشَبِعُوا، وَالْقَوْمُ سَبْعُونَ رَجُلاً، أَوْ ثَمَانُونَ رَجُلاً(

 

İshak b. Abdullah b. ebı Talha, r.a. Enes b. Malik'ten şöyle derken işitmiştir:

 

"Ebu Talha, Ümmü Süleym'e şöyle demiştir: "Rasuluııah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in sesinin çok zayıf çıktığını işittim biliyorum ki; o çok açtır. Yanında yiyecek bir şey var mı?" Ümmü Süleym'de "evet" diye cevap verdi. Bunun üzerine arpa ekmeğinden parçalar çıkardı. Sonra baş örtüsünün bir kısmına ekmeği koydu. Ekmeği kolunun altına gizledi ve baş örtüsünün bir kısmını da benim üzerime gömlek gibi örttü. Sonra beni Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gönderdi. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e Ümmü Süleym'in gönderdiği ekmeği götürdüm. Onu ashabıyla birlikte mescidte otururken buldum ve yanlarına dikildim. Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Seni Ebu Talha mı gönderdi?" diye sordu. Ben de: "Evet" diye cevap verdim.

 

"Yemek için mi?" diye sorunca yine: "Evet" diye cevap verdim. Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yanındaki ashabına:

 

"Kalkın" diye emretti. Ashabıyla Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem aralarında da ben Ebu Talha'nın yanına kadar yürüdük. Ben Ebu Talha'ya durumu haber verince Ebu Talha:

 

"Ey Ümmü Süleym Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabını getirdi, yanımızda onlara yetecek kadar yiyecek yok, ne yapacağız?" dedi. Ümmü Süleym'de:

 

"Allah ve Rasulü daha iyi bilir" cevabını verdi. Ebu Talha Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i karşılamaya gitti. Rasuluııah Sallallahu Aleyhi ve Sellem beraberinde Ebu Talha ile geldi ve eve girdiler. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Yanında olanı getir, ey Ümmü SüIeym" deyince Ümmü Süleym'de o ekmeği getirdi. Bunun üzerine Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ekmeğin doğranmasını emretti ve ekmek doğrandı. Ümmü Süleym ekmeğin üzerine içerisinde yağ ve bal bulunan tulumu sıkarak ekmeğe katık yaptı. Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Allah'ın söylemesini istediği sözleri söyleyerek dua etti. Sonra şöyle dedi:

 

"On kişinin girmesine izin ver." Bunun üzerine Ebu Talha on kişiye izin verdi. Onlar doyuncaya kadar o yemekten yiyip çıktılar. Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"On kişiye daha izin ver" buyurdu. Ebu Talha on kişiye daha izin verdi. Onlarda doyuncaya kadar yediler ve çıktılar. Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"On kişiye daha izin ver" buyurdu. O da izin verdi. Onlarda doyuncaya kadar yediler ve çıktılar. Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"On kişiye daha izin ver" buyurdu. O da on kişiye daha izin verdi. Onlarda doyuncaya kadar yediler ve çıktılar. Sonra Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem:

 

"Cemaatin hepsi yiyip doyuncaya kadar onar kişi içeriye al" buyurdu. Cemaat yetmiş yada seksen kişi kadardı."

 

Diğer tahric: Buhari, Et'ime; Müslim, eşribe