DEVAM:
16. Külçe Ve Sikke Halindeki Altını Gümüşle Değişmek
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ حُمَيْدِ
بْنِ قَيْسٍ
المَكِّيِّ،
عَنْ
مُجَاهِدٍ،
أَنَّهُ
قَالَ :
كُنْتُ مَعَ
عَبْدِ اللَّهِ
بْنِ عُمَرَ،
فَجَاءَهُ
صَائِغٌ فَقَالَ
لَهُ : يَا
أَبَا عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
إنِّي
أَصُوغُ
الذَّهَبَ،
ثُمَّ
أَبِيعُ الشَّيْءَ
مِنْ ذَلِكَ
بِأَكْثَرَ
مِنْ وَزْنِهِ،
فَأَسْتَفْضِلُ
مِنْ ذَلِكَ
قَدْرَ عَمَلِ
يَدِي.
فَنَهَاهُ
عَبْدُ
اللَّهِ عَنْ ذَلِكَ،
فَجَعَلَ
الصَّائِغُ
يُرَدِّدُ
عَلَيْهِ الْمَسْأَلَةَ،
وَعَبْدُ
اللَّهِ
يَنْهَاهُ،
حَتَّى
انْتَهَى
إِلَى بَابِ
الْمَسْجِدِ،
أَوْ إِلَى
دَابَّةٍ
يُرِيدُ أَنْ
يَرْكَبَهَا،
ثُمَّ قَالَ :
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عُمَرَ :
الدِّينَارُ
بِالدِّينَارِ،
وَالدِّرْهَمُ
بِالدِّرْهَمِ،
لاَ فَضْلَ
بَيْنَهُمَا،
هَذَا عَهْدُ
نَبِيِّنَا
إِلَيْنَا،
وَعَهْدُنَا
إِلَيْكُمْ(
Mücahid der ki:
Abdullah b. Ömer'in yanında idim. Ona bir kuyumcu geldi, ve:
«Ey Abdullah! Ben
altını işliyor, sonra kendi ağırlığından daha fazlasıyla satıyorum. Böylece
elimin emeğini alıyorum» deyince Abdullah bunu yasakladı. Abdulah mescide veya
bineceği hayvanın yanına gelinceye kadar, kuyumcu aynı soruyu tekrar ediyor, o
da bunu yasaklıyordu. Nihayet Abdullah şöyle dedi: «Altın altınla, gümüş de
gümüşle aralarında fazlalık olmaksızın satılır. Bu peygamberin bize emridir.
Biz de size böyle emrediyoruz.»