31 - باب
السُّلْفَةِ
فِي
الْعُرُوضِ
31. Ticaret Mallarında
Selem
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ يَحْيَى
بْنِ
سَعِيدٍ،
عَنِ
الْقَاسِمِ
بْنِ
مُحَمَّدٍ،
أَنَّهُ
قَالَ :
سَمِعْتُ
عَبْدَ
اللَّهِ بْنَ
عَبَّاسٍ
وَرَجُلٌ
يَسْأَلُهُ :
عَنْ رَجُلٍ
سَلَّفَ فِي
سَبَائِبَ، فَأَرَادَ
بَيْعَهَا
قَبْلَ أَنْ
يَقْبِضَهَا.
فَقَالَ
ابْنُ
عَبَّاسٍ :
تِلْكَ
الْوَرِقُ
بِالْوَرِقِ.
وَكَرِهَ
ذَلِكَ(
Kasım b.
Muhammed'den şöyle rivayet edildi:
Bir adam Abdullah
b. Abbas (r.a.)'a: «Selem yoluyla bir parça kumaş satış alan bir kimse, teslim almadan
Önce onu satmak istese hükmü nedir?» diye sordu, tbn Abbas da: «Bu, gümüşü
gümüş karşılığında satmak gibidir» dedi ve bu tarz alış verişi hoş görmedi.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَذَلِكَ
فِيمَا نُرَى
وَاللَّهُ
أَعْلَمُ،
أَنَّهُ
أَرَادَ أَنْ
يَبِيعَهَا
مِنْ
صَاحِبِهَا
الَّذِي
اشْتَرَاهَا
مِنْهُ، بِأَكْثَرَ
مِنَ
الثَّمَنِ
الَّذِي
ابْتَاعَهَا
بِهِ، وَلَوْ
أَنَّهُ
بَاعَهَا مِنْ
غَيْرِ
الَّذِي
اشْتَرَاهَا
مِنْهُ، لَمْ
يَكُنْ
بِذَلِكَ
بَأْسٌ.
İmam Malik diyor
ki: Anladığınıza göre, o adam, aldığı malı tekrar satın aldığı kimseye alış fiyatından
daha fazlasına satmak istemiştir. Eğer başka birisine satacak olsaydı, bunun
bir mahzuru olmazdı.
قَالَ
مَالِكٌ :
الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا
فِيمَنْ
سَلَّفَ فِي
رَقِيقٍ،
أَوْ
مَاشِيَةٍ، أَوْ
عُرُوضٍ،
فَإِذَا
كَانَ كُلُّ
شَيْءٍ مِنْ
ذَلِكَ
مَوْصُوفاً،
فَسَلَّفَ
فِيهِ إِلَى
أَجَلٍ،
فَحَلَّ
الأَجَلُ،
فَإِنَّ الْمُشْتَرِيَ
لاَ يَبِيعُ
شَيْئاً مِنْ
ذَلِكَ مِنَ
الَّذِي
اشْتَرَاهُ
مِنْهُ، بِأَكْثَرَ
مِنَ
الثَّمَنِ
الَّذِي
سَلَّفَهُ
فِيهِ قَبْلَ أَنْ
يَقْبِضَ مَا
سَلَّفَهُ
فِيهِ، وَذَلِكَ
أَنَّهُ
إِذَا
فَعَلَهُ
فَهُوَ
الرِّبَا،صَارَ
الْمُشْتَرِي
إِنْ أَعْطَى
الَّذِي
بَاعَهُ
دَنَانِيرَ
أَوْ
دَرَاهِمَ، فَانْتَفَعَ
بِهَا،
فَلَمَّا
حَلَّتْ عَلَيْهِ
السِّلْعَةُ
وَلَمْ
يَقْبِضْهَا
الْمُشْتَرِي،
بَاعَهَا
مِنْ
صَاحِبِهَا
بِأَكْثَرَ
مِمَّا سَلَّفَهُ
فِيهَا،
فَصَارَ أَنْ
رَدَّ
إِلَيْهِ مَا
سَلَّفَهُ
وَزَادَهُ
مِنْ
عِنْدِهِ.
İmam Malik der
ki: Bize göre köle, hayvan ve diğer mallarda selem, yapan kimse hakkında
ittifak edilen husus şudur: Bunların bütün vasıflan bilinerek belli bir zamana
kadar selem yapılırsa, o zaman gelince, müşteri selem yoluyla satın aldığı
malı, teslim almadan önce aldığı fiyattan daha fazlasına aynı adama satamaz.
Böyle yaparsa bu
faiz olur. Çünkü müşteri sattığı şeye dinar veya dirhem (para) vermiş ise,
satıcı bundan faydalanmış olur. Müşterinin teslim almadan önce peşin verdiği
fiyattan daha fazlasına sattığı mal da kendisine kalınca, onun peşin verdiği
parayı iade etmekle birlikte, kendi tarafından biraz da fazla vermiş olur.
قَالَ
مَالِكٌ :
مَنْ سَلَّفَ
ذَهَباً أَوْ
وَرِقاً فِي
حَيَوَانٍ
أَوْ عُرُوضٍ
إِذَا كَانَ
مَوْصُوفاً
إِلَى أَجَلٍ
مُسَمًّى، ثُمَّ
حَلَّ
الأَجَلُ،
فَإِنَّهُ
لاَ بَأْسَ
أَنْ يَبِيعَ
الْمُشْتَرِي
تِلْكَ
السِّلْعَةَ
مِنَ
الْبَائِعِ
قَبْلَ أَنْ
يَحِلَّ الأَجَلُ،
أَوْ بَعْدَ
مَا يَحِلُّ،
بِعَرْضٍ
مِنَ
الْعُرُوضِ،
يُعَجِّلُهُ
وَلاَ يُؤَخِّرُهُ،
بَالِغاً مَا
بَلَغَ
ذَلِكَ الْعَرْضُ
إِلاَّ الطَّعَامَ،
فَإِنَّهُ
لاَ يَحِلُّ
أَنْ يَبِيعَهُ
حَتَّى
يَقْبِضَهُ،
وَلِلْمُشْتَرِي
أَنْ يَبِيعَ
تِلْكَ
السِّلْعَةَ
مِنْ غَيْرِ
صَاحِبِهِ
الَّذِي
ابْتَاعَهَا
مِنْهُ،
بِذَهَبٍ
أَوْ وَرِقٍ
أَوْ عَرْضٍ مِنَ
الْعُرُوضِ،
يَقْبِضُ
ذَلِكَ وَلاَ
يُؤَخِّرُهُ،
لأَنَّهُ
إِذَا
أَخَّرَ
ذَلِكَ
قَبُحَ،
وَدَخَلَهُ
مَا يُكْرَهُ
مِنَ
الْكَالِئِ
بِالْكَالِئِ،
وَالْكَالِئُ
بِالْكَالِئِ
: أَنْ يَبِيعَ
الرَّجُلُ
دَيْناً لَهُ
عَلَى رَجُلٍ،
بِدَيْنٍ
عَلَى رَجُلٍ
آخَرَ(
İmam Malik der
ki: Bir kimse vasıfları belirtilen bir hayvan veya mal hakkında belli bir zaman
sonra teslim almak üzere peşin olarak altın veya gümüş vermek suretiyle selem
akdi yaparsa, bu müşteri o malı (teslim almadan) aldığı kimseye tayin ettikleri
zaman gelmeden önce veya geldikten sonra peşin atacağı herhangi bir mal
karşılığında satabilir. Bu mal, ne kadar olursa olsun fark etmez.
Ancak selem
yapılan mal, buğday (yiyecek) olursa, onu teslim almadan satmak helal olmaz.
Müşteri, henüz
teslim almadığı bu malı başkasına veresiye bırakmayıp alacağı peşin altın,
gümüş veya herhangi bir mal karşılığında satabilir. Eğer veresiye bırakırsa, bu
doğru olmaz. Çünkü o takdirde bir adamdaki alacağını diğer birinde olan borcuna
satmış olur ki, bu da mekruhtur.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَمَنْ
سَلَّفَ فِي
سِلْعَةٍ
إِلَى أَجَلٍ،
وَتِلْكَ
السِّلْعَةُ
مِمَّا لاَ يُؤْكَلُ
وَلاَ
يُشْرَبُ،
فَإِنَّ
الْمُشْتَرِيَ
يَبِيعُهَا
مِمَّنْ
شَاءَ
،بِنَقْدٍ
أَوْ عَرْضٍ
قَبْلَ أَنْ
يَسْتَوْفِيَهَا
مِنْ غَيْرِ
صَاحِبِهَا
الَّذِي
اشْتَرَاهَا
مِنْهُ،
وَلاَ
يَنْبَغِي
لَهُ أَنْ يَبِيعَهَا
مِنَ الَّذِي
ابْتَاعَهَا
مِنْهُ،
إِلاَّ
بِعَرْضٍ
يَقْبِضُهُ
وَلاَ
يُؤَخِّرُهُ.
قَالَ مَالِكٌ
: وَإِنْ
كَانَتِ
السِّلْعَةُ
لَمْ تَحِلَّ،
فَلاَ بَأْسَ
بِأَنْ
يَبِيعَهَا
مِنْ
صَاحِبِهَا
بِعَرْضٍ
مُخَالِفٍ
لَهَا، بَيِّنٍ
خِلاَفُهُ
يَقْبِضُهُ
وَلاَ يُؤَخِّرُهُ.
İmam Malik der
ki: Bir kimse yenilip içilmeyen bir malı selem yoluyla satın alsa, bunu teslim
almadan önce para veya mal karşılığında başka birisine satabilir. Satın aldığı
kimseye satamaz. Ancak veresiye bırakmayıp peşin alacağı bir mal karşılığında
olursa satabilir.
İmam Malik der
ki: Malın teslim edilme zamanı gelmeden peşin alınacak başka bir mal karşılığı
eski sahibine tekrar satılmasında ise bir mahzur yoktur.
قَالَ
مَالِكٌ
فِيمَنْ
سَلَّفَ دَنَانِيرَ
أَوْ
دَرَاهِمَ
فِي
أَرْبَعَةِ
أَثْوَابٍ
مَوْصُوفَةٍ
إِلَى
أَجَلٍ،
فَلَمَّا
حَلَّ
الأَجَلُ
تَقَاضَى
صَاحِبَهَا
فَلَمْ
يَجِدْهَا
عِنْدَهُ،
وَوَجَدَ
عِنْدَهُ
ثِيَاباً
دُونَهَا
مِنْ
صِنْفِهَا،
فَقَالَ لَهُ
الَّذِي عَلَيْهِ
الأَثْوَابُ :
أُعْطِيكَ
بِهَا ثَمَانِيَةَ
أَثْوَابٍ
مِنْ
ثِيَأبِي
هَذِهِ : إِنَّهُ
لاَ بَأْسَ
بِذَلِكَ
إِذَا أَخَذَ
تِلْكَ
الأَثْوَابَ
الَّتِي
يُعْطِيهِ
قَبْلَ أَنْ
يَفْتَرِقَا،
فَإِنْ
دَخَلَ ذَلِكَ
الأَجَلُ،
فَإِنَّهُ
لاَ
يَصْلُحُ،
وَإِنْ كَانَ
ذَلِكَ
قَبْلَ
مَحِلِّ
الأَجَلِ،
فَإِنَّهُ لاَ
يَصْلُحُ
أَيْضاً،
إِلاَّ أَنْ
يَبِيعَهُ
ثِيَاباً
لَيْسَتْ
مِنْ صِنْفِ
الثِّيَابِ
الَّتِي
سَلَّفَهُ
فِيهَا.
İmam Malik der
ki: Bir kimse vasıfları bilinen dört elbise için belli bir zaman sonra teslim almak
üzere peşin olarak bir miktar dinar veya dirhem verse, zamanı gelince alacağı
elbiseleri istediğinde satıcının yanında o vasıflarda elbise bulunmasa da aynı
cinsten daha aşağı kaliteli elbiseler bulunsa, satıcı müşteriye sana bu
elbiselerden sekiz tane vereyim dese, o da, oradan ayrılmadan bu elbiseleri
alsa, bunda bir mahzur yoktur. Eğer bu arada bir müddet girerse doğru olmaz.
Yine tayin
ettikleri zaman gelmeden önce böyle yapacak olurlarsa, bu da doğru değildir.
Ancak parasını peşin aldığı elbisenin cinsinden bir elbise veremeyen başka bir
elbise satacak olursa bu caizdir.